Korona insanlığa ne dersi veriyor?

Önceliklerimiz değişti. Bugün bütün dünya tek bir vücut olduk, ülkeler arasındaki, inançlar arasındaki farklar kalktı. Her şeyin bir dakikada değişebileceğini gördük. Bir insan 1 günde ortalama 86 bin 400 kez nefes alır. Ama şimdi aldığımız nefesten bile korkar hale geldik.
Söyleyin bakalım, ‘mülk’ kimin; hani mülkün, hani sana ait olan şeyler?”
Çoğu arkadaş: “Allah’ım her şey sensin, yapan da yaptıran da sensin. Bize; senden başka bir güç olmadığını, her şeyin iki parmağının arasında olduğunu gösteriyorsun” demeye başladılar.
Koronavirüs pandemisi, sadece bir virüsün neden olduğu bir salgın değildir. Bizim çevreyle ve insanla kurduğumuz ilişkilerin yıkıcı olmasından kaynaklanan insanlığımızın kalbinde gerçekleşen bir varoluşsal krizin sonucudur. Doğayı tahrip ettik, kirlettik. Dünyamızı yaşanmaz hale getirdik.

DOĞANIN CEVABI

İnsanlığın bir parçası olduğumuzu unuttuk. Allah’ın ölümlü varlıklar olarak bir süreliğine dünyaya gönderildiğimizi unuttuk. Yeryüzünde yaşama görevimizi başarısızlıkla sonuçlandırdık. Böyle baktığımızda; ağaç kestik, canlıları öldürdük. Binalar diktik. Doğaya her türlü çöpü, plastiği, pisliği attık. Doğa da karşılık olarak şimdi bunları virüslere çevirerek cevaplandırıyor.
Ne paramızın önemi kaldı, ne mal mülk, ne makamlarımız ne binlerce lira harcayarak aldığımız satın aldığımız arabalar, kıyafetler...
*
Şimdi evde hapisiz ve aynı kıyafeti üç gündür çıkarmadık. Hiçbir şeyimiz yok, en fakirin fakiri biziz, paramızın değeri kalmadı. Hatta parayla aynı kâğıttan olan maske, paradan daha kıymetli hâle geldi. Demek ki yarın öbür gün yaradanın huzuruna nasıl çıkacaksak şu an da o çıplaklığı yaşıyoruz. Hiçbir şey bizim değil, yakınlarımızı, evlatlarımızı bile göremiyoruz; anlıyoruz ki onlar da bizim değil. Başarısızlıklarımız sonucunda bugün dünya nüfusunun %65’i kendisini evlerine hapsederek, canlı olduğu bile tartışılan, mikroskopla bile görülemeyen koronavirüsten korunmaya çalışıyor. Ramazan ayını tecrübe edeceğimiz bugünlerde Allah’a sahih anlamda yeniden kul olma bilincini kazanmak için doğayla ve insanlıkla olan ilişkilerimizi yenilememiz gerekiyor.

YENİ GÜNDEM ŞART

Koronavirüs günlerinde ramazan ayı için yeni bir gündem oluşturmalıyız. Sakız orucu bozar mı, sahurda neler yemeliyiz, orucun başlama ve bitiş zamanları gibi hep aynı konularda yıllardır yapılan tekrarları terk etmeliyiz. Ramazan ayı için yeni daha verimli bir gündem oluşturmalıyız. Oluşturulacak gündem, insanlığın bugününü ve geleceğini düşünmeyi, konuşmayı, tartışmayı esas almalıdır. Oruç; bizim daha ahlaklı ve adil kullar olmamız, insanlığa ve doğaya karşı sorumluluklarımızı yerine getirme şeklinde yeni bir anlayış kazandırma amacı taşımaktadır. Çevreye ve insanlığa karşı işlediğimiz suçlardan arınmamız ve yapmış olduğumuz ekolojik hataları telafi etmek için bir imkan olarak ramazan ayını değerlendirmeliyiz. Koronavirüs günlerinde girdiğimiz ramazan ayını insanlık durumumuzun ana konuları olan öğrenme, küreselleşme, sağlık, ekoloji, ahlak, adalet ve maneviyat konularında kendimizi yenileyerek manevi bir olgunlaşma süreci başlatmak mümkündür.