Güncelleme Tarihi:
TEKNOLOJİ VE TRENDLER PANELI
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Moderatörlüğü’nü Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’in yaptığı 'Teknoloji&Trendler' oturumu yapıldı. Moderatörlüğünü Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş'in yaptığı oturuma girişimci Süreyya Ciliv, Microsoft UK Services Genel Müdürü Tamer Özmen, Teknoloji Yatırımcısı ve Girişimci Niklas Bergman ile Intel Türkiye Ortadoğu Afrika Başkanı Çiğdem Ertem konuşmacı olarak katıldı.
TÜRK EKONOMİSİNE İNANIYORUZ
Samsung’un sponsorluğunda gerçekleşen oturum öncesi Samsung Türkiye Başkanı DaeHyun Kim konuşma yaptı. Türkiye’de çok genç neslin olduğunu ve bu genç neslin teknolojiye düşkün olduğunu söyleyen Kim, “Türk iş dünyası ve ekonomisinde faaliyet gösteriyoruz. Bu yüzden bu ülkeyi algılamak bizim için önem teşkil etmekte. Türk piyasasının dinamiklerini değerlendirmek de bizim için önemli. Samsung olarak bizler Türkiye’nin geleceğine gerçekten inanmaktayız. Türk ekonomisine inanıyoruz. Bizim Samsung olarak vizyonumuz dünyadan ilham alarak yenilikçi teknolojiler ve tasarımlarla geleceği şekillendirmek. Bunu yaparken de insanların hayatına toplumsal refahı getirmek. Türkiye’de gerçekten çok genç bir nesil var. Bu nesil de yeni teknolojileri kullanmaya meraklı. Bu da Türkiye’yi teknoloji pazarında önemli konuma getiriyor. Türkiye’de ciddi bir dijital dönüşüm yaşanmakta. Türkiye’de dijital ihtiyaçları tespit etmek için biz de bir çalışma yaptık. TÜSİAD da bu araştırmada bize yardımcı oldu. Araştırmamız dahilinde dijital dönüşümün Türk şirketleri için kılavuz görevi göreceğine inanıyoruz” dedi.
"YENİ HAYAT: DİJİTAL HAYAT"
Oturumda konuşan girişimci Süreyya Ciliv, teknolojiye adapte olamayan şirketlerin yok olmaya mahkum olacağını söyledi. Herkesin bu konuda işine odaklanması gerektiğini belirten Ciliv, “Dünyada alınacak önemli dersler var. Doğru işi doğru zamanda yapmak ve erken yol almak. Öyle bir dünyaya geldik ki yeni hayat dijital hayat. Yeni bir dünya var. Bu yeni dünyada gittikçe küçülen bilgisayarlar var, ikincisi cloud yani bulut dediğimiz olay var. Üçüncü ise her yerden bağlanabilmek olayı. Tüm bu olaylar bir araya geliyor ve ortaya insanlar için muazzam bir kaynak yaratıyor. Artık buna uymayanlar yok olacak. Hepinize tavsiyem var; Bu artık köşeye ve bilgisayarcılara bırakılacak bir iş değil. Müşterilerime bu kaynaklarla nasıl daha fark yaratırım diye düşünmelisiniz. Bunu büyük şirketler yapamıyor. En tepedeki kişinin her şeyi bilmesi bekleniyor ki bu mümkün değil. Teknoloji dünyası çok hızlı değişiyor. Müşteriye odaklanıp bu teknolojileri kullanıp müşterimize nasıl değer yaratırız diye düşünmemiz lazım. Müşteriye odaklı ekipler kurup, onların da bunları geliştirmeleri gerekli. Dijital dünyada altyapı yoksa nasıl rekabet edilecek? İş dünyasında başarılı olmak için realist olmak lazım” diye konuştu.
