Güncelleme Tarihi:
ÇANAKKALE (AA) - BURAK AKAY - Dünya harp tarihine geçen Çanakkale Savaşları'nda düşman askerleri karşısında verilen amansız mücadele ve kahramanlıklar, üzerinden 101 yıl geçmesine rağmen hafızalardan silinmiyor.
Seddülbahir Cephesi'nde, çıkarma yapan düşman askerlerine karşı silah arkadaşlarıyla çarpışırken, namlusu parçalanan tüfeğini İngilizlere fırlatan ve yerden aldığı taşlarla mücadelesini sürdüren Bigalı Mehmet Çavuş, adını tarihe altın harflerle yazdıran Mehmetçikler arasında yer aldı.
19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa'ya bir rapor göndererek, 27. Alay 3. Tabur 10. Bölük eratından Mustafaoğlu Bigalı Mehmet Çavuş'un, gösterdiği kahramanlık nedeniyle madalyayla ödüllendirilmesini istedi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşları sırasında İtilaf Devletleri donanmasının 4 Mart 1915'te 5 zırhlı ve 7 torpido desteğinde 3 büyük sandalla Seddülbahir İskelesi'ne gelerek karaya 60 asker çıkardığını hatırlattı.
Atabay, bu sırada Seddülbahir Tabyası'nın Osmanlılar tarafından boşaltılmasına rağmen, bölgeyi kara saldırılarına karşı savunmaktan sorumlu olan 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey'in, 27. Alay, 3. Tabur, 10. Bölük eratından Mustafa oğlu Bigalı Mehmet Çavuş komutasındaki bir takım askeri, Seddülbahir Kalesi'ne yerleştirdiğini anlattı.
Bigalı Mehmet Çavuş'un askerlerini deniz tarafına, karşıyı geniş bir açıdan görebilecek şekilde yerleştirdiğini ifade eden Atabay, ''Mehmet Çavuş ve takımının ellerinde sadece el bombası ve tüfekleri vardı. Toplam mevcutları 30 kişiydi. İtilaf askerlerinin denizden saldırabileceğini düşündüğü için geceleri 5 nöbetçi bıraktı. Diğer askerler de kale içindeki siperlerdeydi'' dedi.
- "Namlusu parçalanmış tüfeğini İngilizlere fırlattı"
Atabay, karaya çıkan İngiliz askerleriyle Mehmet Çavuş'un takımı arasında 3 saat devam eden şiddetli bir çatışma yaşandığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Seddülbahir Kalesi içerisinde bulunan Mehmet Çavuş'un askerleri sürekli yer değiştirerek ve ateş ederek sayılarını çok gösterdiler. Bu nedenle teknelerde bekleyen İngiliz askerlerinin tamamı karaya çıkamadı.Bigalı Mehmet Çavuş'un tüfeğinin namlusu paramparça oldu. Namlusu parçalanmış tüfeğini İngilizlere fırlattı ve yerdeki taşları alarak mücadeleye devam etti. Düşmana taşla saldıran Mehmet Çavuş'u gören takım arkadaşları da açıktan ateş etmeye başladılar. Bu sırada Mehmet Çavuş başından ve göğsünün sağ tarafından yaralandı. Kıyıda bulunan İngiliz birlikleri teknelerine binerek uzaklaşmaya başladı. Akşama doğru ihtiyat kuvvetleri Seddülbahir'e geldiğinde mücadeleyi sadece 12 asker sürdürüyordu. 4 Mart'ta Seddülbahir'de 6 şehit ve 13 yaralı verildi.
19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Seddülbahir'in kuzeyindeki Haraptepe'den Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa'ya bir rapor göndererek 27. Alay, 3. Tabur, 10. Bölük eratından Mustafaoğlu Bigalı Mehmet Çavuş'un madalyayla ödüllendirilmesini istedi.''
- Mustafa Kemal'in anlatımıyla yaşananlar
Yrd. Doç. Dr. Atabay, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal Atatürk'ün, 6 Mart 1915 günü Seddülbahir Muharebesi sırasında yaşanan olayı şu şekilde anlattığını aktardı:
''Söz konusu öğleden evvel saat 09.00'da düşmanın 3 dretnot ve 5 torpidosu tarafından Seddülbahir ve civarı bombardıman edilmeye başlandı. Bu sırada bir nakliye gemisi ile 3 mavnası Seddülbahir İskelesi'ne yanaşarak asker çıkarmaya başlamış ve bombardıman himayesi altında bir subay kumandasında 70 kişilik tahmin edilen bir kuvvet ve bir makineli tüfek iskeleye çıkmıştır. 27. Alay'ın 10. Bölüğü'nden Mustafaoğlu Mehmet Çavuş kumandasındaki yarım takım tarafından, çıkan düşman üzerine Seddülbahir Tabyası'ndan ateş açılıyor ve düşman da karşı ateşe başlıyor. Muharebe 3 saat kadar devam etmiş, mesafenin azlığı ve askerimizin şiddetli ateşi altında ve en nihayet süngü hücumuna kalkması sayesinde düşman askeri sebat edemeyerek birçoğu vurulmuş oldukları halde sandallarına binerek kaçmışlardır.
Bombardıman sırasında 27. Alay 10. Bölük'ten 6 şehit ile 13 yaralımız vardır. Bunlardan 3 şehit Seddülbahir'de, diğer 3 Harap Tabya'da bekleme mevzinde bulunan kıtadandır. Seddülbahir'de şehit olan 3 neferden Nuhoğlu Nuh'un cesedi bulunamamış ise de şehit olduğu kuvvetle muhtemeldir. İş bu muharebede 46 bin 700 piyade mermisi sarf edilmiştir. 5 silah ile 8 kasaturanın henüz bulunamadığı ve 2 silahın kundaklarının harap olduğu ve bu konuda zayiat listesinin takdim edildiği arz olunur.''