Güncelleme Tarihi:
Orhanelili kadınlar, 2019 yılının Mayıs ayında bölgeye değer katacak bir hamle yapmaya karar verdiler. Kırsal kalkınmaya katkıda bulunmak ve özellikle kadın istihdamını desteklemek amacıyla harekete geçtiler. Ramazan Bayramı’na 15 gün vardı. Orhaneli’de de özel günlerde baklava, lokum ve ekşi maya ekmek yapılır, ikram edilirdi. Bu geleneğe ithafen bayram öncesi ‘Bu ürünleri yapalım’ dediler ve ilk adımlarını attılar.
Ancak ne ürünü yapacak teçhizat, ne mekan, ne de hammaddeleri vardı fakat kararlıydılar. Bu işin üstesinden gelmeyi kafalarına koymuşlardı. Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt’u ziyaret ettiler. Ne yapmak istediklerini anlattılar. Ortak noktaları vefa borcuydu. Bu topraklarda büyümüşlerdi. Dolayısıyla vefa borçları vardı. Ancak sabit bir üretim yerleri yoktu. Bu durumu başkana anlattılar.
LOJMANI KADINLARA VERDİ
Önceki dönemlerde belediye başkanlığı lojmanı olarak kullanılan ve bahçesinde fırını olan binanın zemin katını başkan, kadınların kullanmasına izin verdi. İlk andan itibaren kadınlara desteğini hissettirdi. Orhanelili kadınlar, hemen harekete geçti. Evlerden yastaçlar, oklavalar, kilimler toplandı. Çeyizlik robotlar getirildi. Esnafta ne kadar tepsi varsa topladılar. Cevizi, yağı, unu borçla aldılar. Diğer malzemeleri de aynı şekilde… Tam bir imece ruhuyla işe koyuldular.
KOOPERATİFİ DEVRALDILAR
İlk bayramda müthiş satış yaptılar. İlgi çok güzeldi. Kurban Bayramı da aynı coşkuyla geçti ancak resmi bir isimleri yoktu. Üretmek ve ürüne yatırım yapmak istiyordular ama resmiyet olması gerekiyordu. 2015 yılında kurulmuş fakat atıl durumda olan bir kadın kooperatifi vardı. Orhaneli’nde, o dönemki yöneticilerle görüştüler ve vergi borçlarıyla birlikte o kooperatifi devraldılar. Yine bu süreçte belediye başkanıyla görüştüler ve merkezde yer istediler. Gözleme, kahvaltı ve ev yemeği yaptıkları ürünlerin ilk satış noktasını bu şekilde açtılar. Kooperatifte ihtiyaçları olan her şeyi evlerinden getirdiler. Burası bir nevi terapi gibi geliyordu onlara. Şifa buldukları, dertlerini unuttukları, üzüntülerini paylaşarak azalttıkları, sevinçlerini paylaşarak çoğalttıkları yer oldu.
YÖREDEKİ GÖÇMENLERLE ÇALIŞTILAR
Bir gün Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde Şube Müdürü Esra Uzun tesadüfen kooperatiflerini ziyaret etti. Onları dinledi, eksiklerini yerinde gözlemledi ve onların kararlılığını o da fark etti. Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) organize ettiği, Japon Hükümeti’nin fonladığı ‘İstihdam ve Mikro-Girişimcilik Vasıtasıyla Geçim Kaynaklarının Desteklenmesi Projesi’ninin imkanlarını Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak sundular. Bu proje vasıtasıyla yörede yaşayan geçici koruma altında bulunan göçmenleri tanıdılar ve onlarla çalıştılar.
HER YAŞTAN KADIN BURADA BULUŞUYOR
Resmi olarak 23 ortakları bulunduğunu açıklayan Orhaneli Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı İrem Gülşen, toplu üretim süreçlerine katılan kadınların sayısının bu oranın 3 katı olduğunu kaydetti. Üniversite mezunu olan genç kızlardan, orta yaş diyebilecekleri kadınlara, hatta anane babaanne olan ortakların olduğunu aktaran Gülşen, “Siparişlerin yoğun olduğu dönemlerde ve kışlık hazırlık süreçlerinde çok fazla ürün ortaya koymak durumundayız. Bu yüzden ilçemizde yaşayan kadınlardan destek alıyoruz. Herkesin kooperatife katılma hikayesi farklı, hepsini anlatmak mümkün değil. Fakat hikayenin sonunda ruhumuzun şifa bulduğu kooperatifimizde buluşmuş olmak bizleri çok mutlu ediyor. Üyelik başvurularımız var. Yeni dönemde de daha fazla kadına ulaşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
KATMA DEĞER SAĞLAYACAĞIZ
Orhaneli’nin her alanda kalkınması için çalışmaları gerektiğini söyleyen Gülşen, yöresel lezzetlerin üretiminin ve tanıtımının sürekliliğini sağlamak ve yöre kadınlarının marifetlerini dünyaya göstermek istediklerini kaydetti. Kırsal kesimde yer aldıklarını hatırlatan Gülşen, “Dezavantajlı dururumuzu avantaja çevirip, Orhaneli’mize katma değer sağlayacak hizmetlere imza atmak istiyoruz. Bu yolda da emek vermekten bir an olsun vazgeçmeden, samimiyeti hakim kılıp, canla başla çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
YOLUN BAŞINDAYIZ
Herkesi Orhaneli’ye ve kooperatiflerine beklediklerini söyleyen Gülşen, “Gelin bizi yerimizde, çalışma ortamımızda görün. Bir demli çay ikram edelim, sohbet edelim... Biz, yolun başındayız ve yolumuz uzun. Meşakkatli ama inancımız sağlam. Memleketimize hizmet etmek için her gün daha fazla çalışacağız. Çıktığımız yolda bizden desteklerini esirgemeyenlere çok teşekkür ederiz” dedi.
