Güncelleme Tarihi:
Bursa, 23 Mart (DHA) - Four Seasons İstanbul’un oturum sponsorluğunda gerçekleşen ‘Türkiye’nin Geleceği’ oturumunda teknolojinin gelişimi, verimlilik ve Türkiye’nin potansiyelini daha iyi kullanması konuları değerlendirildi.
Moderatörlüğünü BNP Paribas Cardif Türkiye CEO'su Cemal Kişmir’in yaptığı panele T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarı Osman Çelik, Migros CEO'su Özgür Tort, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Garih ve Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak katıldı.
"Her zaman ülke sevgisini her şeyin üzerinde tutarak işimizi yapmaya çalıştık"
Panelde ilk konuşmayı yapan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, ilk olarak Doğan Medya Holding’in satışıyla ilgili bilgi vererek, "Doğan Grubu olarak birçok farklı sektörde var olduk. Önemli bir ayağı medyaydı, 40 yıllık bir medya tecrübemiz oldu. Medya sosyal sorumluluğu yüksek bir sektör. Her zaman ülke sevgisini her şeyin üzerinde tutarak işimizi yapmaya çalıştık" dedi.
Faralyalı, şimdi medya sektöründen çıktıklarını ama farklı sektörlerde Türkiye’ye hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti.
"Hukuk ve özgürlükler olmadan sürdürülebilir ekonomik gelişmeler mümkün değil"
Faralyalı, Türkiye’de en önemli konulardan birinin yapısal reformlar olduğunu belirterek, "Hukuk ve özgürlükler olmadan sürdürülebilir ekonomik gelişmeler mümkün değil" dedi.
Kadınların işgücüne katılım oranının artırılması gerektiğini söyleyen Faralyalı, "OECD ortalamasını yakalarsak, 2025’te GSMH’yi yüzde 20 artırabiliriz" dedi.
Faralyalı, Türkiye’nin önündeki bir diğer önemli konunun nitelikli eğitim olduğunu belirterek, "12 senede 14 kat eğitim harcaması yaptık ama bunu performansa dönüştüremiyoruz. Lise sonuçlarında Türkiye 50’nci sırada" diye konuştu.
Faralyalı Türkiye’de internet kullanım oranının yüzde 67 olmasına rağmen bu alanda da verimliliğin yakalanamadığı görüşünü dile getirdi. Faralyalı, bu konularda başarılı olunduğunda Türkiye’nin ilk 10 ekonomi içine gireceğine inandığını belirtti.
"Türkiye reformlarla önemli yol kat etti"
Başbakanlık Hazine Müsteşarı Osman Çelik ise Türkiye ekonomisinin 2000’li yılların başından beri gerçekleştirdiği reformlarla önemli yol kat ettiğini söyledi. Çelik, artık daha rekabetçi, yüksek katma değer oluşturan ve yenilikçi bir ekonomiye geçme ihtiyacının bulunduğunu belirtti.
Çelik, tasarrufların artırılması için önemli çalışmaları olduğunu belirterek, “Bireysel emeklilik sisteminde bugün itibariyle katılımcı sayısı yedi milyon kişiye ulaştı. Konut hesabı, çeyiz hesabı gibi konuları da destekliyoruz. 220 ton altının yastık altında bekletildiği yönünde değerlendirmeler var. Altına dayalı kira sertifikası gibi uygulamalarla, bu altını da ekonomiye katmaya çalışıyoruz. Hazinenin bu tip ürünleri piyasada gösterge de oluyor. Hazinenin ardından bankalar da daha sonra bu alanlara giriyor” diye konuştu.
Çelik, finansmana erişim çerçevesinde ise kredi garanti fonunun işleyişinde yeni bir yapılanmaya gidildiğini ve bankacılık sistemini entegre ederek piyasaya kaynak sağlandığını belirtti. Çelik, yeni yatırımcıları ve girişimcileri desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
"Büyüme trendini hiç kesmeden sürdürmeliyiz"
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir de, dünya ekonomisinin iyi bir yere doğru gittiğini, Türkiye’nin de gerekli tedbirleri alarak buna ayak uydurabileceğini belirtti ve ekledi:
"Dünya büyüyor, biz de büyüyoruz. Bu büyüme trendini hiç kesmeden sürdürmeliyiz. 2016’da küçülmeyi beklerken bir baktık Türkiye ekonomisi yüzde 4 büyüdü. 2017’de yüzde 7 gibi bir büyüme oranı yakaladık. 2018’de de bu büyüme devam edecek ve tek rakamlı enflasyona düşebileceğimize inanıyorum. Birçok seçim olmasına rağmen, disiplini bırakmadan bugüne geldik bundan sonra da böyle devam etmeliyiz."
"Üretim kadar finansman da önemli"
Özdemir, dünyada havaalanı işletmeciliğinde yap işlet devret modelini dünyada en iyi uygulayan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Sabiha Gökçen Havalimanı’nı rekor sürede 18 ayda bitirdik. Üçüncü havalimanında beş Türk firma bir araya gelerek, altyapıda başarılı olmanın önemli olduğunu gördük. 1915 Çanakkale Köprüsü’nde de iki Türk firması ve iki Kore firması bir araya gelerek konsorsiyum kurduk, ihaleye girdik ve kazandık. Üç milyar Euro tutuyor projenin tamamı. Burada bunun yapılması kadar finansmanın nasıl çözüleceği de önemliydi. Kore’den, Kuveyt’ten, Çin’den, Hollanda’dan para getirdik, islami kuruluşlardan para topladık" diye ekledi.
