Güncelleme Tarihi:
TEMİZ DENİZİMİZİ FIRSATA ÇEVİRMELİYİZ
Canan Yıldırım: Bursa’da yaşadığımız için öncelikle şükretmemiz gerekiyor. Hem doğası, hem dağı hem de deniziyle birçok şehrin sahip olmadığı imkânlara sahibiz. Sanıyorum ki kimse sahillerden memnun değil. Sahillerin bir an önce düzenlenmesi ve diğer sahil kentlerinin durumuna yükseltilmesi gerekiyor. İnsanları yaz aylarında kendi memleketlerinde tutmak için çalışmalar yapılmalı. Bundan 10 sene önce Marmara Denizi’nde denize girmeyi kimse tercih etmiyordu. Bunun sebebi de gemilerin ve sanayi atıklarının denizi kirletmesiydi. Ama iki seneden beri görüyorum ki, denizimiz gerçekten temiz ve bunu belediyelerin fırsata çevirerek çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum.
ULUDAĞ’IN ESKİ CAZİBESİNE GERİ DÖNMESİ GEREKİYOR
Özcan Aymaz: Bursa sanayisiyle ve kış turizmiyle anılan bir kent. Tekstil ve otomotiv sanayisinin bu kadar geliştiği bir kentte artık turizmin de ön plana çıkmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Hem denize hem de dağa sahip bir kentin, turizm açısından geri planda kalması açıkçası biraz canımı sıkıyor. Uludağ, her ne kadar çok turist çekse de eskisi kadar rağbet görmediğini hepimiz biliyoruz. İnovasyon çalışmaları yapılacak daha çok turist çekilmesi gerekiyor. Turizm denilince herkesin aklına ilk olarak deniz gelse de aslında daha geniş bir kavram. Bizim tarihimiz, kültürel miraslarımız birçok şehirden daha fazla. Ancak biz bunların tanıtımını bile yapamıyoruz. Bursa’ya Araplardan başka milletten insan çekemiyoruz. Oysaki İzmir’in en ücra köyüne bile birçok ülkeden insanlar akın ediyor. Başkanımızın acilen bu konu hakkında çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyorum. Bursa’nın mükemmel bir potansiyeli var.
SAHİL BÖLGELERİNDE EĞLENCE MEKANLARI OLMALI
Şerife Doğandemir: Gemlik’e bağlı Küçükkumla’da yazlığımız var. Çocukken bütün yaz orada olurduk. Ben Marmara Denizi’nin en kötü zamanlarında da o denize girdim. Şimdi bakıyorum, denizimiz temiz olmasına rağmen vatandaş Marmara Denizi’ne girmek istemiyor. Çünkü insanlar hem farklı şehirler görmek, hem de popüler kültürün etkisiyle ‘popüler’ olan yerlere gitmek istiyorlar. Örnek vermem gerekirse; Kumla’da insanların denize girebileceği bir sahil var ancak akşam gençlerin eğlenebileceği bir mekân yok. Haliyle bu insanlar kendi memleketlerine gitmek yerine, gerçekten eğlenebilecekleri bir tatil yapmayı tercih ediyorlar. Belediyelerin sahil ilçelerini biraz daha zamana ayak uydurabilecek düzenlemeler yaparak önce Bursalıları sonra da diğer şehirdeki insanları buralara çekebilirler.
OSMANLI MİRASLARI İYİ TANITILMALI
Kadir Deniz: Bence kesinlikle şehrin kıymetini bilmiyoruz. Bursa, birbirinden farklı birçok güzelliği bünyesinde barındırıyor. Ancak, ütopik olmamalıyız. Çünkü, Bursa şu dakikadan itibaren diğer sahil kentleriyle yarışamaz. Çünkü diğer sahil kentleri plajları, eğlence merkezleri ve birbirinden farklı konseptleriyle çoktan insanları cezbetti. Onlarla yarışmamız için sahil ilçelerimizi yıkıp baştan yapmamız gerekiyor. Kaynaklarımızı bunlara harcamaktansa elimizde olan kültürel değerlerimizi ön plana çıkarmak için uğraşmalıyız. Türbelerimiz, camilerimiz ve Osmanlı’dan miras kalan yapılarımızın tanıtımını önce ülkemizdeki diğer şehirlere sonra da ulusal kapsamda yapmamız lazım. Belediye başkanlarına ve çalışanlarına bu anlamda çok fazla görev düşüyor. Ayrıca kültürel miraslara yaptığımız restorasyon çalışmalarında çok ince ayrıntılara bile dikkat edilmesi gerek. Sırf yapmış olmak için yapmak yerine, o esere yakışacak ve değerini kaybetmeyecek çalışmalar yapılmalı. Aksi takdirde yapılan yenileme çalışmaları o eserleri bir hiçe dönüştürmekten başka işe yaramıyor.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ PLAJLARI CAZİP HALE GETİRSİN
Gülfidan Aksu: Sanayi konusunda hep ileriye dönük adımlar atsak da turizm için aynı şeyi maalesef söyleyemiyorum. Mudanya’da yapılan sahil yolu oldukça güzel olsa da insanların denize girebileceği düzgün bir sahilimiz yok. Sahil varsa da diğer ünlü sahil şehirlerindeki plajlara sahip değiliz. Bursa’da bir sahile denize girdiğinizde her şeyinizi kendiniz götürmek zorundasınız. Şezlongdur, sandalyedir, şemsiyedir. Bunların hiçbirini plajlarda bulamıyorsunuz, belediyelerin insanlara önce bu imkanları sunması gerek. Halk plajları yapıldığı zaman, herkesin rahatsız olduğu görüntü olan sahilde halıların üzerinde oturup semaverde çay içen insan sayısı da azalacaktır diye umut ediyorum.