Güncelleme Tarihi:
Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR'da, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından hazırlanan listede adı 'Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanı' olarak geçen 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, tutuklu sanık Yılmaz'ın 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmasını istedi. Savunması alınan Yılmaz ise savcılık görüşünde lehine olan hususların hiçbirinin yazılmadığını belirterek, "Nefes almam bile suç sayılmış" dedi. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' iddialarıyla, hakkında 3 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istenen 7'nci Kolordu eski Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Adana F tipi Cezaevi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı, İbrahim Yılmaz'da ele geçirilen 1 sim kartın dijital incelemesinde herhangi bir örgütsel verinin bulunmadığını söyledi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPİS İSTEMİ
Duruşmada esas hakkında görüşünü açıklayan savcı, sanık Yılmaz hakkında 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından iddianame hazırlandığını belirterek, aynı hukuki değerleri koruyan 'Anayasayı ihlal' suçunun tüm unsurlarıyla gerçekleştiği olayda, sanığın diğer suçlardan cezalandırılması imkanı bulunmadığını kaydetti. Yılmaz'ın, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapisle cezalandırılmasını isteyen savcı, tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi. Yılmaz'ın evinde ele geçirilen dövizlerin içinde 2 adet B ve L serisi 1 dolar bulunduğunu belirten savcı, Kolordu Komutanı olan sanığın 16 Temmuz günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebiyle adliye binasına geldiğini söylediğini kaydetti.
Savcı, güvenlik kamerası kayıtlarına göre; sanığın adliyeye çok sayıda askeri araçla geldiği, tam teçhizatlı ve ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan korumalarla adliye binasına girdiği, dışarıda kalan özel kuvvetler personelinin adliye çevresine dağıldığını bildirdi. Ayrıca dışarıdan bakıldığında askerin adliyeyi işgale gelmiş izlenimi oluştuğu, askerlerin adliyenin etrafını sarmasının halkta infiale sebep olabileceği ve askerin adliyeyi ele geçirdiği izlenimini doğuracağı vurgulandı.
Sanığın hakkında gözaltı işlemi yapılma olasılığı da gözetilerek önlem aldığı kanaati oluştuğunu belirten savcı, Yılmaz'ın savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu kaydetti. Yılmaz'ın, darbeci Semih Terzi ile Diyarbakır 8'inci Ana Jet Üssü'nde olduğu sırada telefonla görüştüğünü belirten savcı, görüşmeye ilişkin tanık Albay Altan Bora'nın ifadesinin, sanığın savunması ile çeliştiğini vurguladı. Savcı Yılmaz'ın 8'inci Ana Jet Üssü'nde kalan özel kuvvetler birliğinin kolorduya gelmesine izin vermediği ifade ederken şöyle dedi:
"Sanık, Jet Üssü'nde gözaltı işlemleri yapıldığı sırada özel kuvvetlere ait birliğin burada olduğu bilgisini savcılığa bildirmemiş ve savcılığın bilgisi dışında bu personeli Ana Jet Üssü'nden tahliye etmiştir. Sanık, 2'nci Ordu'ya vekaleten atandıktan kısa bir süre sonra bu ataması kaldırılmıştır. Sanık, darbeye karşı mesajı geç yayımlamış, sahte sıkıyönetim mesajına karşı anında tavır almamış ve emrindeki birliklere yazılı olarak bu mesaja uymamaları konusunda emir yayınlamamamıştır. Sanığın müdahale yetkisi olmasına rağmen darbeci Semih Terzi'nin Ankara'ya gitmesini engellemediği, sıkıyönetim direktifinden haberi olduğu halde Semih Terzi'ye darbecilerle birlikte olup olmadığını sormadığı, darbenin seyrine göre tavır takındığı, beklemede kalarak darbecilere destek olduğu, bu nedenle darbe girişimine müşterek fail olarak sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir."
"NEFES ALMAM BİLE SUÇ SAYILMIŞ"
Savcılık görüşüne karşı ifadesi alınan sanık İbrahim Yılmaz ise savunmasını mahkemeye gelerek yapmak istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Cezaevinde görüş kısıtlaması var. Avukatımla haftada bir gün, 1 saat görüşebiliyorum. Avukatımın hukuki yardımından faydalanamıyorum. Bu konuda kolaylık sağlanmasını istiyorum. Mütalaada, amirim olan 2'nci Ordu Komutanı ile görüşmem suç olarak gösterilmiş. Hiç kimse ile konuşmayıp evime mi kapanmam gerekiyordu? Lehime olan delillerin hiçbiri yazılmamış. Mütalaanın kendi içinde çelişki var. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı kuvvet talep ederek beni adliyeye çağırdı. Bu bile suç olarak yazılmış. Gerçekten inanamıyorum. O gece 14 kez Vali ile görüştüm.Suçluysam cezama razıyım. Türkiye'de darbe gecesi 7'nci Kolordu Komutanı gibi hareket eden bir kişi bile varsa cezama razıyım. Emir sözlü de yazılı da verilir. O gece Başsavcı bana yazılı emir vermedi. Yazılı emir vermediği için adliyeye gitmese miydim? Benim gidip adliyeyi bastığım yazılmış. 42 yıldır askerim. Nefes almam bile suç sayılmış. 20 tanık dinlediniz. 20 tanığın bir tanesi bile suç işlediğimi söylemedi. Bunların hiçbiri mütalaaya yazılmamış. Bu mütalaa benimse, Ankara'daki alçak darbecilerin mütalaasına ne yazıldığını merak ediyorum. Darbe teşebbüsü gecesi Diyarbakır'da bir suç olmadı. Gerçekten üzülüyorum. Semih Terzi ile görüşme olayını defalarca açıkladım. Birçok kişinin haberi bile varken, ben Semih Terzi'nin orada olduğunu bile bilmiyordum. Semih Terzi'yi ben aramadım. Ben Altan Bora'yı aradım, telefonu Semih Terzi'ye verdi. Ana Jet Üssü Komutanı hava sahası kapalıyken, pistin kapalı olduğunu bildiği halde Semih Terzi'nin helikopterini indirip, uçağını kaldırıyor, bundan ben suçlanıyorum. Ben hakikaten ne yapayım? Türkiye'de hiçbir kolorduda benim kadar erken birliğine sahip çıkan olmadı. Türkiye'de Genelkurmay da dahil, darbeye karşı ilk emri ben yayımladım."
Daha sonra savunma yapan sanığın kızı avukat Nazlı Yılmaz, 1.5 yıldır tutuklu olan müvekkilinin aleyhine dosyaya tek bir delil girmediğini belirterek, "Müvekkilim yaptığı görüşmelerin çoğunu Başsavcı ile yapmış. Başsavcı'nın tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz" dedi.
Ara kararlarını açıklayan mahkeme, İbrahim Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanığın son savunmasını mahkeme huzurunda yapma istemini bulunduğu cezaeviyle mahkeme arasındaki uzaklık ve güvenlik sorunları nedeniyle reddetti. Sanık avukatının yargılamanın genişletilmesi istemini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
FOTOĞRAFLI