Güncelleme Tarihi:
Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA)- BAŞBAKAN Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, 24 Haziran’da gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçim çalışmalarına Bursa’nın İnegöl ilçesinde devam ediyor. Çavuşoğlu, "Son dönemde terör örgütleriyle ve teröristlerle olan mücadelemiz çok kararlı ve çok güçlü bir şekilde devam ediyor. Özellikle PKK terör örgütünün neredeyse başını kaldıracak bir durumu kalmadı" dedi.
İnegöl'de bir AVM’de esnafı gezerek hayırlı işler dileklerini ileten Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, ziyaretin ardından ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çavuşoğlu, “FETÖ hakkında soruşturma açılacağı konusunda inşallah duyduklarımız doğrudur. Geç de olsa böyle bir soruşturmanın başlatılması elbette ki önemlidir. Biliyorsunuz bu teröristin, bu hainin elinde bizim 250 şehidimizin kanı var. Dolayısıyla biz hem iade edilmesi konusunda sunduğumuz dosyalar kapsamında hem sonraki süreçlerde kendisinin hem iadesi hem de tutuklanması talebiyle Amerikan makamlarına başvuruda bulunmuştuk. Ama maalesef şu ana kadar bir gelişme olmamıştı. Son olarak FBI’ın böyle bir soruşturma açması çok önemli” dedi.
'TÜRK ADALETİNE TESLİM EDECEĞİZ'
Çavuşoğlu, “Netice itibariyle 15 Temmuz 2016 günü gerçekleşen hain darbe girişimi, adeta Türkiye’yi işgal girişimi tamamen bu meczubun, bu teröristin organizasyonuyla gerçekleştiği artık hem tanık beyanlarıyla hem de dosyaya giren ifadelerle sabit olmuştur. Ondan da önemlisi şunu söylemek isterim; sadece Amerika’da hayatını sürdüren bu terörist başı için değil, 15 Temmuz sonrasında ve öncesinde Türkiye’den kaçıp giden ama bu örgüte bağlılığını bildirmiş her kim dünyanın neresinde varsa, bundan sonra rahat olmayacak. Biz bunları daha önce yapmış olduğumuz operasyonlardan da bildiğiniz gibi, Kosova ve Gabon’da yaptık. Bundan sonraki süreçte de nerede olursa olsun bunları bulacak, sayın cumhurbaşkanımızın tabiriyle inlerine girecek, bulup mutlaka Türk adaletine teslim edeceğiz. Bu konudaki kararımız nettir. Bu konuda girişimlerimiz devam edecektir” dedi.
'YUNANİSTAN’I ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Yunanistan’ın 8 FETÖ üyesini serbest bırakmasını değerlendiren Çavuşoğlu, “Yunanistan’ı da anlamak mümkün değil. Yani Yunanistan’la ilgili olarak, bunlarında ellerindeki silahlarla Türk ordusuna ait helikopterle biliyorsunuz o akşam Dedeağaç’a bir iniş yaptılar. Suçüstü yakalanmış oldular. Hal böyle olunca Yunanistan makamlarının bu noktada Türkiye’nin talepleri gereğince hareket etmesi ve adım atması gerekirken, ne yazık ki böyle davranılmadı. Bu hem komşuluk hukukuna sığmayan hem NATO müttefiki olmaya sığmayan bir davranıştı. Sayın cumhurbaşkanımız gerçekleştirmiş olduğu Yunanistan seyahatinde bunu çoklu şekilde hem Sayın Prokopis Pavlopulos’e, hem de Çipras’a ifade ettiler. Ama ne yazık ki orada da bir sonuç elde etmek mümkün olmadı. Geçtiğimiz günlerde Yunanistan mahkemeleri bunların irtica talebini kabul etti. Son olarak da serbest bıraktı. Tabii şunu ifade etmek lazım; kim olursa olsun teröre karşı senin teröristin, benim teröristim yaklaşımından uzaklaşılarak, aynı tepkiyi, aynı adımları atmak gerekiyor. Atmadığınız takdirde terör mutlaka ne zaman nereden çıkacağı belli olmayan bir eylem tarzıdır. O bakımdan FETÖ de aynı şekilde bir istihbarat örgütüdür, bir terör örgütüdür. Nasıl bir terör örgütüdür? Bunlar eğitimi, güya hoşgörüyü, sözde hoşgörüyü kullanmak suretiyle mankurtlaştırdıkları öğrenciler bulunduğu ülkenin sistemine bir şekilde zerk ediyorlar ve onları uyumaya bırakıyorlar. Sonuç itibariyle basılan bir düğmeden sonra da bulundukları ülkelerin o mekanizmaları içerisinde yeniden ortaya çıkarak bu zehir o ülkeyi felç etmeye matuf bir örgüttür. Bugün Türkiye’de bunun eylemini gördük. Ama hiçbir ülke bu bakımdan güvence altında olamaz. Bunlar gerek okullarıyla gerekse diğer sivil toplum örgütleriyle, SİAD’larıyla hangi ülkede varlık gösteriyor olurlarsa olsunlar o ülkeler tehdit ve risk altındalar. Bakınız bundan birkaç ay önce Moğolistan’a gittiğimizde, yetkililere söylediğimiz ifade şudur; Moğolistan bizlere binlerce kilometre uzaklıkta bir yer. Bu kişilerin, bu teröristlerin Moğolistan’da bulunması, orada varlık göstermesi Türkiye’ye ne gibi bir zararı olabilir? Ama bilakis onların Moğolistan’da bulunması öncelikle bulundukları o ülkeye zarardır. Bu Yunanistan için de geçerlidir, Kosova için de geçerlidir, Arnavutluk için de geçerlidir, ABD için de geçerlidir. Sonuç itibariyle bunlar hangi ülkede varlık gösteriyorsa, hangi ekip tarafından korunup, muhafaza ediliyorsa bilinmelidir ki, yarın bunların başındaki, arkasındaki güç odağı kimse, devreye alarak, düğmeye basarak bulundukları ülkeyi felç etmek için girişimde bulunabilir. Ve bunun da hiçbir şekilde güvencesi olmaz” diye konuştu.
'TERÖRLE MÜCADELEMİZ ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR'
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Son dönemde malumunuz olduğu üzere sizler de müşahede ediyorsunuz, terör örgütleriyle ve teröristlerle olan mücadelemiz çok kararlı ve çok güçlü bir şekilde devam ediyor. Özellikle PKK terör örgütünün neredeyse başını kaldıracak bir durumu kalmadı. Başını kaldıran bir şekilde devletin gücüyle karşılaşıyor. Ama bunların sadece Türkiye içerisinde değil, dışında da sınırlarımızın hemen yanı başında da konuşlandıkları, saklandıkları yerde de ortadan kaldırılması gerekir. Başlattığımız terörle mücadele konseptinde biliyorsunuz başta Fırat Kalkanı Harekatı, sonra Zeytin Dalı Operasyonu olmak üzere çok güçlü bir müdahalede bulunduk. Ve hemen Güney sınırlarını bu tehdit ve riskten arındırdı. PKK’ya oraları dar ettik. Şimdi geldiğimiz noktada Kandil’de bunların yuvalandıklarını biliyoruz. Tabii Sincar var. Cumhurbaşkanımızın da önceden bu yana ifade ettiği üzere biz bunların inlerine gireceğiz ifadesi boş ve yalın bir şekilde söylenmiş bir ifade değildir. Gerçekten inlerine girilecek ve bunlar nerede varlık gösteriyorsa, orada bunları etkisiz hale getireceğiz, yok edeceğiz. Türk insanı için bunları tehdit ve risk olmaktan çıkaracağız. Kandil ise bu Kandil, Sincar ise bu Sincar ama son dönemde Kandil’e ilişkin sizlerde okuyorsunuz, bir hazırlık sürecinin olduğunu görüyorsunuz. Dediğimiz gibi bu sadece Kandil özelinde değil, nerede Türkiye’ye tehdit ve risk oluşturan bir terör örgütü ve terörist varsa orada onun başına ineceğiz."
'BU DİL PKK’NIN DİLİDİR, PYD’NİN DİLİDİR, YPG’NİN DİLİDİR'
"Tabii burada özellikle son dönemde seçim sathı mahallinde propaganda faaliyeti yürüten kimi cumhurbaşkanı adaylarının sözlerinin de bir şekilde altını çizmek isterim. Politikacılar, siyasetçiler millete hizmet için, ülkeyi büyütmek için yola çıkmış aktörlerdir. Dolayısıyla konu hangi siyasi parti olursa olsun eğer konu Türkiye ise, aynı payda da ve müşterekte buluşmaları gerekir. Ama son dönemlerde miting meydanlarında savrulan sözleri, ifadeleri gördüğümüz zaman inanın ki milletimizle birlikte şaşırıyoruz. Özellikle bir paşanın, bir korgeneralin, Metin Temel Paşanın hem FETÖ’cülere karşı göstermiş olduğu cesaret örneğinden sonra hem de Zeytin Dalı Operasyonu'ndan sonra bu komutanın bir ilimizde Esnaf Sanatkar Konfederasyon Başkanlığı tarafından verilen iftar yemeğine, cumhurbaşkanımızın da katıldığı bu iftar yemeğine katıldığı için, cumhurbaşkanımızı alkışladığı için adeta onun apoletlerini sökmekle tehdit eden yaklaşımı kınıyorum. Bu yaklaşım olsa olsa PKK’yı cesaretlendirir, Kandil’i cesaretlendirir, PYD’yi cesaretlendirir. Bu dil PKK’nın dilidir, PYD’nin dilidir, YPG’nin dilidir. Bu dil bu ülkenin cumhurbaşkanlığına aday olacak bir insanın dili olmamalıdır. Dolayısıyla bunun altında başka nedenlerde yatıyor. Yani bugün bir başkomutanın bulunduğu iftara giden, Türk askerinin onu alkışlamış olmasının ne gibi bir infiale neden olsun ki. Neden bu ülkede milletimiz tarafından farklı görülsün ki. Mümkün değil. Çünkü bizim milletimiz hem asker millettir hem de ordusuna, askerine sahip çıkan, en çok güvendiği kurumlarında başında gelir. Dolayısıyla bu tür yaklaşımları gerçekten kınıyoruz. Bunlar olsa olsa geçmiş dönemin vesayetçi zihniyetin yansımaları olarak görebiliriz. Bunlar şunu bekliyorlar, yine bir apoletli çıksın, adeta cumhurbaşkanına, başbakanına ekranda parmak sallasın, ayar versin ve vesayeti yeniden tesis etsin. Ama artık bunlar geçmişte kaldı. Çünkü bizim askerimiz millet iradesiyle ortaya çıkan iktidarına hem saygı gösteren hem de o konuda nasıl gerekeceğini bilen bir askerdir. Onun için özellikle burada Metin Temel Paşaya, onun apoletlerini sökmekle ilgili olarak sarf edilen bu sözleri Türk milletimiz asla affetmeyecektir. Ve bunların böyle bir davranışta bulunmasına da zaten fırsat vermeyecektir. 65 yıldan beridir vermedi, bundan sonra vermeyecektir."
FOTOĞRAFLI