Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı (3)

Güncelleme Tarihi:

Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı (3)
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2016 13:41

Uludağ Ekonomi Zirvesi başladı (3)

Haberin Devamı

DİJİTAL EKONOMİ VE BUYUME STRATEJİLERI PANELİ
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in konuşmasının ardından ‘Dijital Ekonomi ve Büyüme Stratejileri’ konulu oturum gerçekleştirildi. Canan Özsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Borusan Holding CEO'su Agah Uğur, Intel Yeni Teknolojiler Dünya Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz, Vodafone Türkiye CEO'su Gökhan Öğüt, Akbank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Global Catalyst Partners Başkanı Kamran Elahian ve Finlandiya eski Başbakanı Esko Aho konuştu.
DÖNÜŞÜMDE GELENEKSEK SEKTÖRLER İLE ÇALIŞILMALI
Dijitalleşme sürecinde iki trendin olduğunu dile getiren Ayşegül İldeniz, bunlardan birisinin akıllı nesnelerin, diğerinin ise akıllı insanlar olduğunu kaydetti. Türkiye’nin buradaki pastadan alacağı payın önemini anlatan İldeniz, 50 milyar akıllı şey olmasına rağmen dünyada 7 milyar insan olduğunu söyledi. Dönüşüm sürecinde geleneksel sektörler ile çalışılması zorunluluğundan bahseden İldeniz, “Günlük hayatta 50 milyarı kullanıyor olacağız. 50 milyara takılı olanlarla ne yapıyor olacağız? Paradigma değişikliği olacak. Mesela Silikon Vadisi’ndeki insanların derdi o. Akıllı mikrofon ya da ısının odanın ben olduğumu bilip 26 dereceyi bilip, optimize etmesi gibi örnekten kıyafetlerimizin akıllı hale gelmesi gibi skalaya kadar neden olabilecek” diye konuştu.
KORKUNÇ TSUNAMİ GELİYOR
Sensör teknolojisinin geliştiğine dikkat çeken İldeniz, çok ciddi ölçümler sağlayacağını kaydetti. Çiplerin küçüldüğünü ve her şekilde bunun kullanılabildiğini ifade eden İldeniz, kendisinin de akıllı bilezik kullandığını kaydetti. Koşuculara spor gözlükler yapıldığını TAG Heuer saat markası ile yelkenliler ve golf oynayabilmek için yapıldığını belirten İldeniz, Almanya’da 3 -4 gençten oluşan akıllı eldiven yapan bir firma olduğunu ve bununla stok sayımı, voltaj ölçümü gibi çalışmalar da yapılabileceğinden örnek verdi. Akıllı saat ile Parkinson hastalarının titremelerinin aktarıp doktorlara veri sağladıklarını dile getiren İldeniz, “Bunlar ilginç örnekler. Sizlerin yaptığı iş konusunda sensör ve çipleri nasıl kullanacaksınız gibi bir soru var. 7 milyar insan var. Çok kalabalık bir dünya bizi bekliyor. Bu durum 7 milyar farklı gelecek diyorum. Baskı teknolojileri ile akıllı çiplerin kullanılması ile insanlar kendi ürünlerini yaratmak isteyecekler. Korkunç tsunami geliyor. ABD son 30 yılda yeni ekonomi şirketlerinin pazar payı eskiye göre çok yüksek. Yapay zeka, sanal gerçek var. Bunlar kullanılabilecek gerçekler. Türkiye bu pazarda dönüşüm yapıp, pazarı nasıl yapacağınızı düşünmeye başlamanız gerekiyor” diye konuştu.
Dünya genelindeki 8 otomotiv firmasının Silikon Vadisi’nde olduğunu söyleyen İldeniz, “Japon, Alman, Fransız, ABD’li firmaların inovasyon merkezi var. Kendi adımıza yapay zeka anlamında çalışıyoruz. Mühendis alışverişi oluyor. Ortada ilginç bir konu var. Sanayileşmiş firmalar dijitalleşmişler ‘Neden Silikon Vadisi’ne gelip merkez kuruyor? Uçak motoru yapan 40 yıllık şirketten, sağlık şirketinden, sigorta konusunda ilk 3’e girenler bizle toplantı yapmak istiyorlar. Herkes aynı noktada Türkiyemiz daha geri, onlar şöyle diye bir durum yok” diye konuştu.
