Kaygının panzehiri inanmak ve umut

Güncelleme Tarihi:

Kaygının panzehiri inanmak ve umut
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2020 10:16

Kaygının ön plana çıktığı bir dönemin yaşandığına dikkat çeken Dr. Özlen Çetin, bunun panzehİrinin inanmak ve umut olduğunu vurguladı. Öğrenme, deneyim ve değişimle bu sürecin aşılabileceğine dikkat çeken Çetin, uzun süredir kafamızda bulunan ancak ötelenen projelerin hayata geçmesi için de fırsat olabileceğini ekledi. Tüm gün koronavirüs ile ilgili haberleri takip etmek yerine belirli saatlerde gelişmeleri takip etme, farklı alanlarla meşgul olma tavsiyesinde de bulunan Çetin, “Yoksa yakın zamanda panik atak ile çoğumuz ‘Koronayak’ olma yolundayız. Korkalım ama panik olmamaya çalışalım” dedi.

Haberin Devamı

Kaygının panzehiri inanmak ve umut
Günlük iş yaşamında zamanı yönetememekten, özel hayata yetişememekten herkesin şikayet ettiğini hatırlatan Maltepe Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi ve TDC Eğitim ve Danışmanlık Şirketi Kurucusu Dr. Özlen Çetin, kişisel gelişim, hobi, eğlence, aile ve arkadaşlara fazla zaman ayıramadıkları için mutlu olmayan kişilerle karşılaştığını dile getirdi. Bu süreçte herkesin evine kapandığını ve burada zorunluluk hissi yaşandığını anlatan Çetin, “Aslında uzun süredir kendimize ve ailemize ayırmadığımız vakti fırsat olarak bile görmekte zorlanıyoruz. Çünkü bu zorunluluk, engellenme hissi ve bu tehdidi yönetememek önce kızgınlığımızı arttırırken, sonrasında depresif bir dönem içerisine girmemize sebep oluyor. Bunun nedenini ‘Kaygı’ olarak tanımlayabiliriz. Kaygıyı; K- kendimizde, A- anlamsızca, Y- yarattığımız, G- gereksiz, I- ıstıraplar olarak kendimce açılımını yapabilirim. Yaşadığımız kaygılara; iş kaygısı, geçim kaygısı, sağlık kaygısı, gelecek kaygısını örnek verebiliriz. Bu kaygıları yaşamamızın normal olduğunu ancak ıstırap çekme halimizin anormal olduğunu kabul etmeliyiz. Aslında gerçek duygumuz “Korku” olmalı. Yaşadığımız bu dönemdeki korku duygusu, ‘Kesinlik ve netlik ihtiyacımız’ giderilmediği için görmediğimiz bir tehditle baş etmeye çalışırken, hissettiğimiz çaresizlik hissidir” diye konuştu.

Haberin Devamı

BU DÖNEMDE NELER YAPABİLİRİZ?

Bu dönemde yapılması gerekenlerden bahseden Çetin, öncelikle süreci kabul etmenin önemine işaret etti. “Kendi emniyet ve güven kalemizin işgal olduğunu düşünmek ve bunu hiç aklımızdan çıkartmayıp, televizyon karşısında tüm gün dizi izlemek ve elimizdeki telefonlardan haberleri takip etmek bu süreci yönetemediğimizin bir göstergesi olabilir” diyen Çetin, “Evdeki yaşamamızı canlandırmak için yeni denemeler yapabiliriz. Kişisel gelişimimizi artıracak yeni öğrenme yöntemlerini denemek, ailemizle geçiremediğimiz uzun sürelerin hasretini gidermek, süreçle ilgili komik paylaşımlar ve videolarla eğlenmeye çalışmak gibi örnekleri artırabilmek için mücadele etmeliyiz” dedi.

Haberin Devamı

EVDE GÖREV VE SORUMLULUK DAĞITABİLİRİZ

Duygusal ve zihinsel bağışıklık sistemini güçlendirmek için de önerilerde bulunan Çetin, amaçsızlık ve isteksizlik halinden dolayı evde gün içinde zaman ve mekan kavramının yitirilebildiğini söyledi. Günlerin birbirinin aynısı gibi üst üste gelebileceğine değinen Çetin, “Sanki bilim kurgu filminin içinde gibiyiz. Her gün, ‘Ne zaman her şey normale dönecek?’ diye sabrımızın azaldığını hissediyoruz. Evde ailemizdeki herkesin aynı duygular içinde olması da ev içindeki gerginliği zaman zaman yükseltiyor. Bunu azaltmak için evdeki görev ve sorumlulukları dağıtabiliriz. Öz disiplini devreye koyup, depresif veya kızgın hallerimizden çıkmanın yolunu bulmalı ve bunun sorumluluğunu almalıyız. Çözüm olarak gün içinde kaygıların paylaşıldığı anların yaratılmasını örnek olarak verebiliriz” diye konuştu.

Haberin Devamı

DUYGULAR PAYLAŞILMALI

Hiçbir duygu ve korkunun utanılacak bir his olmadığını vurgulayan Çetin, yaşanılan durumun travmatik bir hal almaması için duyguların açık ve net bir şekilde paylaşılması gerektiğini kaydetti. Korunmasızlığı azaltmak ve güvenlik ihtiyacını arttırmak için tehdit algısında yer alan bilinçli ve yeterli olmanın yöntemlerini bulmanın önemine işaret eden Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yönetebildiğimiz şeylerde etki alanımızın olduğunu bilerek, umudumuzu artıracak güzel şeyleri düşünmek için kendimizi zorlamalıyız. Kabul ediyorum, kolay olmayabilir. Ancak kaygının en büyük panzehiri inanmak ve umuttur. Dolayısıyla bu dönemin içinden bir dolu öğrenme, deneyim ve değişimle çıkmak için çeşitli yöntemler deneyebiliriz. Uzun süredir ötelediğimiz zihnimizin çekmecelerini düzenleyebiliriz. Sahip olduğumuz sağlığımızın ve çevremizde sevdiğimiz kişilerin varlığını, özgürlüğümüzün ne kadar önemli olduğunu bunları yaşamasak nasıl anlayabilirdik? İşte bu dönem kıymetini bilmemiz gereken bir sürü şey için şükretme zamanı değil mi?”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!