Yakalanan yeni şirket kuruyor

Tarım ve Orman Bakanlığı, yaptığı denetimlerde birçok ilde alkollü içecekten bala, domuz etinden kuruyemişe kadar çok sayıda üründe taklit veya tağşiş yapıldığını tespit etti. Bakanlık, 618 firmanın ürettiği bin 211 ürünü internet sitesinde isimleriyle beraber yayımladı. Sahtecilik yapılan ürünün, 130’u İstanbul’da, 123’ü İzmir’de, 101’i Adana’da, 73’ü Ankara’da, 65’i Bursa’da ve 56’sı Diyarbakır’da bulundu.
Böylelikle bakanlıktan gerçekleştirilen ilk kamuoyu duyurusunun yapıldığı 2012 yılından itibaren toplam bin 213 firmaya ait 2 bin 816 ürün internet sitesinden yayımlanmış oldu.

BAKANLIĞIN AMACI

Yapılan yazılı açıklamada, bu uygulamanın bakanlığın yürüttüğü resmi kontroller ve firmaların otokontrol sistemlerine ek olarak gerçekleştirildiği belirtildi. Açıklamada, uygulamanın amaçları “Tüketici sağlığı ile menfaatinin korunması, sektörde haksız rekabetin önlenmesi, tüketiciler aracılığıyla firmalar üzerinde bir denetim mekanizması oluşturulması ve firmaların güvenilir gıda üretiminin teşvik edilmesi” olarak ifade edildi.

GEÇEN YILKİ LİSTEYLE BENZER

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, gıda ürünlerinde yasal düzenlemeler uymayan firmaların yayınlanan listesini Hürriyet Bursa’ya özel değerlendirdi. Bakanlığın en son 2018 yılının mart ayında taklit ve tağşiş listesini yayınladığını belirten Prof. Dr. Tayar, gelecekteki denetimlerde kamuoyunun daha sık bilgilendirilmesi temennisinde bulundu. Bu listenin geçen yılkine benzerlik gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Tayar, “Geçen listede de çok sayıda firmanın tüketicilere domuz, at ve eşek eti yedirdiği, süt ürünlerinde ve yağlarda hile yaptığı ifade ediliyordu” dedi.

ZEYTİNDE DE HİLE VAR

Et ve et ürünlerinin en dikkat çeken kategorilerin başında geldiğini belirten Prof. Dr. Tayar, “Zira, kırmızı etten hamburger köftesine, kavurmadan Adana kebabına, sucuktan kıymaya kadar birçok et ürününde at, eşek, katır ve domuzun etinin kullanıldığı tespit edilmiş. Birçok restoranın kebap ve lahmacun harcında kanatlı eti tespit edilirken, yine et dönerde kanatlı eti, baş eti ya da sakatat hilesine başvurulmuş. Burada kanatlı eti diye ifade edilenin mekanik olarak ayrılmış kanatlı eti olduğu unutuluyor. Arıcılık kategorisinde ise 28 üründe hile tespit edilmiş. Tüketicilere süzme çiçek balı olarak sunulan ürünlerin içinde fruktoz ve glikoz şurubu olduğu belirlenmiş” diye konuştu.
Dünyanın en kaliteli zeytin üreticilerinden biri olan Bursa’da zeytin ve zeytin yağında yapılan tağşişlerin dikkat çekici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tayar, “Bazı naturel sızma zeytin yağlarının daha düşük kaliteli zeytin yağlarıyla karıştırıldığı belirlenirken, bazılarında pirina yağının da kullanıldığı görülüyor” ifadelerini kullandı.

TÜKETİCİ DE BİLİNÇLENMELİ

Gıda sahtekârlarına karşı yaptırımların yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Tayar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Söz konusu şirket ve markaların ifşa edilmesi ve ödül niteliğindeki göstermelik cezalara tabi olması bu gıda terörünü sona erdirmiyor. Gıda teröristi firmalara uygulanan ceza ve yaptırımlar o kadar sıradan ki firmlar yakalandığı zaman benzer suçları işlemekten çekinmiyor. Bursa’da cezayı ödeyerek tekrar aynı suçu işleyen onlarca firma var. A şirketi ya da markasıyla yaptığı hile ve sahtekârlıklar sonucu yakalananlar, yoluna B şirketi olarak devam ediyor. Eğer yine yakalanırsa C adında bir firma ile sahtekârlığa devam ediyor. Sonuç olarak; güvenli gıda üretimi ile tüketimini sağlamak için gıda üretici ve satıcılarının ciddi kontrolü yanında tüketicilerin de bilinçli olması çok önemlidir. Hiçbir caydırıcılığı ya da yaptırım gücü olmayan bir ortamda merdiven altı üretim ve hileler hem tüketicinin sağlığına hem haksız rekabet sonucu sektöre ve ekonomiye ciddi darbe vuruyor.”