Çorum’da Nükleer Tıp Polikliniği Hizmete Açıldı
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2016 12:45
Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde Nükleer Tıp Polikliniği hizmete açıldı.
Nükleer Tıp Polikliniği hakkında açıklama yapan başhekim Yrd. Doç. Dr. Sinan Zehir, nükleer tıbbın hem teşhis, hem de tedavi hizmetlerini içeren, modern tıbbın bir dalı olduğunu söyledi. Bu hizmetlerin verilebilmesi için, teknolojik cihazlar, uygun alt yapı ve deneyimli sağlık çalışanlarının olması gerektiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Zehir, yeni klinikte başta koroner arter hastalıklarının tespitinde, anjio gerektiren hastaların doğru seçiminde ve takibinde çok değerli olan kalp sintigrafisi olmak üzere, birçok organ fonksiyonlarının sintigrafik olarak görüntülendiğini ifade etti.
Prof. Dr. Gülin Uçmak ve Uzm. Dr. Emine Göknur Işık da, yaptıkları açıklama da, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı’nın 2015 yılında yayınladığı istatistiklere göre, tiroid kanserlerinin kadınlarda tüm yaş gruplarında meme kanserlerinden sonra ikinci sırada, 15-24 yaş grupları arasında ise birinci sırada görüldüğüne dikkat çekti. Uçmak ve Işık, tiroid kanserlerinin erkeklerde sık görülen kanserler arasında olmamakla birlikte, daha hızlı seyredebildiğini kaydetti.
Tiroid kanserlerinin, yaş, cinsiyet gibi kişisel özelliklere ve hücresel yapılarına göre farklılık göstermekle birlikte, genel olarak doğru tedavi edildiğinde en iyi yanıt veren, uzun yaşam öngörülen kanser tipleri olduğunu dile getiren Uçmak ve Işık, açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:
"Dolayısıyla başlangıçtaki tiroid cerrahisi, birçok hastada verilen Radyoaktif İyot (RAI-Atom) tedavisi, tiroid bezi çıkarıldığı için dışardan verilen tiroid hormonlarının dozları, tekrarlayan hastalığın tespiti, yeniden ameliyat gerekliliği ve ameliyatın tekniği gibi konular hastalığın gidişini etkiler. Bu nedenledir ki, tiroid hastalarında takip çok önemlidir ve ömür boyudur. Tiroid kanserlerinde yıllar içinde yaklaşık yüzde 30 gibi azımsanmayacak oranda tekrarlayan hastalık görülebilir. Nükleer tıp kliniklerinde tiroid hastalıklarının ayırıcı tanısında değerli bilgiler veren, fonksiyonel ve moleküler görüntüleme yöntemleri kullanılmakta olup, bazı merkezlerde tanısal yaklaşımın yanı sıra tiroid hastalıklarının tedavi ve takibi de yapılmaktadır.
Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniğinde, 2015 yılı sonlarında açılan poliklinik hizmetleri ile tiroid kanserleri ve hipertiroidi (tiroid bezinin normalin üzerinde çalışması) vakalarının atom tedavisine uygunluğunun değerlendirilmesi, gerekli tüm kan tetkikleri, radyolojik ve sintigrafik tetkikler sonucu tekrar operasyon gerekip gerekmediği, ileri ek görüntüleme tetkiki ve tekrar biopsi gerekliliği gibi konular incelenerek, tedavi planlaması yapılmaya başlanmıştır. Hastalar poliklinikte değerlendirildikten sonra, atom tedavisi için bu konuda yoğun deneyimi olan kurumlara, öncelikle de Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’ne kendileri gitmeden randevulandırılabilmektedir. Tiroid kanserlerinde atom tedavisi sonrası takipler çok önemlidir ve daha önce bahsedildiği gibi takip ömür boyudur. Hastalar tedavi sonrasındaki takiplerini artık hastanemizde yaptırabilmekte olup, atom tedavisi öncesi ve sonrasında defalarca diğer kurumlara gitmek zorunda kalmamaktadırlar. Yakın gelecekte de Çorum ilinde yatarak atom tedavisi ünitesinin kurulması planlanmıştır"
Nükleer Tıp Polikliniği hakkında açıklama yapan başhekim Yrd. Doç. Dr. Sinan Zehir, nükleer tıbbın hem teşhis, hem de tedavi hizmetlerini içeren, modern tıbbın bir dalı olduğunu söyledi. Bu hizmetlerin verilebilmesi için, teknolojik cihazlar, uygun alt yapı ve deneyimli sağlık çalışanlarının olması gerektiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Zehir, yeni klinikte başta koroner arter hastalıklarının tespitinde, anjio gerektiren hastaların doğru seçiminde ve takibinde çok değerli olan kalp sintigrafisi olmak üzere, birçok organ fonksiyonlarının sintigrafik olarak görüntülendiğini ifade etti.
