Korona günlerinde beslenme ve alışveriş

Bursa Uludağ Üniversitesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, yazı dizimize iki gün boyunca konuk olarak beslenme, alışveriş ve bağışıklık sistemi konularında öneriler sıraladı. Yeterli sıvı alımı, kaliteli protein, sebze, meyve, tam tahıl, bakliyat, vitamin, mineral ve antioksidanlardan zengin beslenmenin önemini vurgulayan Tayar, “D vitamini, çinko, omega-3 içeren destekler ile doğal C vitamini işe yarar. Bunun dışında ellerin sık sık yıkanması, yüzeylerle temas sonrası ellerin hiçbir şekilde yüze, ağza ve gözlere temas ettirilmemesi önem taşımaktadır. Özetle sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek ilk basamakta yapmamız gerekenler arasında yer alır” diye konuştu.

SOFRALARI RENKLENDİRİN

Enfeksiyon ile baş etme konusunda çok başarılı besinlerin bulunduğuna değinen Tayar, özellikle rengarenk çeşitli sebze ve meyvelerin çeşitli antioksidan ve lif içerikleri nedeniyle kıymetli olduğunu kaydetti. Olabildiğince her sebze ve meyvenin tüketilmesi önerisinde bulunan Tayar, günde 2 porsiyon sebze ve 3 orta boy taze meyvenin yeterli olacağını dile getirdi.

YOĞURT, KEFİR, TURŞU, SİRKE

Özellikle soğan, sarımsak, lahana, turp, brokoli, nar, portakal, kivi başta olmak üzere tüm sebze meyvelere beslenme programında yer vermenin önemini vurgulayan Tayar, “Sebze ve meyvelerin bağırsaklarımızdaki yararlı bakteriler olan probiyotiklerin çoğalmasına yardımcı olması özelliği de savunma sistemimize güç katar. Mikrobiyatamızı güçlendirmek için yoğurt, kefir, turşu, sirke gibi fermente ürünler tüketmeliyiz” dedi.

COVID-19 SALGININDAN KORUNMAK İÇİN NASIL BESLENMELİ?

Bu dönemde sabahları mutlaka yumurta tüketilmesinin önemli olduğunu söyleyen Tayar, “Yumurtanın içerisindeki öğelerin vücutta kullanılabilir hale gelmesi için yanında taze sebze tüketimi arttırılmalıdır. Bağışıklık sisteminin salgıladığı antikorlar protein yapıdadır. Bu yüzden protein içerikli yumurta, et, tavuk ve özellikle de balık tüketimini arttırmamız gerekir. Protein alımınızı yeterli düzeyde tutmalısınız. Et, tavuk, balık, hindi, yumurta, süt ürünleri, bakliyatlar protein içerir. Ayrıca bu grupta çinko minerali direncimizi arttırmamızda yardımcı olur. Gün içinde yeterli sıvı almayı ihmal etmeyin, en az 2-2,5 litre su içmeye özen gösterin” diye konuştu.

KARBONHİDRAT TÜKETİMİNE DİKKAT

Basit yani sofra şekeri ve şekerle yapılan yiyeceklere ihtiyacın olmadığı gibi bağışıklık sistemini de baskılayacağını ifade eden Tayar, dolayısıyla kompleks karbonhidrat yani rafine edilmemiş, kepekli, kabuklu tahılların tercih edilmemesini önerdi. Tayar, buğday ekmeği, yulaf ve bulgurun bunlara örnek olabileceğini ekledi.

MARKETE YOĞUNLUĞUN DAHA AZ OLDUĞU SAATLERDE GİDİN

Marketlerin servis zincirleriyle 18 milyon kişiye, tüm hanelerin yaklaşık yüzde 79’una doğrudan ulaştığını söyleyen Prof. Dr. Tayar, buralarda alınacak önlemlerin toplumun genel sağlığının korunmasına önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı. İnsan yoğunluğundan dolayı marketlerin, enfeksiyon riskinin en yaygın olduğu ortamlar olduğuna değinen Tayar, “Temastan ne kadar kaçınmaya çalışırsanız çalışın, yanınızda öksüren bir müşterinin solunum damlacıklarıyla kontamine olabilirsiniz. Bu nedenle markete yoğunluğun daha az olduğu saatlerde gitmeyi tercih etmelisiniz. Bulaşma kaynağı olabilecek bölge ve yerler; market arabaları, sepetleri; soğutucu dolap kapıları, kapakları; kasalar ve ödeme noktaları olarak öne çıkıyor.”

ÖNLEMİN 4 TEMEL AMACI

Bu doğrultuda alınacak önlemlerin 4 temel amacı kapsayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Tayar, bunları şöyle sıraladı:
-Müşterilerin marketlere olası risklerini taşımalarının önlenmesi,
-Temizlik ve dezenfeksiyon programının marketlerde sürdürülebilir olması,
-Müşterilerin marketten herhangi bir riskle karşılaşmadan çıkması,
-Market çalışanlarına müşterilerden geçmesi olası risklerin önlenmesi.

İHTİYACINIZ KADAR SATIN ALIN

Gıdada üretimi sürdürmenin yanı sıra tüketimi de dengede tutmanın önemini vurgulayan Tayar, “Evlerimize, tüketemeyeceğimiz kadar gıda stoku yaparken, madalyonun diğer yüzünü de görmemiz gerekir. Gereğinden fazla stoklama yapılması, gıda güvencesinde dengesizliği tetikler. Bu nedenle ihtiyacımız kadar satın almanın önemini unutmamız gerekir. Unutmayın ki hasta olan her bir yeni insan, sadece kendisi için değil, siz ve sevdikleriniz için de risk taşımaktadır” dedi.