Güncelleme Tarihi:
'TARIMIN GELECEĞİ'
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ‘Tarımın geleceği’ konulu ikinci oturumu, Denizbank CEO’su Hakan Ateş’in moderatörlüğünde; Hacıince Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Yıldız, Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı Jannes Maes ve SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Temel gıdalara olan ihtiyacın, ülke nüfusu arttıkça çoğalacağına dikkat çeken SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “Sütçülük, hayvansal protein kaynağının en önemli, en dengeli, en hesaplı ve en ulaşılabilir kaynağı olma nedeniyle çok önemli. Dünya nüfusu hızla artıyor. Kentleşme hızla devam ediyor. Kentleştikçe, daha fazla hazır gıdaya ihtiyacımız oldukça bunların talebi de hayvansal proteine yönelecek. Bu, bize temel gıdanın üretilmesi konusunda uzun dönemli çok düzgün işler yapmamız gerektiğini bize anlatıyor. Bu işi geliştirmemiz lazım. Ekilebilir alanlar, dünyanın sadece yüzde 12. Bu 12 artmayacak. Dünyadaki suyun da yüzde 70’i tarıma kullanılıyor. Sıkıntılı bir noktadayız, toprak sınırlı, su sınırlı, o yüzden bunu nasıl yapacağımız önemli. Demek ki bize dünyanın sağladığı gelişmelerin, teknolojilerin, dijital devrimin yardımı gerekecek. İhtiyaç ortada, kaynaklar sınırlı ve bizim de yapmamız gereken bu kıt kaynağı daha verimli kullanarak ihtiyacı karşılamak” dedi.
SÜTAŞ YÖNETİM KURULU BAŞKANI YILMAZ: VERİMLİLİĞİMİZ ÇOK DÜŞÜK
Türkiye’nin, bu konuda dünyaya göre, daha şanslı olduğunu belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Ekilebilir alanlar yüzde 12’den daha fazla, yüzde 30. Su kaynakları da daha fazla yeterli. Dünyada bu alanda kendi yeterliliğini sürdürebilecek bir altyapıya sahip ama maalesef ne yeteri kadar bu temel gıdayı vatandaşlarımıza tükettirebiliyoruz ne de yeteri kadar üretebiliyoruz. Türkiye’nin bu fırsatı, bugüne kadar yeterince değerlendiremediğini hep beraber söyleyebiliriz. Tarımın büyük bir tarihsel bilgisine sahip Anadolu toprakları üzerinde biz yeterince tarımı bu birikimimize uygun şekilde çağdaş toplumun ihtiyaçlarına göre yapamamışız. Bu nasıl aşılmalı? Rehber yine Avrupa Birliği. Avrupa Birliği- Türkiye Gümrük Birliği’nin modernizasyonu anlaşmalarında öncelikle tarımın entegrasyonunu konuşacağız. Türkiye güzel hazırlıklar yapmaya başlamış, kurumsal altyapıda ciddi ilerlemeler var. Kurumsal altyapı olarak şanslıyız bir strateji planımız var bu plan çerçevesinde işi yönetmemiz lazım. Burada en önemli işlerden biri verimliliği artırmak. Verimliliğimiz düşük. Türkiye’de 27 milyon çalışanımız var bunun yüzde 20’si tarımda. Aşağı yukarı sanayi de de aynısı var. Bakıyorsunuz, bu 5.5 milyon insanı tarımda istihdam ediyoruz ama bu insanların üretimi 11 bin dolar seviyesinde. Bu sanayiye geldiği zaman 40 milyon doları geçiyor. Dolayısıyla bu ciddi emek gücü tahsis ettiğimiz tarım Türkiye’de görevini yapamıyor. Bizim burada verimliliği 2 katına çıkartmamız, Türk ekonomisine önemli katkı oluyor. Tabiat gerekli imkanları bahşetmiş ama bunu işe çevirecek, üretimde verimliliği artıracak yeni bir yapılanma tarım reformu ihtiyacımız var. Teknolojiyi kullanacak, yeni bir nesle ihtiyacımız var tarımda.”
Muharrem Yılmaz ayrıca, sütlerin güvenilirliğine dair ise Türkiye’de korku tacirliği işinin yapıldığını, ambalajlanmamış sütün eve sokulması halinde hastalıkların da eve gireceğini söyledi.
