Diyarbakır'da "AK Parti İl Dış İlişkiler Toplantısı"

Güncelleme Tarihi:

Diyarbakırda AK Parti İl Dış İlişkiler Toplantısı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2014 17:04

- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: (2) "Bugün Irak'ta yeni bir yönetim oluştu, yeni bir sayfa açtık. 25 Aralık'ta Başbakan El-İbadi Türkiye'ye gelecek. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı yapacağız. İlişkilerimize ivme kazandırıyoruz." - "Bazı komşularımızla, o komşularımızdan kaynaklı sorunları yaşadığımız görünce bazıları 'Komşularla sıfır sorunlu dış politikanız, sıfır komşu politikası olarak değişti, dönüştü' diyor. Biz buna katılmıyoruz. Bizim komşulara bakışımız böyle değil, onlarla problem içerisinde ilişkimizi sürdürme anlayışında değiliz" - "(Gezi Parkı odaklı eylem) Türkiye'ye yönelik bir algı operasyonu var. Bu bir vakadır. Bunu bazı ülkelerde de medyada da görüyoruz. Muhalefet de maalesef bu algı operasyonuna özellikle Türkiye'yi dışarıya şikayet ederek en büyük katkıyı sağlıyor. Böyle vatanseverlik ve milliyetçilik olmaz" - "(1915 olayları) Dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan, bu acı olayların açıklığa kavuşturulması için ortak bir komisyon kurulmasını önerdi. Arşivlerin de açılması ile ortaya çıkacak sonucu Türkiye'nin kabul edeceği belirtildi. Ermenistan'dan cevap gelmedi. Biz kendimize de atalarımıza da güveniyoruz. Demek ki iddialarıyla ilgili belgeleri ve güvenleri yok. Ermenistan bu olayları yine daha da körükleyerek, Türkiye aleyhine kullanmaya çalışıyor"

Haberin Devamı

DİYARBAKIR (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün Irak'ta yeni bir yönetim oluştu, yeni bir sayfa açtık. 25 Aralık'ta Başbakan El-İbadi Türkiye'ye gelecek. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı yapacağız. İlişkilerimize ivme kazandırıyoruz" dedi.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı'nca Diyarbakır'da bir otelde düzenlenen "İl Dış İlişkiler Toplantısı"nda konuşan Bakan Çavuşoğlu, Türkiye olarak insan odaklı aktif bir dış politika uyguladıklarını söyledi.

- "İlişkilerimize ivme kazandırıyoruz"

Sınır ve bölge ülkeleriyle ilişkileri en iyi şekilde geliştirmek için politikalar geliştirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Bazı komşularımızla, o komşularımızdan kaynaklı sorunları yaşadığımız görünce bazıları 'Komşularla sıfır sorunlu dış politikanız, sıfır komşu poltikası olarak değişti, dönüştü' diyor. Biz buna katılmıyoruz. Bizim komşulara bakışımız böyle değil, onlarla problem içerisinde ilişkimizi sürdürme anlayışında değiliz. 'Yurtta sulh cihanda sulh' anlayışımız, felsefemiz devam ediyor. Irak ile ilişkimiz dün kötüydü. Çünkü orada mezhebe dayalı bir yönetim vardı. O yönetim Irak'ı bölmüştür, oradaki kargaşa ve gelişmeler bizi de etkilemiştir. Bugün Irak'ta yeni bir yönetim oluştu, yeni bir sayfa açtık. 25 Aralık'ta Başbakan El-İbadi Türkiye'ye gelecek. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı yapacağız. İlişkilerimize ivme kazandırıyoruz."

- "1 Aralık'ta Putin geliyor"

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, dün DAİŞ'in Kerkük'e saldırısının ardından aralarında Fransa Dışişleri Bakanı, Caferi ve Neçirvan Barzani'nin de bulunduğu çok sayıda kişiyle görüştüklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Sayın Başbakanımız, El-İbadi ve Mesut Barzani ile görüştü. Herkesle yoğun trafik içerisindeyiz. Buradaki kardeşlerimizin istikrarı bizim için önemli. Komşularımıza bakış açımızda değişen bir şey olmadı. Komşularımızla olan ilişkilerimizin somut bağlarla güçlenmesi için atmamız gereken adımlar var. Bu adımlardan en önemlisi özellikle Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyidir. Bugüne kadar 17 ülke ile çoğunluğu da komşu ülkelerle bu mekanizmayı işletmeye başladık. 34 konsey toplantısı yapmışız. 1 Aralık'ta Putin geliyor. Rusya ile de toplantı yapıp birçok anlaşma imzalayacağız."

