Kılıçdaroğlu: Yüreğiniz varsa üçünüz değil 33’ünüz gelin (4)

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlu: Yüreğiniz varsa üçünüz değil 33’ünüz gelin (4)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 11, 2017 23:31

Kılıçdaroğlu: Yüreğiniz varsa üçünüz değil 33’ünüz gelin (4)

Haberin Devamı

"DEMOKRASİSİ GELİŞMEMİŞ ÜLKELER BAŞKANLIK SİSTEMİYLE YÖNETİLİYOR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, akşam saatlerinde Kültürpark'taki bir restoranda Balkan göçmenleri tarafından kurulan derneklerin temsilcileriyle bir araya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının taraflı olması halinde 80 milyonu tek başına temsil edemeyeceğini ifade etti. Cumhurbaşkanlığı makamının herkesin ortak değeri olduğunu ifade eden KIlıçdaroğlu, "Bunun temel nedeni şudur. Cumhurbaşkanlığı makamı hepimizin ortak değeridir. 80 milyonu temsil eden ortak değeridir. Ortak değer olmaktan cumhurbaşkanlığı makamını çıkarırsak, birliği temsil edecek unsur bulamayız. Çünkü cumhurbaşkanlığı aynı zamanda devletin sigortasıdır. Bir yerde sorun mu çıktı? İktidar ve muhalefet bütün partileri çağırır, gerekirse diğer bürokratları çağırır ve Türkiye'nin temel sorununa çözüm aranır. Ortak akıl oluşturulur orada. Ama Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olursa ortak aklı oluşturamayız. Çünkü kendisi tarafsız değil. Başka, daha önemli bir sorun var. Cumhurbaşkanı tarafsız olduğunda mahkemelere hakim tayin edebilir. Hiç kimse sayın cumhurbaşkanına dönüp, 'neden mahkemeye şu hakimi tayin ettin?' demez. Çünkü tarafsızdır. Bütün siyasi partilere, bütün vatandaşlara eşit yaklaşmıştır. Eğer taraflı olur ve bir partinin genel başkanı olursa, mahkemeye hakim tayin ettiği zaman adaletin içine siyaset girmiş olur. Yani yargı siyasallaşmış olur. Mahkemeler bağımsız mı olmalı, mahkemelere siyaset mi girmeli? Bu tercihte bulunacağız. Ayın 16'sında sandığa gittiğinizde 'evet' oyunu kullanırsanız mahkemelere siyaset girebilir, bir siyasi partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin edebilir diyeceksiniz. 'Hayır böyle olmasın' derseniz 'hayır' oyunu kullanırsanız bir partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin etmemeli, mahkemeler bağımsız olmalı ve mahkemeler tarafsız olmalı diye karar vereceksiniz. Karar kimin elinde? Sizin elinizde. Tercih kime ait? Tercih size ait. Mahkemeler bağımsız mı olsun, mahkemeler partizan mı olsun? Eğer mahkemelerin bağımsız, tarafsız olmasını istiyorsanız kullanacağınız oy belli. Hayır oyunu kullanacaksınız. Bu kadar açık bu kadar net" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, yeni rejimde Cumhurbaşkanının olağanüstü yetkilerle donatıldığını, Bakanlar Kurulu'nu kendisinin belirleyeceğini aktararak, yeni bakanlıklar kurabileceğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) devre dışı bırakıldığını, mevcut sistemde ise bakanlar, Bakanlar Kurulunu ve kurulacak bakanlığı TBMM'nin belirlediğini söyledi. 
Osmanlı'nın ilk bakanlar kurulunun, Divan-ı Hümayun'un ilk kez Bursa'da kurulduğunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz 1326 yılında kurulan ilk Osmanlı bakanlar kurulunu da bir kenara bırakıyoruz, bugünkü bakanlar kurulunu da bir kenara bırakıyoruz, diyoruz ki 'başbakanlığı ve bakanlar kurulunu kaldırdım.' Niçin yani Bakanlar Kurulu'nun ne zararı oldu. Başbakanlığın bu ülkeye ne zararı oldu da kaldırıyoruz. Bir Allah'ın kulu çıkıp anlatsın. Desin ki biz 'Şu gerekçeyle Bakanlar Kurulunu kaldırıyoruz.' Öyle yetki veriyoruz