Güncelleme Tarihi:
Salgın sürecinin başlangıcında örgün eğitim çok kısa bir sürede uzaktan eğitim sistemine geçmek zorunda kaldı. Bu süreçte birçok öğretmen belki daha önce hiç kullanmadıkları teknolojik araçlar ile tanıştı. Öğretmenler ve öğrenciler için bu alışılmadık süreci nasıl kolaylaştırdınız?
Mart ayında okulların bulaş riski nedeniyle kapatıldığının açıklandığı andan itibaren hızla organize olarak eğitimi dijital ortama taşıdık. Bilişim teknolojisiyle ilgili altyapımız zaten vardı. Öğretmenlerimizi uzaktan eğitim teknolojisi hakkında bilgilendirdik; cihazlarla destekledik. Kimi zaman birebir kimi zaman grup dersleriyle Zoom uygulaması üzerinden uzaktan eğitimi gerçekleştirdik. Öğrencilerimizin tekrar edebilmeleri için ayrıca Youtube’dan da ders yayınları yaptık.
MEB’nın 17 Kasım tarihli kararı ile 31 Aralık’a kadar resmi, özel ve örgün tüm eğitim kurumları uzaktan eğitime geçiyor. Bu karardan önce öğrencilere yüz yüze, hibrit ve uzaktan eğitim olarak üç farklı şekilde eğitim alma seçenekleri sunulmuştu. 17 Kasım’dan önce öğrencilerinize bu seçenekleri ve başkalarını sundunuz mu?
Bizim tercihimiz elbette yüz yüze eğitimden yana oldu. Yaz aylarında 12. sınıflarda yüz yüze telafi eğitimini başlatmış ve ara sınıflarda uzaktan telafi eğitimini sürdürmüştük. Ekim ayında 12. Sınıflarla başlattığımız yüz yüze eğitime, Kasım ayında 9. sınıflar da katılmıştı. Yüz yüze eğitime katılmayan öğrencilerimiz için de sınıftan online yayın yaptık; sürekli iletişimle destekledik. Uzaktan eğitimde, akademik başarıyı getiren öğretimi eksiksiz hayata geçirdiğimizi düşünüyorum.
Şimdi eğitime nasıl devam edeceksiniz?
Bildiğiniz üzere COVID-19 salgınındaki artışın neticesinde okullar yeniden 4 Ocak 2021 tarihine kadar kapatılmıştır. Biz bu nedenle 2020-2021 dönemi için okulumuzda öğrenci durum değerlendirmesine yönelik yeni ve özgün bir yazılımı devreye aldık. Biz de eğitimi; mart ayından itibaren deneyim kazandığımız ve sürekli geliştirdiğimiz, yeni yöntemler eklediğimiz uzaktan eğitim ile sürdürüyoruz.
“PANDEMİDE DEVLET OKULLARI VE ÖZEL OKULLAR ARASINDAKİ MAKAS AÇILDI”
Pandemi sürecinde Türkiye’de uygulanan uzaktan eğitim faaliyetlerine ilişkin eleştiri ve önerileriniz nelerdir?
Ne yazık ki pandemi sürecinde devlet okullarıyla özel okullar arasındaki makas açılmıştır. Kamu eğitiminde bilişim araçlarına erişemeyen öğrencilerin eksiksiz desteklenmesi, yayınların kesintisiz yapılabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki çok sayıda öğrencinin internete ve bilişim araçlarına erişimi olmadığı yönünde bilgiler duyuyoruz ve bu konu öğrenciler adına bizi üzüyor, düzeltilmesi gerekiyor.
Peki, öğrenci ve veli sağlığını korumak adına nasıl önlemler aldınız?
Pandemi koşullarında, yaz ayındaki telafi dersleri sırasında ve eylül ayında okulların açılacağı varsayılarak sınıf mevcutları 12 kişiye düşürülmüştü. Son sınıflarda çok kişili masa başı çalışmalar ikişer kişilik sosyal mesafeli derslere dönüştürülmüştü. Biz pandemi koşullarında eğitime yönelik akla gelebilecek her türlü hazırlığı yaptık. Hijyenden maskeye, sosyal mesafe uygulamalarına dek öğrencilerimizin sağlığı için her detayı dikkate aldık. Başta hekimlere ve uzmanlara danıştık. İşçi Sağlığı ve Güvenliği uzmanlarımız salgın konusundaki bilgilerini sıkı bir şekilde takip ettik ve hepsini okulumuzda uyguladık.
