Yeşim sürdürülebilirlikte lider

YEŞİM Grup, Türkiye’de ve Bursa’da sektörünün dev kuruluşlarından. Ekonomiye büyük katma değer yaratan şirket, özellikle sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projeleriyle de öne çıkıyor. Bu başarının arkasında iyi bir ekip çalışması ve en önemlisi bu ekibe liderlik eden Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur var. Sofra Sohbetleri’ne konuk ettiğimiz Dilek Hanım’dan, Yeşim Grup’taki uzun yolculuğu ile şirketin gelecek hedeflerini dinledik...

27 yıldır emek verdiğiniz Yeşim ile o kadar özdeşleşmişsiniz ki size yanlışlıkla da olsa ‘Yeşim Hanım’ diye hitap edenlerden biri olarak bu kurumun sizin için ne ifade ettiğini öğrenmek isterim..

.- Ben üniversite yıllarında da çalıştığım için Yeşim benim 5. iş yerim. 25 yaşında Yeşim’de işe başladım. Yeşim’in dışarıdan gelen ilk kadın yöneticisiyim. Tamamen tesadüfler eseri Yeşim ile yollarımız kesişti. Ben İzmir’de özel bir sigorta firmasında müşteri ilişkilerine bakıyordum. Eşimin işi dolayısıyla Bursa’ya gelmemiz söz konusu olduğunda çevremdekiler bana Bursa’da ne iş yapacağımı sordu. O dönemde kuponlarla promosyon ürünleri dağıtılırdı. Sabah Gazetesi’nin promosyon tanıtım filminde çok geniş bir çalışma alanına sahip olan Yeşim’in üstünde bir helikopter geziyordu ve ‘Schlafgut Çarşafları burada üretiliyor’ deniyordu. Bursa’da ne iş yapacağımı sorduklarında ‘Yeşim’de bir Kurumsal İletişim Departmanı kurup, orada çalışacağım’ dedim. ‘Bir şeyi 40 kere söylerseniz olur derler’ ya. Bursa’ya geldiğimizde İzmir’de çalıştığım sigorta firmasının Bursa Bölge Müdürlüğü’nde çalışma gibi bir imkânım da vardı. Ancak ben 2-3 ay dinlenmek istedim. Eşimin bir bayisi bizi pikniğe götürdü. Piknikte Bursa’nın yerel gazetesi diye Olay’ı gösterdiler. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Mezunu olduğum için ‘Bursa’nın yerel gazetesi nasıl?’ diye merakla elime aldım. ‘Yeşim Halkla ilişkiler Müdürü arıyor’ diye bir ilan vardı. Eşime dönerek ‘Bak söylemiştim beni arıyorlar’ dedim. O dönemde o pozisyona çok başvuru olmasına rağmen Yeşim’in 2. kadın yöneticisi oldum. 

“HEP İLKLERİ BAŞARDIM.”

- Hiç sıkılmadım, çünkü hiçbir senem bir diğeriyle aynı olmadı. Hep kendimi ve yaptıklarımı değiştirdim. Ve hep dünyada ve Türkiye’de iletişim alanında her ne varsa ilk uygulayanlardan biri olmak gibi bir iddiam, bir hedefim oldu. Çoğu zaman da bunu başardım. Ben kazan-kazan ilişkilerini önemsedim, iş birliğine çok önem verdim. 

“EN BÜYÜK ŞANSIM YEŞİM”

Yeşim’de çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyorsunuz. Bu yönünüzü nasıl besliyorsunuz?

 - Türkiye’de bu mesleğin duayeni olan hemen hemen herkesi tanıyorum. Onlarla bir iletişimim var, şu anda sosyal medya olduğu için de çok daha hızlı bir şekilde onları takip etme imkânı var. ‘Kim, ne yapıyor?’ biliyorum. Bir de iletişimden bağımsız fütürizm ile ilgileniyorum. ‘Gelecekte ne olacak, neler öne çıkacak?’ takip ediyorum. Sosyal sorumluluk anlamında da çeşitli sivil toplum kuruluşlarına (STK) üyeliklerim var. ‘Beni ne en iyi ifade eder?’ diye düşündüğümde çok uzun yıllardır içinde olduğum ‘Sürdürülebilirlik’ beni çok ilgilendiren bir konu. Sürdürülebilirliğin birden çok boyutu var. Genelde konuşulan hep çevre boyutu ama çevrenin dışında çalışanların hakları, işçi sağlığı, iş güvenliği, çevre ve enerji konularında neler yapıldığı ve topluma neler kattığınız... İşte benim en büyük şansım Yeşim. Grup olarak bu konularda hedefleri olan bir yapıyız. 

