Güncelleme Tarihi:
Türkiye’yi eve kapatan koronavirüsü, beslenme düzenimizi de biraz karıştıracak gibi görünüyor. Güçlü bağışıklık için vitamin ve mineral deposu süt ürünlerinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Teksüt Kalite Müdürü Orhan Kaplan şu günlerde marketlerde en büyük ilgiyi gören makarnaya dikkat çekti. Kaplan, “makarnayı peynirli yiyin, kahvaltıyı ihmal etmeyin” tavsiyesinde bulundu.
Bağışıklık sistemi özellikle bu süreçte ön plana çıktı. Bağışıklığımızı güçlü tutmak için neler yapmalıyız?
Hiç yaşamadığımız bir dönemi yaşıyoruz. İş, eğitim ve sosyalleşme, pek çok şey büyük oranda eve taşındı, ancak hareket azaldı, buzdolabına çok yakınlaştık ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak en önemli unsura dönüştü. Hareket alanımız daraldığı için standart enerji tüketimimizi yapamıyoruz. Rutin alışkanlıklarımızın değiştiği bir ortamda beslenmede dengeyi yakalamak biraz zaman alabilir.
Ne yemeliyiz?
Ağır yiyecekler, gazlı içecekler, şekerli gıdalardan uzak durmalıyız. Besin değeri düşük ve kalori değeri yüksek gıdalar yerine besin değeri yüksek, süt içeren ya da sütle yapılan içecek ve yiyecekler en uygunları. Süt ürünleri protein, kalsiyum, magnezyum, fosfor, B1, B2, B6, B12 gibi zengin vitamin ve mineralleriyle günlük beslenme ihtiyacına en güzel cevabı veriyor. Sağlıklı yetişkin bireylerin her gün 3 porsiyon, çocuk ve gençlerin en az 2 - 4 porsiyon süt veya ürünlerini tüketmeleri uygun olur. Beslenme referans değerlerine göre bir orta boy kupa süt (250 ml), bir kase yoğurt (200 ml) ya da iki kibrit kutusu büyüklüğünde (ortalama 40-60 gram) peynir, bir porsiyon olarak değerlendirilebilir.
Biz toplum olarak makarnayı da çok severiz. Bu süreçte makarnanın bir faydası veya zararı var mı?
Doğru beslenme dengesi oluşturmak adına makarnayı da peynirle veya yoğurtla tüketmeyi öneriyoruz.
KAHVALTIYI ATLAMAYIN
Pek çok insanın geç kalktığına tanık oluyoruz. Bu da kahvaltıları etkiliyor. Kahvaltı gerçekten önemli mi?
Koronavirüs günlerinde evdeki uyuma - uyanma düzeni de bozulma gösterebilir. Bunun kahvaltınızı etkilemesine izin vermeyin. Kahvaltı, süt ürünlerinin en baskın şekilde tüketildiği ve böylece gün içi zihin aktivitelerine en güçlü gıdasal katkının yapıldığı öğün. Özellikle bugünlerde ekran başında online eğitim alan çocuklarımız açısından kahvaltıyı atlamayın, aksatmayın, zamanında ve ölçüsünde yapın.
Sokağa çıkma kısıtlamaları yüzünden pek çok evde toplu alışverişler yapılıyor. Özellikle süt ürünlerini nasıl saklamalıyız?
Öncelikle, bu süreçte fazladan alınan süt ürünlerinin uzun süreli saklama amacıyla buzluklarda dondurulması iyi bir çözüm değil. Dondurulup çözdürülen peynirler kalite kaybına ve mikrobiyal yönden değişime uğruyor. Sorun dondurulurken değil, çözdürülürken başlıyor. Çözdürülen peynirlerde dağılma, ufalanma belirtileri, erime, yumuşaklık, renk, yapı, lezzet ve aroma kayıpları gibi görünen ve hissedilebilen kalite zaafları meydana gelirken, gözle görünmeyen tarafta ise mikrobiyal üreme oluşabiliyor. Su-buz moleküllerinin aniden çözülmesi ve genişlemesi, bozulma sürecini tetikliyor.
En riskli ürün hangisi peki?
