Güncelleme Tarihi:
ÇANAKKALE (AA) - İSMAİL ERSAN - Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlar tarafından Osmanlı askerlerinin cepheye ulaşacakları yollara havadan atılan ve savaş hilesi olarak nitelendirilen "topuk patlatan"lar, sergilendiği Çanakkale Harp Müzesi'nde savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Çanakkale Kara Savaşlarında Conkbayırı eteklerinde düşmanı karşılayarak destanlar yazan 57'nci Alay'ın harekete geçtiği Eceabat ilçesine bağlı Bigalı köyünde imam hatiplik yapan Mehmet Tosun'un kurduğu Çanakkale Harp Müzesi'nde, 101 yıl önceki savaştan kalan eşyalar sergileniyor.
Asırlık savaştan geriye kalan, top, tüfek, namlu, asker künyeleri, el bombaları, düşman askerlerinin eşyalarının yer aldığı müzede turistlerin en çok ilgisini çeken ojbelerin başında "topuk patlatan"lar geliyor. "Savaş hilesi" olarak nitelendirilen, o dönemin acımasızlığını, zalimliği gösteren ve "topuk kıran" da denilen bu savaş malzemeleri, müzeye gelenleri duygulandırıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşlarında kullanılan ve binlerce askeri savaş dışı bırakan ve çok sayıda Osmanlı askerinin ölmesine neden olan "topuk patlatan"ların bölgedeki bazı müzelerde sergilendiğini ve ilgi gördüğünü söyledi.
Savaş sırasında özellikle sevk edilen askerlerin cepheye ulaşmasını engellemek için amacıyla İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin, topuk kıran gibi topuğa ciddi zarar vererek, askerlerin hareket etmesini önlemek için çeşitli silahlar yaptığını vurgulayan Atabay, şöyle konuştu:
"Bu topuk patlatanlar, 3 ayak üzerine oturtulmuş olan ve uç tarafı da sivri vaziyette adeta balıkçıların kullandığı kancalar şeklinde yapılmış. Özellikle gece yürüyüşleri veya karanlıkta yapılan yürüyüşler esnasında ayakların topuk kısmına bunlar denk gelip hem oradaki kemiği tahrip edip hem de parçalıyor. Bu çıkarılırken de battığı kemiğin kırılmasına sebep oluyordu. Bu savaş malzemesiyle de cepheye sevk edilen askerler bir daha savaşabilecek durumda olmuyorlardı. Bu şekilde binlerce Osmanlı askerinin Çanakkale'de savaşlar sırasında topuk yaraları nedeniyle savaş dışı kaldığı biliniyor."
Topuk kıranların havadan atılarak askerlerin cepheye hareket güzergahlarının hedef alındığını vurgulayan Atabay, "Bölgeden geçen asker ve hayvanlar hedef alınıyor. Bununla ilgili dönemin hastane kayıtlarına bakıldığında bu bilgilere ulaşmak mümkün. Bazı kayıtlarda bunların uçlarına kimyasal maddeler de sürüldüğü yönünde bilgiler var. Bu tür savaş hilelerinin ve savaşta kullanılan malzemelerin müzede sergilenmesi orayı ziyaret edenler açısından çok önemli. Her şeyden önce savaşın ne kadar acımasız olduğunu ifade ediyor. Bu malzemeler savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor" diye konuştu.
- Müzede sergileniyorlar
Bigalı köyünde imam hatiplik yapan Mehmet Tosun ise kurduğu müzeye aldığı objelerden kendisini en çok duygulandıran malzemenin topuk patlatan olduğunu söyledi.
Topuk patlatanın askerlerin bilhassa intikal yollarına, geliş, gidiş yollarına, hayvanların yollarına İngilizler tarafından uçakla havadan atılan bir materyal olduğunu anlatan Tosun, şöyle devam etti:
"Hem düşerken hem düştükten sonra bir ayağı devamlı yukarıda kalır. Uçları bunların olta gibidir. Bir yere battığı zaman, vücuda girdiği zaman kesinlikle geri çıkmaz. Bunun çıkarılması için cerrahi müdahale ile doktor lazım. Battığı yer kesilerek oyulduktan sonra çıkarılabiliyor. Doktorlar da o zaman çok az olduğu için askerlerimiz kan kaybından şehit oluyordu. Bu yüzden çok zayiat verdik. Bazı rivayetlere göre de topuk patlatanların ucunun da zehirli olduğu söyleniyor. Bunlar asker yürürken ayağına batıyor veya oturduğu zaman da batıyor. Siper yaparken göğsüne batıyor. Hayvanların ayağına batıyor böylece savaşta iş yapan hayvanlar da ölüyor. Bu topuk kıran yüzünden çok askerimizin öldüğü söyleniyor."
Müzesinde 4 topuk kıranı sergilediğini dile getiren Tosun, "Gelecek nesiller, bizim dedelerimizin nasıl mücadele ettiğini ve ne kadar zayiat verdiğimizi, insanlık nereden gelmiş ve nereye gidiyor, medeni kim medeniyetsiz kim bunlara bakarak görebilecekler. Müzeyi ziyarete gelerek bu topuk patlatanların hikayesini ilk sefer duyanlar çok şaşırıyor ve duygulanıyorlar" dedi.