TÜRKİYE’NİN HER YERİNE ÜRÜNLERİMİZİ GÖNDERİYORUZ
Yöre usulleri ile büyüklerden edindikleri teknik bilgiler çerçevesinde organik ürünler ürettiklerini anlatan Gülşen, “Erişte, salça, ekşi mayalı köy ekmeği ve tarhanadan tutun da kekik basması, közlenmiş balık, biber turşusu, köy kahvaltısı, gözleme, cevizli, haşhaşlı lokum çeşitleri ve ev baklavasına kadar farklı lezzetlerde ürünlerimiz mevcut. Kooperatifimizde veya Tarihi Beyce Pazarı’nda sergi açarak, ürünlerimizi satışa sunuyorduk. Şu anda ise tüm sosyal medya platformlarında yer almaktayız. Trendyol satışlarımız başladı. Bu sayede Türkiye’nin her yerine ürünlerimizi gönderiyoruz. Daha başka internet siteleri için de çalışmalarımız devam ediyor. Gösterilen ilgi ve alaka da bizi oldukça mutlu ediyor” dedi.
ÜRETEN KADINLARLA DÜNYA GÜZEL HALE GELECEK
Gelecek sene için çok farklı ürün fikirlerinin bulunduğunu açıklayan Gülşen, “İlk günkü hevesle sabah kalkıp, kooperatifimize geliyoruz. Hem kendimizi fark ediyoruz hem de ev ekonomimize katkı sağlıyoruz. İşimizin zorlukları sıkıntıları elbette var. Sürekli farklı şeylere ihtiyacımız oluyor. Ancak burasının bize sağladığı manevi doyum tüm zorlukları aşmamızı sağlıyor. Üreten kadınlar olarak bir araya gelip, birbirimizi destekledikçe dünya daha güzel bir hale gelecek. Bunu biliyoruz” şeklinde konuştu.
ÜRETEN KADININ GÜCÜNÜN EVRENSEL OLDUĞUNU GÖSTERMEK İSTİYORUZ
Hedeflerinden de bahseden Gülşen, yörede okuyan gençlere burs verebilmeyi istediklerini açıkladı. Evlenen gençlere çeyiz desteği sağlamayı; bakıma muhtaç yaşlı, engelli veya gelir düzeyi düşük ailelere destek olabilmeyi hedeflediklerini anlatan Gülşen, “Yıllar boyunca süregelen gelenek göreneklerimizin yeni nesillere aktarımını kooperatifimiz yoluyla sağlamak istiyoruz. Kadın, erkek ayırmaksızın istihdam noktasında örnek bir kooperatif olmak ise en büyük hayalimiz... Dünya kadınlarımızın karşılıklı dil ve kültürel gelişimine katkıda bulunmak ve üreten kadının gücünün evrensel olduğunu; dil, din, ırk ayırmadan tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Böylelikle kadın girişimlerinin sayısının dünyada artmasına biz de katkı sağlamak istiyoruz” diye konuştu.
KADIN GELİŞİRSE, DÜNYA DEĞİŞİR
Kadının toplumun mimarı olduğunu vurgulayan Gülşen, “Kadın; evlattır, kardeştir, eştir, annedir, ailedir. Bir toplumun gelişmesi ve ilerlemesi o toplumdaki kadının yeri ile doğru orantılıdır. Kadınlar ürettikçe, sosyal ve ekonomik hayatta daha çok görünür oldukça; kapasitesinin, becerisinin, emeğinin farkına varacak ve böylelikle ayaklarını yere daha sağlam basacaktır. Dayanışma ise her zaman her konuda biz, kadınların şifasıdır. El ele vererek, kadınlarımızı sosyoekonomik hayatta daha görünür kılmalıyız. Çünkü kadın üretirse gelişir, kadın gelişirse dünya değişir” dedi.