“TÜRKİYE KADIN ÇALIŞANLARLA İLGİLİ GERİDE”

- Global Compact Türkiye olarak BM Sürdürülebilirlik Hedeflerini konuştuğumuz bir toplantıda, ülkemizin özellikle kadın çalışmalarıyla ilgili konularda inanılmaz geride olduğunu ve burada kat edilmesi gereken çok yolun olduğunu gördük. İşte o dönemde Global Compact Türkiye’de görev yapan Deniz (Öztürk) Hanım ve BM Nüfus Fonu’nu temsil edene Elif Elçi Hanım’la ile birlikte bu konudaki ilerlemenin ancak bu sürece odaklanarak olacağını düşünerek ‘Global Compact Türkiye içerisinde kadınların güçlenmesi için çalışacak çalışma grubu kurmayı önerdik.’ 2016 yılında Kadının Güçlenmesi Çalışma Gurubu’nun da Eş Başkanı oldum. Kadının Güçlenmesi Bursa Platformu’nun ve İzmir Platformu’nun kurulmasına liderlik ettim. Bu kez yönetim kurulunda Global Compact’ın yani sürdürülebilirliğin Anadolu’ya yayılmasından sorumluyum. Bu görevi de İzmir Sun Tekstil’den Elvan Ünlütürk ile birlikte yürütüyoruz. Yeni dönemde Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubumuz, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu adıyla evrildi.

 Türkiye’nin cesaretini yükselten 50 kadın lider arasında gösterilmenizi hangi çalışmalarınıza bağlıyorsunuz?

- Sürdürülebilirlik alanında yaptığım öncü ve sürekli çalışmalara bağlıyorum. Sürdürülebilirlik konusunda hem temsil ettiğim Yeşim Grubu’nda hem de Global Compact Türkiye içinde birçok çalışmaya liderlik ettim. Sürdürülebilirliğin ve kadın çalışmalarının Türkiye gündemine girmesindeki rolümden dolayı vermişlerdir diye düşünüyorum. - Kadınlar için bir şeyler yapmak neden önemli sizce?- Yeşim olarak Uludağ Soroptimist Kulübü ile birlikte 2013 yılından bu yana yürüttüğümüz Kelebeğin Dünyası adında bir projemiz var. Düşünün kadın konuları da son 10 senedir dillerde ama Yeşim olarak 2000’li yılların başında kurumumuzda bir kadın kulübü kurmuştuk ve daha o tarihlerde bu konudaki duruşumuz netti.

KADIN ÇALIŞMALARINA TÜRKİYE VE DÜNYADA LİDERLİK EDİYORUZ

- Kurucularımızdan Şükrü (Şankaya) Bey’in başlattığı Şenol Bey’in de Yeşim’de işe başladıktan sonra devam ettirdiği bir süreç bu . Bu yıl kreşimizin 34. yılı. Kadının iş hayatında yer almasını destekleyen en önemli faktör bu. Kreşimizle sadece Türkiye’de değil dünya genelinde örnek gösteriliyoruz. Aslında kadın çalışmalarıyla ilgili pek çok rehberde dünya genelinde örnek gösterildik. 

Jade Textile’da da (Yeşim’in Mısır’daki şirketinin adı) kreş kuruldu. Ya Ağrı’da?

- Kreşe sahip Mısır’daki ilk sanayi tesisi biziz. Kreş, Mısır’da kadınların iş hayatı içerisinde yer alması ile ilgili çok önemli bir faktör ve devlet nezdinde de özellikle desteklendi. Ağrı’da da kreşimiz kurulacak. Mekân olarak son hazırlıkları yapılıyor. Mısır’da Bursa’dakinden farklı olarak kadınların kariyerleri ile ilgili ileriye yönelik yapacaklarını belirlemek için bir merkezimiz var.

Şenol Bey’in oğlu Selim Bey’e Mısır’daki operasyon emanet edilirken böylesine büyük bir başarı bekleniyor muydu? 

- Şenol Bey hep oğlunu destekleyen bir baba oldu. Daha önce Şükrü Bey, Şenol Bey’i nasıl desteklediyse aynı şekilde Şenol Bey de Selim Bey’i çok destekledi. Selim Bey, çok iyi eğitimli bir genç kuşak olarak işin içine dahil oldu. Finans eğitimi aldı ve Yeşim’den önce farklı yerlerde de çalışmaları oldu. Şu anda olgunlaşma döneminde. Sadece Mısır ile ilgili değil yeni yapılanma ile birlikte Co CEO’muz oldu ve önemli fonksiyonlarımıza liderlik yapıyor. Kurumumuzdaki Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’ne de 2016’dan bu yana başkanlık ediyor. Mecbur kaldığı için değil, severek yapıyor. İşine çok sahip çıkan bir 3. jenerasyon. 

- Yeşim’in varmak istediği nokta neresi?

- Dünya markalarının stratejik ve vazgeçilmez partneri olmak. Biz fason mantığı ile çalışan bir firma değiliz. Zaten sistem de değişti artık. Markalar da bizim gibi büyük firmalarla partner olmayı tercih ediyor. Çünkü karşılıklı şeffaf olarak birbirine açılma var. Yani partner olursanız her şeyinizi şeffaf paylaşıyorsunuz. Örneğin bizim ilk stratejik üretim ortağımız Nike. Tommy de bu anlamda gittikçe önemli bir noktaya geliyor. Ev tekstilinde Matheis - Schlafgut ilk kurulduğumuz günden beri var ve bizim müşterilerimizle ilişkilerimiz hep uzun süreli. Biz aslında her konuda uzun süreli ilişkilere ve iş birliklerine inanıyoruz. 

