Güncelleme Tarihi:
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, hedefine kentsel dönüşümü koyarak Yıldırım için gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Yılmaz, “Düzenin, huzurun olduğu, sakin bir şehir hedefliyorum. Yıllar sonra hoş bir sadâ ile anılmak benim için kâfi” diyor.
- Göreve geldiğinizde Yıldırım Belediyesi’nin 550 milyon lira olduğu söylenen borcu karşısında endişeye kapıldınız mı?
Hiç endişeye kapılmadım. Ticaret yaptığım için kârı da zararı da, batmayı da çıkmayı da görmüş biriyim. Her dönemi kendi bütünü içerisinde değerlendirmek lazım. Biz dönemimizi güçlendirmeye gayret ediyoruz ve güçlü bir dönem olacağına inanıyorum. Bence tek kaynak belediyenin kendi bütçesi değildir veya tek kaynak para değildir. Her işin temelinde aslında insanın kendisi vardır ve ilişki yönetimi vardır. Tek kaynak olarak belediyenin bütçesini görürseniz sadece o yolda gidip gelirsiniz başka alternatifleri vs. aramazsınız. Bu sefer ‘bütün yollar kapalı’ dersiniz halbuki siz sadece bir yolu kullanmışsınızdır. Ben bu anlamda Yıldırım’ın kendi gücü, sinerjisi, enerjisi olduğuna inanıyorum.
- Peki nedir o kaynaklar?
Kaynak, dediğim gibi sadece belediyenin kaynakları değil, ilişkilerin yönetimidir. ‘Birlik ve beraberlik işin besmelesidir’ diye yola çıktık. Birlikte hareket etmenin, Büyükşehir ile beraber olmanın, aynı partinin adayının Başkan olmasının da ciddi kazanç olacağını, iktidarda AK Parti’nin olmasıyla beraber ‘üçlü birliktelik, güçlü birliktelik’ sloganını da kullandık. Ocak ayında kamuoyu açıklaması da yapacağız ‘beraber neler yaptık, biz neler yapıyoruz, diğer kurumlardan neler aktardık?’ diye. Yine bakanlıklarımızın Yıldırım’a yatırım yapmasını sağlamak da çok ciddi bir kaynak. Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi, bakanlığın yatırımı. Şimdi bir Gençlik Merkezi yapıyorlar. Hakeza TOKİ ile beraber 1250 konutluk proje gerçekleştiriyoruz. Geçen dönem ekonomik olarak bizi zora sokan işlerden bir tanesi de kentsel dönüşümü belediyenin kendi kaynaklarından yapmak durumunda kalması. Bu yanlış. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kaynağını kullanıyoruz.
İMAR KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ SESSİZ BİR DEVRİM
Öncelikli problemi, öncelikli gündemi imarla ilgili kanunlar. Bizim kentsel dönüşümden önce tapulandırma ile ilgili ciddi problemlerimiz var. Geçmiş dönemdeki yöneticiler elbette birtakım planlar, plan uygulamaları, tapulandırma işlemleri gerçekleştirmişler. Ama biri itiraz etmiş süreç sekteye uğramış. Böyle üç defa, dört defa, beş defa tekrarlanan işler var. Bunların bir daha geri dönülmemek üzere çözülmesi için bir karar alınması gerekiyordu. Bu da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin alması gereken bir karardı. Bunu Bakanımız’a anlattık. Bakanımız ekip gönderdi, birlikte çalıştık ve imar kanununda belli bir değişikliğe gidildi. Bu değişiklikle bizim ısrarla istediğimiz talepler de yerine geldi. Yani ‘Yıldırım için, Bursa için imar kanunda değişikliğe gidildi’ diyebiliriz. İşte bu en büyük kaynaklardan bir tanesi. Yani her şey para değil aslında.
- Aynı birlik ve beraberliği Yıldırım Belediye Meclisi’nde de yaşatıyorsunuz sanırım.
Bizim meclis toplantıları güzel ve sakin geçiyor. Çünkü sağ olsunlar diğer gruplarımız da o anlamda uyumlu. Elbette muhalefet olmanın getirdiği bir bakış açısı var. Arkadaşların eleştirilerine saygı duyuyoruz her daim ama şu konuda anlaştık: Biz burada Yıldırım’ı konuşalım. Yıldırım’ı nasıl şahlandırırız, nasıl kalkındırırız birlikte konuşalım. Bir şey Yıldırım’ın lehine mi aleyhine mi bunu tartışabiliriz. Ama onun dışında siyasi mülahazalara girmenin bir sonu yok. Kazananı da olmaz bu tür şeylerin.
- Mutlaka göreve geldiğinizde bir hayaliniz vardı. Bu borç neleri yapmanıza engel oldu?
Borcun olması belki hızımızı kesmiş olabilir ama biz engel tanımıyoruz o anlamda. Bunu bir engel olarak da görmüyoruz. Daha ziyade pandemi süreci belki bizim birtakım süreçlerimizi engelledi. Ama hamdolsun orada da işimizin yönü değişti belki. Daha çok sosyal destek projelerine ağırlık verdik. Borca rağmen katı atık bedellerinin kaldırılmasını öncelikli olarak Büyükşehir Meclisi’nde sağladık. ‘Almayacağız’ dedik. Bütün evlere, ailelere destek sağladık. 2020’yi Fen İşleri Yılı ilan ettik. Vatandaştan asfalt katılım bedelleri de almayacağız.
- 2021 için başlığınız nedir?
2021 yılını Ocak ayında açıklayacağız. Vatandaşımız projeler bekliyor, uygulamalar bekliyor. 2021, imalatlarımızın hızlanacağı, dönem içerisinde yapacağımız projelerin şekil aldığı bir yıl olacak. 2022-2023-2024’ü de bu anlamda isimlendirerek, bir her yıla bir atıfta bulanarak sürdüreceğiz. 2021 yıl için de düşündüğümüz şeyler var.
- Öncelik hangi projede olacak peki?
Tabii ilçemizde birinci konu imar ve kentleşme. Bu alanlara ağırlık veriyoruz. Sosyal yaşam alanları da bizim için önemli. Biz ‘Çok Yeşil Yıldırım’ diyerek 700 bin metrekare yeşil alan demiştik. 700 bin metrekarelik baremimizi artıracağız inşallah. Bu anlamda bunu önemsiyoruz. Bir de pandemi sürecinde gördük ki herkes açık havada olmak istiyor. Dolayısıyla doğru bir yaklaşımı ortaya koyduğumuzu bu salgın süreci de göstermiş oldu. Biz bu anlamda hem büyük kent parkları hem de mahallelerde küçük parklar yapacağız.
DÖNÜŞÜMDE HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI
- Belediye olarak dönüşüm yerine, vatandaşın talep etmesini bekliyorsunuz. Mevlana’da imzalar de-vam ediyor. Bu imzalar yeni yaşam alanlarına dönüşebilecek mi? Kentsel dönüşümle ilgili son duru-mu özetleyebilir misiniz?
Ayağımızı sağlam basarak ilerliyoruz. Seçim sürecinde ‘Müteahhitlik yapmayacağız’ dedik. Birincisi; özel sektörü işin içine katmalıyız. İkincisi; zorla güzellik olmaz, şehrin dönüşümü sadece belediyenin, devletin değil vatandaşın da gündeminde olmalı ve taşın altına herkes elini koymalı. Bursa iki tane tecrübe yaşadı. Büyükşehir’in emsal artış kararı ile yaptığımız kentsel dönüşümlerde şehir siluetine yakışmayan görüntüler ortaya çıktı. Yıldırım’da ‘mahalle bazlı dönüşüm yapacağız’ denildi. Vatandaşımız da ‘ben buradaki kültürümle, komşularımla kalmak istiyorum’ deyince süreç yürümedi. O zaman biz dedik ki ‘orta ölçekli bir projeksiyon ortaya koymak gerekir ki yürüsün.’ Bizim üzerimize düşen; vatandaşın önünü açmak ve talebi oluşturmak. Talep oluşmazsa zorla yapamayız. İnşaat Müteahhitleri, Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’yle (İMSİAD) de toplantı yaptık. Tabii salgın süreci de bunların çok hızlı ilerlemesini engelledi ama yeni fırsatlar koyduk ortaya. Değirmenönü Mahallesi’nde tapu dağıtımı gerçekleştirdik. Orada yeni siteler yükseliyor. Yıldırım’ın parlayan yüzü oluyor. Karapınar’da tapu dağıttık. Yiğitler’de, Esenevler’de imar düzenlemeleri gerçekleştirdik. Bütün mahalle değil de bir sokak anlaşırsa orada kendi içerisinde bir site yapılabilir boyutta 2 bin, 3 bin metrekarelik parsellerle bu işin olabileceğini gösterdik; en azından zeminini hazırlamış olduk. Eğitim Caddesi’nin devamı olan Erdoğan Caddesi’nin Esenevler Kavşağı’na Ankara yolunda bağlanması adına 5 etaplı bir proje yürütüyoruz Büyükşehir ile beraber. Sinandede bölgesinde de