Tutuklanan eski vali Harput: Kurşunla vurulmaktan daha ağır geliyor (2)

Güncelleme Tarihi:

Tutuklanan eski vali Harput: Kurşunla vurulmaktan daha ağır geliyor (2)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2016 14:29

Tutuklanan eski vali Harput: Kurşunla vurulmaktan daha ağır geliyor (2)

Haberin Devamı

TUTUKLANAN İŞ ADAMLARI SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Bursa’da Fethullahçı Terör Örgütü ve 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve dün gece çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanan 18 işadamı, haklarındaki suçlamaları kabul etmedi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası 23 Temmuz’da Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifa eden Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı ve bir tekstil şirketi sahibi olan Ferudun Kahraman, Bursa Birinci Sulh Ceza Hakimliği’nde yaptığı savunmasında, poliste ve cumhuriyet savcılığında verdiği ifadeyi tekrarladı. Kahraman, darbe girişimi sonrası el konulan Bahar Hastanesi ve Ren Tıp ile ilgili açıklamalar yaptı.
KAHRAMAN: AİLECE HAYIR İŞLERİNE İLGİMİZ VAR
Kahraman, 1990’lı yılların sonlarında ‘Karçiçeği A.Ş.' adlı Bahar Hastanesi’nin bulunduğu şirkete ortak olduğunu, 2013 yılı kasım ayında buradan ayrıldığını söyledi.
“Ren Tıp’ın satın alındığı dönem içerisinde yönetim kurulunda bulunmam dolayısıyla ben de imza vermek zorunda kaldım. Daha sonra bu şirketteki paramı kurtarabilmek amacıyla ipotek almak zorunda kalmıştım. 2013 Nisan’ında BUGİAD’taki görevimden ayrıldım. Ailece başta vefat eden Rafet Kahraman olmak üzere hayır işlerine ilgimiz vardır. Bu nedenle bağış yoluyla ben Orhangazi Üniversitesi’ne 350 bin TL şirketlerim kanalıyla bağış yaptım. Babam da Nilüfer okullarına yaklaşık 2 milyon TL bağışta bulundu. Söylediğim gibi 17-25 Aralık sürecinden sonra bu şirketten uzaklaşmaya çalıştım. Bu dönem içerisinde, cemaatin esnaf kolunda gerçekleştirilen toplantılara katıldım. Burada dini içerikli sohbetler olmaktaydı. Sonrasında ticari konularda görüşmeler oluyordu. Toplantılarımız Nilüfer Okullarında üniversitelerinde ve Bahar Hastanesi’nde oluyordu. Yasa dışı herhangi bir eylemim olmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum.”
Kahraman’ın avukatı Cemil Özbilgin de, müvekkilinin 17-25 Aralık tarihinden sonra bu yapıyla bağlantısının tamamen kesildiğini savunarak, “Müvekkilim Karçiçeği şirketindeki hisseleri devretmiş. BUGİAD (Bursa Girişimci İşadamları Derneği) üyeliğinden ayrılmış, Nilüfer Okulu’ndaki babasının isminin silinmesi için resmi müracaatta bulunmuş, ayrıca bağlantısının kalmadığını belirtmek için sosyal medyadan ve gazetelerden ilan yapmak zorunda kalmıştır” dedi.
Emniyetteki soruların büyük bir kısmının Uludağ Vakfı’na yönelik para hareketlerine ilişkin olduğunu kaydeden Özbilgin, “Müvekkilim, 2008-2011 yılları arasında bu vakıfta bulunmuş ve sonrasında ayrılmıştır” dedi.
SEÇİM SÜRECİNDE YAŞANAN TARTIŞMA
Avukat Özbilgin, cemaatin Bursa İmamı olduğu öne sürülen ve yurt dışına kaçtığı bildirilen Cansun Sarıyıldız’ın 27-25 Aralık sonrasında, müvekkilinin evinde düzenlenen bir toplantıya katıldığını da söyleyerek şöyle devam etti:
“Seçim sürecinde CHP’ye oy verilmesi yönünde söylenen sözler nedeniyle müvekkilim buna karşı çıkmış ve toplantının sona erdiğini bildirmiştir. Bundan sonra başkaca bir toplantıya katılmamıştır.”
AKÇA: TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BANA İFTİRA ATIYOR
Kahraman ile birlikte BTSO Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa eden işadamı Emin Akça da verdiği ifadesinde, 17-25 Aralık sonrasında söz konusu örgütle ilgili hiçbir faaliyete katılmadığını ve bütün bağlantılarını kopardığını söyledi. Akça, “Orhangazi Üniversitesi’nde, mütevelli heyeti üyesiydim. Ancak, 2014 yılının yedinci ayında üniversite mütevelli heyeti üyeliğinden istifa ettim BUGİAD’tan ayrılmamda 18 Nisan 2014 tarihinde olmuştur. Ayrıldığım terör örgütünün bana iftira attığını düşünüyorum” dedi.
