Güncelleme Tarihi:
ÇORUM (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Yeni bir dünya sisteminin kurulması için kalbinde insan sevgisi olan, bütün yaratılanları, yaradılışta eş olarak gören bir bakış açısının hakim olmasına ihtiyaç vardır. İşte Türkiye tarihsel süreçte böylesine önemli bir tarihi misyonun sahibidir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA, TRT, Çorum Valiliği, Çorum Belediyesi, Hitit Üniversitesi ile Çorum Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde organize edilen "Sürgünün 70. yılında Ahıska Türkleri Uluslararası Sempozyumu", Anitta Otel'de başladı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sempozyumun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Ahıska'nın, sadece Ahıska Türkleri için değil, Türkiye Türkleri için de önemli milli meselelerden biri olduğunu söyledi.
Ahıskalı bir halk ozanının, "Ahıska bir gül idi gitti, bir ehli din idi gitti, söyleyin Sultan Mahmut'a İstanbul'un kilidi gitti" sözleriyle başlayan Kurtulmuş, "Ahıska, babalarını, kocalarını, oğullarını savaşa gönderenlerin, 1944 yılının bir sabahında kapılarına dayanan, 'bir aylığına sizleri buralardan götüreceğiz' diyerek kamyon vagonlarına çocuklarını koyarak gidenleri anlatan bir zulmün adıdır. Bu büyük direnişin sahibi olan bu kahraman halkı, rahmet, minnet ve saygıyla anıyor; Ahıska'ya selam olsun diyoruz" ifadesini kullandı.
Ahıska'da yaşanan sürgünün bir tesadüf olmadığını anlatan Kurtulmuş, Kafkaslara hakim olanın dünyaya da hakim olacağını söyledi.
Kurtulmuş, Ahıska'nın, Rusların Kafkasya'ya hakim olma projesi olduğunu dile getirerek, Ahıska nasıl Osmanlı için, Türk devleti için stratejik olduysa bugün de aynı şekilde stratejik öneminin bulunduğunu söyledi.
"Belki bugün Ahıska, Türkiye'nin, İstanbul'un kilidi değildir ama Ahıska, Kafkasya'nın kilidi olmaya devam etmektedir" diyen Kurtulmuş, modern zamanlarda da aynı sürgün hikayelerinin devam ettiğini, acıların da katlandığını anlattı.
- "Anadolu, bütün bu sürgünlere uğrayanlara kucak açan bir yer"
Bosna'da ve Çeçenistan'da yaşanan acıların, Ahıska'da yaşanan acılardan, soykırımlardan ve katliamlardan hiçbir farkının olmadığını hep beraber yaşadıklarını vurgulayan Kurtulmuş, "Orada da yine duyarlı bir milletin çocukları olarak biz, Türkiye Türkleri olarak bütün bu kardeşlerimizin derdine çare olmaya çalıştık. Kadınlar evlerinde kazak ördüler, Çeçenistan'a, Bosna'ya gönderdiler" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, dünyanın her yerinde sürgünler, katliamlar ve etnik temizliklerin devam ettiğini vurgulayarak, Türkiye'nin Anadolu'nun bütün bu sürgünlere uğrayanlara kucak açan bir yer olduğunu kaydetti.
Dünyanın neresinde olursa olsun "yok mu bir yardım eli" diyen herkese el uzatmanın, Türkiye'nin boynunun borcu olduğunu belirten Kurtulmuş, "Anadolu toraklarının boynunun borcudur. Allah'a çok şükür bugün düne göre, bu borcumuzu daha güçlü bir sesle yerine getirmeye gayret ediyoruz. Türkiye siyasi ve iktisadi istikrarı ile birlikte bugün dünyada hem de uluslararası alanda artık çok da rahat faaliyet gösteren kurumları ile var" diye konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye'nin güçlü olmasının zalimleri adım atarken bin kere düşünmek zorunda bırakacağını anlatarak, şöyle devam etti:
"Türkiye ne kadar güçlü olursa dünyanın her tarafındaki mazlumlar, haklarının savunulacağından emin olacaklar. Bunu söylerken bizim vazifemiz mazlumlara zulmedildikten sonra el uzatmaktan da ibaret değildir. Bizim vazifemiz yeryüzünde yeni bir sesi, yeni bir soluğu, yeni bir medeniyeti ortaya koyabilme gücünü göstermektir. Temeline insan olan, dostluk olan, vefa olan, ihsan olan, yardımlaşma olan yeni bir medeniyeti, bütün dünyaya söylemek, haykırmak durumundayız. Yer yüzünde bugün yaşadığımız ve öyle görülüyor ki yakın zamanda da devam edeceği anlaşılan bu zulümlerin, bu katliamların, bu soykırımların, bu etnik temizliklerin ortadan kalkması için 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturuna inanların düşüncelerinin dünyada hakim olması gerekir."
Bu anlayışın küresel sistemde de etkin ve hakim olması gerektiğine dikkati çeken Kurtulmuş, böyle olursa dünyadaki sorunların çözüleceğine inandıklarını söyledi.
Kurtulmuş, bu şekilde, bu istikamette çalışmalarına devam ettiklerini vurgulayarak, "Yok eğer böyle olmaz bu şekliyle dünya sistemi devam ederse olacak olan, güç kimdeyse onun gücü kadar dünyada istediği şekilde zulmüne devam etmesidir. Ya da dünyanın güçlülerinden kim kime arkasını yaslıyor ve dayanıyorsa yani BM'de kimin dayısı varsa onun dilediği şekilde, istediği şekilde zulmedeceği şekilde dünya devam edecek demektir. Buna razı olamayız. Ne Ahıska Türklerinin sürgününü hatırlarken ne de Filistinlilerin bugün yaşadığı drama karşı sözlerimizi haykırırken asla buna razı olamayız" ifadesini kullandı.
- "Yeni bir dünya sisteminin kurulması şart"
Yeni bir dünyanın kurulabilmesi için yeni bir dünya sisteminin kurulmasının şart olduğunu ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni bir dünya sisteminin kurulması için kalbinde insan sevgisi olan, bütün yaratılanları yaradılışta eş olarak gören bir bakış açısının hakim olmasına ihtiyaç vardır. İşte Türkiye tarihsel süreçte böylesine önemli bir tarihi misyonun sahibidir. Bu misyonu sonuna kadar yerine getireceğiz. Dünyada yaşanan bütün zulümlere karşı sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz. Birileri diyecek ki 'dünyaya siz mi düzen vereceksiniz' biz de onlara şunu demeye devam edeceğiz; 'yalnız başımıza da kalsak dünyadaki bütün mazlumların haklarını savunmaya, sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz."
Kurtulmuş, bugün kendilerine "Dünyanın akıllısı siz misiniz, Yahudilere karşı İsrail devletinin saldırganlığına karşı, İsrail hükumetinin saldırganlığına karşı Filistinleri siz mi koruyacaksınız?" dendiğini anlatarak, İsrail devletinin saldırganlığına "dur" diyecek iradenin Anadolu topraklarında var olan irade olduğunu söyledi.