Haberin Devamı

Bugüne kadar 12 yılda 17 ülkeyle serbest ticaret anlaşması yaptıklarını, 2002 yılında 40 ülkeye olan vizesiz sehayatin 2013 sonu itibariyle 70 ülkeye yükseldiğini bildiren Çavuşoğlu, "Avrupa Birliği (AB) ile de vize serbestisi diyaloğunu başlattık. İnşallah 3 sene içinde vatandaşlarımız Şengen üyesi ülkelere vizesiz seyahat edebilecekler" diye konuştu.

- "Temsilcilik sayımız 2014 itibariyle 228'e çıkmıştı"

Çavuşoğlu, bunun turizme de büyük katkı sunduğunu, son 12 yılda gelen turist sayısının 13 milyondan 36 milyona çıktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"2002 yılında komşu ülkelerle yapılan ticaretin toplam miktarı 13 milyar dolardı. 2013 yılı sonu itibariyle ise 94 milyar dolara çıkmıştır. Suriye ve İsrail ile sorunlara rağmen ticaret devam etmektedir. Irak ile dış ticaretimiz 13 milyar dolara yükseldi. Bu yılda aynı rakamı yakalamak üzere olduğumuzu söylemek isterim. 2002 yılında dünyada 163 olan temsilcilik sayımız 2014 itibariyle 228'e çıkmıştır. Sadece bizim değil, Türkiye'deki yabancı temsilcilik sayısında büyük artış olduğunu görüyoruz. 2002 yılında 166 olan yabancı temsilicilik sayısı 254'e ulaşmıştır."

Haberin Devamı

"Birleşmiş Milletler (BM) içerisinde çok aktif bir Türkiye var. Türkiye, BM'nin bütçesine yüzde birden fazla katkı sağlıyor" diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Bugün İstanbul, BM'nin en önemli merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Birçok kurumunun ofisi İstanbul'da açılmaya başladı. İlk defa düzenlenecek olan BM İnsani Zirvesi'nin İstanbul'da olması tesaadüf değil. Türkiye insani yardımlar konusunda dünyada üçüncü sıradayız. Bununla gurur duymalıyız. 1 Aralık'tan itibaren G20'nin dönem başkanlığını ilk defa üstleniyoruz."

- "Keskin bir soğuk savaş dönemine girebiliriz"

Kırım'ın yasa dışı ilhakının Karadeniz'in kuzeyindeki istikrarsızlığı da körüklediğini belirten Çavuşoğlu, Berlin Duvarı'nın yıkılmasına rağmen Rusya ile Avrupa arasında zihinlerdeki duvarların yıkılmadığı için bu çekişmenin devam ettiğine dikkati çekti.

Haberin Devamı

Bunun Gürcistan ve Kırım ile Ukrayna'nın doğusunda yaşanan olaylarla su yüzüne çıktığını ifade eden Çavuşoğlu, "Bu süreç devam ederse yeniden ve keskin bir soğuk savaş dönemine girebiliriz" diye konuştu.

Bu sorunun mutlaka çözülmesi gerektiğini, bunun Suriye üzerindeki anlaşmazlık gibi bir şey olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Soğuk savaş dönemine doğru gidiyoruz. Soğuk savaş da asıl Avrupa'da cereyan etmiştir. Tüm bu olumsuz gelişmelerle bölgemizde bir taraftan artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi var. Radikal partilerin sandalye sayıları giderek artıyor. Bu ayrı bir endişe. Bu Avrupa'yı birleştiren değerlere tehdit oluşturuyor şu anda. O savaşlar olmasın diye kurduğumuz uluslararası örgütleri kökten sarsan gelişmeler zaten var. Bir taraftan da bu soğuk savaş dönemi böyle giderse Avrupa'da istemediğimiz noktalara gelebiliriz. Kırım bizim için önemli. Çünkü Kırım'da Tatar Türkleri var. 1 Aralık'ta Putin geldiği zaman da bunları konuşacağız."