UMUTKAN: BASKI VE ŞANTAJ YAPILDI
BTSO Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmesinin ardından gözaltına alınan ve dün gece çıkarıldığı mahkemece tutuklanan iş adamı Şakir Umutkan da mahkemede verdiği ifadesinde, 2011-2014 tarihleri arasında, bu örgütün hoca yapılanmasının kendisini işyerinde sık sık rahatsız ettiklerini ve şantaja varan baskılar yapıldığını söyledi. Umutkan, “Benim BUGİAD üyeliği haricinde söz konusu yapıyla ilgili hiçbir toplantı ya da organizasyona katılmışlığım bulunmamaktadır. 2015 yılının kasım ayında noter vasıtasıyla BUGİAD’tan istifa ettim. 17-25 Aralık sonrasında BUGİAD üyeliğinden hemen istifa etmeyişimin sebebi, durumun vahametini anlayamamış olmamdır. Ancak, kendileriyle hiçbir şekilde irtibatım olmadı. 2014 yılında Fikrullah kaya adlı örgüt hocası olan şahıs evime gelerek beni tehdit etti. Ben de kendisini evimden kovdum. O zamandan beri psikolojik tedavi görmekteyim” dedi.
ŞENTÜRK: KENDİME AİT EVİMİN DE FETHULLAH GÜLEN’E YAPILDIĞI İDDİA EDİLDİ
Tutuklanan Şentürkler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Şentürk de ifadesinde, adının FETÖ/PDY örgütü ile anılmasının ticaretle uğraşmasından kaynaklanmış olabileceğini bildirerek, BUGİAD’ın ilk kurulduğunda kendisinin kiracısı olduğunu söyledi. Şentürk, bu vesile ile tanıştıklarını ve üye yapıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
“İşadamı olmam sebebiyle üye oldum. İsmim sadece dernek içerisinde üye olarak bulunmaktadır. Bunun dışında hiçbir organizasyon ve toplantıya katılmadım. Ben FETÖ/PDY ait bazı eğitim kurumlarının inşaatını yaptım. Ancak, ben dört inşaatı parasıyla yaptım. Dışarıdan bu yapıya eğitim kurumu inşa etmem benim FETÖ’cü olarak algılanmama sebep olmuş olabilir. Şu anda oturduğum ve 10 yıl önce inşa ettiğim kendime ait evimin de Fethullah Gülen’e yapıldığı iddia edildi. Ben o dönemde bundan rahatsız oluyordum. Ancak sonucun bu şekilde olacağını bilemedim. Benim vatanıma ve milletime bağlılığım ortadadır. Bu olaylara sebebiyet veren herkesten şikayetçiyim.”
Tutuklanan iş adamı Hilmi Gülcemal ise, 17-25 Aralık sürecinden bu yana bu yapı içerisinde bulunmadığını bildirerek, “MİT TIR’ları olayı ve cemaat içerisindeki yöneticilerin CHP’ye seçimde oy istemeleri nedeniyle bu yapıdan koptum. Bir terör örgütü içerisinde olduğumun iddia edilmesini onur kırıcı olarak buluyorum. 105 kişinin çalıştığı bir işyerim vardır. Para taşıdığım yönündeki iddiaları kabul etmiyorum. İftiradan ibarettir. Uludağ Vakfı ile BUGİAD içerisinde üyelik ve yöneticilik görevim oldu. Ancak yukarıda belirttiğim olaylarda ve süreçlerde cemaatten ve buralardan ayrıldım”
ER: SİYASİLERLE GÖRÜŞ AYRILIKLARIMIZ OLDU
Kapatılan BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er de ifadesinde, terör örgütü ile ilişkisi olmadığı ve devlet kurumları tarafından denetlenen kuruluş ve derneklere bağışlar yaptıklarını, bu kurumlarda görev aldıklarını söyledi. Bu kapsamda Bursa’ya hizmet olması dolayısıyla Bursa’nın doğusunun gelişmesi için kurulan Orhangazi Üniversitesi’nin kuruluşuna katkıda bulunduğunu kaydeden Er, “BUGİAD isimli dernekte üyelik ve yöneticilik de yaptım. Bu kapsamda dernek faaliyetleri içinde ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik olarak toplantı görüşmelerden oluşan çeşitli projeler gerçekleştirdik. Amacımız Bursa’ya hizmetti. 17-25 Aralık sonrasında siyasiler ile bazı görüş ayrılıklarımız oldu. Ancak bir siyasi bir yapı olmadığımız için bu tartışmaların dışında kalmaya çalışarak ticari faaliyetler kapsamındaki çalışmalarımıza devam ettik. Ancak zaman içerisinde gelişmeler siyasi gerilimin daha da artmasına yol açtı. Biz de bunu görerek BUGİAD’ı kapatmaya karar verdik. Bu yönde de karar da aldık. Ancak buna fırsat bulamadan önce 15 Temmuz gecesinde darbe girişimi gerçekleşti. Bir hafta sonra çıkarılan kanun hükmünde kararname ile dernek kapatıldı” dedi.
Halil ÖZÇOBAN/BURSA, (DHA) FOTOĞRAFLI



FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!