Güncelleme Tarihi:
Murat Moray: Op. Dr. Göz Hastalıkları Ve Cerrahisi Uzmanı
Murat Bey sizi tanıyabilir miyiz?
1975 yılında İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Uzun süre eğitim için yurt dışında yaşadım. Bu süreçte içimdeki ülke özlemi hiç dinmediğinden ve ülkemi her zaman çok sevdiğim için koşa koşa geri döndüm. Her açıdan ve her şeye; olumlu ve güzel bakmaya mümkün olduğunca gayret ettiğim bu dünyada; tıp bilimine aşık oldum. İnsanı, sanatı ve sanat kollarından da en çok müziği sevdim... Kendini tanıma ve bilme yolculuğumu hala sürdürüyorum… Yaşadığım sürece hatalarımdan ders almaya, kendimi tekrar etmemeye ve daha iyi bir birey, daha iyi bir insan olabilmeye çaba ve özen gösteriyorum.
‘Yeni Normal sürecine rağmen Bursa’da vaka sayısının zaman zaman tırmanışa geçtiğini gözlemliyoruz. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Vaka sayılarının yeniden artıyor olması çok açıkça temasın artışı; alınan koruyucu önlemlerin kişisel bazda gevşemesi ve maske kullanmamak ile ilgili. Kesin yasak gelmeden önce, dışarıda maskesiz birçok insan görebilmek mümkündü. Ne olursa olsun bu süreçte net tedavi ve koruyucu önlemler kesinleşmeden tedbiri elden bırakmamak ve hayatı da bu tedbirlerle yaşamaya uyum sağlamayı öğrenerek devam ettirmek gerektiğini düşünüyorum.
Bu süreçte içimize döneceğimizi, daha derin düşüneceğimizi, uzunca bir müddet kendimizle konuşacağımızı… Bunu net yorumlayabilecek olanların da işin sonunda yaşama dair değerlerin bir kez daha aslında düşünüldüğü gibi maddi üstünlükte olmadığını anlayabileceklerini düşündüm. Ve gördük ki her şey yalınlaştıkça ve azaldıkça… mutluluk çok basit… Huzur ve keyif bedava, ruhumuz dinlensin yeter.
Yaklaşık 2.5 aylık karantina dönemini nasıl geçirdiniz?
Hepimiz gibi daha çok kitap okuyarak, daha çok dizi-film izleyerek, dostlarımla daha çok sohbet ve kendimi dinlemekle geçti bu süreç. İyi ki teknoloji yanı başımızda dedim. Vazgeçilmez hobim olan müzik hep yanımdaydı. Enstrüman çaldım, müzik düzenlemeleri yaptım bu dönemde.
Peki iş sürecini nasıl yönettiniz?
Acil olan hastalarım ya da acil kabul edebileceğim ameliyatlarım (delici-kesici ya da kimyasal göz yaralanmaları vb.) dışında evden çıkmadım. Kendim ve çevrem için gerekli önlemleri titizlikle alarak hareket ettim ve hala da ediyorum. Klinikte rutin göz muayenesi kabul etmedim…
Buradan sonraki süreç için aldığınız kararlar, planlar, projeler var mı?
Bu dönem için acil vakalar dışında rutin olarak daha az hasta kabul ediyorum…
Zaten hayat mottom kabul ettiğim ‘Hayat güzellikler göstersin. Daima İnsanca, sağlık ve sevgiyle’ doğrultusunda öncesinde de olduğu gibi insan gibi yaşamaya davranmaya devam... Bu süreç bana mottomun doğruluğunu bir kez daha gösterdi. Kısa hayatlarımızda anda kalmak ve insanca yaşamak. Bu kısa süreci sınırsız kılabilecek tek anahtar bence.
Herkesin yakındığı ’zamanım yok kavramı’ hakkında düşünceleriniz?
Kesinlikle katılmıyorum, bence önem sıralamasını çok iyi yapabilmeli ve her şeye gereği kadar zaman ayırmalıyız. Ben her şey için zaman bulabiliyorum, bu bazen biraz daha az ya da çok olabiliyor ama mutlaka oluyor.
Koronavirüsten sonra teknolojik ve ekonomik gelişmelerle yeni bir dünyaya adım atılacağı çokça konuşuluyor. Sizin düşünceleriniz?
Kesinlikle çok ciddi farklılıklar olacağını düşünüyorum. Açık sınırlar ve dilediğince seyahat özgürlüğü uzunca bir süre daha olamayacak ve daha da sıkı önlemlerle sürecek mesela. Uzaktan eğitim ve evden çalışma kalıcı hale gelebilir. Özellikle evden çalışma bazı şirketler için avantaj olarak görülüyor. Bazı meslek kolları yavaş yavaş ortadan kalkabilir, toplumları ayakta tutacak özel bazı meslek gruplarının varlığı yetebilecek gibi. Örneğin sanal alışverişlerin artması, artık banka, ödeme gibi birçok işlemin oturduğumuz yerden internet sayesinde yapılması daha da artacak ve bu iş kollarının da birebir ilişki kurulacak merkezlerine ihtiyaç kalmayacak …
Geçirdiğimiz bu dönem kişisel olarak size neler kattı?
Başta da belirttiğim gibi; daima olumlu ve sevgiyle baktığım, insanca yaşamaya gayret ettiğim bu hayatı daha da sevmemi sağladı. Anı yaşamanın önemini, yaşam içinde hiç bir şeyi ertelememek gerektiğini bir kez daha mutlulukla idrak ettim diyebilirim…
Koronavirüs enfeksiyonu kişiye nasıl bulaşır?
Kişiden kişiye ya da hayvandan insana solunum yolu çıktıları ile ya da virüsün olduğu yüzeylerden ellere bulaş sonrasında ellerin ağız burun ve göz temasında virüsün yumuşak dokulardan alınarak solunum ve sindirim yollarında yerleşmesi sonrasında buralarda çoğalarak daha sonra da hastalığı oluşturduğunu biliyoruz.
‘Yeni Normal’ de bizleri neler bekliyor? Süreç uzayabilir mi?
‘’Yeni Normal’’ adı üzerinde aslında ‘Normal’ değil... Bu dönem tabi ki aşı ve diğer tedavi yolları bulunana dek sürecek. Önemli olan ‘normal’in önüne eklediğimiz ‘yeni’de tedbiri elden bırakmadan ama günlük yaşantımızı da mümkün olduğunca kısmadan adaptasyon sağlayabilmek. Doğa bize doğruyu ve iyiyi gösterecektir er ya da geç. Direnmek anlamsız uyum sağlamak ve akışa kapılmak tabiri caizse ‘Su Gibi Olmak’ önemli. Hayat hepimize güzellikler göstersin. Daima insanca sağlık ve sevgiyle.