Haberin Devamı

- "Kırım Tatarlarının durumu çok iç açıcı değil"

"Maalesef şu anda Kırım Tatarlarının durumu çok iç açıcı değil. Bu konudaki endişelerimizi hem Ukrayna hem Moskova ile paylaştık. Bir yandan Moskova ile Kiev arasında diyaloğun sağlanması ve ateşkesin sürdürülebilmesi için yoğun çaba sarfediyor, her türlü insani katkıyı sağlıyoruz. Siyasi arabuluculuk görevimizi yapıyoruz" diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Ama Kırım Tatarlarının durumu için de her türlü girişimi yapıyoruz. Maalesef Kırım Tatarlarının liderleri ve Kırım Tatar Türklerinin lideri Kırım'a giremiyorlar. Giriş yasağı konulmuş. Meclis geçen ay saldırıya uğradı. Hatta ibadet yerleri ve evlerinde de saldırıya uğruyorlar. Bugüne kadar Rusya verdiği sözü Kırım Tatarlarının hakları ile ilgili tutmadı. Yakın bir zamanda onların durumunu gözlemlemek için Türkiye'den bir heyet göndereceğiz."

- Ermenistan ile ikili ilişkiler

Çavuşoğlu, Ermenistan ile ikili ilişkileri normalleştirmek için bazı girişimlerde bulunduklarını anlatarak, bu konuda şartları olduğunu söyledi.

"Çünkü Azerbaycan'ın işgal edilmiş toprakları var. Karabağ probleminin dışında. Sürekli sınırda çatışmalar oluyor. Biz bu sorunun barışçıl şekilde çözülmesini arzu ediyoruz" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, diğer yandan Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesi için de adımlar attıklarını vurguladı.

Onbirinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'a gittiğini hatırlatan Çavuşoğlu, 1915'te yaşanan acı olayların açıklığa kavuşturulması için savunmadan çıkarak Ermenistan'a tekliflerde bulunmaya başladıklarını söyledi.

Çavuşoğlu, şöyle dedi:

"Eskiden hayır bizim atalarımız böyle bir şey yapmamıştır diyorduk. Bunu yine söylüyoruz. Ama bunu kuru kuruya savunmak için söylemek yetmez. Ermenistan'a teklifte bulunduk. Dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan, bu acı olayların açıklığa kavuşturulması için ortak bir komisyon kurulmasını önerdi. Arşivlerin de açılması ile ortaya çıkacak sonucu Türkiye'nin kabul edeceği belirtildi. Ermenistan'dan cevap gelmedi. Biz kendimize de atalarımıza da güveniyoruz. Demek ki iddialarıyla ilgili belgeleri ve güvenleri yok. Ermenistan bu olayları yine daha da körükleyerek Türkiye aleyhine kullanmaya çalışıyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 24 Nisan'da yaptığı açıklamada ortak acıyı paylaşmasının dengeleri bir daha bozduğunu ve Ermenilerin ezberini bozduğunu savunan Çavuşoğlu, adımı hep Türkiye'nin atmasının doğru olmayacağını belirtti.

"Tarihin en acımasız ama aynı zamanda centilmenler savaşı olan Çanakkele Savaşı üzerine bir düşmanlık mı kurduk? Tam tersi kalıcı bir barış, dostluk ve kardeşlik kurduk" diyen Çavuşoğlu, 2015 yılında bunu kutlayacaklarını sözlerine ekledi.

