IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2016 10:35
DİYARBAKIR SANAYİCİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ (DİSİAD), 2016 YILI İSTİŞARE TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ. DİSİAD BAŞKANI BURÇ BAYSAL, FELAKETLERLE BOĞUŞAN BÖLGEDEKİ BİRÇOK YERE SAHİP ÇIKAN DİYARBAKIR’IN BUGÜN BU DURUMLA KENDİSİNİN KARŞI KARŞIYA GELDİĞİNİ AMA DİYARBAKIR’IN O BÖLGELERDEN DAHA ARTI OLAN BİR TARAFI OLDUĞUNU BELİRTTİ.
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD), 2016 yılı istişare toplantısı gerçekleştirildi.
Karacadağ Kalkınma Ajansı’nda yapılan toplantıya, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı, DİSİAD Başkanı
Burç Baysal, Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Başkanı Nurullah Edemen, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve bazı bankaların bölge müdürleri katıldı. Toplantıda konuşan Baysal, felaketlerle boğuşan bölgedeki birçok yere sahip çıkan Diyarbakır’ın bugün bu durumla kendisinin karşı karşıya geldiğini ama Diyarbakır’ın o bölgelerden daha artı olan bir tarafı olduğunu belirterek, “Yaşananların üstesinden gelebilecek çok deneyimli bir topluluğumuz var. Bunun bilinci içerisinde hareket ettiğimiz takdirde bu kötü günleri bir şekilde çıkışa götürebilecek olanlar yine bizler olacağız. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ve bölgenin diğer yerleşkelerinde mağduriyeti olan insanlara sahip çıkma adına imkanlarımız doğrultusunda bir şeyler yapılabilirsek en azından kendi kendimizin yaralarını sarmış olmanın bir şekilde duygusunu hep beraber yaşamış oluruz. Aslında bu yaraları kendimiz sarabilecek kapasitedeyiz” dedi.
DİSİAD’ın 2015 yılına hızlı başladığını anlatan Baysal, “İlk altı aylık zaman diliminde Genel Kurul’dan almış olduğumuz yetkilerle beraber ekonomik ve kalkınma anlamında birçok işe imza attık. Kentin kalkınmasına ve ekonomik büyümeye odaklanan DİSİAD logosunu ve ismini kentimizin duruşuna, kentimizin içinde bulunduğu felsefik duruşa hizmet eder bir logoyla ve isimle bütün kamuoyunun karşısına çıkmıştı. Almış olduğumuz yetkiyle birlikte temsilcilikler açtık. 2014 yılından başlatmış olduğumuz şehrimizin sektörel anlamda öne çıkan değerleri konusunda yaptığımız panellere yine devam ettik. Kentin lokomotifi olan maden sektörünü bir şekilde masaya yatırdı” diye konuştu.
“ÇATIŞMALI ORTAM KİMSEYE HİZMET ETMİYOR”
UNESCO adaylığı konusunda 3 yıldan fazla çalışmalar yürüttüklerini ve yerel yönetimlerle kol kola bu adaylığın gerçekleşmesi konusunda enstrümanlarını tanıtmaya devam ettiklerini anlatan Baysal, şunları kaydetti:
“UNESCO’ya giriş tarihimiz ve arkasından yaşananlar birbiriyle örtüşür bir zamana geldi ve o günden sonra çatışmalı ortamlarla karşılaştığımız bir döneme girdik. Çatışmalı ortam konusunda Türkiye’de bu konuda duyarlı kitleleri harekete geçirmek. Bu çatışmalı ortamın ülkenin hiçbir ferdine hizmet etmediği konusundaki tepkilerimizi dillendirir olduk. Toplumsal uzlaşı ve Barış için uluslararası kuruluşlarla da görüşmeler yaptık. Siyasi Partilerden de HDP ve CHP heyetleri ile toplantılar yaptık. Sur ilçesi konusunda gerek yerel yönetimlerimiz gerek şehrin diğer dinamikleriyle beraber oradaki esnafa ve halka sahip çıktığımızı göstermek adına bir sürü aktiviteye imza attık. Ekonomik tahribatı ortadan kaldırmakla ilgili biz bize bir konuşalım istedik. Yitirdiğimiz Ekonomik değerler nelerdir. Organize sanayi bölgemizin içinde bulunduğu şu anki pozisyonla ilgili net bilgilerle bizi buluşturacak. İş dünyasının olmazsa olmazı finans kuruluşlarıyla olan bağımızı kuvvetlendirmek hem de şu andaki pozisyondan çıkabilme adına onların önerilerini dinleyeceğiz. Amacımız birbirimizi daha iyi anlar hale gelmek. Bu çözümlerle umut ediyorum ki 2016’nın ekonomik ortamını daha ileri götürebilecek kararlar ve birliktelikler ortaya koyarız. Bizler DİSİAD olarak yapmış olduğumuz tüm çalışmalarda doğrunun destekçisi olmaya özen gösterdik. Hiçbir organizasyonun, hiçbir iktidarın yanında durma gibi bir niyetimiz olmadı. Kim yanlış yaptıysa onu eleştirmekten kaçınmadık. Bunu da katıldığımız bütün programlarda dile getirmekten geri durmadık. Şu an bu topraklarda silah seslerini duymak istemediğimiz belirtmek istiyoruz.”
