Güncelleme Tarihi:
DİYARBAKIR (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, "6-7 ekim olayları çözüm sürecini zehirleme teşebbüsüdür. Ortamı zehirlemek suretiyle, huzursuzluk ve karamsarlık aşılamak suretiyle o olayları yaptılar. Masum insanları öldürdüler" dedi.
Diyarbakır, Yenişehir ilçesi AK Parti İlçe Kongresine katılan Bakan Eker, Türkiye'nin 2015 yılında G 20 zirvesine ev sahipliği yapacağını anımsatarak, Türkiye'nin AK Parti zamanında G 20 üyesi olduğunu, AK Parti'den önce Türkiye'nin ekonomisi bakımından dünyada 27. sırada olduğunu kaydetti.
Çözüm sürecinin Türkiye'de kalıcı bir barışa dönüştürüleceğini dile getiren Eker, AK Parti'de Kürt, Türk, Arap, Boşnak'ların da olduğunu, tüm Türkiye sathında var olduklarını ve varolmaya devam edeceklerini söyledi.
Barış inşa etmenin savaşmaktan daha zor olduğuna vurgu yapan Eker, barışı inşa ederken, kardeşliği geliştirirken, barışı istemeyenlerin türlü bahanelerle, sabotajlarla, provokasyonlarla kendilerini engellemeye çalıştığını kaydederek şöyle konuştu:
"Onların bize rehberlik etmesine fırsat vermeyeceğiz. Biz, Allah'ın izniyle hem Türkiye'de kamu düzenini tesis edeceğiz hem de barış sürecini, çözüm sürecini kalıcı bir barışa dönüştüreceğiz. Reform adımlarını da yönetim uygulamalarını da kanuni düzenlemeleri de hayata geçireceğiz. Onlar, bizim atılan molotof kokteyllerinden yakılan iş yerlerinden yağmalanan dükkanlardan ve eziyet gören, yolda masum bir şekilde yürüyen ve katledilen insanlar, bütün bu gelişmeler bizi korkutacak ve geri adım atacağız zannediyorlar. Ama biz ona fırsat vermeyeceğiz. Barış inşa etme sürecini kamu düzeni ile birlikte Allah'ın izniyle hayata geçireceğiz."
Çözüm sürecine yönelik eylemler yapanların bir takım kirli ve karanlık odakların taşeronluğunu yaptığını ifade eden Eker, bunların bazen içeride, bazen dışarıda millete zarar vermeye, milletin yürüyüşünü, huzur ve güven ortamını zedelemeye çalıştıklarını ifade etti.
"6-7 ekim olayları çözüm sürecini zehirleme teşebbüsüdür" diyen Eker şöyle devam etti:
"Ortamı zehirlemek suretiyle, huzursuzluk ve karamsarlık aşılamak suretiyle o olayları yaptılar. Masum insanları öldürdüler. Bunlar geçmişteki zihniyet akrabalarını takip ediyorlar. Halen parlamentoda onların temsilcileri var. Onlar nasıl tekçi anlayışla, Türkiye'de herkesi belirli bir kalıba sokmaya çalıştılar, nasıl Türkiye'de geçmişte CHP'nin sahip olduğu zihniyet hem katliamlar yapıldı, Dersim gibi, hem Kürt'lerin kimliği reddedildi, inkar edildiyse, asimile edilmeye çalışıldıysa, tekçi bir anlayışı nasıl hayata geçirmeye çalıştılarsa bugün aslında bunlar da o zihniyetle akrabalık sahibidirler. Bunu herkes biliyor, hepimiz biliyoruz. Onlar tekçiydi, bunlar da tekçi, onlar başkasına fırsat vermiyorlardı, başkasına yaşam hakkı tanımıyorlardı, bunlar da Diyarbakır'da, Batman'da, Hakkari'de, Van'da, bölgedeki illerde 6-7 ekim olaylarında çokça örneğini gördüğümüz şekilde başkasına tahammül etmiyor, başkasının varlığını kabul etmiyor. Biz diyoruz, bunlar zihniyet bakımından birbirlerinin akrabalarıdır. İsimleri ayrı da olsa, cisimleri kurumları farklı da olsa bunlar akrabadır. Bunlar aynı kökten, aynı duygulardan besleniyorlar. Allah'ın izniyle 2015 seçimlerinde milletimiz 6-7 ekim olaylarının hesabını sandıkta bunlara soracak."
- "Yatırımcı korkutuluyor" -
Diyarbakır'da yeni iş alanları, istihdam alanları oluşturmaya çalıştıklarını, işsiz vatandaşların tek isteğinin de kendi emeklerini ortaya koyarak evlerine ekmek götürmek olduğunu dile getiren Eker, yatırımcıların tehdit edilerek kentten uzaklaştırılmak istendiğini vurguladı.
