Güncelleme Tarihi:
Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu iddiasıyla tutuklanan ve etkin pişmanlık yasasından faydalanarak 5 yıl hapis cezası alan İl Jandarma eski Komutanı Albay Hasan Ceyhun Keleş ile ilgili gerekçeli karar açıklandı. 'ByLock' programına ilişkin MİT tarafından yapılan tespitlerin istihbari nitelikte olduğu için hukuki delil mahiyetinde olmadığına yönelik tezlerin olduğunu belirten mahkeme, MİT'in ülke aleyhine faaliyet gösteren ajanlık eylemlerin belirlenmesi için, kanunla verilmiş icrai görevlerinin bulunması karşısında, tespitinin hukuken geçerli olan delil niteliğinde olduğunu kaydetti.
Diyarbakır İl Jandarma eski Komutanı Albay Hasan Ceyhun Keleş'i 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıp, tahliyesine karar veren Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı. 200 bini aşkın kişinin kullandığı belirlenen 'ByLock'un, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi Türk ve yabancı kamuoyunca hiç bilinmediği belirtilen kararda, uygulamanın global bir uygulama maskesi altında, FETÖ/PDY mensuplarının kullanımına sunulduğu kaydedildi. ByLock'un tespit edilmesinde MİT'in görev alması nedeniyle hukuki delil olup olmadığı tartışmalarının ayrıntılı olarak incelendiği kararda şu ifadelere yer verildi:
"Her ne kadar ByLock haberleşme sisteminin tespitinde Milli İstihbarat Teşkilatı'nın görev aldığı, yapılan tespitin istihbari nitelik arz ettiği ve hukuki delil olmadığı savunulmakta ise de yargılamaya konu örgütün yabancı istihbarat servisleri ile olan sıkı ilişkisi ve ülkemizin güvenliği ile ilgili çok gizli bilgileri bu servislerin bilgisine sunması karşısında, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, ülke aleyhine faaliyet gösteren ajanlık eylemlerinin tespiti anlamında kanunla verilmiş icrai görevlerinin bulunması nedeniyle, bu yöndeki savunmalara itibar edilemeyeceği ve yapılan tespitin hukuken geçerli delil niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır."
MİT, VERİLERİ ADLİ BİRİMLERE ULAŞTIRMAKLA YÜKÜMLÜDÜR
Türk Ceza Kanunu'nda devletin güvenliğine, siyasal yararlarına ilişkin bilgilerin temin edilmesi, casusluk amacıyla kullanılması, bu bilgilerin kullanımı ve yayılmasına ilişkin suç düzenlemelerin bulunduğu belirtilen kararda, bu düzenlemelerle MİT'e adli bir sorumluluk yüklendiği kaydedildi. MİT'in devlet sırlarına karşı işlenen suçlar ve casusluk konularında uhdesinde bulunan bilgi, belge ve kayıtlar ile yapılan analizleri, adli merciler istediği takdirde vermek zorunda olduğu vurgulanan kararda, şöyle denildi:
"MİT, devletin güvenliğini tehdit eden bir terör örgütü ile ilgili elde ettiği verileri, terörle mücadele konusunda görevli idari ve adli birimlere ulaştırmakla yükümlüdür. Gönderilen materyalin içerik takdirini MİT kendisi yapacaktır. Görev sırasında elde ettiği, rastladığı suç delili olabilecek unsurları dokunmadan, bozmadan adli makamlara veya terörle mücadele konusunda görevli birimlere iletmesi, MİT'in istihbarat bilgisi toplaması veya görüş bildirmesi olarak değil, görevi sırasında ulaştığı ve suça konu olabilecek materyalleri adli makamlarla paylaşması, delilin adli makamlara verilmesi olarak değerlendirilmelidir."
'İLETİŞİM İÇERİKLERİ TESPİT EDİLMESE BİLE DELİLDİR'
Kararda, bir kişinin telefon veya bilgisayarında bulunan özel iletişim ağına dahil bir programı sadece belirli kişilerin kullanabilmesi ve bu ağa girebilmesi için ağı kullanan bir veya birçok kişinin referansına gerek olmasının başlı başına suç oluşturmadığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu iletişim ağının suç işlemek amacıyla oluşturulan bir örgütün mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğunun somut delillere dayanması halinde durum değişecektir. Kişinin bu özellikleri bilerek suç örgütü mensuplarınca kullanılan bir ağa kasten dahil olması ve bu ağı iletişim için kullanılması, iletişim içerikleri tespit edilmese bile suç örgütü ile bağlantısını gösterir bir delildir."
GİZLİLİK İÇİN 8 İLAVE IP ADRESİ KİRALAMIŞLAR
Kararda ByLock'a ilişkin ayrıntılar da verilerek şu ifadeler kullanıldı:
"ByLock uygulaması, güçlü bir kripto sistemi ile gönderilen her mesajın farklı kripto anahtarı ile şifrelenerek iletilmesine dayanan bir sistemdir. Bu iletişim programı özel bir 'server' üzerinden, yalnız örgüt üyelerinin kullanabileceği özel yazılım olarak üretilen, üyelerin deşifre olmadan özel şifreleme yöntemi kullanarak iletişimi sağlayan bir programdır. ByLock sisteminde iki kullanıcı arasında iletilen verilerin kripto grafik algoritması kullanılarak şifrelendiği belirlenmiştir. Kripto grafik algoritma, bir tür açık anahtarlı/asimetrik şifreleme algoritmasıdır. Biri gizli, diğeri açık olmak kaydıyla iki adet anahtar kullanılarak şifreleme yapmakta, bu şifreleme kullanıcılar arasında bilgi aktarırken üçüncü kişilerin bilgiye ulaşmasını engellemeye yönelik bir güvenlik sistemidir. Haberleşmenin sadece oluşturulan hücre tipine uygun gerçekleşmesine imkân verecek şekilde yapıldığı tespit edilmiştir. Mesajlaşmaların tamamına yakını FETÖ/PDY unsurlarına ait örgütsel temas ve faaliyetler içerdiği ve örgüte ait jargonla örtüştüğü görülmüştür. 'ByLock' uygulamasının sunucu yöneticisi, uygulamayı kullananların tespitini zorlaştırmak amacıyla 8 adet ilave IP adresi kiralamıştır."
FOTOĞRAFLI