Güncelleme Tarihi:
DENİZLİ CHP Milletvekili Kazım Arslan, sözleşmeli öğretmen alımını 'skandal', sorulan soruları ise 'garabet' olarak nitelendirdi. İktidarın torpilci ve liyakatsız sürecin muhasebesini yapmadığını vurgulayan Arslan, "Okullar parti koridoruna dönüştürülüyor, yara derinleşiyor" diye konuştu.
AK Parti iktidarının 15 Temmuz'dan ders almadığını, Milli Eğitim'in de ders çıkarmadığını söyleyen CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, sözleşmeli öğretmen alımıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ı istifaya davet etti. Aslan, "15 Temmuz'a bizi sürükleyen torpilci ve liyakatsız sürecin devlette nelere yol açtığının hiçbir muhasebesi yapılmıyor, liyakat bir kez daha kısır siyasi çıkarlar uğruna heba ediliyor. Liyakatı yok sayan, ideolojik hesaba göre devlete öğretmen alan, yıllardır atama bekleyen öğretmenlerin emeğini mülakatlarla silip atmaya çalışan bu sürecin sorumlusu olan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ı istifaya davet ediyorum. Bakan hukukçu olması nedeniyle hakka ve hukuka riayet edeceği yerde, adaletsiz bir uygulamaya nasıl yer veriyor, anlamakta zorluk çekiyorum" dedi. Bir çok öğretmenin anayasa ve yasalara aykırı olarak, uyduruk sebeplerle ihraç edildiğini, öğretmen atamasının yılan hikayesine dönüştüğünü belirten Arslan, "Yüz binlerce mezun atama beklerken, eğitimci emeğini sözleşmeye bağlayan zihniyet, şimdi de kadrolaşma uğruna Mehmet Akif'i, Cemil Meriç'i, gidilen dershaneleri, okunan köşe yazarlarının isimlerini ve Reis'i mülakat sorusuna dönüştürdü. Partinin dilinde kullanılan Reis'in devlet mülakatında ne işi var, Milli Eğitim Bakanı 'Reis kimdir' deyince ne cevap verir? Bu soru öğretmenlikte ne işe yarayacak? Öyle gözüküyor ki, okul koridorlarını parti şubesine çevirmeye çalışan, tek tip bir ideolojinin ve inancın okullarda öğrencilerimize dayatılmasına yol açacak bu yöntemle, bir kuşak daha kaybedeceğiz. Şimdiye kadar kayıt altına alınmadan, yazılıda yüksek, sözlüde düşük puan verilerek yapılan mülakatlardan ülkemiz çok çekti. Böyle devam ederse daha çok çekeceğe benziyor. Şimdi öğretmeni mülakatla almak, yanlışı katlamak, eğitimdeki yarayı derinleştirmektir. Sözleşmeli öğretmeni mülakatla almak, devlette kayırmacılığın utanç tablosudur ve inanılmaz haksızlığı getirir" diye konuştu.
Sözleşmeli sistemle öğretmenlerin güvencesiz çalışacağını vurgulayan Milletvekili Arslan, "Bu sistemle öğretmenlerimiz yine güvencesiz çalışacak, atama yerine torpille sözleşmeli öğretmenliğe zorlanacaktır. Devlet özel sektör mü ki sözleşmeli öğretmen alsın? Özlük hakları yok sayılarak sınıfa yollanan eğitimcimiz, yarın hangi soruşturmayla görevden alınacağını bilemeyecek. Velilerimiz, çoktan rafa kalkmış laik, çağdaş eğitim sisteminde çocuklarının bilimden uzak, ideolojik bir eğitim süzgecinden geçirildiğini kaygıyla izlemektedir. Eğitim demek öğretmen demektir. Öğretmeni sözleşmeyle, torpille, garabet sorularla, geçici yollarla sınıfına gönderemezsiniz. Yıllarca atamadığınız genç öğretmenler intihar ederken, geçici işlerde ekmeğini kazanmak zorunda bırakılırken bu kuşaklara çözümünüz bu olamaz. Milli Eğitim'in insan kaynakları ve personel politikası tümüyle çökmüş, mantıkdışı adımlar bizzat eğitimi yönetenlerden gelmiştir" dedi.
Osman Nuri BOYACI / DENİZLİ, (DHA)
FOTOĞRAF