Eker, şunları kaydetti:
"Biz bu güzel şehri, kadim medeniyet şehrini Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi hizmetlerle donatmak, projelerle önünü açmak, kalkındırmak istiyoruz. Yatırımlar için fırsat alanları oluşturduk. İşsiz kardeşlerimiz iş bulsun diye, her Diyarbakır'a geldiğimde, caddelerde sokaklarda işsiz genç kardeşlerimle karşılaşıyorum. Kimse kötü bir şey istemiyor insanlar başarı dik, alınları ak, kendi emeklerini ortaya koyup bir iş sahibi olmak istiyorlar. Şimdi biz fabrikalar kurdurmaya çalışıyoruz, bu fabrikaların kurulmasına engel oluyorlar. Yatırımcıyı korkutuyorlar, tehdit ediyorlar, burada yatırım yapanları da tehdit etmek, haraca bağlamak suretiyle burada yatırım sahibi olanları da kaçırtmaya, uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bunu ben bütün Diyarbakırlılara şikayet ediyorum. Bütün Diyarbakırlılar bunu bilsin, bunların ne menem bir zihniyete sahip olduklarını bilsin."
Teşvik bölgesi olan Diyarbakır'a Bakanlığı döneminde iki buçuk katrilyon hibe desteğinin sağlandığını anımsatan Eker, bu hibenin 42 bin çiftçiye ulaştığını, yüzlerce yatırım projesine, makine ekipman projeleri desteği verdiklerini belirtti.
Diyarbakır'ın suriçindeki kısmında diğer kentlerdeki gibi gecekondu önleme faaliyetleri ve kentsel dönüşüm yapmak istediklerini ancak yeteri kadar destek göremediklerine işaret eden Eker, Dicle Vadisi projesinin Diyarbakır'ın güzelliklerine güzellik katacak olmasına rağmen yalan yanlış bilgilerle insanların kandırılmaya çalışıldığını ifade etti.
Hevsel bahçelerinde de bir karış tarım arazisinin bile amacı dışına çıkarılmayacağına vurgu yapan Eker, üretim alanlarının hatta Hevsel'in dışındaki alanların bile tam koruma altına alınacağını belirtti.
- Cumhurbaşkanlığı Sarayı tartışmaları -
Cumhurbaşkanlığı Sarayının yapıldığı alana ilişkin tartışmalara da değinen Eker, şunları söyledi:
"Atatürk Orman Çiftliği bana bağlı. O Cumhurbaşkanlığı Sarayının yapıldığı yerde 50 senelik Orman Genel Müdürlüğü'nün hizmet binaları vardı. Bu binalar zaten oradaydı. Yapılan saray o binaların yerine yapıldı. Yani yeni bir alana yapılmadı. 1925 yılında Atatürk Orman Çiftliği kurulmuş, 1937 yılında Atatürk orayı hazineye devrettiğinde arazinin miktarı yaklaşık 56 bin dönüm. 22 bin dönümü 1983 yılına kadar vermişler. Kim vermiş biliyor musunuz? En büyük kısmı yani 11 bin dönümlük kısmını CHP vermiş. En son askeri darbe döneminde 3 bin dönüm Gazi Üniversitesi'ne verilmiş. Ben devraldığımda 33 bin dönüm arazinin sadece 4 bin 500 dönümlük kısmı ağaçtı. Bu kardeşiniz, 18 bin 500 dönümüne ağaçlandırma yaptı. Orada ağaçlandırılması mümkün olup da ağaçlandırılmamış bir karış yer kalmadı. Gerçek bir Atatürk Orman Çiftliği haline AK Parti getirdi. Şimdi Bize kimse hele hele bunlar CHP'liler, MHP'liler, HDP'liler, ne ağaç dersi verebilir, ne çevre dersi verebilir, ne yeşillik dersi verebilir."
Kongreye katılan Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da konuşmasında çözüm sürecine dikkati çekerek, süreçte çok engeller çıkarıldığına işaret etti.
Sürecin ağır aksak gittiğini ama sonuna kadar bunun gitmesi gerektiğini kaydeden Kuzu, şöyle konuştu:
"12 yıldır Anayasa Komisyonu Başkanlığı yapıyorum. Size bir gerçeği söyleyeyim. Demokrasi konusunda, Güneydoğuyla alakalı, buradaki Kürt kökenli vatandaşlarımızın durumuyla alakalı hiç birinde biz BDP'den, HDP'den destek görmedik. Bunu ben söylüyorum. Çünkü bunların yüzde doksanı benim komisyondan geçti. Birinci elden şahidim ben buna. Hiç bir tanesinde 'Yetmez ama evet', 'Biz bundan daha fazlasını istiyoruz ama ne yapalım bu olsun' diyecek biçimde dahi destek vermediler. Parti kapatma konusunda BDP'nin tutumu Anayasa değişikliğinde tam bir hüsrandı. Oylama yapılacakken tek tek kendilerine giderek destek vermelerini istedim. 'Hocam geleceğiz' falan dediler ama son anda ne olduysa hiç birisi gelmedi ve paketten düştü. Evvela bunu samimiyet bakımından görmemiz lazım."
Kongreye, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Cuma İçten, Oya Eronat, Mine Lök Beyaz, Mehmet Süleyman Hamzaoğulları, il başkanı Aydın Altaç da katıldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kongrenin ardından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Anabilim Dalı Bölümüne alınan tomoterapi cihazının açılışını yaptı.