Güncelleme Tarihi:
DENİZLİ (AA) - Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz, Prof. Dr. Eşref Abay başkanlığında temmuz ayında başlayan Beycesultan Höyük 2014 yılı kazı çalışmalarının 24 Ekim'de tamamlandığını bildirdi.
Korkmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, kazı çalışmaları sonucunda ortaya çıkan Bizans Dönemi'ne ait yapı kalıntılarının sokaklar etrafında inşa edilmiş konutlardan oluştuğunu söyledi.
Yukarı Menderes Havzasında prehistorik dönemleri kapsayan ilk arkeolojik araştırmaların James Mellaart tarafından 1954 yılında başlatıldığını hatırlatan Korkmaz, Batı ve Doğu Koniler'deki çalışmalarda Geç Kalkolitik Dönemden Geç Tunç Çağ sonuna kadar kesintisiz devam eden toplam 40 kültür tabakası ile "Yanık Saray" olarak adlandırılan ve Orta Tunç Çağ'a tarihlendirilen büyük yapının bir kısmının açığa çıkarıldığını ifade etti.
Prof. Abay başkanlığında Çivril, Baklan ve Çal ilçelerinde 2003-2010 yılları arasında geniş çaplı yüzey araştırmaları gerçekleştirildiğini ve daha önce literatüre girmeyen yüzü aşkın yerleşimin tespit edildiğini dile getiren Korkmaz şunları söyledi:
"2007 yılında Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile Beycesultan Höyüğü/nde yaklaşık 50 yıl aradan sonra tekrar kazı çalışmaları başlatılmıştır. 2014 yılında gerçekleştirilen kazı çalışmaları ağırlıklı olarak, Geç Tunç Çağı yapılarının devamını tespit etmek amacıyla höyüğün güney tarafında gerçekleştirilmiştir. Yapılan kazılarda Beycesultan Höyük'te Bizans Dönemine ait mimari kalıntılar ve buluntuların iyi biçimde korunmuş olarak günümüze ulaştığı görülmüştür. Bizans Dönemi'ne ait yapı kalıntıları sokaklar etrafında inşa edilmiş konutlardan oluşmaktadır. Oldukça düzenli bir mimari plana sahip olan yapıların M.S 12. yüzyılın sonlarında bir yangın sonucu terk edildiği anlaşılmaktadır. Selçuklu-Osmanlı Beylikler döneminde de iskan edilmiş olan höyüğün batı ve güneybatı tarafında Orta Tunç Çağ ve Bizans dönemlerinde kullanılmış olan bir mezarlık alanı da tespit edilmiştir. 2014 Yılı Kazı Çalışmaları sonucunda sokak yapısının devamının açığa çıkarılmasının yanı sıra sokağın güney tarafında da yapıların devam ettiği ve bu bağlamda yerleşimin son derece geniş bir alana yayıldığı anlaşılmıştır."