Fırsatları değerlendirecek potansiyele sahip bir ülkeyiz

Bugün birçok uluslararası şirketin, yeni tedarik zincirlerini tasarlamaya, coğrafi kaynak çeşitliliğine gitmeye ve yerel alternatifler oluşturmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. Üretim gücü, krizlerden sonra hızlı toparlanma refleksi, sağlam ekonomik altyapısı ile Türkiye’miz, bu fırsatları değerlendirebilecek potansiyele sahip bir ülke. Ülkemizin sanayi hamlesinin lider kenti Bursa ise gerek yerel dinamikleri, gerekse de üretim yeteneği ve insan kaynağı ile yeni dünya düzeninde de küresel ticaretin kilit oyuncuları arasında yer alma potansiyelini fazlasıyla taşıyor.

ORTAK AKLIN GÜCÜ

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizler de bu bilinçle sahip olduğumuz ekonomik ve beşeri zenginlikleri, ortak aklın gücü ile daha da ileri taşımayı hedefliyoruz. Yaklaşık 8 yıl önce başlattığımız dönüşüm hamlesiyle Bursa, Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının hız kazandığı, yüksek teknolojili ve katma değerli üretimin geliştiği kent kimliğini daha da pekiştirdi.
BTSO olarak ülkemizin yüksek teknolojili ilk sanayi bölgesi TEKNOSAB, bilginin üretimle bütünleştiği yeni nesil Ar-Ge ve mükemmeliyet merkezlerini bünyesinde barındıran BUTEKOM, firmalarımızın dijital dönüşümüne rehberlik eden Bursa Model Fabrika ve Avrupa’nın en büyük uzay, havacılık ve eğitim merkezi olan Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi gibi örnek projeleri Bursa’mıza kazandırdık.
Bursa, 2013 yılından bu yana Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunan firma sayısını 7 kat artışla 161’e taşımış, yaklaşık 200 ülke ve serbest bölgeye gerçekleştirdiği ihracatla dünyaya entegre olmayı başarmış, kilogram başı ortalama ihracatını 4 dolarlık değer ve 7 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla örnek bir şehir.
Bursa’mız, otomotiv, tekstil, makine ve kimya gibi stratejik sektörlerimizin sağladığı güçlü altyapı ile bugün uzay, havacılık, savunma ve raylı sistemler gibi yüksek teknolojili ve katma değerli yeni alanlarda da iddiasını her geçen yıl daha da artırıyor.

YENİ BİR EŞİK ÖNÜMÜZDE

Şimdi ise önümüzde koronavirüsün oluşturduğu olağanüstü şartlarla gelişen yeni bir eşik var. Başta ticaret olmak üzere birçok açıdan dünyayı yeniden şekillendiren bu yeni dönem, küçük firmalardan dünyanın en büyük pazarlarına kadar herkese farklı yansımaları olan değişimleri de beraberinde getirdi. Artık, tedarik zincirlerinin çeşitlendiği, otomasyonun hızlandığı, e-ticaretin yaygınlaştığı, uzaktan çalışma ve üretim operasyonlarının yeniden tasarlandığı, yapay zeka, blockchain, veri güvenliği ve bulut bilişim sistemlerinin daha fazla ön plana çıktığı bir süreç başladı.
Tüm bunlarla birlikte üretim yapımızda teknolojik dönüşüm ve verimlilik eksenlerinde hareket etmemiz tercih olmaktan çıkmış ve zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle yerlileşmeyi ve kendi kendine yeter hale gelmeyi merkeze alarak küresel rekabette bizi öne taşıyacak yeni sıçrama alanları oluşturmalıyız. Bir taraftan imalatı, istihdamı ve ihracatı artırırken eş zamanlı olarak da girişimcilik ekosisteminin gelişimine, inovasyona, katma değeri yüksek teknolojik ürünlere yönelmemiz ve ölçek ekonomisine geçişi hızlandırmamız gerekiyor.
Bununla birlikte melek yatırımcıları ve yenilikçi iş fikirlerini destekleyen girişim fonlarının oluşturulması yeni ekonomide büyük önem taşıyor. Çünkü teknoloji ve geleceğe yönelik kaynak ayırma düzeyimiz, ülkemizin küresel rekabetteki yerini de belirleyecektir.
Diğer taraftan pandemi ile birlikte birkaç yıla sığması gereken değişim, birkaç ay içinde gerçekleşti. Operasyonel mükemmellik ve verimlilik yeni ekonominin şifrelerini oluşturuyor. Şirketlerimiz artık daha hızlı ve çevik olmak zorunda. Ürün, hizmet ya da bir fikrin ilk çıktığı andan doğrudan kullanıcıya sunulacağı zamana kadar olan süreci en çok kısaltabilen firmalar rakiplerinin önünde yer alacak. Bu nedenle firmalarımız bu dönemi aynı zamanda bir fırsat dönemi olarak değerlendirmeli.

DİJİTALLEŞENLER BÜYÜYOR

Büyüklüğü yaklaşık 200 milyar doları aşan bir endüstri haline gelen nesnelerin interneti, artık her sektörün ilerlemesi için veri üretiyor. Bu verileri en iyi şekilde yorumlayanların öne geçeceği bir gelecek bizleri bekliyor.
Kurumlar hedeflerine, geleneksel iş modelleri yerine dijitalleşerek 6 kat daha hızlı yaklaşabiliyor. Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki dijital dönüşüme uyum sağlayamayan şirketlerin yüzde 40’ı gelecek 10 yılda olmayacak.
Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre çalışanların bugün yaptıkları işlere 4 yıl sonra da devam edebilmeleri için gerekli işyeri becerilerinde ortalama yüzde 42’lik bir değişim yaşaması gerekiyor. Bu nedenle gerek girişimcilik ekosisteminin desteklenmesi, gerekse de insan kaynağımızın gelişimi ile ekonomimizde güçlü bir dönüşüm hamlesini gerçekleştirmek zorundayız.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK REHBERİYİZ

Diğer taraftan dijital dönüşümle birlikte yeni bir büyüme stratejisi olarak tasarlanan Avrupa Yeşil Mütabakatı doğrultusunda çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir büyüme için firmalarımıza yapmış olduğumuz rehberlik, içerisinde bulunduğumuz dönemde daha büyük bir önem taşıyor.
Ekonomideki bu dönüşüm bizlere yeni fırsatlar sunuyor. Ortaya çıkan koşullar korkmamızı değil, anlamamızı ve yeniliklere hızla adapte olmamızı gerektiriyor. Bursa iş dünyası olarak 47 bin üyemizden aldığımız güç ve hayata geçirdiğimiz rol model projelerle bizler bu değişim hamlesinde liderliği üstlenmeye hazırız.
Bu duygu ve düşüncelerle Türk basınının amiral gemisi Hürriyet ailesini ve değerli okurlarını şahsım ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası adına saygıyla selamlıyor, Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, sağlıklı günler diliyorum.