Güncelleme Tarihi:
DİYARBAKIR, (DHA)- BAŞBAKAN Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'da açıkladığı yatırım destek paketi, Diyarbakır başta olmak üzere Mardin, Siirt, Tunceli ve Batman ile Bingöl'de heyecan yarattı. Yıldırım'ın terörden zarar gören 7 bölgeye 4 yılda 60 milyar lira kamu, 80 milyar lira özel olmak üzere toplamda 140 milyar yatırım yapılacağını ve bölgede ciddi istihdamlar oluşturulacağı yönündeki açıklamalara destek veren bölge yatırımcıları ancak çatışma ortamının sonlandırılması gerektiğinde görüş birliğine vardılar.
"EN BÜYÜK TEŞVİK BARIŞTIR"
Güneydoğu Genç İşadamları Derneği Başkanı Hakan Akbal, "Teşvik paketinden önce şunun altını çizmek gerekiyor. En büyük teşvik barıştır. Siz barışı veya barışın şartlarını sağlayamazsanız açıklayacağınız teşvik paketleri, alt başlıkları ne olursa olsun, hibe programları dahi olsa kesinlikle sonuç alamazsınz. Teşvik paketinin olumlu ve olumsuz yönleri de var. Olumlu yönleri burada 8 ilde 10'ar tane fabrikanın yapımından bahsediliyor. Bu olumlu yönün bir de olumsuz açısı var. 200 bin istihdamdan söz ediliyor. Bu 10'ar fabrikada belli kalifiye nitelikte insan olması lazım. Bu 200 bin insana bakıyoruz, bunlar mesleki yeterlilik mezunu değil, ustalık, çıraklık belgeleri yok, dolayısıyla zanaatkar değiller. O yüzden 8 ilde 10'ar tane fabrika bu projenin güçlü yanıdır, ama bu 200 bin insanın mesleki yeterlilik anlamında yeterince eğitilmememesi de teşvik paketinin zayıf yönüdür" dedi.
Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Burç Baysal, "Dün yapılan açıklama önemsizdir demek yanlış olur. Bir şekilde giriş yaptıkları noktalar açısından baktığımızda kıymetli tarafları var. Ama Türkiye çok uzun yıllardır teşvik politikaları ve bölge illerinin kalkınmasına yönelik çalışmalar konusunda bir sürü yeni politikalar üreten bir yer. Maalesef bunların muhakeme ve muhasebesi yapılmadan yenileri çıkarılıyor. Yapılan teşvik politikalarının başarıya ulaşmamasının yegane sonucu, bölgenin içinde olduğu çatışmalı süreçtir. Çatışmalı süreci bitirmeden, bunların ikisini atbaşı başlatmadan, bunların başarılı olması da gerçek anlamda çok mümkün görünmüyor. Yatırım silahların patladığı ortamı istemez. Huzur ve güvenlikli yerler ister. Bu güvenliği sağlayamadığımız, huzuru tesis edemediğimiz ortamda, siyaseten iç barışı tesis edemediğimiz bir ortamda, çok hızlı bir kalkınma sürecini başlatıyor olmanın çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Çözüm sürecinden veya ismine ne derlerse desinler bundan uzak durmak Türkiye'ye fayda üretmek değildir. Bu kavganın, çatışmanın ortadan kalkması bütün ülkenin menfaatinedir. Umarım böyle bir yöntem denerler" diye konuştu.
"DOĞRU VE YERİNDE BİR PAKET"
Diyarbakır İş Kadınları Derneği Başkanı Reyhan Aktar, "Bu paket biraz daha istihdam odaklı bir paketti. O açıdan çok doğru ve yerinde bir paket. Bölgenin hem genç, hem kadın nüfusunu düşündüğümüz zaman istihdam alanında atılacak bu adımlar çok önemli. Kadınlarla ilgili özellikle mesleki eğitim kursları ve girişimcilik eğitimlerinin yerlerinden bahsettiler. Ama en önemlisi kadınların burada üretmiş olduğu ürünlerin pazarlanması ile ilgili bir durum söz konusu oldu. Bizi en çok heyecanlandıran kısım bu kısmı oldu. Ama bununla ilgili bir takvim belirlenmedi. Bu mesleki eğitim yerleri ve girişimcilik yerlerinin açılması ile ilgili açıklanan pakette 4 ile 10 yıl arasında yatırımlardan bahsedildi. Ama burada kadınlara yönelik yapılan çalışmalarda 4 yıl gibi bir zamana ihtiyaç yok. Çok daha kısa sürede biraz daha aciliyeti olduğunu düşünüyoruz. Burada hangi ürünler üretilecek, bu kadınlar neler üretecek, nereye satacaklar, fiyatları kim belirleyecek, alıcısı kim olacak ? Bunlar bu işin ilerleyen günlerde beklediğimiz ayrıntılarıdır. İstihdama dayalı olarak yapılacak fabrikalarda çalışacak kadınlarla ilgili, kreşlerle ilgili hala yasal düzenlemelerimiz yok. Bu bölgede gençlerin ve kadınların istihdamının bu alan içinde yoğunluklu olabilmesi için biraz daha bürokratik engellerin en aza indirildiği, yatırımcıyı bu işe teşvik edebilecek, kadınların kreş konusu çok önemli, bu gibi ihtiyaçlarını giderebilecek, onları istihdam sahalarında en hızlı ve en yoğunluklu şekilde katılabilecekleri çalışmalar olmasını bekliyoruz" dedi.
CHP Diyarbakır İl Başkan yardımcısı ve Mali Müşavir Mehmet Şerif Doğru, "Başbakanı dinlerken hayal kırıklığına uğradım. Benim 200 işadamı mükellefim var. Hepsi hayal kırıklığına uğradı. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde yatırım olur mu? Diyarbakır'da hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Sen önce Türkiye'nin birinci sorunu olan Kürt sorununu çözmelisin. Herkesin can ve mal güvenliğini sağladıktan sonra bu siyasi olayı ekonomi ile taçlandıracaksın. Diyarbakır'da iş adamları işletmelerini kapatıyor. Sen burada can ve mal güvenliğini sağlarsan, teşvik vermezsen de işadamları gelip burada yatırım yapar. 30-35 senedir bu olaylar devam ediyor. 35 senedir tek bir yöntem var. 'Öldüreceğiz, bir kaç PKK'lı öldüreceğiz, keseceğiz, yakacağız.' 70-80 bin insan hayatını kaybetti. En az 30-40 bin güvenlik gücü, diğer gençler hayatını kaybetti. PKK'yı bitirdiler mi? PKK şu anda Suriye'de devlet kuracak seviyeye geldi. Bunlar öldürmekle olmaz. Burada bir sorun vardır. Türkiyenin birinci sorunu Kürt sorunudur. Bu sorunu çözmeden teşvik verip, yatırım yapmakla olmaz. Herkes barışla ilgili bir kelime duymak istiyordu. "Çözüm, mözüm yok" dedi. Bunu söylemeseydi belki yine işadamları yatırım yapardı. İşadaları tamamen hayal kırıklığına uğradı. Sermaye çok ürkektir. Can ve mal güvenliği olmayan bir yerde sermaye yatırım yapmız. O söyledikleri havada kalır" diye eleştiride bulundu.
"TİCARET DURMA NOKTASINA GELMİŞTİ"
MÜSİAD Mardin Şube Başkanı Nurettin Kasap, bölgede ticaretin neredeyle 2 yıldır durma noktasına geldiğini belirterek, şunları söyledi:
"Nusaybin başta olmak üzere bazı ilçelerimizde insanlar artık ilçelerini terk etmişlerdi. Başta turizm sektörü olmak üzere birçok sektör durma noktasına gelmiş. İnsanlar çok zor bir süreçten geçmekte ve çok zor günler geçiriyor. Bütün ülkede sıkıntılar yaşanıyor ancak bölgemizdeki sorunlar çok daha fazla. Ayrıca ülkemizde ortalama işsizlik oranı yüzde 10 civarındayken bölgemizde ve ilimizde ise bu oran yüzde 25 civarında. Dolayısyla işsizlikle mücadele bizim için çok çok önemli. Başbakanımızın açıklamış olduğu anahtar teslimi fabrikalar ve yılda her biri yaklaşık 80 tane fabrikanın yapılacağı ve bu fabrikalarında çok cüzzi fiyatlarla kiraya verileceği açıklandı. İçinde kullanılacak makine ve techizatlar da faizsiz bir şekilde tedarik edileceği şeklinde beyanatta bulunuldu. Bizler MÜSİAD olarak bölge insanını umutlandıran, işadamlarını heyecanlandıran bu yatırımların en kısa zamanda kanunlaşmasını ve hayata geçirilmesini bekliyoruz. Ana başlıkları açıklanan teşvik paketinin en kısa zamanda detayları ile birlikte açıklanmasını ve uygulamaya konulmasını istiyoruz. Bu yatırımlarla birlikte bölgede lojistik ve ulaşım sorununu ortadan kaldırmak için de Habur-Urfa otobanı ve Mersin-Habur Yüksek Hızlı Tren'in hayata geçirilmesi gerekiyor. Nakliye konusunda da bölgenin gelişiminde de büyük katkı sağlayacak. Güvenlik konusunda bölgemizde yatırımlar için en büyük sorunların başında güvenlik geliyor. Ne olursa olsun güvenlik zaafiyetini oluşturan FETÖ'cüler mi PKK'lılar mı bunların hepsi kurumlardan temizlenmesi gerekiyor."
"BÖLGEDE BÜYÜK HEYECAN YARATTI"
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Nedim Kuzu, paketin bölgede heyecan yarattığını belirterek, "Paket 6'ıncı bölgeden ayrı, alt yapı ve üst yapıyla birlikte teçhizatlara destek vermesi, hatta fabrikaları biz yapalım, biz kuralım, alt ve üst yapısını pazarlamasını da biz sağlayacağız şeklindeki teşvik, bütün bölgeyi, hatta ülkemizdeki yatırımcıları bile heyecanlandırmıştır diye düşünüyorum. Biz de bu destek paketini destekliyoruz, sevinçle karşılıyoruz. Destek paketinde hem ülkedeki yatırımcıları, hem de bölge insanını ilgilendireceğini ve ilgilendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz bu bağlamda Allah'ın izniyle çalışmalara başladık. Allah'ın izniyle yatırımcıları biz de çağırıyoruz. Mutlaka yereldeki yatırımcılarımızı da bu teşvik paketine olumlu baktıklarını biliyoruz. OSB'de olan boş arsaların da daha şimdiden artık talep edildiğini gördük. Allah kısmet ederse inşallah bu bölgede hem istihdama yönelik, hem insanlarımıza yönelik güzel şeyler olacağına inanıyorum. Tabi mutlaka huzurun gelmesi lazım. Huzurun olmadığı yerde zenginlik olmaz, huzurun olmadığı yerde iş olmaz, aş olmaz. İnşallah huzuru da temin edeceklerini biliyoruz, sözünü de verdiler" diye konuştu.
Damızlık ve Koyun Yetiştiriciler Birliği Başkanı Mehmet Ali Şengöz de paketin çok olumlu olduğunu ifade ederek, "Başbakan'ın Diyarbakır'da 23 il ile ilgili açıkladığı teşvikleri bölge halkı olarak çok güzel bulduk. İnşallah bundan sonra da bu verilen sözler yerine gelecek. Biz bölge halkı olarak, iş adamları olarak biz bu verilen imkanlarla, bu fabrikaları inşallah kuracağız ve bütün bölge halkının beklediği güzel bir konuşmaydı diye düşünüyorum" dedi.
"BÜYÜK BİR CAZİBE YARATACAK"
Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkan Çalbay, paketi memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Özellikle bedelsiz arsa ve fabrikalar, bölgemizde büyük bir cazibe yaratacaktır. Yapılacak konut hamlesi ile hem bölgedeki inşaat alanları genişleyecek, he de inşaat ile ilgilenen işverenler, kazanç sağlayacaktır. Çağrı Merkezleri işsizlik sorununu bir nebze de olsa azaltacaktır. Pakette genç girişimcilere yönelik açıklanan cazibe merkezleri de, girişimcilerimizin geleceğe daha umutla bakmasına yol açacaktır. Hükümetimizin özellikle kardeş iller projesi ile doğu ve batı arasında gönül köprüsü kurulmasını olumlu görüyorum. Doğu ve batı illeri arasındaki kardeşliğimizi pekiştirecektir. Kardeş olan illerimiz, kardeşliğimizi bozmaya niyetli olan kesimlere de en büyük cevabı verecektir. Terör hadiselerinde Bingöl'ü örnek vermek istiyorum. Bingöl, tarım ve hayvancılık bölgesidir. 80'li yıllarda Bingöl'de 1,5 milyonluk hayvan potansiyeli vardı. Şu anki rakam, devletimizin son 5-10 yıl içerisinde yaptığı destekler ile birlikte ancak yarısına ulaşabildi. Bunun ekonomik araştırmasını yaptık, terörün yıllık 1 milyar liralık sadece tarım ve hayvancılık alanı üzerinden vermiş olduğu bir zarar var. Bunu 30 yıla çarptığımız zaman, Bingöl'ün 30 milyar liralık bir zararı olmuştur. Sadece tarım ve hayvancılık üzerinden bu zararlar meydana gelmiştir. Diğer alanlarla da Bingöl'ün müthiş bir ekonomik zarara uğradığını ifade edebiliriz."
FOTOĞRAFLI