"Ortadoğu ve Afrika’da Türk müteahhitlerin gücü artıyor"
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Garih sözlerine müteahhitlik sektörüne dair bilgiler vererek başladı. Türkiye’nin sektörde dünya ikincisi olduğunu söyleyen Garih, sektörde 25.5 milyar dolarlık ciro bulunduğunu aktırdı. 1972’den bu yana Türk müteahhitlerinin üstlendikleri projelerin toplamının 355 milyar dolarlık ciro oluşturduğunu söyleyen Garih Ortadoğu ve Afrika’da Türk müteahhitlerinin pazarda hızla öne çıktıklarını vurguladı.
Garih, "Bizim mühendislerimiz çok güçlü. Türk mühendislerin iyi eğitimli, çok çalışkan, dürüst, vefakar, samimi olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
Enerji sektöründe ise nükleerin temiz bir enerji olduğunu söyleyen Garih, dünyada nükleerin toplam enerjiye oranının yüzde 10.5 olduğunu belirtti. 2023 civarında Türkiye’de de nükleer enerjinin aynı oranlara geleceğini ifade etti.
Enerji dağıtımında da Türkiye’nin önemli bir yere geldiğini söyleyen Garih, Türkiye’de enerji dağıtımının yüzde 10’unu kendilerinin yaptıklarını söyledi.
Garih, turizmde ise Türkiye’nin dünyanın altıncı büyük destinasyonu; gelen turist sayısının 32 milyon olduğunu söyledi ve "Hızla 50 milyonu yakalamamız gerekir" diye konuştu. Garih, Türkiye’nin ortalama yüzde 5.5 büyümeyi sürdürdüğünde orta vadede dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olabileceğini belirtti.
"Tekstil sektöründe inanılmaz rekabet var"
Tay Group Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak ise tekstil sektörünün fason üretim gibi görüldüğünü ancak tasarım, lojistik, inovasyon gibi birçok aşamadan geçilerek bir ürün sunulduğunu belirtti.
Toprak, "Bunları yapmadığımız zaman bu fiyatlara bu ürünü satmamız mümkün değil. Uzakdoğu firmaları, böylesine katma değeri olmayan ürünleri yarı fiyatına satıyor. Biz de pantolon üretiyoruz ama inovatif ürünler satıyoruz. Hepsinden önemlisi pazarın bakış açısıyla bir ilişki kuruyoruz. Bu sayede hala bizim tekstil üretimimiz devam ediyor" dedi.
Toprak, Türkiye’de tekstilin yan sanayisinin de çok güçlü olduğunu ve dünyanın hiçbir yerinde bu hızda yeni ürün yapabilme kabiliyeti olmadığını belirtti. Toprak, tekstilin inanılmaz rekabetçi bir sektör olduğunu aktararak bir tarafta tasarım rekabeti, bir tarafta fiyat rekabetinin şirketleri zorladığını ifade etti.
"Şehirlerimiz ve beldelerimiz marka olmalı"
Toprak, turizm yatırımlarından da bahsederek, şehirlerimizin ve beldelerimizin marka olmasının da çok önemli olduğunu söyledi ve havaalanlarından yollara kadar bir çok unsurun da bu açıdan önem kazandığını dile getirdi. Türkiye’ye gelen turistlerin ortalama üç buçuk gün kaldığını belirten Toprak, "Turistlerin bir gün daha kalmasını sağlasak bile gelirlerimizi yüzde 25 artırabiliriz" diye konuştu.
Toprak çok çalışarak ülkemizi geliştirebileceğimizi belirterek, Çin ve Japonya’nın da aynı aşamalardan geçtiğini ve kendi imkanlarımızı kendimiz yaratarak bu başarılara bizim de imza atabileceğimizi belirtti.
"Üretici ve perakendecinin aynı kalp atışını hissetmesi lazım"
Migros CEO'su Özgür Tort da, perakende sektörünün GSMH içinde ikinci sırada, istihdamda ise tarım ve sanayiden sonra üçüncü sırada geldiğini söyledi. 45 bin çalışanın yüzde 40’ının kadın, yöneticilerinin ise yüzde 30’unun kadın olduğunu söyleyen Tort, sektörün her gün kendisini yenilediğini söyledi ve ekledi:
"Ülkemizin potansiyeline hep inandık. Mağaza sayımız iki binleri geçti. Organize perakende şu anda yüzde 33’te. 110 bin adet de organize olmayan perakende noktası bulunuyor.
"Üretim önemli ama üretmek değil satmak gerçek marifet. Üretici ve perakendecinin aynı kalp atışını hissetmesi lazım.
Uluslararası ticaretle ilgili kendi deneyiminden de bahseden Tort, "Oğlum Çin’den ürün sipariş ediyor. Bir dolarlık kargo ücretiyle bir haftada geliyor. Uluslararası rekabette dezavantajlıyız. Lojistik ve bilişim altyapımız istediğimiz seviyede değil" diye konuştu.
Tort, elektronik ticaretin de başlı başına bir sektör olduğunu söyleyerek, "Öyle mağazalarımız var ki cirosunun yüzde 25’ini e-ticaretten sağlıyor. Bu bir lojistik oyunu, başka bir şey değil. Elektronik ve fiziki ticaret modellerinin iç içe olduğunu düşünüyorum, birlikte büyüyebilecek sektörler. Dijitalizasyonu sadece e-ticaret için değil, fiziki mağazalar için de düşünmeliyiz" diye ekledi. (Fotoğraflı)