Güncelleme Tarihi:
Bursa’nın eğlence kültürüne yeni bir soluk getirecek olan ParkOra’daki Veya Pub, açılışı ünlü müzik yapımcısı Erdem Kınay ile gerçekleştirdi. Yoğun bir ilginin olduğu açılış gününde, Kınay geçmişten günümüze şarkıları Bursalılar için çaldı. Sahnedeki enerjisiyle dikkati çeken Kınay, Bursalılara keyifli bir gece yaşattı. Besteci, aranjör ve müzik yapımcısı Erdem Kınay, uzun yıllardan beridir içerisinde bulunduğu müzik dünyasının mutfağını da araladı. Şarkıların oluşum sürecinden günümüz seslerine dek pek çok konuda samimi bir diyalog ile düşüncelerini paylaşan Kınay, ürettiklerinin halen daha radyolarda çalıyor olmasının mutluluk verdiğini dile getirdi.
“BİR ŞARKININ TAMAMLANMASI 3 AYI BULABİLİYOR”
Aranjörlüğün meşakkatli ve donanım gerektiren, müzik bilgisi gerektiren bir iş olduğunun altını çizen Kınay, “O yüzden de seni nasıl değerlendiği kişiden kişiye değişiyor. Sana bir dj gözüyle, sanki hazır müzikler varmış CD’den çalıyormuşsun gibi hissedenler de oluyor. Bizim işimiz gerçekten bir hayli zor. Sonucunda dinlediğiniz sanatçının sesinin haricinde duyduğunuz her şeyi aranjör yapıyor. Bir şarkının yapımı dinleyici açısından ‘aa çalıyorlar bitiyor’ gibi, akustik performanslardaki gibi çalıyorlar gibi zannedilebilir. Bir şarkının tamamı ile bitmesi mix, mastering, okuması. İçindeki tüm enstrümanların çalınması, bilgisayar ortamında ya da canlı bir şekilde çalınması ve finale ermesi, bazen 1 ay bazen 3 ayı bulabiliyor” dedi.
“ALBÜM 700-800 SAAT ÇALIŞMA İÇERİYOR”
Bu durumu daha iyi ifade edebilmek amacıyla bir oyuna benzeten Kınay, “Bir oyun gibi düşünün, bölümleri geçiyorsunuz, bazen bir bölümde takılıyorsunuz ve geçemiyorsunuz. Ve 1 hafta sonra o bölümü geçebiliyorsunuz. Sonra başka bir şeyle karşılaşıyorsunuz. O şarkının bir bölümü hoşunuza gitmiyor bir şey oluyor. O bölümü de geçemiyorsunuz. Oyun gibi sizi uğraştırıyor da uğraştırıyor. Her şarkıda bu mesai, bu emek, toplamda 10-12 şarkı bazen 1 bazen 2 yıla bölünüyor. Saat olarak düşününce 700-800 saat çalışma içeren bir albüm oluyor” diye konuştu.
ARANJÖRÜN ÖNEMİNE DEĞİNDİ
Bir aranjörün hem enstrüman çalabilmesi, hem nota bilmesi, hem günümüzün müziğini bilgisayarda yapabilmesi, teknolojiyi bilmesi ve günümüzün müziğine ayak uydurması gerektiğine işaret eden Kınay, şöyle konuştu; “2 sene önce deep house modayken bu sene biraz daha etnik house, minimal house şeyler moda oluyor. Popüler işlerde de öyle Dua Lipa, Katy Perry, Bruno Mars vs. onlarda da geçmişe yönelik soundlar ön planda ama son derece kaliteli bir şekilde. Şu an dünyada 70’ler 80’ler 90’lar soundları hakim. Ben biraz alternatif tarzları barındırıyorum albümlerimde, tek bir tarzım yok. Arabesk şarkımda var ama yine Erdem Kınay lezzetinde. Etnik house çalışmam da var, yine benim tadımda. Yine daha önce dinlediğimiz ‘Helal Ettim’, ‘Duman’ gibi benim öncülüğünü yaptığım bu tarz devamını getirdim ‘Elmas’ diye bir şarkımız var, o biraz ‘Helal Ettim’ ve ‘Duman’ın devamı gibi. Onun haricinde İngilizce bir şarkı yaptık, genç jazz müzisyeni bir arkadaşımızla. Sözlerini o yazdı müziğini ben yaptım. Mesela bu şarkıların bestecisi benim, söz yazarları değişik kişiler. Dinleyicilerde şöyle bir algı var; söz yazarını besteci zannediyorlar. Bir kere bunu düzeltmek lazım. Söz, şiir gibi okunabilir. Sözün müzikal bir şekilde okunmasını sanatçı kendisi yapıyor zaten. Sözün bir melodisi vardır, ona beste denir. Beste ve güfte ayrı şeylerdir. Dinleyicilerde böyle bir eksiklik olduğunu düşündüm. Mesela ‘ne kadar güzel beste’ diyerek söz yazarını kastediyorlar. Aslında o söz yazarı, ‘ne kadar güzel söz’ diyebilirsin, ‘ne kadar güzel beste’ diyebilirsin, ‘ne kadar güzel söylenmiş’ diyebilirsin vokal arkadaş için. Benim o çok ilgimi çekti. Aslında dinleyicinin çok bilgilendirilmesi gereken husus var. Tek sıkıntımız o, ne yaptığımızı çok iyi anlatamıyoruz. Ne kadar donanım ve teknik tecrübe gereken bir iş olduğunu uzun uzun bir program olması lazım ki televizyon programı vs gibi ya da benim bir Youtube videosu hazırlamam lazım ki insanlar ‘vay be adama bak ne kadar uğraşıyormuş, meğer ne kadar emek veriyormuş’ demeleri için.”
