Güncelleme Tarihi:
KANAAT ÖNDERLERİ ANLATIYOR
HÜRRİYET BURSA AKTARIYOR
Hürriyet Bursa, kente hizmet eden, kenti kalkındıran, iş, kültür, sanat, eğitim hayatına etki eden Bursa aşıklarına sayfalarını açıyor. Kentin kanaat önderleri sayfalarımız aracılığıyla Bursalılarla buluşuyor.
Görevde 2 yılımı geride bırakırken iki ana motto üzerinden tüm projelerimizi ve çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bunun ilki “Öğrenci Odaklı Üniversite” anlayışıdır. Eğitim kurumları olarak en önemli görevimiz bizleri tercih eden öğrencilerimizi hayata en iyi şekilde hazırlamaktır. Donanımlı, bilgi birikimine sahip ve mesleki hayata hazır öğrenciler yetiştirmek için çalışıyoruz. Bunu yaparken tek taraflı değil, karşılıklı istişareye de özen gösteriyoruz. Sorunlarının ve taleplerinin dinlendiğini bilen öğrenci üniversiteye daha mutlu geliyor, kendisini buraya daha fazla ait hissediyor ve eğitim hayatında daha başarılı oluyor.
İkinci hedefimiz ise “Kentin Tüm Katmanlarıyla Bütünleşen Üniversite” modelidir. Yönetim olarak Bursa Uludağ Üniversitesi’ni, akademik ve bilimsel birikimlerini toplumla paylaşan bir yapıya dönüştürmek istiyoruz. Üniversiteler toplumsal dinamizmin aktörü olmalıdır. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde bilimin ekonomik değere ve toplumsal faydaya dönüştüğü, hem Ar-Ge yapan hem proje üreten, hem de sanayi ile işbirlikleri kuran bir modeli uygulama arzusundayız. Düşünce ve teknoloji üreten, ileri teknolojiyi kullanan ve transfer eden bilimsel üretim merkezi olma yolunda önemli çalışmalara imza atmak için gayret içerisindeyiz.
ARAŞTIRMA ÜNİVERSİTELERİNİN ORTALAMASI BUÜ’NÜN KATKILARIYLA YÜKSELDİ
Kentin tüm katmanlarıyla bütünleşen üniversite modeli çerçevesinde önceliğimizi kent yöneticileri, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerine verdik. En yoğun çalıştığımız alan ise Üniversite-Sanayi işbirliği başlığı oldu.
TÜBİTAK ve YÖK tarafından açılan çeşitli programlar vasıtasıyla iş dünyası temsilcileriyle ikili anlaşmalar imzaladık. Örneğin; TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı’nda onlarca farklı kurum ve sanayi kuruluşu ile çok sayıda işbirliği protokolü imzaladık. Bir önceki dönemde de TÜBİTAK’a 27 protokolle 100 kontenjan için başvuruda bulunduk. 16 Asil ve Aday Araştırma Üniversitesi içinde 11. sırada yer alıyoruz. 2244 projelerinde firma sayısında yüzde 60’a yakın artış kaydettik. Tüm araştırma üniversitelerinin ortalamasını yükseltmiş olduk. TÜBİTAK’ın Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler sıralamasında bir yılda iki sıra birden yükseliş kaydettik.
Devlet tarafından belirlenen 100 öncelikli alanda 192 doktora öğrencisine ulaştık. 11 öğrenci için de YÖK onayı bekliyoruz. 2244 Sanayi Doktora Programı’nda Türkiye’de ilk iki üniversite içinde yer aldık. Bu 100 alan Türkiye’yi şaha kaldıracak. Toplumun, ülkenin önceliklerini ele alıyor.
BİRİKİMLERİMİZİ PAYLAŞACAĞIZ
2021 yılının ilk üç ayı içerisinde yapılan patent başvuruları sıralamasında Türkiye’deki tüm kurumlar arasında ilk 10 sırada yer aldık. Son iki yılda bu rakam 100’e yaklaştı ve bir kısmı da ticarileşmeye başladı. Patentler başta olmak üzere sanayi dünyasına üniversite olarak tüm birikimlerimizi sunmaya hazırız. Bir taraftan BTSO ile işbirliğimiz devam ederken diğer yandan da kurduğumuz Üniversite-Sanayi İşbirliği Geliştirme Merkezi (ÜSİGEM) ve Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Platformu (KÜSİ) bünyesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ÜSİGEM-KÜSİ Çalışma Grubu bünyesinde üniversiteden 10 akademisyeni, iş dünyasından da 10 sanayiciyi platforma dâhil ettik. Hocalarımızla birlikte sanayi kuruluşlarını geziyoruz. Yapılan çalışmaları yerinde izlerken üniversite olarak sağlayabileceğimiz katkılar konusunda da ikili görüşmeler yapıyoruz. Bugün Türkiye’nin elde ettiği başarıların arkasında Türk sanayicisinin gücü yatıyor. Bu bizi heyecanlandırıyor. Ayrıca ULUTEK’ın, özellikle Bursa Uludağ TTO’nun çabalarıyla Üniversite-Sanayi işbirliğinde önemli bir sinerji oluşturuldu. Bu sinerji Bursa ve Türkiye ekosistemine kayda değer katkılar sağladı.
