Güncelleme Tarihi:
YILDIRIM VE BAYDEMİR SERBEST BIRAKILDI
HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen KCK/TM ana davasını izlerken, daha önce aynı dosyadan ayırma kararı verilen 8 milletvekili hakkındaki davada, 13 Aralık günü çıkarılan 'zorla getirme' kararı üzerine gözaltına alındı. KCK ana davasının görüldüğü salonda zorla getirme kararı tebliğ edilen Yıldırım ve Baydemir, daha sonra polisler eşliğinde 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin KCK davası dışındaki dosyalarına bakan heyetinin önüne çıkarıldı.
Burada ifadesi alınan Osman Baydemir, hakkındaki tüm iddiaları reddettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Bunlar iftira ve legal demokrasiye darbedir. Bu dava siyasi bir davadır. Ben tüm hayatım boyunca yaşam hakkına ve legal siyasete inandım. Fikir hürriyeti ve hukukun üstünlüğüne inandım. 2004 yılında yüzde 56 oyla seçildim. Diğer seçimde yüzde 66 oyla seçildim. 10 gün sonra tüm Türkiye'de operasyonlar başlatıldı. Ne kadar seçilmiş insan varsa tutuklandı ve bir siyasi konsept gereği legal demokratik siyasiten kapıları kapatıldı. 2009'dan 2013 yılına kadar korkunç çatışma ve ölümler yaşandı. Bu dava bir kumpas davasıdır. Bu davanın tapelerini hazırlayan, hukuka aykırı ortam dinlemesi yapan kamu görevlilerinin bir çoğu şu anda FETÖ davasından cezaevindedirler. Bu davanın iddianamesini hazırlayan, bu davanın heyetinden veya başkanlığını yapan kişiler ya cezaevinde ya da ihraç edildiler. Benzer kumpas Ergenekon ve Balyoz davalarında da yapıldı. Kumpastan dolayı davalar düştü. Ama bu dava halen devam ediyor. Seçilmiş kişilerden hesap sormanın yeri mahkeme değil sandıktır. Bizden hesap soracak olan da seçim zamanı geldiğinde halktır. Bu mahkemenin çözebileceği bir dava değildir. Çözüm diyalog ve müzakere ile olacaktır. Biz sürecin mağdurlarıyız. Eşim ile olan telefon konuşmam örgüt talimatı olarak dosyaya konmuş. Yanlışa boyun eğmediğimden dolayı buradayım."
Daha sonra savunması alınan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ise yargının aşırı derecede siyasallaştığını düşündüğünü ifade ederek, "Biz hiçbir zaman 'Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyorum, saygı da duymuyorum' demedik. Yargının uluslararası üst akılla çalıştığını söylemedik. Savcılığa çıkarıldığımda bir sosyal bilimciydim. 15 yıllık akademisyen yaşamım vardı. 21 yıl bu ülkenin 3 ayrı üniversitesinde akademisyenlik yaptım. 15 Temmuz sonrasında yargı personelinin yüzde 30'unun görevine son verildi, yüzde 15'i tutuklandı" dedi. Yıldırım, şöyle devam etti:
"Yargı siyasallaşmıştır. Siz hazırlamadığınız iddianame ile karşımızdasınız. Yürütmek istemediğiniz bir yargılamayı da yapıyor olabilirsiniz. Tarafsız hazırlanmış bir dosya ile bizi yargılamak isterdiniz. Tutuklanmış yargıçların dosyaları ile bizi yargılamanız sizin için kötü bir durumdur. Biz bu ülkenin tarihinde silahın hak arama yöntemi olmaktan çıkması için mücadele ettik. Geçen hafta anayasa değişiklik paketi meclisten geçti. Ne zaman HDP'den milletvekili oldum ve Cumhurbaşkanı'nın başkanlık hayaline karşı durduk, o zaman siyasi iktidarın hedef haline geldik. Biz isterdik ki siyasi rakiplerimiz sadıklarda bizimle rekabet etsin. Ders verdiğim bilgiler bile dosyaya suç olarak konulmuştur."
Avukat savunmalarının ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme, sanıklar Osman Baydemir ve Ahmet Yıldırım'ın ses analizlerinin yapılarak dosyadaki görüşmelerin kendilerine ait olup olmadığının saptanmasına hükmetti. Sanık avukatlarının yargılamanın durdurulması taleplerini reddeden mahkeme, sanıklar hakkında çıkarılan zorla getirme kararının işlem yapılmadan iadesinin istenilmesine karar verdi. Yapılan ses analizlerinin ardından milletvekilleri serbest bırakıldı.