TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel: Teknoloji üretmeliyiz

Bursa, Nilüfer Çevikel’i önce başarılı bir iş kadını olarak tanıdı. Ardından sosyal kişiliği ile sivil toplum örgütlerinde çalışmaya başladı. DOSABSİAD Başkanı olarak başarılı çalışmalara imza atan Çevikel, şimdi de yine bir ilki gerçekleştirerek 35 yıllık bir dernek olan Türkiye Genç İşadamları Derneği’nin (TÜGİAD) ilk kadın başkanı oldu. Çevikel, TÜGİAD’da da girişimcilik ekosistemine destek veren TÜGİUP gibi ses getirecek çalışmalar yapmayı hedefliyor. Kadınlığın bir ayrıcalık olarak görülmemesi gerektiğini, Türkiye’nin bunu aşması gerektiğini her fırsatta dile getiren Çevikel, ısrarla teknoloji üretmemiz gerektiğini vurguluyor. İşte Nilüfer Çevikel ile bir kahve içimi gerçekleştirdiğimiz sohbette konuştuklarımız...
- Nilüfer Çevikel nereye koşuyor?
- En zor sorudan başladık. İnsan mutlu olduğu şeyi yapmalı ve yaptığı işin hakkını vermeli. O zaman kapılar açılıyor, teklifler ve fırsatlar da geliyor. Ben sadece ‘an’a odaklıyım. Yaptığım işin hakkını vererek yapmaya çalışıyorum. ‘Bir sonraki basamak’ diye bir şey yok benim hayatımda. Çünkü yarının ne getireceğini bilemiyorsun. Ben şu anda biliyorum ki; yaptıklarım geleceğimi şekillendiriyor. Çünkü bu hep böyle oldu.
- Çocukken tuttuğunuz günlüğünüzde ‘tekstile gireceğim’ diye yazdığınızı hatırlıyorum. Hatta aileniz tekstilci de değil o zaman. Bu günlükte hedef koyma anlamında başka bir detay var mı?
- Çocukken daha rahat hayal kuruyorsun. Hayal dünyan daha geniş oluyor. Bugün için o tür hedeflerim yok. O dönemden bu döneme sadece şunu biliyorum; oynamayı, eğlenmeyi, gezmeyi, öğrenmeyi seven çok sosyal bir çocuktum. Aslında bugün için orada ne yazdıysam yaşadığımı zaman zaman görüyorum.

ÖNCELİĞİM ATATÜRK İLKELERİNE BAĞLILIK

- Hiç siyasete girmeyi düşündünüz mü?
- Teklifler zaman zaman geliyor ama ben iş dünyasının içindeyim. Ben topluma, sanayiciye, iş insanlarına bu şekilde hizmet ediyorum. Bundan da son derece memnunum. Benim önceliğim her şeyden önce Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çizgide, laik ve onun ilke ile inkılaplarına bağlı olarak yürümek. Taviz vermeyeceğim tek konu bu. Ondan sonrası zaten insan olmanın gereği. Benim inanç yönüm çok ağır basıyor. Bu çok fazla okumamdan, araştırmamdan kaynaklanıyor. Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Felsefe, tasavvuf çok okurum. Bu konularda çok araştırmalarım oldu. Dolayısıyla o başka bir yön ama ben ülkesine bağlı, milliyetçi bir insanım. Önceliğim Mustafa Kemal Atatürk’e layık bir evlat olarak hayatımı geçirmek ve tamamlamak.
- TÜGİAD’dan sonra TÜSİAD Başkanlığı da gelebilir mi? Muharrem Yılmaz örneğinde olduğu gibi...
- Ben TÜGİAD’dan sonra dernekçilik yapmayı çok düşünmüyorum. Sivil toplum örgütlerinin meslekleştirilmesini çok doğru bulmuyorum. Birer ya da ikişer dönem yapılmalı. Vaktinde, zamanında altın çağı yaşanmalı ve bırakılmalı diye düşünüyorum. Şimdiye kadar da hep öyle yaptım. Girdiğim yere en alt kademeden girip o şekilde ilerledim. Burada da aynı şekilde uzun yıllardır varım.

