Güncelleme Tarihi:
Edip TEKİN- Bülent CİVANOĞLU-Faruk KAHRAMAN/ BURSA, (DHA) – TÜRKİYE’nin en önemli ekonomi buluşmaları arasında yer alan Capital ve Ekonomist Dergileri’nin organizasyonunda, Garenta ana sponsorluğunda düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gün programı 'Global Marka Yolculuğu' paneliyle başladı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Osman Zeki Özger, finansal kurumların amacının ülke ekonomisine katkı sağlamak olduğunu söyledi. Finansal sektörlerin uluslararası standartlarda rekabet gücünü arttırmak için insan kaynaklarına yatırım yapması gerektiğini aktaran Özger, 2023 hedeflerine ulaşmanın zor olmadığını belirtti.
TAV'ın kuruluş sürecini anlatan TAV CEO'su Sani Şener, küresel marka olma yönünde önemli çalışmalar yaptıklarını aktardı. Küresel marka olabilmenin şartlarını da sıralayan Şener, "Küresel anlamda başarılı olmak için evinizde çok iyi olmanız gerekiyor. Yani kendi ülkemizde çok iyi değilsek dış pazarlar sizi kabul etmiyor. Bunun yanında diğer küresel markalara baktığınızda herkes kendi işini yapıyor. Yani hangi alanda iş yapıyorsa sadece o alanda kendisini gösteriyor. Ama işin dışında başka işlerle iştigal edersiniz küresel marka olma yolunda zorlanırsınız. Onun yanında yenilenme becerilerinizi çok iyi kullanmanız lazım. İnovasyona sürekli değer vermeniz lazım ki rakiplerle mücadele edebilesiniz" dedi.
Başarılı olmak için çalışan ve akıllı olmak gerektiğini ifade eden Şener, şöyle devam etti:
"Ama zamanı yakalamak çok önemli. 1997'de özelleştirmeyi yakaladık. Zamanında yakaladık ve çok iyi değerlendirdik. Küresel bir marka olarak yolumuza devam ettik. Bizim belli başlı kilometre taşlarımız var. Biz büyümek istiyoruz. Onun için çalışmalara başladık. Ve baktık ki havalimanı sektöründe iyi iş var. Havacılık sektöründe uçak üreticileri, havayolu şirketleri ve hava meydanları işletmeleri var. Hava meydanları işletmeleri hükümet tarafından işletildiği için uçak üreticileri, havayolu şirketlerinin yaptığı yatırımların gerisinde kalıyordu. Mesela uçak hizmetleri çok değişik hizmetleri sunarken havalimanları gelişmemiş durumdaydı. Bizde burada büyük bir gelişme olacağını düşündük" diye konuştu.
"Başarılı olmanın sırrı çalışkan ve akıllı olmaktan geçer" diyen Şener, başarılı olmanın bir diğer sırrının zamanı yakalamak geçtiğini belirtti.
"SİMİTİ TÜRK OLMAYANLAR YAPACAK"
Türkiye'nin artık bir simit markasının olduğunu ve dünyada simidin ayrı bir yerinin olduğunu anlatan Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kavukcu, dünyanın farklı ülkelerinde simit yapımının yaygınlaşacağını ve simidi sadece Türklerin yapmayacağını söyledi. Global marka olma yönünde doğru partnerlerle çalışmanın önemine değinen Kavukcu, "Şu anda Ortadoğu'da 72 mağazamız var. İnsanlar bana soruyor müşterileriniz "Türk mü?" Mesela Londra'da ki mağazamızda müşterilerimizin yüzde 98 yabancı. Suudi Arabistan'da ilk mağaza açtığımızda 4 yıl uğraştık. Baktık ki biz bu işi orada götüremiyoruz, doğru bir partner bularak işimizi yaptık ve başarılı olduk" dedi.
Simit Sarayı olarak dünya markası olacaklarına inandıklarının altını çizen Kavukçu, "Şimdi bize neden Simit Sarayı'nı satmıyorsun diyenler var. Eğer ben bunu satıp başka bir işten 2.5 kat kar edeceksem satayım. Zaten şirketi senden satın alan adam kar etmek için alıyor" diye konuştu.
Türkiye'de simit markası konusunda taklitler olduğundan şikayetçi olan ve bu konuda Çin'in önüne geçtiğimizi anlatan Kavukcu, "Bundan sonra simidi Türk olmayan insanlarda yapmaya başlayacak. Ve biz taklitte Çin'i geçmiş durumdayız. Yatırımlar devam edecek ve bundan sonra simidi ilerde dünyanın her yerinde yiyeceğiz" ifadelerini kullandı.