- "Türkiye'ye yönelik bir algı operasyonu var"

"Gezi olaylarında uluslararası kamuoyunda Türkiye ile ilgili nasıl bir algı oluşturulmaya çalışıldı?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, şöyle dedi:

"Türkiye'ye yönelik bir algı operasyonu var. Bu bir vakadır. Bunu bazı ülkelerde de medyada da görüyoruz. Gezi olaylarında bazı uluslararası medyanın nasıl aktif olduğunu görüyoruz. Ve o uluslararası medyanın da açık söylüyorum, daha sonra Avrupa, Amerika ve dünyadaki gelişmeler konusunda da bu kadar hassas olmadığını görüyoruz. Amerika'da Ferguson olaylarından sonra tutumu konusunda CNN'e çok ciddi bir reaksiyon var. Ama Gezi olayları sırasında Taksim'den 8-10 saat canlı yayın yapıyorlardı. Dolayısıyla bu algı operasyonunun sebeplerini biliyoruz. Arkasında kimler var bunu da biliyoruz. Görevimiz bu algı operasyonuna karşı dik durmaktır."

Baskı oluşturarak Türkiye'yi bazı adımları atmaya yönlendirmenin ya da zorlamanın geçerli bir yöntem olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, o Türkiye'nin geride kaldığını, artık başkalarının baskısı ile adım atan bir Türkiye'nin olmadığını kaydetti.

Çavuşoğlu, Kobani olaylarında da baskıların yapıldığına işaret ederek, CNN'in canlı yayın yapması üzerine her yerden dışişleri bakanlarının, 'Türkiye neden müdahale etmiyor?' diye kendilerini aradığını ifade etti.

- "Dünyadaki çelişkileri de görüyoruz"

"Onlara, 'Siz neden müdahale etmiyorsunuz?' dedim. 'Biz karadan girmeyiz' dediler. Nedenini sorduğumuzda, 'Bizim kamuoyumuz var' dediler. Türkiye'nin kamuoyu yok mu? Burayı sadece kendi alanı olarak gören PYD ve YPG'nin Türkiye'nin girmesini istemediğini biliyor musunuz? 'Yok öyle bir şey olamaz'. Biz biliyoruz" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:

"Türkiye'nin oraya girmesini istemiyorlar. Çünkü oraya Türkiye'nin gelmemesini istemelerinin nedeni başka. Peşmerge'nin bile gelmesini istemediler. Biz onu teklif ettik. Herkes diyor ya, 'Amerika bastırdı, Türkiye istedi' yok öyle bir şey. Özgür Suriye Ordusu'nun ve Peşmerge'nin bu bölgeye geçişini sağlamak teklifi bizden geldi. 'Bunu yapabiliriz ama diğer şeyleri yapamayız' dedik. Hep algı operasyonu. PYD'nin kendisi açıkladı, 'Biz Türkiye'yi istemiyoruz' diye. Mehdi ağabey (Mehdi Eker) bu şehrin nasıl ateşe verildiğini hangi atmosfere sokulmaya çalışıldığını Kobani bahanesiyle anlattı. Bunu yapanlar bir hafta önce Meclis'ten tezkere çıkarken, 'Türkiye buraya girmesin' dediler. Sonra da, 'niye girmedi? diye vatandaşı ayaklandırdılar. Bu çelişkileri de dünyadaki çelişkileri de görüyoruz."

- "Muhalefet de bu algı operasyonuna en büyük katkıyı sağlıyor"

Çavuşoğlu, bu algı operasyonunun Avrupa'da ve Amerika'da da olduğunu dile getirerek, görevlerinin buna karşı Türkiye'nin gerçeklerini her platformda söylemek olduğunu ancak bunu yaparken, sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının ve medyanın da aktif olması gerektiğini belirtti.

Bir ülkenin imajı bozulduğunda sadece iktidarının zarar göreceğini düşünmenin saflık olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, ülkenin imajının bozulması, dışarıdan gelecek sermayeyi de etkileyeceğini ve bunu düzeltmenin zaman alacağını söyledi.

Çavuşoğlu, bütçe komisyonunda muhalefet partilerinin milletvekilleri ile aralarında geçen diyaloga değinerek, "Milletvekili arkadaşlarımız, 'Siz terör örgütlerine destek veriyorsunuz. Elde belge var' diyorlar. 'Hangi terör örgütü, varsa belge gösterin' diyoruz lafı başka yere çekiyorlar. Muhalefet de maalesef bu algı operasyonuna özellikle Türkiye'yi dışarıya şikayet ederek en büyük katkıyı sağlıyor. Böyle vatanseverlik olmaz. Böyle milliyetçilik olmaz da olmaz. Kendi içimizde tartışırız ama yalanlar üzerine Türkiye'yi dışarıya şikayet etmek de vatanseverlik değildir" diye konuştu.