BAŞARISIZ OLANI GENEL MÜDÜR YAPIN
Dijitalleşme konusunda 3 yöntem bulunduğunu ifade eden İldeniz, inovasyon merkezini fabrikanın yanında kurup, teker teker ölen şirketler olduğunu belirterek, “Onun için inovasyon merkezini çok uzak gitmek istediğiniz yöndeki şehre ülkeye taşıyın. İkincisi ekosistemi geliştirmemiz, öldürmememiz lazım. 11 milyar dolar bilişim şirketlerine yatırmışız. Üçüncüsü ise herkesten ayrı koruyabileceğiniz varolan sistemin nasıl düzeltirim değil, yeni sistem yaratın diye bütçenizin yüzde 5 ya da 30’unu ayırıp, o insanları bırakıp genç insanları bir araya getirin. Başarısız olunca genel müdür yapın. Başarısız insanlara tat verebilmek önemli. Silikon Vadisi’nde 3 şirket batırmadıysanız ciddiye alan yok” dedi.
VODAFONE TÜRKİYE CEO'SU ÖĞÜT: 4,5G İLE 10 KAT HIZLI ERİŞİM
Vodafone Türkiye CEO'su Gökhan Öğüt de geçen yaz döneminde başlayan 6 gün sonra değişeceğini hatırlatarak, 6 gün sonra saat 12’dan sonra 4,5G lansmanının olacağını anımsattı. Bunun çok önemli bir adım olacağını söyleyen Öğüt, “Hayali kurulan geleceğe geniş kapsama alanları. 3G’nin ötesinde düşük freskanslarla, mobil interneti, interneti götürme imkanı var. 1 Nisan’da 4,5 G götürme taahhüdümüzü verdik. Çok daha hızlı 10 kat hızlı erişim olacak. Daha düşük gecikmeler olacak. 5G diye konuşulan laboratuvarlarda denemeleri yapılan geleceğin ilk adımı oluyor” diye konuştu.
AYAK UYDURAMAYANLARI ZOR GÜNLER BEKLİYOR
Dijitalleşmede fırsatların öne çıktığını ancak burada tehditlerin de olduğuna dikkat çeken Öğüt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayak uyduramayan şirketleri zor günler bekliyor. Bizler çok ciddiye almıyoruz. Avrupa’dan çok daha az endişeliyiz. Bize bir şey olmaz demeyelim. Bu konuda bizim formülümüz ise bölüp yapmak, inanıyor muyuz, yatırım yapıyor muyuz, müşterilere sunulan hizmette dijitalleşmeyi yeterince kullanıyor muyuz? Bunlar önemli. Müşteri ilişkiler alanı dönüşüm liderliği geçmişi unutup, geleceğe bakıp ne hayal ederim sıfır bazlı yaklaşım. Sonra gerçekleştirebileceğimiz ile yapıyoruz. Mesela Nokia ibretlik bir hikaye ve refah, barış, özgürlükler ile dünyaya dijitalleşme ile ulaşacağız.”
TÜRK İŞ DÜNYASI FARKINDA
Dijitalleşme sürecinde iki önemli değişim gördüklerini ifade eden Borusan Holding CEO'su Agah Uğur ise ekonomi ve iş dünyasında yeni ekonomide yepyeni başarı tanımının çıktığını belirterek, “Dominant ve medipoli yarattıkları için etraflarında başka şirketleri bulundurmadıklarını kaydetti. İkincisi olarak da Türk iş dünyasının farkında olduğunu söyleyen Uğur, örnek de vererek, ciddi seviyede akredite edilmiş pil teknolojisinin geliştiren 900’ün üzerinde araştırma merkezi bulunduğunu 30 kişi çalıştırsalar, 27 bin beynin bu işe yöneldiğini dile getirdi.