"ESKİDEN 4 ÇOCUĞUNU 200 LİRAYA GİYDİREN BUGÜN 100 LİRAYA GİYDİREBİLİR"
LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, firmanın üretim kökenli bir firma olduğunu ancak 2001 krizinden sonra parekendeye yöneldiklerini söyledi. Üretim ile perakendenin farklı bir iş kolu olduğuna dikkat çeken Küçük, "Krizden sonra tamamen parekendeye odaklandık ve o zaman dedi ki biz Avrupa'nın en başarılı 3 markasından birisi olacağız. Tüm planlarımızı, altyapı yatırımlarımızı bu vizyona göre yaptık. Biz 2001'de perakende konusunda o kararı vermeseydik şimdi bu kararı verseydik bizim başarılı olmamız mümkün değildi" dedi.
Başarılı olmak için ürünün kaliteli olması gerektiğini söyleyen Küçük sözlerine şöyle devam etti:
"Biz dedi ki ürünümüz hem kaliteli olsun hem de fiyat anlamında uygun olsun. Yani bir asgari ücretli vatandaş ile durumu iyi olan bir vatandaşın çocuğunu giydirmesi aynı fiyata tabi olsun. Eğer 2000 lira maaş alan bir memur vatandaşımız eskiden 4 çocuğunu 200 liraya giydirirken bugün 100 liraya giydirebilir."
"Türkiye'de şirket başına düşen ciro 400 milyon dolar diyen Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, müteahhitlik sektörünün kendiliğinden bir marka oluşturduğunu söyledi. Rusya ile Türkiye arasında yapılan vize muafiyeti konusuna değinen Yenigün, "Rusya ile Türkiye arasındaki vizeler Putin ile Sayın Erdoğan'ın 15 dakikalık ohbetinde kaldırılmış. Çünkü gittiğimiz ülkelerde tepedeki insanların rolü çok fazla. Yani bu işi kaldıralım demiş Sayın Erdoğan Putin'e ve 'hadi kaldıralım' demişler. Kolaylığı görebiliyor musunuz. O zaman işimiz çok kolay olmuştu. Ancak 1 Ocak'tan sonra tekrar vize konması elimizdeki kolaylığını değerini daha iyi anlamamızı sağladı" dedi.
Türkiye'deki müteahhitlerin yalnızca müteahhit olmadıklarını, müteahhit birikimlerini de yatırımlara yansıttıklarını söyleyen Yenigün, "Kamu özel sektör ortaklığının müteahhitler için faydalı. Mesela yurt dışına kendi başınıza gitmek başka devlet kartvizitini alarak gitmek başka oluyor" ifadelerini kullandı.
Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, dünyada bir markalaşma sempatizanlığı olduğunu ancak bir markayı oluşturmanın kolay olmadığını söyledi. Eroğlu, "Türkiye'de marka olma potansiyelinin var mı diye soruyorlar. Bana göre çok var. Çünkü Türkiye'nin aktif bir nüfusu var. Konfeksiyon sektörü olarak müşterilerin nabzını tutuyoruz. Mesela Sibirya'daki bir mağazadaki günlük satışları Türkiye'den izleyebiliyoruz ve Sibirya'daki bir tahsilatı Türkiye'deki bankaya iki gün sonra transfer yapabiliyoruz" dedi.
"AMERİKA'NIN EN BÜYÜK FİRMASINI SATIN ALMAK İÇİN 6 AYDIR MASADAYIZ "
Eti Krom'u alma sürecini anlatan Yıldırım Holding CEO'su Yüksel Yıldırım, "Biz devletten 120 milyon dolar zarar eden bir şirketi aldık. Tabi Eti krom devlette iken farklı bir yapılanma işine girmiş. Yurt dışında çeşitli yolsuzluklara bulaşmış bir firmaydı. Bana dediler ki Eti Krom'un adını değiş. Ben de bu firmanın köklü bir firma olduğunu söyleyerek ismini değiştirmedim. Ancak Eti Krom üzerindeki bu lekeyi temizlemeye karar verdim. Şimdi başarılı çalışmalar yapıyoruz. Eti Krom'un eski imajı artık yok. Biz şu anda Eti Krom'u dünyanın en değerli markası haline getirdik. Mesela şu anda özel bir çelik üzerinde çalışıyorum. Bu çelik uzay ve uzay teknolojilerinde kullanılacak" dedi.
Sadece maden alanında değil liman alanında da yatırımlar yaptıklarını anlatan Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"Geçenlerde 10 tane liman alıp Yılport adı altında hizmet vermeye başlayacağız. Şu anda dünyada 20 tane limanı olan Türk markası olduk. Şu anda Amerika'nın en büyük firmasını satın almak için 6 aydır masadayız. Onu da satın aldıktan sonra dünyanın ilk 10'una gireceğiz. Bu Türkiye için onur verici bir olay olacak."
FOTOĞRAFLI