Güncelleme Tarihi:
BURSA (DHA)- BURSA'da, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyan öğretmen adaylarınca düzenlenen toplantıya katılan, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, öğrenme ve öğretme konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Sinan Canan, bol bol hareket yapıp yürünmesini, acıkmadan yenek yenmemesini isteyen Canan, başarılı çocuklar yetiştirmek isteyen ailelere ise her gün en az 15 dakika çocuklarıyla oynamalarını önerdi.
Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerinden oluşan Sınıf Öğretmenliği Topluluğu tarafından Ahmet Taner Kışlalı Salonu'nda düzenlenen etkinlikte konuşan Prof. Dr. Sinan Canan, dünyayı kendine göre değiştirebilme özelliği olan tek canlının insan olduğunu, bunu da beyindeki bazı yeteneklerle yapabildiğini söyledi.
Beyni, “hayatta kalma donanımı" olarak tanımlayan Prof.Dr.Canan, insanoğlunun 200 bin yıldır bugünkü vücutta olduğunu ancak bugün bazı şeyleri atalarından farklı ve yanlış şekilde yaptığına işaret ederek, “Oysa 200 bin yıl önceki atalarımız nasılsa bizim de fabrika ayarlarımız aynı. Fabrika ayarlarına dönmemiz gerekiyor. Bu da çok basit. Bol hareket etmeli, az ve aralıklı yemeli, olumlu sosyal ilişkiler kurmalı, stresten uzak durmalı ve sınırlarımızı aşmalıyız" şeklinde konuştu.
Bugün beyinlere bilgisayar gibi davranıldığını ve yaratıcılıkların yok edildiğini vurgulayan Canan, fabrika ayarlarına dönme konusunda şunları söyledi:
“Birincisi, bol hareket etmemiz gerekiyor. Atalarımız çok yol yürürdü, hiperaktivite bozukluğu olan tiplerdi. Şimdi ise 40 dakika sınıfta oturmayana hiperaktif deniyor, ilaç veriyoruz ona. Oysa 40 dakika oturan homo sapiens çocuk hasta demektir. İkincisi, acıkmadan yemek yeme lüksünden vazgeçmeliyiz. Devrimizin en önemli hastalık kaynağı acıkmadan yemek yemekten kaynaklanıyor. Oysa atalarımız, açlığı vücuduna faydaya çevirmiş. Çünkü acıkırsanız vücudunuz onarılmaya başlıyor. Siz bu ataların torunlarısınız. Öğlen yemeğini kaldırdığınız zaman ne kadar sağlıklı olduğunuzu göreceksiniz. İnsan türünün hiçbir döneminde öğle yemeği yoktur, bizim kültürümüzde de Tanzimat Fermanından sonra gelmiştir. Ondan önce kahve altı vardı sabahları, bir de akşam yemeği. Bugünkü öğle yemeği tamamen kapitalist sistemin ürünü olarak hayatımıza girmiş. Bugün, tokluktan ölen sayısı açlıktan ölenlerden katbekat fazla bu nedenle. Üçüncüsü, olumlu sosyal ilişkiler olmazsa olmazımız. Diğer insanlara çok ihtiyacımız var. Sosyal ve duygusal destek gerekiyor. Yakın ve küçük çevre çok önemli. Dördüncüsü, stresten uzak duracağız. Atalarımızın sadece hayvan avlarken stres oluyorlardı. Kredi kartı, kariyer derdi, trafik vs. sorunu yoktu. Yokluk vardı ama az stresliydi. Ben her sabah trafikte stres yapıyorum. Eğer bu stres için önlem almazsam 20 yıl içinde beynim sünger gibi küçülecek, biliyorum. Bu nedenle, stresi azaltma yöntemleri bu devrin en önemli silahıdır. Basit nefes egzersizleri var hayatınızı uzatabilir hatta kurtarabilir. Son olarak da, insanoğlu bulunduğu ortam koşullarını aşmaya programlanmış. Her şeyi tıkırında ama daralıyor. Eksiğini kapatma ve sınırlarını aşma genleri var çünkü. Bunu yapamayınca antidepresanlardan medet umuyoruz."
Çİnsan beyninin, milyonlarca kilometre uzunluğunda kablolardan oluştuğunu ve bir haritayı andıran bu yapının tıpkı parmak izi gibi herkeste farklı olduğunu anlatan Prof. Dr. Canan, “Bu haritayı ortaya çıkarabilseydik beynin nasıl çalıştığını da anlamış olurduk. Bunu bilemiyoruz ama beynin, kullanılmayan bağlantıları sildiğini biliyoruz. Bu yüzden çocuklarınıza hazır oyuncak vermeyin. Nöronları ölür" dedi.
Annelerin çocuğun gelişimi üzerindeki etkisini anlatırken de Canan, “Anneler ve bebekler içgüdüsel olarak iletişim kuruyor. Anneler adeta beynini sıfırdan programlıyor bebeklerin… İkisi arasında özel bir etkileşim var. Üniversite mezunu olan anne-babalar çocuk yetiştirmek için bir yığın kitap alıyor. Muhtemelen bunları çocuk askere gidene kadar bitiremiyor. Zaten onları okurken de çocukla ilgilenemiyor. Gerek yok bütün bunlara. Çocuğunuzla sosyal etkileşimde bulunmanız yeterli. Günde 15 dakika oynayın. Kendinizi sevdirin, doğru davranın. Hayal kurmayı aylaklık olarak görüyoruz ama asıl yaratıcılık burada. Sınırsız hayaller kurabilen bir beyni 4 seçeneğe indirgemeyin. Çocuk beynine sınır koymayın her şeyi öğrenir. Aynştayn'ların sırrı bu" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI