Çorum’da Arıcılık Çalıştayı

Güncelleme Tarihi:

Çorum’da Arıcılık Çalıştayı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2015 16:50

ÇORUM'DA ARICILIK ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

Hitit Üniversitesi, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Arı Yetiştiricileri Birliği iş birliğinde “Çorum Arıcılık Çalıştayı” düzenlendi.
Çalıştaya Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Erkan Elfaz Ermiş, Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, Arıcılık ve Arı Ürünleri Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ali Salur, Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yücel Saygı, akademisyenler ve arı yetiştiricileri katıldı.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, dünyada arıcılıkta ilgili ilk yazılı belgelerin Hattuşa’da yapılan kazılarda ortaya çıktığını belirterek, Hitit Anayasası’nın 91. ve 93. maddeleri arıcılıkla ilgili olduğunu söyledi.
Türkiye’deki bal üretiminin yapılan çalışmalarla 103 bin tona çıktığını, arıların tamamının kayıt altına alındığını açıklayan Yılmaz, Türkiye’nin 6.8 milyon arı kovanı, 58 bin arıcı üyesiyle Çin’den sonra dünyanın ikinci büyük arıcı ülkesi olduğunu bildirdi.
Anadolu’nun bal bitkisi florası, arı çeşidiyle zengin bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Bal veren bitkilerin yüzde 70’nin gen merkezi Kafkasya ve Anadolu. Çorum’un yeri çok farklı. Dünyada arıcılıkta ilgili ilk yazılı belgelerde Çorum Boğazköy’de yapılan kazılarda çıkıyor. 3 bin 770 yıl önce Hititler tarafından yazılan dünyanın ilk anayasasında 91 ve 93. maddeleri arıcılıkla ilgili. Her kim ki arı çalarsa kovanıyla öder diyor. Bir kilo bal bir okka tereyağı gibi kıyaslamalar var. Bazen dengeler bozuluyor, koyunlardan yana ağırlık basıyor. Türkiye arıları Anadolu arıları hem korunsun, hem tespitleri yapılsın hem de ıslah edilsin. Bu alanda çalışma yapıyoruz. Artvin ve Ardahan’da Kafkas arıları korunuyor. Bölgelerde bu yönde çalışmalar yapılıyor. Gerek girdi üretimiyle Balla temas eden ürünlerin tamamı Gıda Kodeks kanuna uygun hale getirilmesi için çalışmalarımız da var.
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan da, üniversite olarak hedeflerinin arı yetiştirici sayısını çoğaltarak, bal üretimini artırmak olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Reha Metin Alkan, her ilde üniversite olması için yola çıkıldığında ana amacın sadece illere üniversite kurmak olmadığına işaret ederek, illere açılan üniversitelerin şehirlerin problemlerinin üzerine eğilmesi, sorunların çözümüne katkı sağlaması, bulundukları kentlerin mevcut potansiyelini ortaya çıkararak bu potansiyelin daha ileri götürülmesinin hedeflendiğinin altını çizdi.
Hitit Üniversitesi’nin genç bir üniversite olmasına rağmen dünya üniversiteleri ile aynı doğrultuda hareket ettiğini anlatan Alkan, yeni olmanın verdiği avantajı iyi kullandıklarının altını çizdi.
Bu toplantıdan sonra Çorum’daki arıcılık faaliyetlerinin birden bire Türkiye ortalamasının üzerine çıkacağı, yapılan toplantılar sonrası Çin’i geçeceklerine dair bir iddialarının olmadığını kaydeden Alkan, “Biz bu toplantıları başlatacağız ki bu yoldaki eksiklikleri görelim ve eksikleri giderelim.Merkezleri kurarken üniversitedeki mevcut potansiyeli kullanmak, ilin her anlamda gelişmesine katkı sağlamayı hedefledik. Arıcılık merkezi de bunlardan bir tanesi. Üniversite olarak biz sadece öğrenci yetiştiren, bilimsel araştırmalar yapan bir formatta olmayacağız. Dünyanın kabul gördüğü, Türkiye’de arzu edilen üniversite-şehir işbirliği, üniversite-sektör işbirliğinin gibi her türlü işbirliğinin içerisinde yer almayı istiyoruz. Merkez Çorum’daki potansiyelin geliştirilmesi ve üretimin artırılmasına katkı sunacak. Üniversite olarak hedefimiz arıcılık yapanların sayısını artırmak ve bu işle uğraşların kovan başına aldıkları ürün miktarının artırılması. Üniversite olarak toplumun içerisinde yer almamız gerekiyor. Toplumun problemlerine bir şekilde çözüm bulan bir rolü de üstlenmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Erkan Elfaz Ermiş de, Türkiye’nin arıcılıkta dünyada birinci sıraya yerleşebilecek değerlere sahip olduğunu açıkladı.
Arıcılığın dünyanın bir çok ülkesinde hem ekonomik hem de tarımsal üretimin önemli bir kolu olduğunu anlatan Ermiş, “Dünyada ikinci sırada olmamız memnuniyet verici. Arıcılık tarlası olmayan. Herhangi bir mülkiyete gerek duymayan sabit bir tesis gerektirmeyen sosyolojik bir üretim şekli. Her ailenin kendi çapında yapabileceği bir tarımsal sektör. Türkiye’de en hızla gelişen tarımsal sektörlerden birisi. 1980’li yıllardaki kovan sayımızı bugünle kıyasladığımızda 3-4 katına çıkmış olduğumuzu göreceğiz. Bunu yaparken de sadece köydeki çiftçiler değil, Büyükşehirlerdeki insanlarda villalarının bir köşesinde arıcılık yapmaya başladılar. Arı ve arı ürünleri alternetatifi olmayan bir gıda türüdür. Arıcılar olarak polen, propolisin ne demek olduğunu bilmemize rağmen değeri yeni anlaşılıyor. Türkiye coğrafyası müthiş bir flora. Arıcılığın gelişmemesi için sadece bizim tembelliğimiz var. Türkiye dünyada birinci sıraya yerleşebilecek değerlere sahip” şeklinde konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!