Güncelleme Tarihi:
Emen, 68 yıldır sürdürdüğü sanat yaşamını son kez açacağı sergiyle noktalamaya hazırlandığını söyledi.
İlkokul birinci sınıfa giderken çanta ve defteri olmadığı için okulu bırakıp, bir bıçakçının yanına 8 yaşında çırak giren Yılmaz Emen, bu alanda usta oldu ve 2005 yılında 'bıçak, kılıç ve metal' alanındaki çalışmalarıyla 'Devlet Sanatçısı' unvanı aldı. Yaptığı kılıçları İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth, ABD eski Başkanı Richard Nixon gibi pek çok devlet büyüğüne hediye eden Emen'in eserleri, halen bu ülkelerde sergileniyor. Daha sonra geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle ağır işlerden uzaklaşmak isteyen Yılmaz Emen, aylarca yanından hiç ayırmadığı çatal kaşıklara bakıp fikirler üreterek keman, saz ve zurna çalan sanatçı figürleri ortaya çıkardı.
Eserleri dünyanın birçok yerinde sergilenen Emen, 68 senedir sanatla iç içe olduğunu belirterek, "Artık son dönemlerde pek heykel yapamaz hale geldim. Artık son noktayı koymak istiyorum. Bugüne kadar yüzü aşkın sergi açtım, şimdi son sergime hazırlanıyorum" dedi. Eve giderken hep yanında çatal kaşık taşıdığını söyleyen sanatçı Yılmaz Emen, "Bunlarla ben yemek yemenin dışında ne yapabilirim diye hep düşündüm. Daha sonra 20-25 tane figür ürettim. Mesela Don Kişot figürü yaptım ve bu figür İspanya'da sergilendi. İnsanlar çatal kaşık gözüyle baktıkları zaman şaşırıyorlar. Özellikle kadınların elinde sürekli çatal kaşık olduğu için onlardan çok olumlu tepkiler alıyorum" diye konuştu.
'ÇIRAK GELMİYOR'
Bu işi yapacak birilerini yetiştirmek istediğini ancak çırak olmak isteyen kimsenin çıkmadığını belirten Emen, "Ben bu işi çocuklarıma öğrettim ama onlar sigortalı başka işlerde çalışıyorlar. Belki emekli olduklarında bir kıyıda köşede yapabilirler. Artık çırak yetiştirmek de çok zor. Önce para getirecek işlere gidiyorlar, buraya gelmiyorlar. Sanatla uğraşmıyorlar. Bizler sanatın son dönemleriyiz" ifadelerini kullandı.
Hayatı boyunca sadece sanatla uğraştığını ve bundan onur duyduğunu vurgulayan Yılmaz Emen, "Ekonomik sıkıntılar çektim, hâlâ da çekiyorum. Ancak sanat benim için onur verici bir şey. Biz paraya bakmıyoruz, benim için mühim olan onu yapmak. Mühim olan onun karşısına geçip keyifle bir çay içebilmek. Televizyonlarda görüyorum, sanata yıllarını vermişler, sefalet içerisinde, çöp karıştırırken bulunuyorlar. Bu insanları Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın takip etmesi gerekiyor, onları o vaziyete düşürmeden bir önlem alması gerekiyor" dedi.