Ramazan sonrası beslenme

Güncelleme Tarihi:

Ramazan sonrası beslenme
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2020 12:46

Artık ramazanın son haftasına giriyoruz. Haftaya tekrar eski beslenme alışkanlıklarımıza döneceğiz.

Haberin Devamı

Ramazan süresince fiziksel aktivitenin kısıtlanması, iftar ve sahur vakitlerinin günün daha az hareket edilen zamanlarına denk gelmesi, hem fazla hem de hızlı yemek yenilmesi, bazal metabolizma hızının yavaşlaması ve kan şekeri düşüşüne bağlı olarak tatlılara karşı isteğin artması genellikle kişilerin ağırlıklarında artışa neden olmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bayram tatlılarını da hesaba katarsak, obezite ve beraberinde 40’ı aşkın hastalık için davetiye çıkarmış olacağız.
Oruç tutan kişilerde metabolizma yavaşlayacağından, bu ayın ardından kişinin eski temposuna dönmesi kilo alımına sebep olabilir.
Ramazan ayı süresince oruç tutan kişilerin metabolizmasında yavaşlama olur, vücut da kendisini bu tempoya alıştırır. Ramazan ayının ardından hızla eski beslenme alışkanlıklarına dönülmesi kişilerde bazı olumsuzluklara neden olacaktır. Bu olumsuzlukların başında ise kilo alımı yer alır. Oruç tutan kişilerin ramazan ayının ardından kilo almamak için düzenli egzersiz yapmaları ve öğünlerini sıklaştırmaları gerekir.

Haberin Devamı

AÇ KALMAK ZAYIFLATMAZ

Ramazanda kilo alarak çıkan kişiler genelde aç kalarak, öğün atlayarak, hiçbir şey yemeyerek sonuç almaya çalışmaktadır. Böyle bir davranış, vücudu açlıktan ölme paniğine sürükler ve “kıtlık” moduna geçen metabolizma yavaşlar, yağ yakmak yerine tüketilen her gıdayı yağ şeklinde depolama yoluna gider. Buna karşılık sık sık, azar azar beslenmek bir sonraki öğünde hem yavaş hem de az yemek yenilmesine neden olmaktadır. O nedenle başta kahvaltı olmak üzere asla öğün atlanmamalıdır.
Ramazan sonrasında da katı margarin, tereyağı, kaymak, krema, mayonez, cipsler, soslar, kuruyemişler gibi enerji değeri yüksek, öte yandan hiçbir besleyici değeri bulunmayan yağlı yiyeceklerden, kızartma ve kavurma işlemlerinden olabildiğince kaçınmakta yarar vardır. Şeker ve şeker içeren besinler (bal, reçel, hazır meyve suları, gazlı içecekler, tatlılar vs) kana hemen ve tamamen karışırlar. Pankreastan salınan insülin hormonu ile kan şekeri düşer ve tekrar tatlı yeme isteği doğar. Dolayısıyla şeker ve şeker içeren besinler kan şeker düzeyinde ani dalgalanmalara yol açarlar. Hızla ve tamamen kana karışan, rafine şeker içeren besinlerin tüketimi kan şekerinde ani bir dalgalanmaya neden olur, böylelikle tekrar tatlı yeme isteği doğururlar. Bu nedenle pek bulaşmamak en güzelidir. Şimdi “hiç tatlı yemeyecek miyiz?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Şeker tadından vazgeçemeyen, iştahını baskılayamayan, formuna önem veren bireyler ve aileleri için çok iyi bir alternatif olan sütlü tatlılar daha uygun görülmektedir.

Haberin Devamı

BİR ACAYİP ZAMAN

Hem sağlık konusunda hem de sosyolojik açıdan tarihi bir dönemden geçiyoruz. Öyle şeyler yaşıyoruz ki, bundan 6 ay önce birisi size gelip; “Trafik polisi yolunuzu kesecek ve ateşinizi kontrol edecek” deseydi, bu sözlerin bir delilik bulgusu olduğunu düşünür ve büyük bir olasılıkla gülüp geçerdiniz.
Bugünlerde ekranlarınızda hastalık ile ilgili istatistikleri takip ediyoruz. Güneşli bahar günleri, hafta sonu ve sokaklar, meydanlar bomboş veya öyle olmalı.
Kısacası bu olumsuzluklar bağlamında bir tarih yaşıyoruz. Bu toplumsal değişimlerin yanında ülkelerin takındıkları tavır da bir o kadar önemli.
Mevlana’nın “Ümitsizliğin ardında nice ümitler var... Karanlığın ardında nice güneşler var” sözleri yazılı olan yardımlar dünyanın çeşitli ülkelerine ulaşıyor. Bütün tartışmaların ötesinde bunun sembolik anlamı oldukça önemli.
Birbirimizi dinlemeye ve anlamaya tahammülümüzün kalmadığı bu günlerde, korona salgını siyasallaştı. Koronavirüsü çoktan politik zeminde tartışılmaya başladı maalesef. Yine de dilerim virüsün siyasi tercihlerimize bakmaksızın bulaştığını ve tek uğraşımızın sağlık çalışanlarına destek olarak bu pandemiden kurtulmak olması gerektiğini anlarız.
Sonra siyaset konuşacak daha çok zamanımız olur. Ne dersiniz biraz sakinleşip, birbirimize omuz versek mi?
Evde kalın, sağlıcakla kalın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!