Darbe girişiminin anatomisi çıkarıldı

Güncelleme Tarihi:

Darbe girişiminin anatomisi çıkarıldı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2016 19:15

Darbe girişiminin anatomisi çıkarıldı

Haberin Devamı

DENİZLİ Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından "Türkiye'de Darbelerin Anatomisi" konulu panel düzenlendi. Panelde darbe girişimini çeşitli yönleriyle ele alan PAÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Doç Dr. Aliyar Demirci, "Bir subayın, ordunun kendi düzenini, hiyerarşik bütünlüğünü ortadan kaldıracak şekilde, dünyevi ya da dini akıma itaat ilişkisiyle tabi olması ülke güvenliği için tehdittir" dedi.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen ve çok yoğun bir dinleyici kitlesinin katılımıyla gerçekleşen panelin oturum başkanlığını Prof. Dr. Nurettin Öztürk yaptı. İlk olarak oturum başkanı Nurettin Öztürk, 15 Temmuz darbesi ile ilgili görüşlerini ifade ederek, "Bizim tanklarımız, uçaklarımız, helikopterlerimiz, silahlarımız bizi sokağa çıkartmamak için, bizi 16 Temmuz cehennemine mahkum etmek için çıkmış üstümüze ateş kusuyor. Böyle bir kötülüğü Çanakkale'de de görmedik, oradaki düşmanımız bile asildi. Bu bakımdan ağır bir yara içindeyiz" dedi.
Doç. Dr. Güney Çeğin ise Türkiye tarihinde sıklıkla karşılaşılan askeri darbelerin analizini yaptı. Silahlı kuvvetlerin organize edilme tarzına değinen Çeğin, 93 harbinden sonra Prusya modeline, 1950'lerle beraber de NATO stratejisine göre biçimlenen ordu teşkilatının her daim darbeye açık bir yapılanmadan muzdarip olduğunu iddia etti. Bu bakımdan askeri müdahaleyi kurumsallaştıran mekanizmayı ortadan kaldıracak bir değişimin şart olduğunu ileri sürdü.
15 Temmuz darbe girişiminin ideolojisini, ordu dışından bir kaynaktan sağladığı için 9 Mart cunta oluşumuyla arasında benzerlik taşıdığını aktaran Doç. Dr. Aliyar Demirci ise "Bir subayın, ordunun kendi düzenini, hiyerarşik bütünlüğünü ortadan kaldıracak şekilde, dünyevi ya da dini akıma itaat ilişkisiyle tabi olması ülke güvenliği için tehdittir" dedi.
FETÖ'nün aslında toplumun kabul görmüş inanç ve değerleriyle karşıtlık gösteren kültleşmiş bir dini akıma dayandığını, bu yapılarda kült liderlerinin çok özel bir bilgi ve ilahî güce sahip olduğuna inanıldığını belirten Doç. Dr. Demirci, bu tarz bir hareketin mensuplarının zihinlerinin meşgul tutularak tek tipleştirildiği söyledi. Zaman geçtikçe grup üyelerine içlerinde bulundukları grubun selameti adına ahlak dışı davranışların rasyonalize edildiğini ifade eden Demirci, "Örgütün mensupları, ilk basamakta diğer insanların yanlış, kendilerinin doğru yerde durduklarını varsayarlar, daha sonra dinen ve ahlaken üstün olduklarını kabul ederler, ardından da kendilerinin iyi, ötekilerin kötü olduğunu düşünmeye başlar ve son aşamada ötekileştirdiklerine zarar vermeyi ve yok etmeyi kendi dünyalarında meşrulaştırırlar" diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi, bu kült hareketin liderinin askeri kanadına verdiği talimatla başladığını ifade eden Demirci, yaşanan olayı siyasi ve sivil bir deprem olarak nitelendirerek "Darbe, başarıya ulaşsaydı, bizleri bir iç savaş, güney sınırlarımızda aleyhimize bir sınır değişikliği, en önemlisi aldatma ve aldanma üzerine kurulu sanal bir dünya, kısacası zifiri bir karanlık bekleyecekti. Bu açıdan 15 Temmuz'dan 16 Temmuz'a geceden sabaha Türkler karanlıktan aydınlığa koşmuştur" diye konuştu.
Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)

FOTOĞRAF

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!