Güncelleme Tarihi:
Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR'da, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından hazırlanan listede adı Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı olarak geçen, hakkında 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istenen 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın yargılanmasına devam edildi. Tutuklu sanık Yılmaz, Cumhurbaşkanı'nın televizyonda çağrı yapmasından 7 dakika önce darbeye karşı emir yayımladığını belirterek, "Ne FETÖ'cüyüm, ne darbeciyim. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine inanan bir Türk subayıyım" dedi
Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' iddialarıyla, hakkında 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istenen 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Adana F tipi Cezaevi'nden SEGBİS sistemi ile katıldı.
Dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy talimat ile alınan ifadesinde, 15 Temmuz günü saat 23.00-23.30 sıralarında Korgeneral Yılmaz'ı cep telefonundan aradığını söyleyen Vali Aksoy, "Telefonu çaldı, ancak cevap vermedi, kendisine ulaşamadım. 23.50 civarında sabit telefondan kendisi bana dönüş yaptı. Televizyonlara yansıyan hareketliliğin ne olduğunu anlamaya çalıştığını, Genelkurmay Başkanlığı'nı aradığını ancak kimseye ulaşamadığını söyledi. Daha sonra 01.00 civarında tekrar beni aradı. Bunun emir komuta zinciri içerisinde bir hareket olmadığını, küçük bir grubun kalkışması olduğunu söyledi. Gönderilen emre kendi Kolordusuna bağlı birimlerce uyulmaması konusunda talimat yayınlayacağını belirtti" dedi.
KOMUTAN, BAŞSAVCI'NIN TALİMATI İLE ADLİYEYE DAVET EDİLDİ
Dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürü Adnan Taşdan da, SEGBİS sistemi ile verdiği ifade de, Genelkurmaydan birinin kendisini arayıp TSK'nın yönetime el koyduğunu söyleyip elimdeki kuvvetle askere karşı durmamam gerektiğini belirtirek, "Bu durumu Vali'ye bildirdim. Valilik konutunda gelişmeleri takip ettik. Personeli göreve çağırdım ve askeri araçların geçebileceği güzergahlara araç gönderdim. Kurmay Başkanı ile yaptığım konuşmadan darbe karşıtı bir duruş olduğunu değerlendirdim. Vali'nin, Kolordu Komutanı'nın olumsuz bir duruşu olduğuna dair konuşması olmadı. Komutan, Başsavcı'nın talebi ile 8'inci Ana Jet Üssü'ndeki gözaltıların yapılması için adliyeye çağrıldı. Komutan'ın Başsavcılığa gelmesinden sonra olumsuz bir durum görmedim. Başsavcı, Kolordu Komutanına 'Sıkıyönetim listesinde olup, gözaltına alınmayan tek kişisiniz. O da duruşunuzdan' şeklinde bir söz söyledi. Adliyeden çıktıktan sonra Kolordu karargahına gittik. Orada herhangi bir olumsuz tavır yoktu. Gözaltıların nasıl yapılacağına dair planlama için gittik"dedi.
SEMİH TERZİ'NİN EKİBİNİN GÖZALTINA ALINMASINA İLİŞKİN TALİMAT ALMADIK
Semih Terzi'nin emrindeki özel kuvvetler birliğinin gözaltına alınmasına ilişkin bir emir almadığını belirten Taşdan, "Başsavcılık tarafından özel birliklerin 8'inci Ana Jet Üssü'ne geçtiği ve Semih Terzi'nin de oraya gelip oradan özel birlikleri aldığı ile ilgili hiçbir bilgi verilmedi. Biz üsse gittiğimizde sadece hava üssü pilotlarını gözaltına aldık. Gözaltı için gelen savcıya veya bana özel kuvvetlerin gözaltına alınması ile ilgili talimat gelmemiştir. Bu ekipten kimseyi gözaltına almadık. Diyarbakır'da hiçbir askeri hareketlilik olmadı. Komutanın darbeye karşı tavrında, tepkisinde bir gecikme görmedim. Komutanın değişik bir tavrı olsaydı, askeri hareketlilik olurdu"diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI'NIN ÇAĞRISINDAN ÖNCE DARBEYE KARŞI EMİR YAYINLADIM
Söz hakkı verilen İbrahim Yılmaz, 15 Temmuz gecesi 6 kez Diyarbakır Valisi'ni aradığını belirterek, "Vali beni aradığında darbeye karşı olduğumu açıkça söyledim. Telefon kayıtları benim ifadelerimi doğruluyor. Alçak darbe girişimini engellemek için ilk anda tedbir aldım. Devletime, milletime, bayrağıma sahip çıkan biri olmama rağmen 16 aydır tutukluyum. Diyarbakır'da bir tane askeri araç veya personel hareketliliği yaşanmamıştır. Kamuoyu önünde yargısız infaz edildim. 17 tanık suçlamaların gerçek olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı televizyonda çağrı yapmadan 7 dakika önce ben darbeye karşı emir yayınladım. Türkiye'de bu kadar kısa sürede darbeye karşı duran bir komutan yoktur. Adliyeye Başsavcının talimatı ile gözaltıları yapmak üzere geldik. 16 aydır tarafımın devletin tarafı olduğunu söylüyorum. Başsavcı'nın talimatı dışında bir şey yapmadık. Başbakanı arayıp, talimatını aldım. 8'inci Üs ile ilgili hiçbir yetkim olmamasına rağmen, uçakların kalkışını engellememekle suçlanıyorum. Ne Başsavcı, ne de başka bir kişi Semih Terzi'nin burada kalan birliğini gözaltına alma talimatı vermedi. Ben de ne FETÖ'cü, ne de darbeciyim. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine inanmış bir Türk subayıyım. Gerçek sorumlular hakkında işlem yapılmazken, Diyarbakır'da olmayan darbe kalkışması nedeniyle suçlanıyorum. Sur operasyonunda hayatımı tehlikeye atan biri olarak, hain teröristlikle suçlanarak 16 aydır tek kişilik hücrede tutuluyorum"dedi.
Söz hakkı verilen Cumhuriyet Savcısı, sanık İbrahim Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Ara kararlarını açıklayan mahkeme İbrahim Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.