Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürtlere kimse devlet aramasın

Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürtlere kimse devlet aramasın
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2018 20:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürtlere kimse devlet aramasın

Haberin Devamı

Ferit ASLAN-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,(DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Kürtlere kimse devlet aramasın. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti'dir." dedi. Konuşmasında HDP'yi ve tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ı da sert bir şekilde eleştiren Erdoğan, "53 Kürt kardeşimin kanı, bu Demirtaş'ın eline bulanmıştır"dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün saat 16.30'da Diyarbakır'da Ak Parti'nin İstasyon Meydanı'nda düzenlediği mitinge katıldı. Miting alanını dolduran coşkulu kalabalık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a büyük tezahüratte bulundu. Konuşmasına Diyarbakır yöresinde sıklıkla kullanılan, "Diyarbekir, sahan bakınca keyfim geli" sözleriyle başlayan Erdoğan, "Diyarbakır etrafında bağlar var, fitil işler yüreğimde yarem var, sen gidersen benim başka kimim var, isterem ki bir gün evvel gelesen aman" dizelerini okuyarak başladı.
Erdoğan, "Bizim Diyarbakır'a olan sevdamız, asla bitmez. Biliyorsunuz, aramıza girmeye çalıştılar, terör örgütüyle aramıza girmeye çalıştılar, hendeklerle aramıza girmeye çalıştılar, sokaklarda sizleri bir birinize kırdararak, tehditle, yağmayla, haraçla aramıza girmeye çalıştılar. Sahabe emaneti olduğu için insanların abdestsiz girmeye çekindiği bu şehirde Kurşunlu Camii'ni yakarak, 4 ayaklı minareyi yıkmaya teşebbüs ederek, aramıza girmeye çalıştılar. Okula gitmesi gereken çocuklarımızı ellerinden alıp, dağa gönderip, hayatlarını karatarak, aramıza girmeye çalıştılar. Diyarbakır Belediyesi'nin önünde anaları ağlattılar. Sizleri tarihinizden, kültürünüzden, inancınızdan, ahlakınızdan, geleneklerinizden kopartıp, marjinal örgütlerin kulu kölesi yaparak, aramıza girmeye çalıştılar. Ne der Diyarbakırlı? Çürük merdivenle dama çıkılmaz. Bunların çürük merdiveni ile dama çıkmaya çalışanlar da yerle yeksan oldular. Biz Diyarbakır'a, Türkiye'ye gönlümüzü verdik" dedi.
BİZ YAPARIZ, BU HDP YIKAR
Diyarbakır'a 16 yılda 35.5. katrilyon lira yatırım yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençler, bu söylediklerimi bilmeyenlere söyleyin, terör örgütünün arkasında olduğu gençlere söyleyin. Diyarbekir'i bir kenara koymadık. Diyarbakır, yaptığımız yatırımlarla Doğu ve Güneydoğu'nun adeta bir İstanbul'u, İzmir'i haline geliyor. Diyarbakır benzer nüfusa sahip ilerimiz arasında en çok yatırım yaptığımız yerlerden biri. Biz yaparız, işte bu HDP yıkar. Onlar bu ülkede yıkmak için var. Onlar; buradaki evleri bombalamadılar mı, evleri yıkmadılar mı, evlerin altından tüneller açmadılar mı? Camilerimizi yaktılar, yıktılar, okullarımızı yaktılar yıktılar, bombaladılar, aynı şekilde saat kulesini yaktılar yıktılar. Bunlara gereken dersi 24 Haziran'da vermeye hazır mıyız? Siz, korkuyu korkutan insanlarsınız, ölümü öldüren insanlarsınız. 3 yıl önce Sur içinde gerçekten asla görmek istemediğimiz acı olaylar yaşandı. Bölücü terör örgütü, Sur içinde yaşayan vatandaşlarımızın evlerini, iş yerlerini yıktı. Sokaklarını çukurlarla kapattı. Camilerini, okullarını, hastanelerini tahrip etti. Güvenlik güçlerimize saldıran teröristler kaçarken vatandaşlarımızı kendilerine canlı kalkan olarak kullanmaya çalıştı. Biz sadece bu teröristleri imha etmekle kalmadık. Sur içini baştan sona yeniden inşa ve ihya ettik. Terörün kol gezdiği buralarda, inşallah bundan sonra turistler gezecek." diye konuştu.