Çavuşoğlu ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınanlara ilişkin soru üzerine de, sığınmacıların önlerine çıkan sorunların giderilmesi için azami gayret sarf ettiklerini, devletin tüm kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle aktif çalıştıklarını anlattı.

Türkiye'de yaşarlarken kendi kendilerine yeter duruma gelmeleri için de çaba gösterdiklerini ve belli alanlarda kamuya açık alanlarda çalışmaları için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın geçici kimlik verilmesi konusunda bir düzenleme yaptığını ifade etti.

Yaşanan sosyal sorunların giderilmesi, sağlık sistemine erişmeleri için de çalışma yaptıklarına dikkati çeken Çavuşoğlu, çalışma imkanı verildiğinde bu insanların ülke ekonomisine katkı sağlayabileceğini söyledi.

Çavuşoğlu, ucuz iş gücü olarak gördüklerinden değil göçmenlerin gittikleri ülkenin ekonomik kalkınmasına nasıl katkı sağladığını yakından gören, inceleyen ve bu konuda Avrupa Konseyi için rapor yazan bir kişi olarak bunu söylediğini kaydetti.

Eğitimleri için de her türlü desteği verdiklerini aktaran Çavuşoğlu, 150 bin civarında gence ve çocuğa kamplarda ve dışarıda eğitim imkanı verdiklerini belirtti.

- 1 Mart tezkeresi

"1 Mart 2003 tezkeresi onaylanmasaydı Türk dış politikası ve Amerika ile olan politika nasıl olurdu? Yine 1 Mart gibi bir karar alınmaya devam edilirse kayıp ve kazançlarımız neler olur?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, bunun zor bir soru olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, varsayımlar üzerine konuşmanın doğru olmadığını ancak tezkerenin geçmesinin avantajları ve dezavantajlarını kendi aralarında uzun uzun tartıştıklarını ve sonuçta bir kararın çıktığını belirtti.

Çavuşoğlu, bugün hala bu konuda farklı düşüncelerin devam ettiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Bazı arkadaşlarımız, 'O gün tezkereye evet deseydik bugün Irak ve Suriye'de bizde daha fazla söz sahibi olurduk', bazıları da 'Irak'ın istikrara kavuşmaması, barış ve huzurun gelmemesinden dolayı iyi ki biz de girmedik ve bu olumsuzluğa öyle veya böyle katkı sağlamadık' diyor. Tarihçiler bunu daha iyi değerlendirecektir."

Çavuşoğlu, böyle durumlarda kendi aralarında, devletin diğer kurumları ve partilerle iyi ve kötü senaryolar üzerine istişare mekanizmasını çok iyi işlettiklerini söyledi.

Çavuşoğlu temennilerinin ülkenin ve milletin çok zor sınavlardan geçmemesi olduğunu aktardı.

- Göçmenlerin durumu

Bulgar göçmenlerin durumuna ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, hem Bulgaristan hem de Yunanistan'ın AB üyesi olmasına rağmen bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararları dahil göçmenler ve azınlıklar konusunda birçok standarda uymadıklarını dile getirdi.

Çavuşoğlu, "Türkiye'de diğer kardeşlerimizin gasp edilmiş haklarını geri veriyorsak, son 10 yılda azınlıklara daha önce gasp edilmiş daha haklarını da veriyoruz. Okullar açıyoruz Ortodoks Kilisesi Vakfının yönetiminin devam edebilmesi için yurt dışından gelecek din adamlarına vatandaşlık veriyoruz" diye konuştu.

Bulgaristan'da devlet televizyonlarında Türkçe haberlerin olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Onu kaldırmak istiyorlar. Bu da Bulgaristan'da artan ırkçılığın, Türk ve Müslüman düşmanlığının arttığını gösteriyor. Bu aşırı negatif anlamda milliyetçi partinin de koalisyonda olması endişelerimizi artırdı ama gerekli girişimlerimizi yapıyoruz" şeklinde konuştu.

(Bitti)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!