TEKNOLOJİ KİŞİSEL KANSER TEDAVİSİNDE KULLANILACAK
Intel Türkiye Ortadoğu Afrika Başkanı Çiğdem Ertem de oturumda, teknolojiyi kullanarak birçok çalışma yürüttüklerini söyledi. İnsan temelinde çalışan bir şirket olduklarını söyleyen Ertem, kanser tedavisinde teknolojiyi de kullanarak kanser hastalarına ‘kişisel kanser tedavisi’ uygulaması yapılabilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti. Ertem, “Bizim Intel olarak gördüğümüz 3 konu var çok hızlı ilerleyen. Bunlardan ilki insan gibi görebilen cihazlar, bu sayede çok kolay ölçmeyi sağlayan, uçabilen, kendi kendine gidebilen araçlar olacak. Intel biliyorsunuz, insan temelinde çalışan bir şirket. Bu teknolojiler bizim için öne çıkıyor. Intel şu an kanser araştırmalarında insanlardan veriler alarak kişisel kanser tedavisi için çalışıyor. Her organın ve insanın kanseri farklı. Buna yönelik çalışmalar var. Çevremizde çok sayıda sensörler olacak. İnsanların hayatı da kolaylaşacak. Gelecekte sabah dişinizi fırçalarsanız sigorta priminiz düşecek gibi çeşitli olaylar olabilir. Her şey bir biriyle bağlı ve entegre olacak. Bu akıllı dediğimiz nesneler şirketlerin de işlerini önemli derecede rahatlatacak. Bu çok önemli bir dalga olarak geldi. Dünyadaki şirketlerin sıralamalarını değiştirdiği gibi ülkelerin de sıralamasını değiştirecek. Tarımda bile robot işçiler kullanılır hale geldi” diye konuştu.
ŞİRKETİN KÜLTÜRÜNÜ DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR
Microsoft UK Services Genel Müdürü Tamer Özmen, şirketlerin teknolojiye yatırım yapmakla birlikte kültürlerini de değiştirmeleri gerektiğini söyledi. Cirosu 1 milyar doların üzerinde olan 412 şirket üzerinde yapılan araştırmayla ilgili bilgiler veren Özmen, “Bu şirketlerle ilgili grafik yaratmışlar. Dijitale ne kadar yatırım yapıyor ve kendini ne kadar değiştiriyor yönünde bir araştırma bu. Örneğin muhafazakar şirketler dijitale yatırım yapmamışlar ama kendilerini geliştirmeye çalışmışlar. En üst köşede ise ‘ermiş’ olan grup var. Bunlar bankalar, perakende şirketlerinden oluşuyor. Sadece teknolojiye yatırım yapmak gerekmiyor. Şirketin kültürünü değiştirmek gerekiyor” dedi.
DÜNYA TEKNOLOJİ FIRTINASININ İÇİNDE
Stockholm’den gelen Teknoloji Yatırımcısı ve Girişimci Niklas Bergman ise teknolojinin birçok sektörü bir araya getirebileceğini söyledi. İşletmecilere tavsiyelerde bulunan Bergman, genel anlamda şirketlerin kendilerini dönüştürmesi gerektiğini belirtti. Bergman, “Özellikle bankacılık, nanoteknoloji, nöronlar, biyoteknoloji ürünlerine baktım. İlginç olan şu ki tüm bu sektörleri bir araya getirmek mümkün. Parkinson tedavisinde kullanıldığını gördük. Bir kişinin beyninden bilgi alabiliyoruz ve onu başka bir beyne yerleştirebiliyoruz. Genetik alanında da benzer gelişmeler görüyoruz. Önemli olan ve daha önce bulunmayan şeyleri genom haritasıyla bulabiliyoruz. Teknolojinin gelişimi çok hızlı ilerliyor. Teknoloji davranışlarımızı da değiştiriyor. Teknoloji bizi nereye götürüyor bunu da tartışmamız gerekiyor. İşletmeciler olarak da bu fırtınanın içerisinde tabii ki üç yönlü yaklaşık kullanabilirsiniz. Başlangıçta önünüze hangi sektörlerden teknolojiler gelecek, ikinci olarak sektörde ne gibi değişiklikler yaratabilir teknoloji buna bakmanız gerekiyor. Üçüncü olarak da iç görünüzü işe bakış şeklinizi değiştirecek mi ona bakmamız gerekiyor. Teknolojilerden korkmamalıyız, eskide kalmaktan korkmalıyız. Teknolojiyi nasıl kullanabileceğimizi, yeniden nasıl idrak edebileceğimizi keşfetmemiz lazım. Genel olarak kendimizi dönüştürmeliyiz. Bu dönüşüm için hali hazırda kendimizi hazırlamış değiliz. Gelecek 10 yılda her şey değişecek” diyerek sözlerini tamamladı.
FOTOĞRAFLI