Yeniden yaşam tasarımı yapacağız

Tüm dünya’yı etkisi altına almış olan Covid-19 virüs salgınından, inşaat sektöründe ciddi anlamda nasibini aldı. Ömer Kumova İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kumova, pandeminin bina tasarımlarını da değiştireceğini söylüyor; Kumova; “Bugüne kadar neredeyse prestij olarak yüksek görülen yüksek ve büyük binaları kullanamaz hale geldik. Bundan sonraki süreçte yeniden yaşam tasarımları yapacağız” diyor.

 Koronavirüs pandemisi inşaat sektörünü nasıl etkiledi?
İnşaat ruhsat sayılarında son iki yılda gözlemlenen yüzde 90’lara varan düşüş maalesef Covid-19 kaynaklı olarak mevcut süreçte de devam etmekte. Konut faiz oranlarının düşmesine paralel yılın ilk çeyreğinde gerçekleşen konut satışları, mevcut konut stokunun önemli bir kısmının tüketilmesine vesile oldu. Uzun süredir konut üretim hızı ise çok düşük seviyelerde. Üretimin sınırlı kaldığı son iki yıllık süre zarfında inşaat maliyetlerinde ciddi oranda bir yükselme mevcut. Tüm bu verileri yan yana koyduğumuzda, eski maliyetlerle yapılmış olan konutları daha uygun bedellere almak bugün için hala mümkün. Yeni maliyetlerle yapılmakta olan konutlar daha yüksek fiyatlarla satışa sunulmak zorundadır. Mevcut durumu değerlendirerek tamamlanmış ve yapı kullanma izinleri alınmış olan konutların satın alınması ile ilgili hala çok önemli bir fırsat mevcut.

Siz yatırımlarınızı sürdürüyor musunuz?
Evet. Şu anda Bursa’nın yatırım değeri en yüksek bölgesi olan Kayapa’da devam eden 4 projemiz var. Bodrum merkezli yeni bir projeyi daha hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Covid-19’un etkilerinin azalması ve ülkemizde normalleşmenin haziran ayı itibariyle başlayacağını düşünüyoruz.

Şantiyelerde ne tip önlemler alyorsunuz?
Ülke olarak alınmış olan sıkı tedbirlere şantiyelerimizde de harfiyen uyarak imalat yapmaya çalışıyoruz. Çalışanlarımız arasında belirli bir yaş üstündeki ve kronik hastalıkları olan arkadaşlarımızı evlerinde tutmaya özen gösterdik. Farklı taşeronların çalışma alanlarını ayırdık. Diğer taraftan aynı ekiplerde çalışan arkadaşlarımız arasındaki sosyal mesafeyi korumaya çalışıyoruz. Günde 3 defa çalışanlarımızın ateşi ölçülüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yayınlamış olduğu, mevcut süreçte şantiyelerde çalışırken dikkate alınacak hususlara eksiksiz uymaya çalışıyoruz.
Covid-19 süreci site konseptindeki evlerin değerini artırdı. Ömer Kumova İnşaat olarak, tamamlamış olduğumuz tüm projelerde profesyonel yönetici arkadaşlarım nezdinde bir çalışma yaparak virüsün yaşam alanlarımıza girmemesi için etkin sorumluluk aldık, tüm projelerimizdeki komşularımızın, dostlarımızın bu vesileyle yanlarında olmaya devam ediyoruz.

DİGİTAL DÖNÜŞÜM HIZLI BİR ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDECEK

Pandemi sonrası hayatlarımız değişecek mi?
Geçmişten gelen öğretilerimiz, gelenek ve göreneklerimiz vesilesiyle gelecek nesillerimizin refah düzeyi daha iyi bir yaşam sürebilmeleri için, kendi yaşam kalitemizden fedakarlıklar yapan bir milletiz. Covid-19 süreci sonrası bence toplum olarak bu bakış açımızda bazı değişiklikler olacak. Bunlardan biride bazı şeyleri ertelemektense, bir kısım gelecekle ilgili birikimlerden vazgeçerek, ailemizle birlikteyken, birçok anlamda daha kaliteli bir yaşam sürebileceğimiz argümanları değerlendirmek olacaktır.

Yaşadığımız alanlarda değişiklik olacak mı sizce?
Müşterilerin daha seçici davranacağı, birçok detayın daha fazla sorgulanacağı, kaliteli ve sosyal imkanları geniş projelerin daha fazla karşılık bulacağı bir dönem yaşanacaktır bundan sonra. Bugüne kadar neredeyse prestij olarak yüksek görülen yüksek ve büyük binaları kullanamaz hale geldik. Bundan sonraki süreçte yeniden yaşam tasarımları yapacağız. 99 depremi nasıl ki bizlere farklı şeyler öğretti, Covid-19 da aynı şekilde kentlerimizi yeni çağ düzenine nasıl daha iyi hazırlamamız gerektiğini hatırlattı bizlere. İnsanların sosyal mesafe algıları satın alacakları konutun mimarisine ve büyüklüğüne yansıyacak, proje alanlarında metrekare başına düşecek insan sayısının önemi artacaktır.
Covid-19 salgını küçük alanlarda yoğun popülasyonun olmasının ne kadar yanlış olduğunu farklı bir pencereden bizlere kanıtlamış oldu. Bundan sonraki süreçte, kentlerin büyüklüklerini, nüfus yoğunluklarını doğru planlamalı, her türlü stratejik ve hayati öneme sahip üretim alanlarımızı belli merkezlere toplamak yerine, daha genele yayılması yoluna gidilmelidir.
Bu da az katlı ve geniş alanlara yayılan projelerin daha çok karşılık bulacağı anlamına gelecektir. Digital dönüşüm bundan sonraki süreçte de hızlı bir şekilde yoluna devam edecek. Yaşam şekli hızlanacak, her şeye daha hızlı ve daha az efor sarf ederek ulaşmak isteyeceğimiz dönem hızlanarak gelecek. Artık alışveriş merkezi konseptinin, on-line alışverişin tüm ticareti sardığı durumun haricinde, bir de yakın temastan imtina edecek insan gruplarını düşündüğümüzde eski değerinde hiçbir zaman olmayacağı düşüncesindeydim.

HAYAT TABİİ Kİ EVE SIĞAR

Bir inşaatçı olarak Hayat Eve Sığar sloganını nasıl buluyorsunuz?
Yeni projeleri oluştururken, ihtiyaçların doğru bir şekilde belirlenip, geniş bir perspektifte hareket ederek karşılığı olan yaşam olanlarını planlamalıyız. Bu bakış açısıyla yaklaştığımızda “Hayat Tabii ki Eve Sığar”. Hepimiz öyle hızlı yaşar olmuştuk ki, evimize, çocuklarımıza, ailemize kısıtlı zaman ayırarak, işimizin zaman zaman bu değerlerin önüne geçmesine izin verdik. Bu süreç bize yavaşlamayı, anı yaşamayı öğretti. Yaşam alanlarımızın detaylarının önemini bir kez anlamımıza, evlerimizin sadece bir barınma alanı olmadığını görmemize vesile oldu.
Bu dönemin, öğretileri ile birlikte kimsenin düzeninin bozulmadan, sağlıkla hep birlikte atlatabilmesini temenni ediyorum. Zamanın değerinin daha fazla farkında olarak ürettiğimiz, çalıştığımız, paylaşabildiğimiz, ailelerimiz ve sevdiklerimizle birlikte sağlıkla beraber olacağımız günler diliyorum.