DİYARBAKIR'A HIZLI TREN
Konuşmasında DBP'li belediye döneminde yapılan Kırklar Dağı konutlarına da değinen Erdoğan, "Kırklar Dağı'na yaptıkları çirkinliği gördünüz. Örgüte, örgütün adamlarına peşkeş çekip, sizin ziyaret mekanınızı betona gömdüler. Buradan kazandıkları parayı da örgüte gönderip, size kurşun, bomba olarak geri çevirdiler. Biz ne yaptık, bunların hepsini yıktık. Diyarbakırlıya yapılan bu saygısızlığı ortadan kaldırdık. Gördünüz işte, ziyaret sonunda onları da çarptı. Diyarbakır'ı hızlı trenle buluşturmak için çalışalarımıza başladık. Diyarbakır- Elazığ ve Diyarbakır Şanlıurfa-Mardin hızlı tren hatlarının kesin proje ihalesine bu yıl çıkıyoruz." dedi. 
'KİM KÜRT KARDEŞİMİN HAKKINI GASP ETMEYE KALKARSA, KAŞISINDA BENİ BULUR'
Gençlerin yıllardır kendilerini istismar edenlere, geleceklerini karartanlara bu seçimde sağlam bir cevap vereceklerine inandığını belirten Erdoğan, "Huzurun özellikle kıymetini Diyarbakırlı çok iyi bilır. Biz istiyoruz ki, Diyarbakır, Diyar-ı huzur olsun öyle mi? Bunun çin çalışmaya var mıyız? Bugün Diyarbakır'la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar Allah'a hamd olsun huzur doludur. Hükümetimiz ve başta İçişleri Bakanımız Sayın Soylu olmak üzere tüm emniyet gülçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz bölge halkının huzuru için ellerinden geleni yaptılar. Bugün devlet hiç olmadığı kadar halkının yanındadır. Uzun süreden beri hiç bir Kürt kardeşimiz, sadece Kürt olduğundan dolayı mağdur edilmiyor. Her Kürt bu memlekette, her Türk'ün, her Arap'ın, her Laz'ın, her Çerkez'in,her Boşnak'ın sahip olduğu haklar neyse hepsine sahiptir. Her kim bir kürt kardeşimin bir hakkını gasp etmeye kalkarsa, kaşısında önce beni bulur. Artık hiç bir terörist gelip, halkın yakasına yapışamıyor, haraç alamıyor, kimse Kürt kardeşimin evladını zorla alıp, dağa götüremiyor. Artık belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler var mı? Hamd olsun. Artık hiç kimse esnafımızın kepengini kapatamıyor, ticaretine engel olamıyor. Artık hiç kimse evde, sokakta, kahvede, hayatın her alanında Kürt kardeşimin tepesine binip, ensesinde boza pişiremiyor. Kendisine zorla, tehditle birşey yaptıramıyor. Bütün bunları sizler için yaptık. Sizin özleminiz Diyarı huzur değil miydi? İşte bu huzur ortamının sağlanması değil miydi? Çocuklarınız rahatça okula, işine gitsin, dağa kaçırılma korkusu yaşamadan akşam evine dönsün istemiyor muydunuz? Kime gelip sizi haraca bağlamasın, kimliğiniz üzerinden siyaset yapıp sizi marjinal ideolojilerin aracı haline getirmesin istemiyor muydunuz? Ana diliniz siyasi istismar aracı haline dönüşmesin istemiyor muydunuz? Ana dilinizi her yerde serbest kullanabiliyor muydunuz? Şimdi var mı engel olan? Dininizin, inancınımızın gereklerini serbestçe yerine getirebiliyorsunuz değil mi? Red ve inkar politikalarından eser kaldı mı ? Bunları kim kaldırdı? Elhamdulillah. Hamd olsun artık kimliğinizin ve inancınızın önünde hiç bir yasak yok. Yasak olan tek şey var, o da  sizin özgürlüğünüze, yaşam hakkınıza, eğitim hakkınıza, iş yapma hakkınıza yönelik terörit saldırılardır. Biz buna izin vermemekte kararlıyız. Kürt kardeşlerimizin istisnasız tamamı da, diğer vatandaşlarımız gibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvencesi altındadır." dedi. 
