Güncelleme Tarihi:
Termal kaynakları ile bilinen önemli turizm bölgelerinden birisi olan Oylat’ta hediyelik eşya satan birçok küçük dükkan bulunuyordu. Faaliyetlerini sürdürdükleri bir günde bölgede farklı bir hareketlilik oldu. Uludağ Üniversitesi bünyesindeki Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (UKAM) Birimi’nden 4 kadın eğitimci, Oylat’ı ziyarete gelmişti. Çarşıdaki dükkanları gezerek, esnafın ne yaptıklarını inceliyor, fotoğraflarını çekiyorlardı.
Çarşıyı gezdikten sonra ziyaret nedenleri ortaya çıktı. Farklı bir proje için buraya gelmişlerdi. Çarşıdaki kadınların, üretimini birleştirecek, markalaştıracak, kooperatif kurmayı ve bu yönde bir proje yapmayı planladıklarını anlattılar. Bu konuyu oradaki küçük işletme sahipleriyle de paylaştılar. İlk anda beyin fırtınası, fikir alışverişi olsa da akademisyenlerin gidişiyle herkes yine kendi işine geri döndü.
Bireysel olarak çok işi ve yeterli kazancı olan kadınlar, bu konunun çok fazla üzerinde durmadı. Ancak oradaki işletmecilerden olan Nurcan Yılmaz, bu fikri unutmadı. İlgisini çekti. İlerleyen günlerde muhtarı arayarak, yaşananlardan bahsetti ve fikrini sordu. Muhtarın olumlu ve heyecanlı dönüşünden cesaret aldı.
BEBKA’YA PRDJE YAZILDI
K
AYNI ÇATI ALTINDA TOPLANDILAR
ORTAK SAYISI 180’E ÇIKTI
İlk anda 44 kişi olan ortak sayısı bugün 180’e erişti. Birçok kadın, restoran binası ve üretim faaliyetleri kapsamında, yevmiyeci ya da şartlara göre daimi olarak istihdam ediliyor. Yöresel, katkısız ve geleneksel usullerle üretilen tarhana, salça, meyve suyu, marmelat gibi ürünler yapılıyor.
YENİ BİR HAYAT
CESARET EDİP, SİPARİŞLER ALDIK
AHUDUDU ÜRETİMİ ARTTI
Büyükşehir Belediyesi’nin üzümsü meyvelerin üretimini arttırmak için yaptığı, ‘Ahududu Yetiştiriciliği Projesi’ne de dahil olduklarını anlatan Yılmaz, bununla ilgili Bosna Hersek’te yapılan teknik geziye katıldığını kaydetti. Orada tarladan işleme tesisine kadar söz konusu meyve hakkında edindiği bilgileri paylaştığını açıklayan Yılmaz, “Oldukça azalmış çiftçimizi, ahududu ekmeleri için uzun uğraşlar sonucu ikna ettim. İlk sene mükemmel sonuç alındı. Bununla beraber şehre taşınmış birçok insan boş duran tarlasına ürünü ekmek ya da ektiği fakat verim alamadığı ürünü bununla değiştirmek gibi tavır sergiledi. Üç yıl önce tek bir dal ahududu olmayan köyümde artık 100 ton rekolte sağlayacak bir ürün oluştu” dedi.
UYGULANMIŞ EN İYİ SOSYAL PROJE ÖDÜLÜ
İnternet üzerinden satış yaptıklarını açıklayan Yılmaz, ürünlerini Trendyol aracılığıyla da sattıklarını anlattı. İstanbul Beyaz Fırın, BESAŞ ve Tarım Kredi Birlikleri Mağazaları gibi ağlarda ürünlerinin bulunduğunu dile getiren Yılmaz, 2019 yılında İçişleri Bakanlığı’ndaki bin 200 proje arasında ilk 50’ye girerek, ‘Uygulanmış En İyi Sosyal Proje Ödülü’ aldıklarını da ekledi.
İKİ ÇOCUĞUMLA YALNIZ KALMIŞTIM
Kooperatifin kurulma sürecinde kendi hayatında da büyük değişimler yaşadığını söyleyen Yılmaz, “Kooperatifimizin kurulduğu zamanlarda ben 10 yıllık evliliğimi bitirmiş ve iki çocuğumla yalnız kalmıştım. Kendi kendime kalıp, düşünmeme fırsat vermeyecek kadar üzerime iş yükleyen bu kooperatife bu anlamda da çok şey borçlu olduğumu şimdi daha iyi görüyorum. Kurucusu ve kurulduğu andan bugüne lideri olduğum bu kooperatif aynı zamanda da bir kadın hareketiydi” dedi.
BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ
Kuruluş sürecinde özellikle erkeklerin kınama ve kıskanç yaklaşımlarıyla karşılaştıklarını söyleyen Yılmaz, çok savaştıklarını ve dik durduklarını kaydetti. Toplum yapısı olarak ortaklı işlere olan olumsuz bakış açısının da düzelmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Kadınlarımızın aktif ekonomik yapıya, ticari hayata katılmalarını erkeklere hakaret olarak algılayan zararlı bakışı, bizim gibi rol modellerin azaltacağı kanısındayım. İlk zamanlar hakkımda yapılan ‘Cadaloz’ tarifinin, zamanla ‘Ama çok çalışkan ve akıllı’ eklemeleriyle değiştiğini gördüğüm için, bu konuda bir yerlere varabileceğimize inanıyorum. Ürettiğimiz ürünlerle, alıcının karşısına çıktığı her mecrayla gurur duyuyorum ve herkesten bu yapıya bir tuğla koyarak desteklemelerini istiyorum” diye konuştu.