Özellikle beyaz peynir gibi yumuşak dokulu salamura içerikli ürünlerde çözdürme konusu daha riskli. Yüksek proteinli olan bu ürünlerde su oranı arttıkça, hızlı bozulma ihtimali daha da artıyor. Süt ürünlerini buzluk veya dondurucuda muhafaza etmeyin.
NASIL MUHAFAZA EDİLMELİ
Mutlaka dondurulacak ise nelere dikkat edilmeli?
Tavsiye etmiyoruz; ama ürünler, tek kullanımlık porsiyonlar halinde hava geçirmeyecek şekilde paketlenerek dondurulmalı. Donma işleminde gıda açıkta kalır ise gıdanın kimyasında donma yanığı dediğimiz değişimler meydana gelebilir. Porsiyonlama gerekmiyorsa ürünün derin dondurucuya orijinal paketinde konulması daha iyi olur. Çözdürülme, mutfak tezgahında ve oda sıcaklığında değil buzdolabında yapılmalı. Acil çözdürme ihtiyacı oluşursa, peynir kendi poşeti veya ambalajı içinde, akan soğuk suyun altına tutularak çözdürülmeli.
Süt ürünleri buzdolabında nasıl muhafaza edilmeli?
Buzdolabı sıcaklığı, süt ve süt ürünleri için 4 ile 6°C derece arasında olmalı. Ambalaj büyüklüğüne göre ürünler tüketilirken porsiyonlara ayrılmalı ve o şekilde servis edilmeli. Buzdolabı içerisinde etkileşimde bulunabilecek gıdalar ayrı raflarda bulundurulmalı. Özellikle teneke ambalajlı süt ürünü, orijinal ambalajı açıldıktan sonra saklama kaplarında muhafaza edilmeli. Krem peynirler kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalı. Taze süt ürünü gıdalarla; et, balık gibi çiğ gıdalar birbirine yakın veya temas edecek şekilde muhafaza edilmemeli, çapraz bulaşma engellenmeli. Tereyağı gibi koku çekme özelliği yüksek süt ürünleri, hava geçirmeyen kapta, buzdolabındaki hava akımına doğrudan maruz kalmadan muhafaza edilmeli. Pastörize sütler buzdolabında 4-6°C derecede yazın bir gün, kışın iki–üç gün saklanabilir. UHT ise kutunun açılmaması koşuluyla, buzdolabı dışında oda sıcaklığında son tüketim tarihine kadar tazeliğini korur. Açıldıktan sonra aynı pastörize süt gibi tüketilmeli.
BİZ HİJYENE ALIŞKINIZ
Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, süt endüstrisinde üretimin zaten normal koşullarda da en üst seviyede hijyen kurallarına uymayı gerektirdiğini hatırlattı. Aksaray, personel sağlığının korunması ve çalışma ortamının en iyi biçimde sürdürülmesini hedeflediklerini söyledi.
Koronavirüs pandemisi firmanızın üretim sürecini nasıl etkiledi?
Gönen’deki fabrikamızda günde 600 ton süt işleyerek, 40 çeşitten fazla süt ürünü üretiyoruz. En üst seviyede uygulanan hijyen kurallarına ek olarak çeşitli önlemleri uygulamaya aldık. Mesafeli çalışma düzenine geçildi, tüm birimlerde dezenfeksiyon önlemleri artırıldı, hammadde tedariki güvenceye alındı. Üretim planlaması da üç vardiya düzeninde yayılarak, aynı anda daha az personelin görev yapması şeklinde organize edildi. Üretimde zaten maske ve koruyucu giysiler kullanılıyordu, kullanım genişletildi, maske işletmedeki herkes için uygulanmaya başlandı. Çalışanlara yönelik düzenli ateş ölçümü, ofis ve alan dezenfeksiyonları, yeni yemek ve yemekhane düzeni kuralları, tek koltuk kullanımını öngören servis kuralları uygulamaya alındı. Dezenfeksiyon uygulamaları idari birimleri de kapsayacak şekilde genişletildi. Fabrika ziyaretlere kapatıldı. Üretim yeniden planlandı ve marketlerde talebi artan ürünlerin üretimine yoğunlaşıldı. Üretim ve dağıtım, ağırlıklı olarak market, bakkal, şarküteri dükkanları gibi perakende noktalarının artan taleplerine uygun biçimde organize edildi.