HEPSİ TÜRBE ZİYARET EDER GİBİ, EDİRNE'DE, CEZAEVİNDE BEYEFENDİYİ ZİYARETE GİDİYORLAR 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı siyasi taleplerin dile getirilme hakkının elbette olduğunu, ancak bunun meşru yollar ve hukiki sınırlar içerisinde yapılması gerektiğinikaydetti. Erdoğan, HDP adayı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden siyasileri eleştirerek şunları söylledi:
"Ama bunun da meşru yollar ve hukuki sınırlar içinde yapılması gerekiyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak beni bağlayan kurallar, diğerlerini de bağlamak durumundadır. Öyle, ben şuyum, buyum diye efelik yapmaya, kuralları, kanunları, milletin hak ve özgürlüklerini hiç saymaya kalkarsanız bu devlet buna da izin vermez. Diyarbakır'da 53 Kürt kardeşimi, sokağa dökülün diyen kimdi? Edirne'deki değil mi? 'Sokağa dökülün' dedi, ne oldu, 53 kardeşimiz orada şehit oldu. Ölenler kimdi? Benim Kürt kardeşlerim değil miydi? Yasin Börü evladımızı bunlar öldürmedi mi, bunlar şehit etmedi mi? Şimdi ne olmuş, Cumhurbaşkanlığına aday olmuş. Bakıyorum hepsi, türbe ziyaret eder gibi, Edirne'de cezaevinde beyefendiyi ziyarete gidiyorlar. Bay Muharrem onunla övünüyor, 'Gideceğim ziyaret edeceğim' diyor. Türbe ziyareti. Ziyaret etsen ne yazar, oradan sana ne gelecek? Sen benim halkımı ziyaret et. Bak bakalım bu halk sana ne diyecek, gel bakalım Diyarbakır'a, Diyarbakır sana ne diyecek. 53 Kürt kardeşimin kanı bu Demirtaş'ın eline bulanmıştır. Bunun bedelini er ya da geç ödeyecektir. Yoksa tarih, o 53 kardeşim bizleri affetmez, bizi de affetmez. O'nun için de dik duracağız, sağlam duracağız ve inşallah 24 Haziran'da, sandıkta, benim o Kürt kardeşlerimin ölümüne imkan hazırlayan, zemin hazırlayan bu Demirtaş'a da hesabını soracaktır. Bak bu güne kadar ağzıma almadım. Ama o 53 kardeşim sebebiyle bunu ağzıma aldım. Yoksa muhatabım değil, hiç derdim de değil. Ama benim Kürt kardeşlerimi bunlar sömürdüler. Öyle saz alıp, saz çalmakla benim Kürt kardeşlerime hizmet olmuyor. Sadece Türkiye Cumhuriyeti değil, bu hoyratlığa hiç kimse izin vermez. Eğer, bu kurallarda değişmesi gereken şeyler varsa, onun kararını da sizlerle birlikte vereceğiz. Çünkü biz milletin iradesinin üstünde bir irade tanımıyoruz.  24 Haziran seçimleri bir kez daha milletin iradesinin zaferi ile sonuçlanacakır."
KİMSE KÜRDE DEVLET ARAMASIN
Bugüne kadar yaptıkları hiçbir reformdan pişman olmadıklarını söyleyen Erdoğan, "Hiçbir konuda sağladığımız hiçbir haktan geri dönmeyeceğiz. Çünkü bizim attığımız adımlar, halkımıza sağladığımız imkanlar tüm bu haksızlıkları ortadan kaldırmaya yöneliktir. Attığımız her adımı uzun uzun düşünerek attık. Bir şeye karşı çıkmışsak, inanın çok sağlam ve sizlerin menfaatine yönelik bunların sebepleri vardır. Sınırlarımız ötesinde oynanan oyunların hiç biri Diyarbakır'ın da, Türkiye'nin de hayrına değildir. Yağ acı olunca pilav da acı olur. Bu ülkenin, bu gücün, öteki yapının güdümünde atılan hiçbir adımın sonu, hiç birimiz için özgürlüğe ve refaha çıkmaz. Selahadini Eyyübi'nin torunlarından intikam olmak için kurulan tezgahlarla kimseyi kandıramazlar. Dün PKK'yı kullananllar bugün FETÖ'yü baş tacı yapıyorlar. Onların derdi, Kürdün veya Türk'ün kendisi değil. Hep birlikte temsil ettiğimiz değerlerdir. İşte bunun için diyoruz ki, coğrafyamızda ne yapaaksak, hep birlikte yapacağız. Türkiye hepimizin ülkesi, Türkiye Cumhuriyeti devleti, hepimizin devleti. Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devleti, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Biz Irak'ta, Suriye'de verdiğimiz mücadele ile asırlardır bizi bir birimize düşürerek kurulan sömürü düzenine karşı çıkıyoruz. Biz, terör örgütleri kullanılarak insanlarımızın bir birine kırdırılmasına karşı çıkıyoruz. Biz tek millet derken, Türk'üyle, Kürd'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Boşnak'ıyla,  81 milyonun tamamını kast ediyoruz. Biz tek bayrak derken, sizin de, bizim de dedelerimizin uğruna canlarını ortaya koyduğu bir mücadelenin elinizde sembolünü kast ediyoruz. Biz tek vatan derken, ecdadımızın asırlarca hep birlikte yaşadığı 780 kilometre karelik bi vatan toprağını kast ediyoruz. Biz tek devlet derken, sizlerin acısını çok yakından tattığı, ülkemizi bir felaketin eşiğine getiren, paralel yapılara karşı duruşumuzu ifade ediyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İşte ne büyük yerlilik ve millik burada, şu anda bu meydanda sizlerle birlikte bir araya gelmiş olmamızdır. Biz, bir dönem ötekileştirilmiş, horlanmış, ezilmiş diğer vatandaşlarımız gibi Kürt kardeşlerimizi de köhne, ceberrut, baskıcı eski vesayet düzenin zulmünden kurtarmış olmaktan gurur duyuyoruz. Unutmayın, size zulmeden bu vesayet düzeni yeri geldi bizi de hapse attı, partimizi kapatmaya çalıştı. Ülkemizin demokrasi yolculuğunda bugünlere nasıl geldiğini sizler çok iyi biliyorsunuz. Biz, Kürt yoktur demiyoruz. Türkiye'nin artık bu noktadan geri dönüşü mümkün değildir. Biz Kürtlerin bizatihi kendisini sorun olarak gören anlayışa nazire olarak, Kürt sorunu yoktur diyoruz. Herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini güvence altına, biz aldık. Bizim için asla değişmeyecek ve hep öyle kalacak resmi dilimiz Türkçe ne kadar değerliyse, ana diliniz Kürtçe de o kadar kıymetledir. Kazanılmış diğer özgürlükler de aynı şekilde sizin ananızın ak sütü gibi sizlere helal olsun" dedi.
Konuşması sırasında çalınan 'Aynı yoldan geçmişiz biz' şarkısına eşlik eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem ki, aynı Allah'ın kuluyuz biz, öyleyse birimizin parmağı kesildiğinde, hepimizin canı yanır, hepimizin yüreği dağlanır. Allah'a şükür, çok uzun süredir bu memlekette bombalar patlamıyor, yollar kesilmiyor, canlar yanmıyor. Hamd olsun şehirlerimiz gayet güzel. İşte bunu nasıl sağladık? Tabii ki öncelikle güvenlik güçlerimizin cansiperane çabaları sayesinde, ama asıl sizlerin desteğiyle sağladık. Bu durumun devamı yine sizlerin elinde. Şimdiye kadar bölücü terör örgütünün listelerine dağın başında yapıp, meclise gönderdiği milletvekilleri, sizin hangi yaranıza merhem oldu. Çocuklarınızı terör örgütüne teslim etmekten, keyfinize kaçırmaktan başka, size nasıl bir hizmetle geldiler.Hangi gün, hangi zaman kapınızı çaldılar. Sizi boş laflarla, sloganlarla kandırmaya çalışmak dışında ne iş yaptılar. Seçimde oyu senden alıp, gidip batıdaki marjinal kesimlerin, terör örgütlerinin hizmetkarlığına soyunmaktan başka ne yaptılar? Öyleyse çok daha kararlı olacağız. Bu şehirleri yıllarca bunların Belediye başkanları yönetti. Hangi hizmeti aldınız, çöpleriniz mi toplandı, caddeleriniz mi pırıl pırıl hale getirildi,  altyapınız mı gelişti, suyunuz mu düzgün aktı? Hiç biri olmadı. Kayyumlar görev yapmaya başladıktan sonra, şehirlerimiz hizmet gördü. Artık bunlara dur demenin zamanı geldi Siz isterseniz bu alçak oyunu bozarsınız. Sizlerden hizmet getirecek, derdinize çare olacak, hak ve özgürlüklerinize sahip çıkacak kimselere oy vermenizi bekliyoruz. Sizlerden, şahsımı aynı zamanda Diyarbakır'ın adayı olarak görmenizi istiyorum."

FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!