“TİTİZLİKLE YAPTIĞIM BİR ALBÜM OLDU”
Pandemi sürecinde ‘Proje 3’ albümünü hazırlayan aranjör, bu projenin en önemli yanının ‘noname’ sanatçıların şarkılarını seslendirmesi olduğunu belirtti.
Daha önceki albümlerde şarkıları Sibel Can, Demet Akalın, Murat Boz, Bengü ve Merve Özbey gibi isimlerin seslendirdiğine işaret eden Kınay, “Bu albümde daha çok yeni seslere yer verdim. İstedim ki Erdem Kınay şarkılarını yine yetenekli geleceğe dönük başarı adledebilecek arkadaşlar söylesin. Tabi onları bulmak zor oluyor. Çok yetenekli insan var ama her şarkı her şarkıcının tarzına uymayabiliyor. Hem şarkıcıyı keşfetmek zorundasın, hem de o şarkıcıyla bütünleşen bir şarkı yapmak zorundasın. Bu biraz özel dikim terzi gibi çalışman gereken bir husus oluyor. Benim önererek çok titizlikle yaptığım bir albüm oldu. Pandemi vesilesiyle çok boş zamanım oldu, stüdyoda vakit geçirme fırsatı buldum. Dolayısıyla öncesinde yoğun konserler olduğu için stüdyoda üretim kısmında zayıflamıştık. Bir nebze bu durum bu albümü bitirmeme vesile oldu. Yılbaşı itibariyle 12 şarkıdan oluşan bu albümü yayınladık” diye konuştu.
“KONSERLER VERMEYİ PLANLIYORUM”
İsmi çok fazla duyulmamış sesleri bulmanın biraz şans, biraz kader kısmet olduğunu söyleyen Kınay, “Bazen sosyal medya üzerinden görüyorum, bazen bir müzisyen arkadaşımızın tavsiyesi olabiliyor. Daha niceleri vardır mutlaka. Albüm en fazla 11-12 şarkıdan oluşuyor. 1 tane Kenan Doğulu ile yaptık çıkış şarkımızı, ‘Hezarfen’ isminde. Yakın zamanda onun video klibini çekeceğiz. 30 tane çok yetenekli arkadaş bulsam, onlara verebilecek kadar şarkım yok. Ben butik yapıyorum. Bu şarkıların hepsi geçtiğimiz dönem çıktı. Hani kenarda kütüphanede vardır ya dur sana bu şarkı olur gibi bir durum yok. Açıkçası üretip güzel şeyler yapmak, alkış, tebrik çok güzel insanlardan tepkiler alıyoruz ancak bir bakıma da çalışıp karşılığını almamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bol bol kitlelerle buluşup konserler vermeyi planlıyorum” ifadelerini kullandı.
“ŞARKILARIM UZUN ÖMÜRLÜ ŞARKILAR”
Şarkılarının uzun ömürlü şarkılar olduğunu kaydeden Kınay, “Bir anda parlayıp sonradan yok olan şarkılardan değil. ‘Helal Ettim’ bile şu an hala radyolarda çalıyor ki 7-8 sene geçti. Benim çoğu şarkım aynı şekilde tekerrür etti. Murat Boz- Geri Dönüş Olsa, Demet Akalın’ın yaptığımız birçok şarkısını radyoda duyabilirsin. Bunların hepsini 8-10 sene önce yapıldı. O dönemde olan başka şarkıları şu anda duyamayabiliyorsun. O konuda bir istisnaya sahibim. Kısa zamanda yeni bir şey yaparsam, bunların daha henüz algılanmadan, kitlelere çok fazla yayılmadan üstüne basmış olurum. O anlamda kendimle alakalı Erdem Kınay olarak bir şey yapmam. Ama mesela kenarda Kenan Doğulu ile hazırladığımız 2. Bir şarkımız var. Daha trap soundlu bir şarkı. Ama yine Pop ile Trap’i çok güzel sentezleştirdiğimiz bir şarkı. Kenan Doğulu’nun kimliğini bozmadan, ‘Ya ne yapıyor bu adam’ dedirttirmeden, tadında. Aynı tabakta patlıcan musakka ile somunu yedirmek çok zordur. Biz bunu başardık. Çok da iyi bir track oldu. Benim albümümdeki Hezerfen’den hemen sonra yine yaz aylarına yakın 2. Bir şarkı olarak single olarak çıkabilir. O şarkımız cepte kenarda. Onun haricinde albümde yetenekli sivrilen arkadaşlarımızın bazılarına solo albümler yapılması gerekecek. Önümüzdeki günlerde onlarla ilgileneceğim” açıklamalarında bulundu.