başka özel sektör temsilcileri şu anda dönüşümle ilgili çalışıyor. Ankara yolunun altı Mevlana’dan başlayan bölgede ciddi mülkiyet problemleri, keşmekeşlik var. Kişi tarladan hisse almış yerini tam netleştiremiyor, orada imar uygulaması yapıldığında mevcut yeri dağılmış oluyor. İmar kanunu değişikliği bu problemleri de kalıcı şekilde çözmüş olacak. ‘Mevlana Mahallesi’nde TOKİ ile birlikte bölgesel dönüşüme örnek bir proje yapalım’ dedik. Bakanımıza sunduk ve olumlu yanıt aldık. Geçtiğimiz yıl 500 konut sözü vermişti. Burada daha önce yüzde 40 uzlaşma sağlanmıştı. Ben o bölgede büyüdüğüm için insanları tanıyorum, çağırıp konuştum. Dönüşüm istediklerini ama fiyat farkı vermek istemediklerini söylediler. 2 yerine 10 yıl vade önerdik. Meclis Kararı aldık. Oran yüzde 80’e çıktı. Daha düşük yoğunluklu nitelikli bir proje hazırladık. TOKİ yapacağı için bizim cebimizden de para çıkmayacak. Görüşmelere başladık; sözleşmeleri yapıyoruz. 1250 konut olacak. 1. Etabımızda 650 konut, akabinde de 600 konut. Domino etkisiyle bir süreç başlatmış olacağız. Burada kazandığımız tecrübe bizim için önemli olacak. Hassas davranıyoruz ve bunun da model olacağına inanıyoruz.
- İnanç ve kültür turizmi bakımından Yıldırım’ı gereği kadar değerlendirebiliyor muyuz?
Dışarıdan birine ‘Bursa deyince aklınıza hangi değerler geliyor?’ diye sorsanız, ‘Yeşil, Emirsultan, Teleferik, Cumalıkızık’ der. Bu 4 değer de Yıldırım’da. Biz de “Yıldırım Beyazıt Han’ın cesaretini, imparatorluğu yeniden derleyip toparlayan Çelebi Mehmet Han’ın ferasetini ve Emir Sultan’ın gönüllere taht kurmuş şahsiyetini samimiyetle kendimize rehber edindik” diyoruz. Bu tarihi değerleri ön plana çıkarmak adına master planlar yapıyoruz. Yıldırım Beyazıt çevresinde külliye içerisinde çalışıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in çocukluğunda ders gördüğü yer olan Molla Yegan Medresesi’ni, ‘Geçmişten Geleceğe’ mottosuyla Çocuk Aktivite Merkezi yapıyoruz. Balabancık Kalesi, Talimhane, Mollaarap’ta fetih öncesi Bursa’yı hatırlatacak bir kimlik için çalışıyoruz. Bizi heyecanlandıran hususlardan biri de Emirsultan ve Yeşil arasında inanç merkezi şeklinde yapılanma. Büyükşehir ile çalışma başlattık. Bursa’ya gelenler Ulucami’den sonra Emirsultan’a gitmek ister. Orada bir yürüyüş aksı oluşturma çalışmamız var.
- Ya gençler için yaptığınız en önemli çalışma nedir?
En önemlilerinden biri Uyumayan Kütüphane. Bir hayırseverimizle yaptık. Cumhurbaşkanımızın önderlik ettiği Millet Kıraathaneleri formunda. Çocuklarımıza, gençlerimize çeşitli ikramlarımız olacak. 300 kişilik kapasite var. 20 bin kitapla başladık, 50 bine kadar çıkaracağız. Bilgisayarlı çalışma odaları, seminer salonları ile 7 gün 24 saat hizmet verecek.
YOL HARİTAMIZI DOĞRU ÇİZDİK
- Kalan hizmet yıllarınız için Yıldırımlılara neler söylemek istersiniz? Hizmet sürenizi tamamladığınızda nasıl bir Yıldırım hayal ediyorsunuz?
Bu süreç içerisinde verdiğimiz tüm taahhütleri inşallah yerine getireceğiz. Yol haritamızı doğru çizdiğimizi gördük ve dönem içerisinde bunları tamamlayacağız. Tabii ki belirlediğiniz ya da değiştirmek istediğiniz her şeyi bir anda yapmanız mümkün değil, Fakat bir düzenin, huzurun olduğu, sakin bir şehir hedefliyorum. Yıllar sonra hoş bir sadâ ile anılmak da bizler için kâfi. Fakat tüm bu projeler için asıl olan konu bunları yapmak değil, yaşatmak. Bunları yaşatacak olan ise insanımız. Hemşerilerimizden şehrine, kentine sahip çıkmalarını bekliyoruz.