İŞ DÜNYASI İSTİYOR, MYO’LAR DÖNÜŞÜYOR
Bünyemizde 15 meslek yüksekokulu ve 20 bine yakın öğrenci bulunuyor ve bu eğitim kurumlarında misyon odaklı yeniden yapılandırma yapıyoruz. Bazı bölümlerimiz Türkiye’de ilk üçte yer alıyor. Tüm meslek yüksekokullarımızı iş dünyasının talepleri doğrultusunda kendisini güncelleyerek, kaliteli eğitim vermesi noktasında yeniden şekillendirdik. Gemlik’te bulunan yüksekokullarımız, teknik bilimler meslek yüksekokulumuzun otomotiv programı ve diğer programlar olmak üzere teknik çalışmalar yapan, bu konularda sanayi tecrübesi olan ve otomotiv sektörüne Ar-Ge desteği veren çok sayıda akademisyene ve laboratuvar olanaklarına sahibiz. İki meslek yüksekokulumuzda elektrikli ve hibrit araçlara özel programlar açtık. Bu alanda çalışan öğretim görevlilerini de bünyemize katıyoruz.
YERLİ OTOMOBİL İÇİN HER TÜRLÜ KATKIYA HAZIRIZ
Bursa Uludağ Üniversitesi bünyesindeki Otomotiv Mühendisliği bölümü Türkiye’deki en gelişmiş otomotiv bölümlerinden biridir. Zaten Türkiye otomotiv endüstrisinin nabzını elinde tutan dört büyük otomotiv ana sanayi kentimizde bulunuyor. Bursa Uludağ Üniversitesi olarak; yerli otomobilin, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarında verilecek her türlü akademik göreve talibiz ve her türlü desteğe hazırız. Bu alandaki dönüşümde geri kalmamak için adımlar atıyoruz. Bu konu fizik, kimya, malzeme bilimi, endüstri mühendisliği gibi pek çok alanla da alakalı olan multidisipliner bir konu. Üniversite olarak bu alanlarda yetkiniz. Elektrikli ve otonom araçlar konusunda araçların geliştirilmesinde ve Ar-Ge çalışmalarında önemli görevler üstleneceğimiz inancındayız. Sağlık, fen, sosyal bilimler ve eğitim bilimleri alanında toplumun her kesiminin ihtiyaç duyduğu eğitim, araştırma ve hizmetin sunulmasıyla birlikte, değerli toplumsal katkılar sağlıyoruz.
PANDEMİ HIZIMIZI YAVAŞLATMADI
2020 yılının Mart ayında Covid-19 virüsünün Türkiye’de görülmesiyle başlayan ve halen devam eden pandemi süreci ilk etapta bizi de sarstı. Yaşanan 4-5 aylık bir boşluk sürecinin ardından çalışmalara kaldığmıız yerden devam ediyoruz. Devam eden projeler ise yeni normal düzen koşullarında ilerliyor. Yaklaşık 14 aylık bir pandemi sürecinden bahsediyoruz. Elbette tüm dünya ve ülkemizdeki kurumlar gibi bizler de sıkıntılı süreçlerden geçtik. Covid-19 hastalığı olmasaydı bu iki yıl içerisinde hedeflerimizin birçoğunu yakalamış olabilirdik. Ancak kısa bir yavaşlama döneminden sonra yeni normal kuralları içerisinde kaldığımız yerden devam etmesini bildik. 2020’nin ikinci yarısından itibaren akademik ve idari anlamda eski hızımızı yakaladık.
ONLİNE EĞİTİM “KISMİ OLARAK” PANDEMİ SONRASI DA DEVAM EDECEK
Pandemi sürecinin üniversiteye olumlu ve olumsuz katkıları oldu. Öğrencilerin olmadığı bir kampüsü bir türlü sevemedim. Üniversiteler öğrencileri ile güzel. Normal şartlarda Görükle’deki kampüsümüzde 40 bine yakın öğrencimiz vardı. Bugün sağlık alanında eğitim alan öğrencilerimiz dışında hiçbiri maalesef yok. Pandeminin bizlere dayattığı en büyük olumsuzluk bu oldu. Öğrencilerimizin kampüse getirdiği canlılık, şenlik ve hareketlilik bizlere de yansıyordu. Bu virüsün bir an önce yok edilmesi ve öğrencilerimizin geri gelmesi için dua ediyoruz. Öte yandan gerekli altyapımız bulunmasına rağmen uzaktan eğitim sistemini bir türlü hayata geçiremiyorduk. Bu vesile ile hem sistemi uygulamaya alma fırsatı yakaladık hem de sürecin devam etmesi nedeniyle uzaktan eğitim modelimizi ciddi şekilde geliştirdik. Pandemi sonrasında da bu sistemi makul ölçülerde ve etkin olarak devam ettireceğiz.