ÜRETMEYEN İNSAN KENDİNİ İŞE YARAR HİSSETMEZ

- Tekstil devam edecek sanırım. Bir de tarım alanında girişiminiz olduğunu biliyoruz. O ne durumda?
- Ticari alan mutlaka devam etmeli. Çünkü insanoğlunun üretmesi gerekliliğine inanıyorum. Üretmeyen insan zaten kendini işe yarar hissetmez. Bu durumda ticaret zaten benim olmazsa olmazım. Her hâlükârda iş hayatı devam edecek benim için. Tarım ile ilgili yatırımımızda ise bürokrasi aşaması devam ediyor. Ama bunun yanında dünya bambaşka bir noktaya gidiyor. Bizim teknolojiyle ilgili de mutlaka yatırımlarımız olmalı, ticari ortaklıklarımız olmalı. Yazılım alanında da mutlak suretle olmamız gerektiğini düşünüyorum. Start-up projeleri dinleyip onlara yatırım yapmak istiyorum.
- TÜGİAD’ın da böyle bir projesi vardı...
- Evet var. TÜGİAD’ın önceliği zaten bu fonları oluşturmak ve start-up projelerine destek vermek. Bugün dünya çok önemli start-up projeleriyle yürüyor. Türkiye’nin de bu konuda önceliğinin olması gerektiğini düşünüyorum. Türk insanının aslında üretmekle alakalı bir sıkıntısı yok. Bizim teknoloji üretmeyle alakalı çok ciddi bir problemimiz var. Ben de burada öncü olmak, ülkemi ileriye taşıyacak işler yapmak isterim. Bu da teknoloji ile olur. Ama önemli olan insanla bunu birleştirebilmek. Endüstri 4.0 fabrikalar değil de teknolojinin insana hizmet etmesini sağlamak. Dolayısıyla insana yatırım yaparak doğru orantılı teknolojiye yatırım yapmak istiyorum. Bunun da yolu start-up projeleriyle gençlere fon bulmak, destek olmak, onların hayallerini gerçeğe dönüştürmek. Bu bizi mutlaka önümüzdeki dönemde ileriye taşıyacaktır. TÜGİAD olarak bunu yapıyoruz. Girişimcilik Komisyonumuzda bununla alakalı çok ciddi bir çalışma var. Girişimcilik Komisyonu Başkanımız Mustafa Kopuk, 500 milyonluk fonu yönetiyor. Üyelerimize de fonlar ve start-up ile ilgili düzenli bilgi aktarıyor. Ticaret odaları ile iş birliklerimize start verdik. Ve daha evvel bir örneği olmayan TÜGİUP Projesi için düğmeye bastık. İş dünyası artık bu fikre çok sıcak bakıyor. Üniversitelerle beraber hareket ediyoruz. Teknoloji ve bilimle gençleri buluşturuyoruz, fon yaratmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde zaten basında sıklıkla yer alacak. Gençleri göreceksiniz, kadınları göreceksiniz, inanılmaz fonlar yaratıldığını göreceksiniz. Ben bireysel olarak da bu işi yapacağım. Ayrıca İş Geliştirme Komisyonu ve Uluslararası İlişkiler Komisyonumuz da iş insanlarımızın ticari faaliyetlerini geliştirmek için yoğun bir çaba sarf ediyor.
- TÜGİAD’ın üye profili nedir?
- TÜGİAD’ın fahrilerle birlikte yaklaşık 850 üyesi var. Hepsi de çok genç ve çok başarılı. Zaten TÜGİAD aslında patronlar platformu. Çok güçlü ve çok eğitimli patronların olduğu bir dernek, diğerlerinden ayıran o. Biz şu anda inanılmaz istihdam yaratan, yaklaşık 16 milyar dolar ihracat getiren bir üye profiline sahibiz.

KADIN ÜYELERLE İLGİLİ DEVRİM YAPACAĞIZ

- Üyelerinizin kaçı kadın?
- İşte o konuda kitleniyoruz. Şu anda 2 kadın var asil yönetim kurulunda. Oldukça düşüktü şimdiye kadar ama bu dönem bizim yönetim kurulunda bir devrim olduğunu göreceksiniz. Zaten bu konuda ben kendime güvenmesem bu işe girmezdim. En çok kadınlardan destek alıyorum, kendilerine de çok teşekkür ediyorum. Kadınlarda da bir farkındalık var, artık eskisi gibi değil. Bütün kadınlar birbirine destek olmaya çalışıyor. TÜGİAD’da kadınlar sadece üye sayısı olarak değil aktif olarak yönetim kurullarında, komisyonlarda, komitelerde görev alacak, yetki sahibi olacak. Göstermelik olmayacak.
- Bir kadın olarak TÜGİAD Başkanlığını elde etmek zor oldu mu?
- Kadın olarak bunu elde etmek kolay değil. Çünkü başta herkes ‘kadın olması çok güzel, vizyona çok uygun’ dese de maalesef kadın sayısı çok az ve kadınları içeri alabilmek için belli bir potansiyel gerekiyor. Benim şimdiye kadar yapmış olduğum STK çalışmalarından dolayı iş dünyasında sıkça bulunmam, birçok derneğe, cemiyete katılmamdan dolayı buralardan çok ciddi bir teveccüh oldu. Dolayısıyla şimdiye kadarki çalışmalarımın karşılığını aldım. Benim gelmemle beraber inanılmaz bir kadın akımı oldu derneğe. Bu dönem kadın çalışan ve nitelikli patron olan kadın konusunda rekor kıracağız. Ben alt yapıyı değiştiriyorum. Önce ben gitmeliyim ki başkalarını çekebileyim. Arkadaşlarımın ellerinden tutuyor ve ticari dünyada da bir yol açıyorum. Bu mutlak suretle ticari ilişkileri de geliştiren bir durum. Vizyonu geliştiren bir durum. Yani aslında hem işin maddi hem de manevi tarafı var.