HER AY ÇİFT HANELİ BÜYÜYEN KULUÇKA DÖNEMİNDEN ÇIKTIK
Daha sonra kendi firmalarından da bahseden Uğur, 72 yıllık 5 milyar dolar cirosu olan grubu bambaşka yaklaşım ile yeni dünyaya adapte etmeye çalıştıklarını belirterek, 5 yıl önce inovasyon yolculuğunun başladığını hatırlattı. 10 yıl sonrasının kendilerini çok heyecanlandırdığını ifade eden Uğur, “Asım Bey’den gelen yaklaşımla dönüşümü bütünsel yapıyoruz, maratoncuyuz ve içselleştiririz. Bunlar en önemli iki refleks. İnovasyonu bu şekilde yaptık. Çok faydalı çalışmalar çıktı. Grup içinde üretim hattı gibi çalışan inovasyon düzeni kuruldu. Kendi iş alanlarımızda lojistik, iş makineleri, otomotivde her ay çift haneli büyüyen 5 kuluçka dönemimiz çıktı. İkincisi Ar-ge. Ar-ge'siz dijitalleşme gerçekçi gelmiyor. 3 Ar-ge merkezi oluşturduk. 1 Ocak’tan itibaren dijital yolculuğa çıktık” dedi.
KULUÇKA SÜRECİNDEKİ ŞİRKETLERİN BAŞINDAKİLER 35 YAŞIN ALTINDAKİLER
Bu süreçte danışmanların da kendilerini geliştirdiklerini söyleyen Uğur, “Dijitalleşme konusunda laboratuvarlarda önemli çalışmalar yapıyorlar. 6 ay içinde 30 – 40’a yakın şirketin yapısını çıkaracağız. 3-4 yılda yolculuğu sürdüreceğiz. Kuluçka sürecindeki şirketlerin başındakiler 35 yaşın altındakilerden oluşuyor. Ancak 1 yıl içinde yüzde 100 dijital şirket yapmazsanız işten çıkacağım dedim” diye konuştu.
“SIFIRDAN DÜŞÜNMELİYİZ”
Akbank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise, dünyada 20 yıl önceki en başarılı birçok şirketin bugün olmadığını vurgulayarak, “Bizim çok kolay değil ama sıfırdan düşünebilmek, kendi kurumlarımıza adapte etmemiz gerekir. 70 senelik kurumun baştan başlıyor gibi eski mirasları geriye atması, yeni düşünce yapısını kurabilmesi çok zor ama başarıyı getiren de bu. Olay müşteriyi anlamaktan geçiyor. Banka neden, niçin var? Müşteri değişmiş. Bugün Türkiye’de banka müşterilerinin yüzde 57’si akıllı telefon kullanıyor. Günlük hayatının iki saati burada geçiyor. Banka ya da herhangi kurumun bunun dışına çıkması mümkün değil. Gerekli tedbirleri kendiniz alacaksınız. Kullanıcı bankaya gelmek istemiyor, mobil yapmak istiyor. Türkiye genç bir ülke. 700 bin - 800 bin üniversiteden yeni mezun var. İş dünyasına katılıyor. Bankacılık da öyle her sene yeni müşteriler kazanıyoruz. Eski alışkanlıklarla alakası yok. Başarılı olmak istiyorsanız bu dalgaların önünde gitmeniz gerekiyor” diye konuştu.
BANKALAR OLARAK ÇOK DATA KULLANIYORUZ
Kurumlarda inovasyon kültürünün oluşması gerektiğini söyleyen Binbaşgil, bankacılık sektörü ile ilgili şunları söyledi:
“Bankacılıkta çok şey yaptık, daha iyi olduğunu düşünüyorum. Parmakla gösterilecek uygulamalar var ama her zaman iyinin iyisi var. İş ortakları çok önemli. 4,5G hepimiz için çok önemli. Bankalar olarak daha çok data kullanıyoruz. Bu da hız meselesi. Türkiye’de diğer gelişimlerin altyapının oluşması için çok önemli. Kullanıcı oranı yüzde 57 değil, 90 olsa bankacılık da daha iyi yerlere gelecektir.”
Gelişmelerden de bahseden Binbaşgil, 2006’da cep kredi çıkardıklarını hatırlattı. ‘İlla şubeye mi gitmek zorundayım?’ deyip bu fikri ortaya çıkardıklarını söyleyen Binbaşgil, “Dünyada az örnekleri vardı. Bunu önemli kilometre taşı görüyorum. Herşey internette olurken, ‘Her şey mobil olacak’ dedik 3 sene önce vizyon değişikliği yaptık. Rakamlar değişti. Türkiye’nin en büyük networklerinden birine sahibiz. Müşterilerimizin yüzde 91’i şube dışında oluyor. Çok hızlı büyüyor. Bugün sadece kendi kurumum açısından demiyorum, Akbank en verimli şirketler listesinde en verimli bankalar arasına girdi. Bunlar dijital olma farklı düşünme ile oldu. Ne yapmaya çalışıyoruz. Dizaynları basit olması konusunda çalışmalarımız var. Tıklamayı azaltmaya çalışıyoruz. İkincisi insan faktörünü unutmamız lazım. Müşterilerimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Sıfırdan düşünebilmek önemli. Bugün bir şube açsak böyle mi çalışırdık diyoruz ve bu durum da zevkli oluyor. Bunun için fikir önemli. Bu fikrin de alttan gelmesi lazım. Açık olmak ve öldürmemek lazım. Bu fikirler içerden dışardan gelebilir. İnsan kaynakları yüzde 95 üniversite mezunu, yüzde 80’inin ise master doktarası var. İnsan profilini de hızlı adapte etmeniz lazım” dedi.
ÇOK AZ KİŞİ İSTİHDAMI İLE ÜRETİM YAPILIR HALE GELDİ
Global Catalyst Partners Başkanı Kamran Elahian da, global olarak yenilikçiliği takip eden bir grup olduklarını dile getirerek, Google ile birlikte 4 ayda bir e-mail yenilik yaptıklarını ve inovasyon ile geleceğin istihdamına nasıl etki yaratacakları konusunda çalıştıklarını kaydetti. Manuelden mekaniğe geçişte olduğu gibi geçiş süreçlerinde değişiklikler de yaşanacağını söyleyen Elahian, “Bu noktada her sektör ele alınması ve her sektörün iş tanımı değişeceğinin bilinmesi gerekiyor. Çok az kişiye istihdam ile üretim yapıyor hale geldi. Bu yaratıcı bir yıkım getirdi. Ondan çok endişeli değilim. Bizim insan ırkı olarak üretimde yeni yollar, yeni metodlar geliştirmemiz birçok adım öteye götürmemiz gerekiyor. 4,5G, 5G konuşuyoruz. Pek çok telekomünikasyon şirketi batacak, enerjide çok değişiklik olacak. Güneş şirketinden ücretsiz yararlanacağız. Petrol şirketleri olumsuz etkilenecek. ABD kömür şirketleri üretimlerini kapatmaya başladı” diye konuştu.
“40 ÜLKE BUNDAN ETKİLENECEK”
İnovasyonun yarattığı pozitif etkilerin de olacağına değinen Elahian, 30 yıl içinde doğalgaz ve petrolün fiyatının sıfıra düşeceğini iddia etti. Pek çok kişinin kendisine katılmayacağını dile getiren Elahian, “40 ülkenin bu durumdan çok etkilenecek. Kuzey Afrika, Merkez Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya, Uzak Asya’daki ülkelerin yüzde 80’i etkileniyor olacak. Bahsi geçen ülkelerin genç nüfusu olduğunu unutmamalıyız. Petrol ve doğalgaz sıfıra inince ne yapacaklarınım bilmiyorlar. Müslümanların yoğun çalıştığı ülkelerde iş yoksa, eş yoktur, cinsellik de yoktur. Bu ülkelerde böyle gerçeklik var. Bu ülkelere istihdam yaratmazsak DAEŞ, El Kaide gibi terörist yapılanmalar örgütler çıkacak. İş yaratırsanız, eşiniz olacak, cinsel hayatınız da… Ve terörist olayların önüne geçeceğiz" dedi.
TERÖRÜN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞIYORUZ
Bu sağlandığı zaman terörist faaliyetlerle karşı karşıya kalınmayacağını vurgulayan Elahian, “Bir sene önceki durumla fark var. İstanbul ve Brüksel’e bakın, Gabon Afganistan’da terör olayları günlük yaşanan ve ciddi şekilde artıyor. Biz de bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Yeni merkez açarak, sınır tanımayan profesyoneller ile 40 ülkeye gidiyor ileri teknoloji yaratan ülkeler yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
KADIN VE GENÇLERE FIRSAT VERİLMELİ
Konuşmasında kadın ve gençlerle ilgili değerlendirmede de bulunan Elahian, sözlerine şöyle devam etti:
“Kadınları iş dünyasında daha çok yer verilmesi eğitime daha çok önem verilmesi, daha fazla avantaj sağlanması, genç beylere, kadınlara fırsat verilmeli. Dijital çağı onlar daha iyi anlıyor. 80 - 90 genç ile bir araya gelip konuşuyorum. Tek yaşlı olduğum için şakalarının kurbanı oluyorum. 5 hükümete danışmanlık hizmeti veriyorum. Onlara sürekli söylüyorum ekosistem geliştirin, genç insanlar, yeni strateji ile iş kurabilirsiniz. Mesela Michael Jordan çok başarısız oldu. Spordaki gibi düşünmemiz gerekiyor. Bir numarada olan oraya kazanarak gelmiyor. Öğreniyorlar. Gençlerimiz için ayarlamamız gereken ortam bu. Artık günümüz itibariyle internet ve teknoloji ortamı sayesinde gözardı ettiğimiz kadınları iş dünyasına katılımı daha önemli hale getirmemiz gerekiyor.”
MUAZZAM BÜYÜMEYE ÇIKTIK
Finlandiya eski Başbakanı Esko Aho, konuşmasında deneyimlerini anlattı. İki ciddi dönüşüm ve kriz ile karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Aho, “1990larda eski başbakanlık döneminde eksi 7 büyüme oranlarına sahiptik. Son dönemde yüzde 4 - 5 büyümeye çıktık. Muazzam büyümeye çıktık. Çok zor oldu. Bununla birlikte Nokia şirketi hepinizin gündemini teşkil etmiştir. 2008 ile 2013 arasında gelişenleri takip etmişsinizdir. Yönetim kurulu üyelerinden de birisiydim” dedi.
EKONOMİDE DENGE KURMAK ÖNEMLİ
Bir şirketin dönüşümü ve ülkenin dönüşümünün arasında ortaklıklar bulunabileceğini söyleyen Aho, farklılıklarda olacağını kaydetti. Piyasa ihtiyaçlarına cevap verildiğinde iyi lider olmasanız da başarılı olunacağını belirten Aho, “Piyasalar ekonomi iyiyse Maliye Bakanı olmak, Başbakan Yardımcısı olmak çok zor değildir. Ekonomide denge kurmak önemli. Ülkenizi bir adım götürmeye çalışıyorsunuz. Milat dönüşümleri ile karşı karşıya kalırsınız. Finlandiya’da 90’larda teknoloji kriz ile karşı karşıya kaldık. Finlandiya’nın AB’ye aday ülke olması aslında Finlandiya’nın konseptini, iş yapısını değiştirdi. Eğitime ciddi yatırım yaptık ki kaliteli insan yetiştirelim. Kriz ortasında Ar-ge’ye ciddi bütçe ayırdık. Şirketler yatırım yaptı. Toplumsal olarak vergi reformu yaptık. Liberalleşme bağlamında da tüm süreci değiştirme süreci oldu. Dijitalleşmede yeni konsept geliştirmemiz lazım. Devlet olarak Nokia olarak dijitalleşmede de konsept değişimine gitmemiz lazım. Türkiye’nin de dijitalleşmesinde bu bağlamda önemli olacaktır” diye konuştu.
Önerilerde de bulunan Aho, teknolojiye erişimdi sıkıntı yaşanmadığını belirterek, “Ama akıllı bir şekilde mi süreçleri yönetiyoruz ya da akıllı çalışanlarımız mı var? B soruyu sormalıyız. İkinci olarak yeni yeteneklere sahip kaliteli çalışanlarımız var mı? Eğitimde yatırım yapmamız gerekir. Başbakan yardımcımız kurumların kalitesinden bahsetti. Yüksek teknolojiye adapte edebilecek şekilde tesis edilmeli. Birinde bile adapte edemezseniz, bu dönüşüm sekteye uğrayacaktır. Risk almaya eğilimli olmak lazım. Belki finansal piyasalarda bu çok olmaz ama başarısızlık kabul edilebilir olması lazım. Son olarak kültürel iş kültürü değerlendirme yapmamız lazım. Fin’deki vergi rakamlarının en yüksek teknolojiyi kullandıklarını söyleyebilirim. Yüzde 70 vergi formuna imza dahi atmıyorlar. Böyle bir dönüşümü hayata geçirdik. Artık vergi ödeyen mükellefler bizim müşterimiz olmayacaklar bu mantalite ile yola çıktık" dedi.

FOTOĞRAFLI 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!