IHA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2015 13:46
NİLÜFER BELEDİYESİ KÜTÜPHANE MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN DÜZENLENEN ‘EDEBİ KAZILAR’ SÖYLEŞİLERİNE KONUK OLAN YAZAR NEDİM GÜRSEL, PARİST’TE YAŞAMASINA RAĞMEN ANADİLİNE BAĞLI KALDIĞINI BELİRTEREK “BİR YAZARIN ÜLKESİ DİLİDİR” DEDİ.
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Edebi Kazılar’ söyleşilerine konuk olan yazar Nedim Gürsel, Parist’te yaşamasına rağmen anadiline bağlı kaldığını belirterek “Bir yazarın ülkesi dilidir” dedi.
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü edebiyat dünyasının önemli isimlerini okurlarla buluşturmaya devam ediyor. ‘Edebi Kazılar’ söyleşilerinde yeni sezonun ilk konuğu Nedim Gürsel oldu. Nazım Hikmet Kültürevi’nde okurlarıyla buluşan Nedim Gürsel’e, Feridun Andaç sorularıyla eşlik etti. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala, Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç ve çok sayıda edebiyat tutkununun katıldığı söyleşide, Nedim Gürsel, eserleri ve edebi hayatı hakkında bilgiler vererek, okurlarının sorularını cevapladı .
12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinin Türkiye tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Nedim Gürsel, “Bu darbeler hem yazar hem de vatandaş olarak benim de güzergahımı belirledi. 20 yaşımdan beri Paris’te yaşıyorum” dedi.
Paris’te bir Türk yazarı olarak kaldığının altını çizen Gürsel, “Bir yazarın ülkesi, dilidir. Yazar, o dile kök salar, yaşar ve var olur. Dil değiştiren yazarlar da vardır. Ben ana dilime bağlı kaldım. Kendimi Paris’te yaşayan Türk yazarı olarak tanımladım, ama bir parça da Parisli oldum. Paris beni Fransız yapmadı, ama bir parça Parisli yaptı” ifadelerini kullandı.
Otosansür mekanizmasının bir yazar için en kötü şey olduğunu söyleyen Gürsel, “Otosansür, yazara dışarıdan gelen baskıdan daha kötü bir şeydir. Yazar kendi zihninde, kendisine yönelen bir baskı mekanizması kurabiliyor. Ben yazılarımda otosansür mekanizmasının çalışmaması için çaba sarf ettiğimi söyleyebilirim” dedi.