Güncelleme Tarihi:
BURSA, (DHA)- TÜRKİYE'nin önemli ekonomi buluşması 'Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin 7'ncisi Uludağ'da devam ediyor.
Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl 7'ncisi düzenlenen, CNN Türk, Hürriyet Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı'nın medya ortağı olduğu Uludağ Ekonomi Zirvesi, Grand Yazıcı Otel'de 'Gelecek' ana teması ile gerçekleşiyor. Bugün sona erecek Uludağ Ekonomi Zirvesi, Türkiye'den ve dünyadan 1200'e yakın katılımcıyı ağırlıyor. Zirvede sanayiden ticarete, üretimden perakendeye, finanstan eğitime pek çok sektörün nabzı tutuluyor.
GAYRİMENKULUN GELECEĞİ
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde ilk oturum ‘Gayrimenkulün Geleceği’ başlığı ile yapıldı. Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü moderatörlüğündeki oturumda Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun, DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya, GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Doç Dr. Feyzullah Yetgin, NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur ve DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz konuştu.
'SEKTÖRÜN EN ZAYIF KARNI FİNANSMAN MODELLERİ'
Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun, gayrimenkul sektörü kavramının değiştiğini belirterek, konut, ofis, AVM, otel, sağlık merkezi, eğitim merkezleri, köprüler, havalimanları, metrolar ve yolların 'gayrimenkul' kavramı içine girdiğini kaydetti. Sektörün 200’e varan yan sektörü beslediğini ve 2 milyona yakın istihdam sağladığını söyleyen Torun, sektörün kurumsallaşması gerektiğini belirterek, sadece satıp yapan sektör değil, burayı geliştirerek uzun vadeli yatırımların yapıldığı sektör olarak kıymetli eserler çıkabileceğini vurguladı. Sektörün finansman bulması gerektiğini kaydeden Torun, “Proje geliştirmek uzun zaman alıyor. En az 2 yıl sürüyor. Fizilibilite, ruhsatlar alınması, inşaata başlanması 4 yıl. Bu kadar uzun vadeli olunca satışı, kiralanmasını çok kısa zamanda bekliyoruz. Sektörün en zayıf karnı finansman modelleri. Satarak yapmak üzerine yola çıkıyoruz. AVM, otelde olmasa da konut ve ofiste ağırlık böyle. Bundan sonra en büyük tehdit finansman maliyetlerinin yüksek olması. Çok daha finansmanın pahalı olduğu döneme giriyoruz. 7-8 sene paranın bol olduğu dönem yaşadık. Bundan sonra kolay olmayacağını dikkate aldığımızda yeni finansman modellerine ihtiyaç var. Bu da gayrimenkul yatırım ortaklığı şeklinde sermaye piyasası ortaklıkları olması gerekiyor. Güçlü ortaklıklar kurulması gerekiyor. Yabancı ortaklıklar olması gerekiyor. Teşebbüste güçlüyüz, emek var ancak sermaye geldiğinde sıkıntı yaşıyoruz. Uzun vadeli sermayeye ihtiyaç duyuluyor” dedi.
BANKALARIN KREDİ VERMESİ İLE CİDDİ İVME ALDI
DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya ise gayrimenkul sektörünün lokomotif olduğunu belirterek, Türkiye’nin büyümesine bağlı olarak sektörün de büyüdüğünü kaydetti. Biraz parası olanın sektöre bir yerden girmek istediğini söyleyen Dumankaya, “Bu doğal bir süreç. Her zaman net pozisyon almak gerekiyor. Gayrimenkul sektörü hayatımızın parçası. 2004’ten sonra bankaların konut kredileri vermesinden itibaren ciddi ivme aldı. Geçişte kooperatiflerle yürüyen 100-300 dairelik üreten sektör; bin, 5 bin konutlu çeşitli projeler yapmaya başlıyor” diye konuştu.
REKOR YIL OLDU
Geçen yıl 1 milyon 400 bin konut satıldığını ve 650 binin birinci el konutta gerçekleştiğini söyleyen Dumankaya, “Banka faiz oranları yükselmesine rağmen 2017 rekor yılı. Her yıl rekor beklemek haksızlık olur. Ocak ve Şubat aylarında küçük azalış var. TÜİK verilerine göre 600 bin kişi her yıl evleniyor, 125 bin kişi boşanıyor. Herkes ayrı evlere çıkıyor. 125 bin kişi ülkeye giriş yapıyor. İlk el konut ihtiyacı 800 bin. Bizim karşılayabildiğimiz 650 bin bandına oturmuş durumda. Yıllık, 200 bin açık var. 5 yıllık hedefte 4 milyon hedef koyuldu ve 1 milyon konut üretememişiz. Finansman üretmek için orta ve alt gelir grubuna üretemiyoruz. Buna çözüm üretmemiz gerekiyor. Burada farklı davranmak lazım. Katma değer üretecek konut kredi faizlerinin gelir vergisinden mahsubu gibi… 1 milyon insana verebilirsek hayırlı, bereketli iş yapmış olunuz. Formüller üretmemiz lazım” dedi.
'KENDİMİZE İHANET EDİYORUZ'
Kentsel dönüşümün gayrimenkul sektörünün olmazsa olmazı olduğunu belirten Dumankaya, “Apartman yıkıp, apartman yaparak kentsel dönüşüm yapmamalıyız. Kendimize ihanet ediyoruz. Aynı meydan, aynı park yoğunluk artıyor. Master plan ile makro ölçekte bakmamız lazım. Çok büyük yanlış yapıyoruz. Kentsel dönüşüm için gayrimenkul sertifikası, fonları değerlendirmemiz lazım. Her şey bitmeden kentsel dönüşümün başlatılmaması lazım. Beklenti yönetimi çok önemli, alan bazlı olmalı. Finansmana erişim sağlanmalı” diye konuştu.
'KALİTE VE TASARIMDA İLERDEYİZ'
NEF İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Türkiye’nin ABD’den sonra konut satışında ikinci sırada geldiğini söyledi. Türkiye’nin gayrimenkul sektöründe kalite ve tasarımı konusunda çok ilerde olduğunu ifade eden Timur, “Yeni nesil yaşam konusunda çok gelişim yok. Gayrimenkul ürünü 600 yıldır hiç değişmemiş. Odalı ve salonlu ürün var” dedi.
'ROBOTİK GELİŞME YAŞANABİLİR'
Gayrimenkulün bir yerlerde üretilip, yerinde birleştirilebilse lokallik sorunun aşılabileceğini vurgulayan Timur, Avrupa’da daha fazla kesime üretim konusunda bu şekilde sorunun aşılabileceğini kaydetti. Dünyada bunun örneklerinin yapılmaya başladığını belirten Timur, “Robotik gelişme yaşanabilir. Sonuçta 30’a 60 seramik yapıştıracak. Şimdi Hollanda’da 3D ev yapmaya başlıyoruz. 4'üncü Sanayi Devrimi yardıma yetişti. Bununla trene binebiliriz” diye konuştu.
DİKEY YAPILAŞMA
Gayrimenkul sektörünün ihracat içerisine alınabileceğini söyleyen Timur, yüzde 80’inin yurt içinden sağlanarak, en fazla katkı sağlayan sektörlerden olduğunu kaydetti. Kentsel dönüşüm ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Timur, master plan ile bunun gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Yeşil alanın artırılması anlamında dikey yapılaşma gerektiğini ifade eden Timur, “Dikey yeşilleşmeye gidiyor. İstanbul’un en önemli mevcut yeşili koruması. Mevcudun içinde dikey yeşil ile kurtarabiliriz” dedi.
'YABANCI YATIRIMCI GELMİYOR'
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Feyzullah Yetkin, dünyadaki getiri oranlarına bakıldığında Türkiye’de getirinin çok yüksek olduğunu belirterek, müktesep hak olmadığı için yabancıların tercih nedenleri arasında yer almadığını söyledi. Geçen sene 30 Eylül’de sona eren çok önemli teşvikler verildiğini hatırlatan Yetkin, “1 milyon dolarlık rakam yüksek. Biz önümüzdeki dönemde de devam etmesini istiyoruz. Lokomotif sektörün istihdam ile birlikte 2023 ve 2071 hedefleri içerisinde önemli sorumlulukları var” diye konuştu.
'İHRACAT MANTIĞI İLE TEŞVİKLER BEKLİYORUZ'
Gayrimenkul sektöründe 5 milyar dolara yakın alım yapıldığını söyleyen Yetkin, “İhracat mantığı ile biraz teşvikler bekliyoruz. En büyük meselemiz belirtildiği gibi petrol, yer altı zenginliğimiz olmadığı için turizme ve yabancı yatırımcıya satışa odaklanmamız gerekiyor. İşin özü üretimdir. Katma değerli üretim yapıp, ihraç etmektir. Gayrimenkulde hizip noktası olsa da çapraz noktaya müsait. Trabzon, Yalova, Akdeniz Bölgesi'nde birkaç ay geçirip harcama yapıyorlar. Sektörde rakamsal revizyon yapılması gerekiyor. Gayrimenkulün büyümeye teşvik eden sanayi olduğunu göz ardı etmemek gerekir” dedi.
AKILLI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTLER
Gayrimenkul sektörü ve Türkiye’nin deprem gerçeği ve riski bulunduğunu vurgulayan Yetkin, “Bir an önce 7,5 milyon konutu dönüştürmemiz gerekiyor. Akıllı ve sürdürülebilir kentler diyerek ekliyorum. Biz artık 7,5 milyon konutun, 1999 depreminden önce en az yarısı riskli diyoruz. Avrupa birçok ülkede pejmürde eski yapılar görüyorum. Biz onlardan zengin değiliz. Kalıcı, estetik yeni şehirler oluşturmamız gerekiyor” diye konuştu.
'DEVLET OLARAK TANITIM YAPMALIYIZ'
DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz sektörün ciddi potansiyeli olduğunu ancak toplum, ülke ve sektör olarak değerlendirilemediğini söyledi. Coğrafyanın yeterince pazarlanamadığını vurgulayan Yılmaz, “TOKİ gibi Emlak Konut gibi sektörde kurumsallaşmış, üretici olan kurumlarla bir araya gelebilsek ve bizden potansiyel olabilecek ülkelerde fon oluşturup tanıtabilsek, koyları, Boğaz'ı, coğrafyayı, yaşamı, kültürü ve dokuyu sunabilsek turizm ve konut satışını patlatırız. Dubai, çöl konut satışı ve yatırımlarla çölün ortasında vaha oluşturdular. Kendi ülkemizde rahatlıkla yaratabiliriz. İyi tanıtımları devlet olarak yapmamız lazım. Bu şekilde 3-5 yılda 15 -20 milyar dolara erişebiliriz. 10 yılda sektöre kentsel dönüşüme 800 milyon TL civarı para harcanması azım. Yapılanları çıkarırsak, şu an 730 milyon daha harcanması gerekiyor. Yabancıya mülk satışı ile bu kaynağı oluşturabiliriz” dedi.
'ARAZİ GİRDİLERİ YÜKSEK SOSYAL KONUT ÜRETEMİYORUZ'
Gayrimenkul sektörüne sanayiden çok oyuncu girdiğini söyleyen Yılmaz, ancak kendilerinin sadece yapı inşa etmediklerini, geliştiricilik, satış-pazarlama yaptıklarını kaydetti. Dünyada kişi başına 1,8 oda düşerken, Türkiye’de bu oranın 0,7 olduğunu ve bu sayının çok düşük olduğunu ifade eden Yılmaz, özellikle büyük kentlerde arazi girdileri çok yüksek olduğu için sosyal konut üretemediklerini vurguladı. Sektörde dinamiklerin hızlı ilerlediğini belirten Yılmaz, “Önümüz açık ama bölgesel sıkıntılar olabiliyor. Bilinçli üretirsek, arz talebe göre hareket edersek, sektör dinamiklerinin önü çok açık. 7 milyon ortalama konut talebi olacak. İnsanlar standartların dışında yerlerde oturuyor. Tabii ki enflasyon bizim sektörümüzde çok daha üzerinde ilerliyor. Arsa da olunca maliyetler şişiyor” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI