Güncelleme Tarihi:
Ülfet Öztürk: Bumkad Kurucu Başkanı
1977 Bursa doğumluyum. Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Mezuniyetim sonrası dil eğitimim için bir yıldan fazla Londra da bulundum. İş hayatıma Orhan Holding te başladım. Daha sonrasında Ficosa firmasında 2 yıl çalıştım. 2007 yılından beri Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş de çalışmaktayım. Şu anda ArGe Direktörlüğü’nde ArGe Metot Sorumluluğunu yürütüyorum. Evliyim, eşim Özgür Öztürk yine Tofaş ArGe Direktörlüğü’nde Mühendislik Tasarım Birimi Yöneticisi olarak çalışmakta. 7 yaşında bir İnci tanesine sahibim. Kalder’de 10 yıldan fazla süredir gönüllü olarak çalışıyorum, son 3 yıldır EFQM Değerlendiriciliği görevini de yapıyorum. Türk Anneler Derneği üyesiyim. BUMKAD (Bursa Mühendis Kadınlar Derneği) kurucu üyesi olarak şu anda Yönetim Kurulu Başkanlık görevini yapıyorum.
BUMKAD’ın kuruluş fikri nasıl doğdu?
Mühendislik sektöründeki kadınların erkek meslektaşlarına göre bir takım dezavantajları var, bu nedenle bu mesleği seçme oranı erkeklere göre çok düşük. KPMG şirketinin 2019 yılında yapmış olduğu geniş katılımlı bir ankete göre şu anda üniversitelerin mühendislik departmanlarından mezunların %20 si kadın mühendis. Yaptığımız ön araştırmalarda bu konuya çözüm getirmeye çalışan girişimlerin sayısının yeterli düzeyde olmadığını gördük. Şirketler ve üniversiteler içerisinde kız çocuklarını ve kadın mühendis adaylarını destekleyen oluşumlar olmakla beraber Türkiye’de sadece kadın mühendisler olarak örgütlenmiş bir vakıf / dernek yok.
HAYATLARA DOKUNMAK İSTEDİK
7 kadın mühendis tüm bu araştırmalarımız kapsamında bu ihtiyaca cevap vermek adına yola çıkmaya karar verdik. Uzun yolculuklar tek bir adımla başlar mottosu ile hayatlara dokunmak üzere çalışmalarımıza başladık. Dernekleşme faaliyetleri bizden oldukça uzak bir konuydu. Araştırdıkça, öğrendikçe ve anladıkça gördük ki aslında bir dernek kurmakta bir şirket kurmak gibiydi. Biz iz bırakmak istedik, çocuklarımıza miras bırakmak istedik, hayatlara dokunmak istedik ve tüm bu motivasyonumuzun, yapmak istediklerimizin Sosyal Sorumluluk değil Toplumsal Zorunluluk olduğunun farkındalığı ile Vizyon ve Misyonumuzu oluşturarak uzun yolculuğumuza başladık.
(Vizyonumuz) : Uluslararası Kadın Platformlarında söz sahibi olacak Türkiye’nin potansiyel, lider kadınlarını yetiştirmek, kendini, kendini geliştrme yolculuğunda hayatlarına dokunmak
(Misyonumuz) : Mühendis kadınların Türkiye sanayisine katkısını arttırarak, kadınları iş hayatındaki rekabetçi koşullara karşı güçlendirmek, yüksek yetkinlik seviyesine ulaşmasını sağlamak ve mühendislik okuyan kadınların sektöre hazır girmesini hedeflemektir.
‘ÇITAYI YÜKSELTMEK’ TEMASI BENİMSENDİ
Kurucu başkan olarak Dünya Kadın Mühendisler günü ile ilgili neler söylemek istersiniz?
UNESCO 2016 yılından bu yana 23 Haziran’ı Uluslararası Kadın Mühendisler Günü olarak kutluyor. Öncelikle bugünün tarihçesi hakkında kısa bir bilgi vermek isterim. Kadın mühendisler günü ilk kez 2014 yılında İngiltere’deki Kadın Mühendisler Cemiyeti’nin (Women’s Engineering Society – WES) 95.Kuruluş yıldönümünde Ulusal Kadın Mühendisler günü olarak kutlandıktan sonra tüm dünyaya yayıldı ve 2016 yılından itibaren UNESCO himayesinde kutlanmaya başladı. Büyük ilgi gören ve 2017’de ilk kez uluslararası düzeyde kutlanmaya başlanan Uluslararası Kadın Mühendisler Günü (INWED) global bir etkinlik haline geldi. Uluslararası Kadın Mühendisler gününde WES, Daily Telegraph gazetesiyle birlikte her yıl belirlediği bir tema çerçevesinde İngiltere’de mühendislik alanında üstün performans, potansiyel ve liderlik sergileyen 50 kadın mühendisi seçiyor. 2017’de 35 yaş altındaki 50 kadın mühendis temasıyla duyurulan yarışmaya 500 kadın başvurmuştu. WE 50 adıyla yapılan yarışmada 2018’de “çıtayı yükseltmek” teması benimsenerek Kadın Mühendisler WE 50 Geri Dönenler ve Transferler listesi yayınlandı. Bu kapsamda başvurular arasından mühendislik sektöründe çalışmaya en az 18 ay ara verdikten sonra dönüş yapan veya başka alanlardan transfer olan 50 kadın seçildi.
‘BAL ARILARI MÜHENDİS OLUYOR’ PROJESİ
23 Haziran Uluslararası Kadın Mühendisler Günü için Türkiye’deki kuruluşlar da etkinlikler düzenlemeye başladı ve kadın mühendisleri desteklemek için geliştirdikleri projeleri açıkladı. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse ; Ford Otosan tarafından hayata geçirilen “Bal arıları mühendis oluyor” projesi hayata geçirildi. Siemens Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliğini kurumsal politikalarının parçası haline getirdiğini vurgulayarak bu kapsamda Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile birlikte kadın mühendis adaylarına mentörlük ve maddi destek projeleri olduğunu duyurdu.
BUMKAD olarak bu özel günde şunu belirtmek istiyoruz ; Kadın toplumu yaratır, dönüştürür ve geliştirir. Bir toplumun gelişmişlik seviyesini kadının o toplumdaki yeri belirler. Bu sebeple toplumsal zorunluluk misyonu ile geleceğimizi şekillendirmek üzere, mühendis kadınlarımızı, mühendis kadın adaylarımızı, mühendis olmak isteyen kız çocuklarımızı ihtiyaçları olan her noktada destekleyeceğiz.
SOSYAL SORUMLULUK DEĞİL TOPLUMSAL ZORUNLULUK
Üye alımlarında hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
Mühendis kadınlar derneği olarak üyelerimizin mühendislik lisans eğitimini almış olması ilk kriterimiz. Derneğimizin üyeleri, derneğimizin etik kurallarını ve manifestomuzu hayatının bir parçası olarak kabul ettiğini bizlere teyit etmeli, daha önce de belirttiğimiz gibi sosyal sorumluluğumuz değil, toplumsal zorunluluğumuz olduğu bilinci ile derneğimiz çalışmalarına, projelerine aktif katılım sağlamalarını bekliyoruz. Üye alımlarımızda üyelerimiz ile ön görüşmeleri önemsiyoruz, birbirimizi doğru anlamalıyız ki, doğru ekiplerde çalışabilelim. Belirli bir sektörden değil, her sektörden mühendis kadınlarımızı üye olarak kabul ediyoruz.
PANEL ORGANİZASYONU PLANLADIK
Bundan sonraki süreç içinde aldığınız kararlar, planlar, projeler var mı?
2020 yılının tamamında dijital platformda toplantılarımızı yapmaya devam edeceğiz. Globalde kadın mühendisler olarak örgütlenen iki kurum var, bunlardan biri İngiltere’de bahsetmiş olduğumuz WES ve bir diğeri Amerika’da SWE kendileri ile iletişime geçtik. Ne tip bir işbirliği yapabiliriz görüşüyoruz. BUMKAD akademi olarak davranışsal ve teknik eğitimleri vermek için planlamamızı yapmıştık, şimdi bu eğitimlerin dijital ortamda verilir hale getirilmesi için çalışıyoruz, yani eğitimlerimizi digitale taşıyoruz. Kutup Yıldızım projemizden bahsetmiştik, 1 Temmuz 2020 itibariyle mentilerimiz ve mentörlerimizin buluşmaları başlıyor. İnovasyon ve girişimcilik alanında fark yaratan kadın girişimcilerin katılımı ile bir panel organizasyonu planladık. Bu organizasyonlarımızı linkedin ve instagram hesaplarımız üzerinden yapacağız.
CİDDİ BİR İVME KAZANDIK
BUMKAD olarak koronavirüs nedeniyle 2.5 aylık karantina dönemini nasıl geçirdiniz?
BUMKAD resmi kuruluşunu 22 Temmuz 2019 yılında gerçekleştirdi. Sonrasında üye alımlarımız başladı, 2020 Ocak ayında genel kurulumuzu yaparak yönetim ekibini belirledik. Çok çok yeni bir derneğiz. 2020 faaliyet planımızı yılın başında yapmış olmamıza rağmen COVID-19 gelişmeleri hem projelerimizi, hem bu yıl yapacağımız faaliyetlerimizi durdurmamız gerekliliğini ortaya koydu. Başlangıcında sanki hayat bir anda duruyormuş gibi görünse de aslında durumu fırsata dönüştürmemiz gerektiğini yönetim ekibimizle beraber aldığımız kararlar ile faaliyet planımızı güncelleyerek tekrar hayata geçirdik.
Bu dönemde bizim için önemli olan ilk göz ağrımız dediğimiz Kutup Yıldızım projemizi hayata geçirdik. Yerel bir dernek olarak adımlarımızı atmış olmakla beraber iş birliklerimiz ulusal platformlar ile yapmış olduğumuz çalışmalarımız ile devam ediyor. Kutup Yıldızım projesi ile kuruluş amaçlarımızdan biri olan kadın mühendis adaylarımızı desteklemek üzere mentörlük ve koçluk vermeyi amaçladık. Haziran sonuna kadar başvurularımız devam ediyor. Bu süreç içerisinde Fütürizm konusunda çalışmalar ve araştırmalar yaparak, 7 ekibimize bir yenisini daha ekleyerek Fütürizm ekibini kurma kararı aldık ve ekibimizi oluşturduk, şimdi işbirliği yapacağımız topluluklar ve dernekler ile görüşmeler yapıyoruz.
Tüm bu süreçte farkında olmasakta pandeminin üzerimizde yarattığı baskıyı anlamak için Uzman Psikolog sayın Zeliha Özata ile Pandemi döneminde Çalışan Kadın Olmak başlıklı çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Üyelerimizin toplantı geri bildirimleri de bu anlamda çok pozitifti. Evden çalıştığımız dönemde yoğunluğumuza rağmen dernek faaliyetlerimizde daha hızlı hareket ettik, ciddi bir ivme kazandık.
DİJİTALLEŞME BÜYÜK FIRSATLAR BARINDIRIYOR
Koronavirüsten sonra teknolojik ve ekonomik gelişmelerle yeni bir dünyaya adım atacağımız çokça konuşuluyor. Sizin düşünceleriniz nelerdir?
Koronavirüs küresel anlamda bir sosyal izolasyon gerekliliği yarattı. İnsanlar sokağa çıkamadı, ekonomik tüm faaliyetler neredeyse durdu, uçuşlar yasaklandı ve insanlar işlerini kaybetme riski ile yüzleşti. Tüm dünya ülkeleri arz-talep dengesinin eş zamanlı bozulduğu beklenmeyen bir kriz ile karşı karşıya kaldı. Bu süreçte ilk hayata geçirdiğimiz eylem daha önce de bahsettiğimiz üzere evden çalışma düzenine geçmek oldu. Bunu yeni normalde daha çok göreceğimizi ve pandeminin uzaktan online çalışabilmemiz için gereken altyapının geliştirme sürecini hızlandıracağını düşünüyoruz. Bunun yanında pandemi sonrası şirketlerin insan emeğini daha az kullanması ve yerini yapay zeka ve otomasyon sistemlerinin alması olası, bu demektir ki endüstri 4.0 sanayide etkin şekilde beklenenden daha kısa sürede uygulamaya geçecek.
Yaşanan tecrübe ile ülkelerin risk yönetimi konusuna daha fazla kafa yoracağını ve hem sağlık hem de teknoloji alanındaki yatırımlarını arttıracağını öngörüyoruz. Bu süreç dünün trendi küreselleşme yerine, ulus devlet kavramını güçlendirdi.
Sosyal izolasyon ve hijyen ihtiyacı yeni normalde de bir gereklilik olacağından bunun yansımalarını, nanoteknoloji alanındaki çalışmaların hız kazanacağı şeklinde yorumluyoruz. Dijitalleşme şu anda büyük bir ivme kazanmış durumda, yakın bir gelecekte sinema salonları, tiyatrolar, stadyumlara evlerimizde oturarak virtual reality (sanal gerçeklik) gözlükleri ile katılım sağlayacağız. Robotlar hayatlarımıza planlanandan daha yakın bir gelecekte dahil olacaklar.
DEĞİŞİMLERE ODAKLANACAĞIZ
Yeni normal de bizleri neler bekliyor?
Artık dünyada yeni bir dönemin başladığının hepimiz bilincindeyiz. Yeni normale girmekle beraber aşı yada ilaç bulunmadığı için pandemi süresince alınan tüm önlemleri uygulamaya devam edeceğiz. Kişisel olarak baktığımızda birbirimize mesafeli olmak zorundayız. Maskelerimizi kullanmaya devam etmek zorundayız. Kapalı ve kalabalık ortamlarda geçireceğimiz zaman dilimleri kısıtlı olarak devam edecek. Sektörel olarak yorumlamak gerekirse, birçok işin ofiste fiziki olarak olmadan da yapılabilir olduğunu gördük, bundan sonraki süreçte şirketler bunu değerlendirecektir. Alt yapının da aslında birçok kurumda hazır olduğunu gördük.
Özellikle mühendislik tasarımı yapan meslektaşlarımızın evlerinden ofisteymiş gibi rahatlıkla çalışabildiğini gördük. Sosyal yaşamın etkilenmesi nedeni ile “sabah kalk-kahvaltı et- giyin-trafiğe karış-işe git” zorunluluğunun hem zaman kaybı hem de ciddi bir maddi kayıp yarattığı da anlaşılmış durumda. Peki bu durum istihdam sorunu yaratacak mıdır diye düşündüğümüzde aksine istihdama yeni bir çare üretecektir diyebiliyoruz. Böylece her şeyin yeniden tasarlanma süreci başlamış olacak. Sanıyorum hepimiz yaşanan bu şartların kısa vadedeki etkilerinden çok, uzun vadede uluslararası ilişkiler, devlet yönetimi, iş modelleri, sosyal yaşam ve kişisel gelişim üzerindeki değişimlerine odaklanacağız.