3 KUŞAKTA AYNI DURUŞU FARKLI RENKLERLE GÖRÜYORUM

 - Mutlaka. Çünkü 27 yaşına getirdiğim çocuğum gibi. Şükrü Bey, Şenol Bey ve Selim Bey ile yani 3 kuşaktır onlarla birebir çalışıyorum. Ve asıl güzellik; 3 farklı jenerasyonda aynı duruşu farklı renklerle görüyorum. Yeşim’de bu kadar uzun süreli çalışmamı sağlayan konu da bence ortak değerlerimizin aynı olması. Kurumsal İletişimci olarak siz bir şirkete eğer inanmıyorsanız, yaptıklarını içinize sindiremiyorsanız bu şirketi anlatamazsınız. 

Sizin için de ‘Önce İnsan’ gelmese başarılı olamazdınız...

- Önce İnsan’ın hikâyesini hâlâ gözlerim dolarak anlatırım, çünkü derinden hissediyorum. O aslında Şükrü Bey’in Yunanistan’dan Türkiye’ye gelirken babasının ona verdiği bir söz; ‘Senin için çalışanların insan olduğunu ve onlara iyi davranmanın senin sorumluluğun olduğunu unutma. Terleri kurumadan mutlaka haklarını ver.” Aslında kurumumuzdaki bütün sürdürülebilirlik zemini de bunun üstüne kurulu. ‘Bu kadar uzun sözü kurum kültüründe acaba nasıl ifade edebiliriz?’ diye düşünürken “Önce İnsan” dedik. Bu söz iddialı olduğu için zor da bir şey. ‘Önce İnsan’ diyerek yaptığımız çalışmalar çok anlamlı. Mesela Önce İnsan adıyla yayınlanan dergimizin bu yıl 25. yılı.

9 MART’TA TEV İLE İYİLİK ZİNCİRİ BAŞLATIYORUZ

Yeşim’in gündeminde yeni bir sosyal sorumluluk projesi var mı?

- Evet... Yeşim Grup’un sahip olduğu “Önce İnsan” felsefesinin şekillenmesine de liderlik eden Merhum Şükrü Şankaya’nın 2005 yılındaki vefatının ardından 2009 yılında Türk Eğitim Vakfı ile birlikte “Şükrü Şankaya Eğitim Bursu” projesi hayata geçirildi. Şükrü Şankaya’nın adı eğitimle yaşatılıyor. “Eğitim için atılan her adım hayatımızı değiştirir” sloganı ile başlatılan çalışma, maddi imkânsızlıklar nedeniyle istediği eğitimi alamayan başarılı çocuklara ve gençlere sağlanan burslarla umut oluyor. Uzun yıllar Kurumsal İletişim Departmanı’nda ve İnsan Kaynakları Departmanı’nda birlikte çalıştığımız arkadaşımız Özlem Şenkoyuncu, kadinveekonomi.com dijital platformunda her hafta yazılar yazıyor. O yazılarından ‘İçindeki Yıldızı Keşfet’ başlıklı bir kitap oluşturdu. Bu kitapla rahmetli Şükrü Bey’in doğum günü olan 9 Mart’ta bir iyilik zinciri başlatıyoruz. TEV Genel Müdürü Banu Taşkın’ın da katılımıyla Yeşim’de bir toplantı olacak. Ardından da kitabın lansmanını yapacağız. O gün bir zincir başlatacağız. Kim destek oluyorsa o zincire bir halka ekleyeceğiz. Şükrü Bey’in vefat yıldönümünün yanı sıra aynı zamanda Dünya Kız Çocukları Günü olan 11 Ekim’e kadar da 2000 adet kitap satarak kız çocuklarının eğitimine destek olmamızın ayrı bir anlamı olacak. 

EN BÜYÜK HAYALİM ‘ÖNCE İNSAN DERSİ’Nİ DÜNYA GENELİNE YAYMAK

Ayrıca ‘Önce İnsan - Gönülden yapılan işleri nesillerdir destekliyoruz’ Projemiz Lacoste Vakfı’ndan hibe aldığı için de heyecanlıyız. Üç senedir devam eden projemize, onların desteğiyle Şükrü Şankaya Anadolu Lisesi’nin yanı sıra Bursa Anadolu Lisesi ile Bursa Erkek Lisesi’ni de ekledik. Ve geçtiğimiz günlerde ilk toplu derslerini yaptılar. Sosyal sorumluluk ve girişimciliğin öğretildiği her ay 2 kez 2 saatlik ‘Önce İnsan’ dersi. En büyük hayalim bu projede dünya genelinde bir yerlerde fark edilmek ve bunu dünya geneline yaymak. İlk önce Bursa’da, sonra Türkiye’de ve dünyada bizim gibi farklı firmaların gençlere bunu öğretmesine öncülük yapmak, liderlik etmek.