“SORUMLULUĞU SADECE ÖĞRENCİYE BIRAKMADIK, TAŞIN ALTINA ELİMİZİ KOYDUK”
Birçok okulda öğrenciler teneffüs saatlerinde korunma konusunda kendileri sorumluluk almak zorunda bırakılıyor. Siz konuyla ilgili ekstra tedbirler aldınız mı?
Öğrencilerimizi okulda sosyal mesafe gözeterek ve maske kullanarak birbirleriyle iletişimi sürdürmeleri konusunda bilgilendirmiştik. Aynı şekilde sınıflarda ders araç gereçlerini nasıl kullanmaları gerektiği vb. gibi birçok konuda konuştuk. Yine de teneffüslerde tüm okul koridorlarında ve bahçede nöbetçi öğretmenlerimiz sistemli bir şekilde görev yaptılar. Ayrıca kamera sistemleriyle koridorlar ve okul bahçeleri izlendi. Zaten öğrencilerimiz de kısa sürede okulda salgın kurallarına uygun şekilde davranmayı alışkanlık haline getirdiler. Özetle sorumluluğu sadece öğrenciye bırakmadık, taşın altına elimizi koyduk ve eksiksiz denetledik.
MEB tarafından özel okulların uymaları beklenen kurallar var mı? Katıldığınız projeler veya aldığınız sertifikalar var mı?
MEB’nın “Okulum Temiz” projesi kapsamında istenilen tüm kriter ve kuralların hepsini zaten uygular durumdaydık. TSE’ye başvurduk ve kurumun uzmanları gelip okulumuzu denetledi, biz de Okulum Temiz Belgesi’ni kolayca aldık.
Öğrencilerinizden test yapmalarını istediğiniz oldu mu?
Zaten velilerimiz öğrencinin biraz burnu dahi aksa evde tuttu. Sürecin başından beri veliler ile doğru iletişim kurduk, okul-veli olarak konuda doğru bir iş birliği yaptık. Bu nedenle okulda gözlem odasına alıp da teste gönderdiğimiz öğrenci olmadı.
Koronavirüs testi pozitif çıkan bir öğrenci ile ilgili bilgi aldığınızda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Bundan önceki (eğitim kısıtlamaları öncesi) süreçte pozitif çıkan öğrenci zaten okula gelmiyordu. Pozitif öğrenci evdeydi ve uzaktan Zoom ile eğitime katılıyordu. Okulda sosyal mesafe, maske ve hijyen kurallarına maksimum uyulduğu için de herhangi bir sorun yaşamadık.
“UZAKTAN EĞİTİM HİÇBİR ŞEKİLDE YÜZ YÜZE EĞİTİMİN YERİNİ TUTMUYOR”
Eğitimin değişime uğradığı bu dönemde öğrenci psikolojisini nasıl destekliyorsunuz?
Öğrencilerimizi ve velilerimizi sürekli bilgilendiriyoruz. Rehber öğretmenlerimiz ve uzman psikologlarımız öğrenci ve velilerle sürekli iletişim halinde. Gerektiğinde öğrenci ile birebir çevrimiçi görüşme yapılarak psikolojik destek veriliyor.
Son olarak, yakın gelecekte eğitim sisteminin nasıl ve nereye evirileceğini düşünüyorsunuz?
Gelecekte uzaktan eğitim öne çıkacak. Ancak uzaktan eğitimin hiçbir şekilde yüz yüze eğitimin yerini tutmadığı da bu süreçte anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Okullar öğretimin yanı sıra eğitimin de gerçekleştiği yerlerdir. Öğrenci okul ortamında sosyalleşir ve hayata hazırlanır. Bu nedenle yüz yüze eğitim de önemini korumaya devam edecektir.