ki, arzu ettiği kadar bakan seçecek. Arzu ederse hiç bakan da tayin etmeyecek. Böyle bir yetkisi de var. Yeni anayasa değişikliği yani tek adam rejimi geçerse" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu tek adam rejiminde ne bakanlar, ne de başkan yardımcıları hakkında asla gensoru verilemeyeceğini, bunun yasak olduğunu belirterek, TBMM'den hiçbir partinin, hiçbir milletvekilinin, grubu gensoru veremeyeceğini söyledi. Anayasaya göre mal götürmek serbest olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Biz milletvekiliyiz, bizim dokunulmazlığımız var. Dokunulmazlığımız ne kadar, milletvekili süresince. 4 yıl, 5 yıl millvekilliği yaparsınız, 5'inci yıl cumhuriyet savcısı çağırır, 'gel kardeşim hakkında dosya var, soruşturma açmak istiyorum.' Peki yeni modelde, tek adam rejiminde, başkan yardımcıları ve bakanların dokunulmazlıkları ömür boyu. İsterse başkan yardımcısı olmasın, isterse üç yıl yapsın, isterse bakanlığı 2 gün yapsın, büyük bir yolsuzluk yapsın ayrılsın, 400 milletvekili bulamayınca soruşturma açamıyorsunuz, gensoru veremiyorsunuz, zaten Anayasa Mahkemesi'ne giderse de 15 üyeden 12'sini başkan tayin ediyor. Niye ömür boyu. Hadi bakanlar, diyelim bakan oldukları için, başkan yardımcılarının niye ömür boyu. Böyle bir düzen dünyanın hiçbir yerinde yok. Tek adam rejimi bana desinler ki şu ülkede uygulanıyor ve çok olumlu sonuçlar doğurdu. Ben de diyeyim ki bizim atladığımız bir devlet varmış. O devleti biz örnek almalıymışız. Bakın ne kadar sürede büyüdü ve gelişti. Size bir örnek vereyim dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi, ABD hariç parlamenter sistemdir. ABD'de başkanlık sistemi vardır. Ama bizdeki başkanlık sistemi gibi değil. Başkan bırakın büyükelçiyi hakim dahi tayin edemez. Kendisi teklif eder, senato onaylarsa ancak tayin edebilir. Bir arada huzur içinde yaşamanın temel koşulu demokrasiden geçiyor. Demokrasisi gelişmemiş en son 20 ülkeye bakın, tamamı başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Başkan varlıklı başkan zengin başkan hesap vermez, halk yoksulluk içinde. Niye biz parlamenter sistemden şikayet ediyoruz. Ve hangi gerekçeyle şikayet ediyoruz."
Devlette denetim, kurallar ve liyakatın çok önemli unsurlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bugün bu anayasa değişikliğiyle verdiğimiz yetki Osmanlı padişahlarında bile yoktu. Çünkü orada da veziri azam vardır, başbakan vardır. divan vardır, divan-ı hümayun yani bakanlar kurulu vardır. Vezirler vardır, yani bakanlar vardır. Şimdi biz Osmanlıda olan düzeni bile ortadan kaldırıyoruz. Şimdi düşünme zamanı. Benim Balkan göçmenlerinden beklentim, sizler uygarlığın ne olduğunu çok iyi bilirsiniz. Demokrasinin de ne olduğunu çok iyi bilirsiniz. Baskının zulmün ne olduğunu da çok iyi bilirsiniz. Zulme karşı direnmeyi de çok iyi bilirsiniz. Zalimin karşısında susmanın dilsiz şeytan olduğunu da çok iyi bilirsiniz. Biz hep birlikte doğu-batı, kuzey-güney ayrımı yapmadan birikimimizle aklımızla kültürümüzle fikrimizle mutlaka demokrasiye sahip çıkmak zorundayız. Acıları siz yaşadınız. Büyük acılar yaşadınız. O acıların Türkiye'de yaşanmasını istemiyoruz. Birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. A partisi iktidar olur, B partisi iktidar olur bunların hiçbir önemi yok. Bunlar demokrasinin gereğidir. Ama bir kişiye her türlü yetkiyi verip eline de büyük bir sopa verip biraz kafasını kaldıranın kafasına vuran bir düzen düzen değildir" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!