İLK HEDEFİMİZ GAZİANTEP ŞUBESİNİ AÇMAK

- TÜGİAD’ın şu an kaç şubesi var?
- İstanbul, Ankara, İzmir, Çukurova ve Bursa olmak üzere 5 şubesi var. Bizim hedefimizde Gaziantep şubesini de kurmak var. Hızla orayla irtibata geçtim, birçok iş insanıyla görüşüyorum. En kısa sürede Gaziantep şubemizi faaliyete geçireceğiz ki artık Gaziantep’in içinde bulunmadığı bir ticaret hayatı düşünebilecek gibi değil. Bizim önceliğimiz hiçbir zaman şube sayısını ya da üye sayısını artırmak değil. Üyeyi bir şekilde alırsınız ama TÜGİAD’a girmek kolay değil. Girmek için en az üç referansınız olması gerekiyor, belli bir ciro yapmış olmanız gerekiyor, alanında çok faal ve dikkat çeken bir isim olmanız gerekiyor. Bu kriterler olmasaydı TÜGİAD bu kadar güçlü olmazdı. Bizim önceliğimiz nitelik, nicelik asla değil. Bizim bu seviyeyi, bu kaliteyi koruma önceliğimiz var. Herkes TÜGİAD’lı olursa buranın bir özelliği kalmaz. Bizim aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinde faal çalışan temsilciliklerimiz var. Şimdi Kırgızistan ve Kazakistan’da birer temsilcilik açıyoruz. Direkt Cumhurbaşkanı düzeyinde davet aldık. Çok kısa bir süre içerisinde fiziki olarak gitmeye çalışacağız. İş insanlarımız temsilciliklerimizin olduğu ülkelere gittiklerinde her türlü rahatlık sağlanıyor, kapı açılıyor, ticari ilişki geliştiriliyor. Genel Başkan Yardımcımız Gürkan Yıldırım, Avrupa Birliği’ndeki 300 bin genç girişimciye Dönem Başkanlığı yapıyor. Bırakın AB’ye girmeyi biz aslında çoktan birkaç adım öne geçmiş durumdayız. Demek ki bizim nesil çok önde. Genç nesil çok önemli. Çok umutluyuz. İnanılmaz eğitimli, kültürlü, teknolojiyi müthiş kullanan, sorgulayan, yargılayan ve ikna edilmeyi bekleyen fikirleri olan bir nesil geliyor. Biz TÜGİAD’ı o nesillerle besliyoruz.
- TÜGİAD üyeleri tarafından kurulan Girişim Türk var. Onun faaliyetlerini de anlatır mısınız?
- Girişim Türk’te şirketleşmeler tamamen kendi aramızda. Girişimcilik komisyonunda yapılıyor bu tür çalışmalar. Şu anda Girişimcilik Komisyonu Başkanımız 450 milyonluk bir fonu yönetiyor.

İstanbul, Ankara, İzmir, Çukurova ve Bursa’dan sonra şimdi de Gaziantep Şubesi’ni kurmayı hedeflediklerini belirten TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, şube ya da üye sayısını artırmaya değil niteliğe önem verdiklerini söyledi.

KADIN OLMAK AYRICALIK GÖRÜLMEMELİ

- Bu röportajla vermek istediğiniz en önemli mesaj ne olur?
- Aslında ‘35 yıl sonra TÜGİAD’a ilk kadın başkan’ konusu öne çıkıyor ama bu olmamalı. Tabii ki önemli ama dünyaya baktığınız zaman bugün Finlandiya’da 32 -34 yaş arasında 4 kadın bakan var. Kadın olmak aslında bir ayrıcalık görülmemeli. Ülke olarak bizim bunu aşmamız gerekiyor. Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkelerinin ekonomisinin başında gencecik insanlar var. Kadın vurgusu mutlaka dikkat çekecek ama şunu kabul etmemiz gerekiyor ki bu muhteşem bir şey değil artık olması gereken. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muasır medeniyetler seviyesine asla kadınların çalışmadığı bir toplumda girilemez. Kadınlar hızla yönetici pozisyonuna geçmeli. Bizim yaptığımız dünyanın ilk örneklerinden değil, biz geriden geliyoruz artık bunu aşmamız lazım. Bizim omuzlarımızda çok ciddi yük var. Kadın girdiği işi kötü yaparsa ‘Kadın, kadın dediniz ne oldu?’ denir. Ben söylemlerimizin önceliğinin olmasını istiyorum. Israrla diyorum ki; dünyanın gittiği yeri yakından takip edelim. Teknoloji üretmemiz gerekiyor, çıkışımızın bununla olması gerekiyor. Biz teknolojiyi üreten bir toplum olmazsak ne yaparsak yapalım sadece başka ülkelere hizmet eden, onlardan teknoloji ithal edip karnını doyurmaya çalışan bir ülke haline geleceğiz. Bir diğer önemli konu iklim değişikliği ile mücadele. Karbon salınımıyla alakalı çok ciddi bir sıkıntı var. Kesinlikle eyleme geçmek gerekiyor çünkü önümüzdeki dönemde bu şartlara uyum sağlayamayan ticaret de yapamayacak. Artık geçelim kadındı, erkekti, çocuktu, yaşlıydı, gençti tartışmasından, gerçekten iş yapmaya dönmemiz, başarı elde etmemiz gerekiyor.