HACIİNCE ŞİRKETLER GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI HACIİNCE: ÇOBANLIK ÖLDÜ
Hacıince Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince ise moderatör Hakan Ateş’in "Halka ucuz eti nasıl yedirebiliriz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Bir şeyin üretimini artırmadan, fiyatı düşer mi? Bizde baktığımızda kırmızı et üretimi, gitgide geriye gitmiş. Hayvancılık Türkiye’de önceden babadan oğulayken, şimdi o kadar geriye gitmiş ki, çoban bulamıyoruz. Bizde çobana kız vermiyorlar, çobanlık öldü. Yeni nesil istemiyor. Bu ülkede mülteciler olmasa, hayvancılık yapacak adam yok, kimse yapmak istemiyor. Yerli üretimimizi artırmamız lazım. Bizde o kadar değerli, yerli ırklar vardı ki. Bugün birçok koyun ırkının çıktığı yer, Anadolu’dur. Biz kendi ırklarımıza sahip çıkamamışız. Yarın Uruguay’dan paramızla dana alamayacağız; çünkü onların da üretim kapasitesi var. O yüzden üretim yapmalıyız, o coğrafyaya uygun yetiştirebiliriz. Türkiye’de hayvancılık merada olmaz deniyor. ABD’de, Avustralya’da suyun olmadığı yerde hayvancılık yapılıyor. Anadolu’da buğday koyun, gerisi oyun diye bir söylem var, bunları yıkmamız lazım, mera hayvancılığına geri dönmemiz lazım. Üretimimizi artırarak, mera hayvancılığını geliştirmemiz lazım. Biz Antalya- Konya sınırında 28 dönüm arazide meracılık yapıyoruz. Hurda denilen 6- 7 doğum yapmış hayvanı alıyoruz, 5 doğum daha yaptırıyoruz çünkü onun iskeletine uygun tohumları atıyoruz. Ancak gençler üretimden kaçtığı müddetçe etin bu ülkede fiyatı düşer mi? Çok zor.”
YILDIZLAR YATIRIM HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ YILDIZ: ÇİFTÇİNİN BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR
Tarımda çiftçilerin bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çeken Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu üyesi Hakkı Yıldız da “Türkiye’de tarım; alarm vermekte, acil revizyona ihtiyaç duyulmakta. Türkiye’deki kamu ve toplum olarak tarımın önemini çok fazla anlamamakta ya da anlatamamaktayız. Bugün Türkiye topraklarına baktığınızda sadece yüzde 6 tarım topraklarının verimli olduğunu görüyoruz. Toprak ana diye tabir ettiğimiz kavram toprak dede olma yolunda ilerliyor. Topraklarımız bir şekilde yok oluyor. Kalabalık bir nüfussunuz, evinizde mutfak yok. Nasıl karnınızı doyuracaksınız? Dışarıdan bir yerlerden siparişler vereceksiniz. Bir noktadan sonra bunu sürdüremezsiniz. Türkiye’nin hali de bu. Tarımı olmayan ülkeyi, mutfağı olmayan eve benzetiyorum. Tarımımız yoksa büyümeden bahsedemeyiz. Verimli tarım alanlarının imara açılması, miras hukuku, parçalı tarım arazileri, bilinçsiz tarım, modern olmayan tarım gibi birçok unsur sayabiliriz. Tarımı doğru anlamak gerekiyor, 80 milyon nüfusun bununla beslenmesi gerektiğini, ithalat ile bir yere varamayacağımızı ve acilen önemsenmesi ve projeler geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çiftçinin, tarım nüfusunun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor” diye konuştu.
AVRUPA GENÇ ÇİFTÇİLER KONSEYİ BAŞKANI MAES: ÇİFTÇİLERE GİRİŞİMCİ OLARAK BAKMAMIZ GEREK
Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı Jannes Maes ise genç nüfusun tarıma olan ilgisi ve bunun dışında ortaya çıkan sorunlardan bahsederek, şunları kaydetti:
“En büyük zorluktan bir tanesi jenerasyonun her geçen gün yaşlanıyor olması. Çoğumuz neticede aktif bireylersiniz hiçbir sektör kar olmadığı takdirde idame edemez. O yüzden piyasa içerisinde şeffaflık gerekiyor, 21. yüzyılın teknolojisi ile çiftçilerin ilerlemesi gerekiyor. Artık sadece üretici olmakla kalmamalıyız, teknik ve sektörel becerilerinizi de bir araya getirmeniz gerekiyor. Genç çiftçiler son derece hassas dönemlerden geçiyorlar elinizde piyasa içerisinde risklerinizi yönetebileceğiniz paraya ihtiyacınız var. Karlılık en önemli engellerden bir tanesi. Krediye erişilebilirlik, meralara erişilebilirlik. Genç çiftçilerle belli zamanlarda bir araya geliyoruz tarım arazilerinin olması tarım arazilerinin doğrudan ya da dolaylı bir şekilde hayvancılığı ve üretimi destekleyecek şekilde azlığı gibi sorunlar var. Bu arazilerin devletin kullanıma açık hale getirilerek genç çiftçilere fonlarla desteklenmesi gerekiyor. Çiftçilere biraz daha girişimci olarak bakmamız gerekiyor, burada sadece yetiştirici olarak görmememiz gerekiyor. Gençleri, bu parlak zihinleri, bilgi ve kapasite ile beslememiz gerekiyor, bu kapasiteyi ekonomiye ve üretime destek olabilecek şekle getirmemiz gerekiyor. Gençler yolun başındalar. Devletin büyük rolü var, teşvik sağlamaları gerekiyor diğer taraftan da gerçekten belli bir eğitimde tabii tutmaları gerekiyor. Tarım uzak bölgelerde yapılıyor, gençler bugün kalkacaklar da uzak bölgelere gidecekler, burada ikincil vatandaş muamelesi görecekler, burada dağın tepesinden sesleniyoruz yeni bir geleceği nasıl yapılandırabiliriz diyoruz. İnternete erişemediğiniz ortam olabilir mi, o yüzden burada kırsal kesimde kalkınma çok önemli, şehirlerdeki hamlelerin kırsal kesimlerde de yapılması gerekiyor.”
FOTOĞRAFLI