Güncelleme Tarihi:
Ferit ASLAN/DİYARBAKIR, (DHA)- ANAYASA Mahkemesi, bir inşaat mühendisinin başvurusu üzerine Ramazan ayında gece vakti davul çalınmasının özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği iddiasını kabul etmeyerek, başvuruyu reddetti. Mahkeme kararında, "Türkiye'de yaşayan diğer kişilerle birlikte başvurucunun da maruz kaldığı sesin süresi ve yoğunluğu Anayasa'nm 20. maddesinde koruma altına alınan güvenceleri işletecek asgari ağırlıkta bulunmamaktadır. Dolayısıyla üçüncü kişiler tarafından belli bir kural dahilinde kontrollü olarak gerçekleşen davul çalma eylemi nedeniyle oluşan gürültünün devletin müdahalesini gerektirecek seviyeye ulaşmadığı sonucuna ulaşılmaktadır" denildi.
İzmir'de yaşayan inşaat mühendisi D.Ö., 2008 yılında Ramazan ayında davul çalınarak özel hayatına ve aile hayatına müdahale olduğu gerekçesiyle İdare Mahkemesi'nde dava açtı. İzmir İdare Mahkemesi'nin davayı reddetmesi üzerine dava Danıştay 10'uncu Dairesi'ne taşınmasına rağmen yerel mahkemenin kararı onaylanınca, başvurucu 2014 yılında Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
'SESİN KATLANAMAYACAK BOYUTA ERİŞTİĞİNİ SÖYLEMEK GÜÇ'
Anayasa Mahkemesi kararında, başvurucunun yaşadığı toplum tarafından gelenek olarak kabul edildiği şekliyle davul sesine maruz kaldığını belirterek, "Sesin gece uyku saatlerinde oluşması nedeniyle başvurucunun yaşam kalitesinin etkilendiği tartışmasızdır. Ancak, maruz kalınan sesin ortalama bir insanda oluşturacağı etkinin ve sese maruz kalma süresinin kural olarak katlanılmayacak boyuta eriştiğini söylemek güçtür. Ayrıca meydana gelen rahatsızlığın yılın sadece belli bir zaman diliminde gerçekleşmesi ve bu zaman diliminin belirliliği nedeniyle öngörülebilir oluşu da başvurucunun ortaya çıkan rahatsızlığa katlanabilmesini sağlayacak önemli bir etkendir" denildi.
'GÜRÜLTÜ, DEVLETİN MÜDAHALESİNİ GEREKTİRECEK SEVİYEDE DEĞİL'
AYM'nin, kararının devamında ise şunlara yer verildi:
"Diğer yandan başvurucunun ülke genelinde gerçekleşen bu faaliyetten diğer bireylere nazaran daha fazla etkilenmesini gerektirecek unsurların somut olayda mevcut olması ihtimal dahilinde ise de bu yönde bir bilgi veya olgu başvurucu tarafından ortaya konmuş değildir. Hal böyle olunca Türkiye'de yaşayan diğer kişilerle birlikte başvurucunun da maruz kaldığı sesin süresi ve yoğunluğu Anayasa'nın 20. maddesinde koruma altına alınan güvenceleri işletecek asgari ağırlıkta bulunmamaktadır. Dolayısıyla üçüncü kişiler tarafından belli bir kural dahilinde kontrollü olarak gerçekleşen davul çalma eylemi nedeniyle oluşan gürültünün devletin müdahalesini gerektirecek seviyeye ulaşmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Açıklanan gerekçelerle başvuruya konu çevresel meselenin özel hayata saygı hakkının korumasından yararlanacak ağırlıkta bulunmadığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşullar yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir."
AYM, Ramazan ayında gece vakti davul çalınmasının özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiği iddiasını kabul etmeyerek, başvuruyu reddetti.