“DİYARBAKIR’I BİR GÖLE BENZETMEK LAZIM”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı ise, salondaki herkesin son 20 yılın ceremesini çekmiş insanlar olduğunu ve o yüzden kendisinin söyleyeceği yeni bir şey olmadığını anlatarak, şu ifadelerde bulundu:
“Ortadoğu’nun gerçekleriyle yüzleşiyoruz ve yaşıyoruz. Ama bu şu anlama gelmiyor. Bu biçimiyle bu kaderi de benimsemiyoruz. Bize uygun görülen bu yaşam tarzına da razı değiliz. Rıza göstermiyoruz. Son bir yılda yaşadıklarımız bile dünya üzerine birçok ülkenin 10 yılda yaşamadığı bir süreçtir. Diyarbakır’ın temsil ettiği değerlere baktığımızda son derece güçlü bir tarihsel miras, bölgesel aktör olma ve bölgesine yön verebilme potansiyeli olan bir şehir. Diyarbakır’ı bir göle benzetmek lazım. Mardin’den Bingöl’den, Batman’dan, Elazığ’dan, Siverek’ten, Derik’ten, Ceylanpınar’dan, Şırnak’tan, Van’dan beslenen bir dinamik ve bu dinamik harekete geçtiği zaman birçok başka dinamiği de harekete geçirebiliyor. O yüzden aslında son derece güçlü bir mekanizmaya ve perspektife sahibiz. Şimdi 500 yıla yakın bir süre bölgenin politik, ticari ve yönetim merkezi olmuş bir şehirden bahsediyoruz. Bunlar pozitif açıdan bizim geleceğe umutla bakmamızın zemin taşları. Yılmayacağız yorulmayacağız. Kendi gerçekliğimizden de kopmayacağız.”
“İNSANLARIN ÖLÜMÜYLE GELECEK OLUŞTURULMAZ”
Ölen her insanın acısını paylaştıklarını söyleyen Anlı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara’nın göbeğinde ölen her insanın acısıyla biz üzülüyoruz, analarımız gözyaşı döküyor ve bu içten bir gözyaşıdır. Onun için Ankara’da ölenlerin acısını paylaşıyoruz. Onların ailelerinin acısını paylaşıyoruz. Diyarbakır’da ölenlerin de ailelerinin acısını paylaşıyoruz. İnsanların ölümüyle geleceğimizin oluşturulamayacağını yaşayarak öğrenmiş bir toplumuz. Diyarbakır’daki iş insanlarının çok önemli bir özelliği var; sadece kendi firmalarının ekonomik işlerinin takipçiliğini yapmıyorlar. Ondan daha fazlası toplumsal rol ve misyon üstleniyorlar. Bize dönük eleştirilerini de sonuna dek esirgemesinler. Eksiğimiz veya yanlışım varsa herkesten önce açık ve berrak bir şekilde söylemeliler. Bu şehrin bütün surları geçmiş bütün medeniyetlerin izlerini taşıyor. Defalarca yıkıma uğradı, bedeller ödedi. Ama bugün dimdik ayaktadır.”