Prof. Dr. Gülin Uçmak ve Uzm. Dr. Emine Göknur Işık da, yaptıkları açıklama da, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı’nın 2015 yılında yayınladığı istatistiklere göre, tiroid kanserlerinin kadınlarda tüm yaş gruplarında meme kanserlerinden sonra ikinci sırada, 15-24 yaş grupları arasında ise birinci sırada görüldüğüne dikkat çekti. Uçmak ve Işık, tiroid kanserlerinin erkeklerde sık görülen kanserler arasında olmamakla birlikte, daha hızlı seyredebildiğini kaydetti.
Tiroid kanserlerinin, yaş, cinsiyet gibi kişisel özelliklere ve hücresel yapılarına göre farklılık göstermekle birlikte, genel olarak doğru tedavi edildiğinde en iyi yanıt veren, uzun yaşam öngörülen kanser tipleri olduğunu dile getiren Uçmak ve Işık, açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:
"Dolayısıyla başlangıçtaki tiroid cerrahisi, birçok hastada verilen Radyoaktif İyot (RAI-Atom) tedavisi, tiroid bezi çıkarıldığı için dışardan verilen tiroid hormonlarının dozları, tekrarlayan hastalığın tespiti, yeniden ameliyat gerekliliği ve ameliyatın tekniği gibi konular hastalığın gidişini etkiler. Bu nedenledir ki, tiroid hastalarında takip çok önemlidir ve ömür boyudur. Tiroid kanserlerinde yıllar içinde yaklaşık yüzde 30 gibi azımsanmayacak oranda tekrarlayan hastalık görülebilir. Nükleer tıp kliniklerinde tiroid hastalıklarının ayırıcı tanısında değerli bilgiler veren, fonksiyonel ve moleküler görüntüleme yöntemleri kullanılmakta olup, bazı merkezlerde tanısal yaklaşımın yanı sıra tiroid hastalıklarının tedavi ve takibi de yapılmaktadır.
Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniğinde, 2015 yılı sonlarında açılan poliklinik hizmetleri ile tiroid kanserleri ve hipertiroidi (tiroid bezinin normalin üzerinde çalışması) vakalarının atom tedavisine uygunluğunun değerlendirilmesi, gerekli tüm kan tetkikleri, radyolojik ve sintigrafik tetkikler sonucu tekrar operasyon gerekip gerekmediği, ileri ek görüntüleme tetkiki ve tekrar biopsi gerekliliği gibi konular incelenerek, tedavi planlaması yapılmaya başlanmıştır. Hastalar poliklinikte değerlendirildikten sonra, atom tedavisi için bu konuda yoğun deneyimi olan kurumlara, öncelikle de Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Kliniği’ne kendileri gitmeden randevulandırılabilmektedir. Tiroid kanserlerinde atom tedavisi sonrası takipler çok önemlidir ve daha önce bahsedildiği gibi takip ömür boyudur. Hastalar tedavi sonrasındaki takiplerini artık hastanemizde yaptırabilmekte olup, atom tedavisi öncesi ve sonrasında defalarca diğer kurumlara gitmek zorunda kalmamaktadırlar. Yakın gelecekte de Çorum ilinde yatarak atom tedavisi ünitesinin kurulması planlanmıştır"