Güncelleme Tarihi:
DİYARBAKIR (AA) - SEMA KAPLAN - Kurucuları arasında sanatçı Şivan Perver'in de yer aldığı Mezopotamya Vakfı'nın Diyarbakır'da kurmayı amaçladığı, Kürtçe eğitim verecek üniversiteye yönelik çalışmalar, IŞİD'in Kobani'ye (Ayn el Arap) yönelik saldırıları bahane edilerek düzenlenen izinsiz gösteriler nedeniyle aksadı.
Mezopotamya Vakfı, Kürtçeye katkı amacıyla kurulacak üniversite için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na (YÖK) başvuru hazırlıklarını sürdürüyor.
Bu kapsamda üniversite bünyesinde hizmet verecek fakülteler belirlenirken mali kaynağın oluşturulması için görüşmeler yapılıyor.
Mezopotamya Vakfı Genel Sekreteri Mahmut Tuğrul, AA muhabirine, kurucuları arasında sanatçı Şivan Perver ile insan hakları savunucuları, iş adamları ve akademisyenlerin bulunduğu Türkiye'nin ilk Kürtçe eğitim verecek üniversitesini açmak için çalıştıklarını anlattı.
- İlk 5 yılda 5 fakülte
Akademik çevrelerin katkısı ile kurulacak üniversitede eğitim verilecek fakülte ve bölümlerin belirlendiğini ifade eden Tuğrul, bölgede ihtiyaç duyulan her fakültenin açılmasını hedeflediklerini ancak ilk 5 yılda 5 fakülte kurmayı planladıklarını dile getirdi.
Tuğrul, dil eğitimine yönelik eğitim fakültesi, insan ve toplum bilimleri fakültesi, sağlık bilimleri fakültesi, tasarım, mimarlık güzel sanatlar fakültesi ve hukuk fakültesi kurulması kararı aldıklarını kaydederek, eğitim fakültesinde Kürtçe okul öncesi öğretmenliği, Kürtçe sınıf öğretmenliği, Kürtçe öğretmenliği ve Kürt dili ve edebiyatı öğretmenliği bölümüne öncelik vereceklerini vurguladı.
- "Yaşanan son gelişmeler mali kaynak teminini güçleştirdi"
İlk 5 yılda bu fakülteleri hayata geçirmeye çalışacaklarına işaret eden Tuğrul, şöyle dedi:
"Türkiye'nin farklı bölgelerinde iş çevreleri ile çeşitli toplantılar yaptık. YÖK'e başvuru için gereken mali kaynağı temin etmeye çalışıyoruz. Bunun için Diyarbakır'da da potansiyel bir bağışçı listesi oluşturuyoruz. Ancak henüz YÖK'ün istediği asgari rakama ulaşamadık."
"YÖK'e bu yıl sonunda başvuru yapmayı planlamıştık. Ancak düzenlenen izinsiz gösteriler ve yaşanan son gelişmeler başvuru için gereken mali kaynak teminini güçleştirdi" diyen Tuğrul, beklenenin dışında yaşanan gelişmeler nedeniyle YÖK'e 2015 yılında başvuracaklarını kaydetti.
- "Üniversitenin kamunun desteği alınmadan kurulamayacağını düşünüyoruz"
Üniversitenin ilk etapta bir kampüs üniversitesi olarak eğitime başlamayacağını, şehir merkezinde kiralama yolu ile bir binada hizmet vereceğini anlatan Tuğrul, üniversitenin kurulması için çalışmaların ağırlıkla sivil toplum kuruluşlarının çabaları ile yürüdüğünü ancak hükümetten de talepleri olduğunu söyledi.
"Kamunun yapması gereken hizmeti üstlenerek yola çıktık. Fakat kamunun da buna destek olmasını istiyoruz" ifadelerini kullanan Tuğrul, hazırladıkları dosyayı sunmak için İçişleri Bakanı Efkan Ala ile görüşeceklerini anlattı.
Tuğrul, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı ile diyalog halinde olacaklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bir üniversiteyi sivil toplumun eli ile kurmak hakikaten elzem ama zor. Yaşanan son olaylar bizi hem ekonomik anlamda engelledi hem de bu tür ilişkiler konusunda da ilerleme sağlamamıza engel oldu. Bilginin bölgede sivil toplum eliyle kurulmuş bir üniversitede üretilmesi hem hükümeti rahatlatacak hem de halkın bu bilgiye olan yaklaşımını kolaylaştıracaktır. Halkın, 'Kendi üniversitemiz' diyeceği bu üniversitenin kamudan bağımsız, kamunun desteği alınmadan kurulamayacağını düşünüyoruz. Kamuyu ve halkı bir vakıf çatısı altında buluşturmak temel hedefimiz."
Tuğrul, hem kamudan hem halktan hem de belediyelerden ve vekillerden destek beklediklerini ifade etti.
- "Çözüm sürecini elzem görüyoruz"
Çözüm sürecinin önemine değinen Tuğrul, bölgede yaşanan son gerginliklerden olumsuz etkilendiklerini ifade etti.
Kurulacak üniversitenin çözüm sürecinin işleyişine de katkı sunacağına inandığını aktaran Tuğrul, son yaşanan olayların bölge için hayırlı olmadığını belirtti.
Tuğrul, "Çözüm süreci olmadan böyle devasa bir projeyi gerçekleştirmemiz zor. Çözüm sürecinde böyle bir üniversitenin kurulacak olması bile çözüm sürecinin yürüdüğüne, yürüyeceğine delalet olarak algılanabilir. Çözüm sürecini elzem görüyoruz" şeklinde konuştu.